GENEL - 26 Mayıs 2016 Perşembe 16:36

AFAD'dan Nizip Konaklama Tesisi İle İlgili Korkutan Rapor

A
A
A
AFAD'dan Nizip Konaklama Tesisi İle İlgili Korkutan Rapor

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Suriyeliler’in yaşadığı Nizip Konaklama Tesisi’nde yapılan incelemeler sonucu aile içi cinsel istismar, çocuk istismarı ve bunlara bağlı salgın hastalıklara dikkat çeken bir rapor yayınladı.
AFAD’ın raporuna ilişkin basın açıklaması yapan Gaziantep Kilis Tabipler Odası Başkanı Dr. Hamza Ağca, uzman doktorların da yer aldığı bir heyetle Nizip Konaklama Tesisi’nde incelemelerde bulunduklarını söyledi. Ziyaret sonucunda hazırlanan raporda tespit ve çözüm önerilerinin bulunduğunu belirten Dr. Ağca, "Kampta gördüklerimiz ve çoğu duyumdan oluşan tespitlerimiz cinsel yolla bulaşan hastalık ve çocuk istismarı konularında endişelenmemize neden oldu. Kampta çadır kent ve konteynerde olmak üzere iki adet hizmet merkezi, aşı merkezi bulunmaktadır. Sağlık hizmetlerini veren hekimler daimi olarak görev yapmamaktadırlar. Genellikle geçici görevlendirme, nöbet ya da rotasyon usulü ile çalışmaktadırlar. Dolayısıyla alana da hakimiyetlerini kaybetmektedirler. Hasta dosyaları ve tıbbi kayıt düzenli tutulmamaktadır. Sevk zinciri sistemi uygulanmakta ancak hastanın takibi yapılmamaktadır. Bizi üzen ve canımızı sıkan bir durum da, kamptaki en ciddi sorunların başında gelen taciz ve tecavüz duyumlarıdır. Bu kısmı değerlendirirken erişkin cinsel istismarı ve çocuk istismarı olarak ikiye ayırmakta fayda vardır. Kadın istismarı, çocuk istismarıdır. Çocuk istismarına dair de yaygın duyumlar gelmektedir” dedi.
“İSTİSMAR DAHA ÇOK AİLE İÇİ OLUYOR”
Babanın çocuklarına istismar yaptığına dair kanıya vardıklarını anlatan Ağca, “İstismarın daha vahim ve esasen daha sayıca büyük bir kısmını oluşturan ise aile içi istismar durumu olduğuna dair bilgiler aldık. İstismar eden ise genellikle baba ve kendi çocuklarına istismar uyguladığına dair yaygın kanının mevcut olduğunu tespit ettik. Durumu daha vahim hale getiren ise istismar mağdurlarının bazıları yürüme çağına yeni gelmiş 1-2 yaş çocuklardır. Bir başka sorun ise büyük çocukların küçük çocuklara uyguladığı istismardır. Bu konu da azımsanmayacak bir orandadır. Üstelik çoğunlukla da gizlenmektedir” şeklinde konuştu.
“BULAŞICI HASTALIKLAR BAŞ GÖSTEREBİLİR”
Çok eşlilik ve istismar dolayısıyla bulaşıcı hastalıkların baş gösterebileceğine dikkat çeken Ağca, “Kampta çok eşlilik ve erken yaşta evlilikler, kadın ve çocuk istismarı nedeniyle cinsel yolla bulaşan hastalıkların olabileceğini öngörüyoruz. Bu da bizi kaygılandırıyor. Yukarıdaki tespitler sonucunda cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasını sağlayacak faktörlerin mevcut olduğu ve buna dair kayıtların hastane kayıtları ile teyit edilebileceği kanısındayız. Çocuk istismarının çevresel faktörler ile yaygınlaştığı görülebilir. Hastanede kayıtların olduğunu ve ulaşılabildiğinde yönlendirici olduğunu düşünüyoruz. Kadın istismarı açısından ise ilk merkez olan Kamp Sağlık Merkezi ve hastane muayene kayıtlarından oluşan belgelerin yol gösterici olacağı söylenebilir” diye konuştu.
Heyet konuyla ilgili çözümlerini şöyle sıraladı:
“Cinsel yollarla bulaşan hastalıklar açısından rutin olarak sağlık hizmetlerinin hekim tarafından verilmesi gerekir. Alana hakim olmak açısından sürekli bir hekimin bulunması gerekmektedir. Hasta kayıtları olmalı ve düzenli tutulmalıdır. Hastaların düzenli takibi yapılmalıdır. Sevk işlemleri personel refakatinde olmalıdır. Hasta sevk sırasında personel nezaretinden çıkmamalıdır. Gereğinde adli tabiplik ile ilgili işlemler hızlandırılmalıdır. Aile planlaması yöntemleri etkin bir şekilde önerilmeli ve eğitimleri verilmelidir. Gerekli ve yeterli malzeme bulundurulmalıdır. Kamptan gelen kürtaj ya da düşüklerin kadın istismarı açısından da değerlendirilmesi gereklidir. Hem çocuklara hem de kadınlara yoğun etkin bir şekilde psiko-sosyal destek ve eğitim verilmelidir. İstismar uğrayan vak’alar rehabilitasyon programına alınmalıdır. Çadır yaşam alanları toplum sağlığı ve çevre sağlığı açısından konteyner kente dönüştürülmelidir."
Ağca, inceleme sonucu tespit ve çözüm önerilerini Valiliğe yazı ile sunduklarını söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.