KÜLTÜR SANAT - 25 Mayıs 2016 Çarşamba 13:20

Necip Fazıl Kısakürek'i Anma Etkinlikleri Başladı

A
A
A
Necip Fazıl Kısakürek'i Anma Etkinlikleri Başladı

Gaziantep Üniversitesi’nin Necip Fazıl Kısakürek’i anma etkinlikleri Mavera kongre merkezinde gerçekleşti. Anma töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Yavuz Coşkun, Necip Fazıl Kısakürek’in fikir oluşumunda büyük emeği olduğunu söyledi.
Gaziantep Üniversitesi tarafından düzenlenen, ‘Doruklarda, ötelerde, ufuklarda ışıldayan bir şahsiyet Necip Fazıl’ anma etkinlikleri Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat merkezinde gerçekleşti. 25-27 Mayıs tarihleri arasında devam edecek olan anma etkinliklerinde şiir dinletileri, tiyatro, film gösterimleri, fotoğraf sergileri ve konserler yer alacak. Ayrıca bir çok tanınmış yazar, gazeteci, siyaset adamları ve akademisyenler söyleşi düzenleyecek. Anma töreni Necip Fazıl Kısakürek’in kendi sesinden şiir dinletileri ile başladı.
Anma etkinlikleri açılışında konuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Yavuz Coşkun, “Üstat, rahmetli benim hayatımda benim fikir oluşumumda çok büyük emeği olan ve bu konuda hamurkâr diyebileceğim birçok genç insanın, birçok bu gün gördüğümüz insanın fikri temellerinin oluşmasında katkı vermiş hakikatten doruklarda ötelerde ve ufuklarda müstesna bir şahsiyettir" dedi. Abidevi bir şahsiyet demenin yetmeyeceğini belirten Rektör Coşkun, “Üstadı bizatihi yanında çalıştığımız için, bizatihi konferanslarına iştirak ettiğimiz 70’li yıllarda, kendisi ile oturup zaman zaman sohbet etme fırsatı bulabildiğimiz için kendimi bahtiyar addederim çünkü Necip Fazıl ne derseniz pozitif anlamda oydu” ifadelerini kullandı. Necip Fazıl’ın edebiyatın, şiir, nesir birçok alanında piyes, tiyatrolarda eser verdiğini vurgulayan Coşkun, “Ama ciddi bir fikir adamının adresini söylüyoruz. İsmini söylüyoruz Necip Fazıl dediğimiz zaman. Çünkü Necip Fazıl on yıllar boyunca bize öğretilen tarihe, bize öğretilen yanlışlara karşı çıkarak gerçek medeniyet değerlerimizle buluşması noktasında canhıraş kimi zaman hapis olmak uğruna, kimi zamanda ölümüne bir çaba göstermiştir” diye konuştu. Konuşmasının ardından Rektör Coşkun, Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Zindandan Mehmet’e Mektuplar’ şiirini okudu.
Daha sonra etkinlik tanınmış yazar ve edebiyatçıların katıldıkları panellerle devam etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.