ASAYİŞ - 26 Ekim 2016 Çarşamba 16:58

Polis operasyonunda kendini patlatan teröristin düğün saldırısını da yönlendirdiği ortaya çıktı

A
A
A
Polis operasyonunda kendini patlatan teröristin düğün saldırısını da yönlendirdiği ortaya çıktı

Gaziantep’in Şahinbey ilçesi Beybahçe Mahallesi’nde kendini patlatan canlı bombanın kimliği belirlenirken, kentteki bir düğünde yaşanan saldırının talimatını da aynı teröristin verdiği ortaya çıktı.
Gaziantep’in Şahinbey ilçesi Beybahçe Mahallesi’ndeki kına gecesinde terör örgütü DAEŞ mensuplarınca intihar saldırısı gerçekleştirilmiş, saldırıda 56 kişi hayatını kaybetmiş ve 94 kişi de yaralanmıştı. Saldırının ardından DAEŞ’in faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmalarda, MİT, EGM İstihbarat ve çeşitli makamlardan gelen istihbari bilgilerde, Alevi Kültür Derneği/Cem evine canlı bomba intihar saldırısı şeklinde eylem yapılacağı, bu eylemin imkan bulunması halinde yoğun katılımın olacağı ’aşure gününde’ gerçekleştirileceği şeklinde bilgiler elde edilmişti. Risk unsurlarının ortadan kaldırılması ve suç işleyebilecek kişilerin yakalanmasına yönelik 28.09.2016 ve 05.10.2016 tarihleri arasında DAEŞ terör örgütü içerisinde eylem ve faaliyette bulunan ve bulunacak şahısların tespiti ve yakalanmalarına yönelik başlatılan çalışmalar kapsamında 19 şüpheli şahıs yakalanarak gözaltına alınmıştı. Şahıslar sorgularının tamamlanmasının ardından mahkemeye çıkarıldı.
Ele geçirilen malzemeler
Gaziantep Valiliği’nden yapılan açıklamada, Şahinbey ilçesi 25 Aralık Mahallesi’nde DAEŞ mensupları tarafından kullanıldığı tespit edilen depo görünümlü bir iş yerinde yapılan aramada 15 kilo patlayıcı madde (TNT), 9,5 kilo anti tank mayını, 2 adet boş kullanıma hazır canlı bomba yeleği, 90 adet bomba patlayıcısının etkisini ve sonucunu artırmaya yarayan malzemede kullanılan metal çubuk, 46 adet başlatıcı kapsül, 6 adet canlı bomba başlatma butonu, 6 adet el bombası fünye tapa grubu, bomba yapımında kullanılan parçalar halinde kablo, yapıştırıcı, metal kesme makinesi, parça tesirli malzemeler, bombanın parça tesirini artırmak için kullanılan çok sayıda vida ve dübel gibi malzemeler ele geçirildiği bildirildi.
Özel harekatçıların şehit olduğu operasyon
Açıklamada, 16.10.2016 tarihinde eylem risklerinin tespitine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında şüpheli bir şahsın kuşku uyandıracak şekilde, elinde taşıdığı çantayla Şahinbey ilçesi Güneykent Mahallesi’nde bir bina içerisine girdiği, akabinde elinde şüpheli görülen çanta olmadan dışarıya çıktığının tespit edildiği bildirildi. Şahsın yakalanmasına yönelik başlatılan operasyon ile Suriye uyruklu A.M.N. isimli şahıs olduğu değerlendirilen kişi yakalandı. Şüpheli şahıs ile olay mahallinde anında yapılan mülakatta sorulan sorulara cevap vermemesi üzerine şahsın elindeki çantayı hangi daireye ya da binada nereye bıraktığını öğrenmek için çalışma başlatıldı. İstihbari bilgiler neticesinde, taşıdığı çantayı bulmaya yönelik binada operasyon yapmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü birimleri, ambulans, itfaiye, doğalgaz gibi kurumlar ile koordineli bir çalışma gerçekleştirildi. Açıklamada, “Alınan emniyet tedbirleri kapsamında Özel Harekat Şube Müdürlüğü personeli tarafından çevre ve bina içi emniyeti alındıktan sonra usulüne uygun olarak, binada üst katlardan aşağıya doğru arama yapılmış, binanın zemin katında bulunan bir stüdyo dairede ismi sonradan tespit edilen DAEŞ terör örgütü mensubu Abu Yusuf (kod) M.Ş. isimli Suriye uyruklu şahıs, canlı bomba intihar saldırısı eylemini gerçekleştirerek, operasyon yapılan hücre evinde kendisini patlatmıştır. Meydana gelen patlama olayında (3) özel harekât polisimiz şehit olmuş, (9) polis ve (4) Suriyeli uyruklu şahıs yaralanmıştır” denildi.
Patlamanın yaşandığı hücre evinde ele geçirilenler
Patlama olayının meydana geldiği Güneykent Mahallesi’ndeki hücre evinde yapılan aramalarda ise 1 adet Kaleşnikof marka uzun namlulu silah, bu silaha ait şarjör, çok sayıda fişek ve bomba malzemesi elde edildi.
Aynı gün gelen ikinci istihbarat ikinci operasyonu başlattı
16.10.2016 tarihindeki bu patlama olayı ile aynı gün içerisinde, çalışma ve tedbirlerin devam ettiği esnada, 155 Polis İmdat hattına yapılan ihbar ile 2015 yılı Ekim ayında Ankara ilinde meydana gelen Gar Saldırısı olayının faillerinden, terör nitelikli arananlar listesinde “turuncu bülten” ile aranan DAEŞ terör örgütü sorumlularından Mehmet Kadir Cabael isimli şahsın saklandığı hücre evi ile ilgili bilgiler elde edilmesi üzerine ikinci operasyon için hazırlık yapıldı. Yapılan ihbarda bildirilen Şehitkamil ilçesi Burak Mahallesi’ndeki hücre evine yönelik operasyon yapmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü birimleri ve ilgili kurumlarla koordineli olarak bir çalışma başlatarak, gerekli emniyet tedbirler alındı.
Cabael, kobra aracından açılan ateşle etkisiz hale getirildi
Açıklamada, operasyon yapılacak bina ve dairenin belli olması sebebiyle, usulüne uygun çevre emniyeti alındığı, hedef bina karşısındaki 2 noktaya keskin nişancı yerleştirildiği de hatırlatıldı. Açıklamanın devamında, “Yine bu bina ve daireyi görerek müdahale edebilecek bir noktaya sütre kullanılarak gizlenmek suretiyle, nokta atış yapabilen kobra tipi araç ve personel yerleştirilmiştir. Şahıs silahlı olarak görüldüğü bir anda kobra araçtan silahla müdahale edilmiş, bilahare evin kapısı korteks malzeme ile patlatılarak eve usulüne uygun olarak girilmiş, evin içinde çıkan silahlı çatışma neticesinde şahıs ölü olarak ele geçirilmiştir. İkamet içerisinde Mehmet Kadir CABAEL isimli şahsın eşi ve (2) çocuğu sağ olarak ele geçirilmiş ve çocuklar muhafaza altına alınmıştır” ifadelerine yer verildi.
İkinci hücre evinde yapılan aramada ele geçirilenler
Hücre evinde yapılan aramada ise 1 adet uzun namlulu M16 görünümlü av tüfeği ve bu tüfeklere ait 86 adet fişek, 1 adet dürbün, 2 adet av tüfeği şarjörü, 1 adet demir kesme makası, 20 adet metal parça, 6 adet bombanın parça tesirini artırmak için kullanılan metal çubuk, bilgisayar, cep telefonu, flaş bellek vb. dijital malzemeler ve 5 bin 540 TL para ele geçirildi.
Operasyonda 20 kişi gözaltına alındı
Operasyondan sonra devam eden çalışmalar neticesinde toplam (20) şahıs yakalanmış, yakalanan şahısların ikamet, iş yeri ve üst aramalarında, 2 kg ağırlığında TNT patlayıcı madde, 2 adet 60 cm. uzunluğunda infilak fitili, 2 kilogram bombanın parça tesirini artırmak için kullanılan metal parçalar, 1 adet telsiz ve bilgisayar, cep telefonu, flaş bellek vb. dijital malzemeler ele geçirildi.
Mehmet Kadir Cebael’in kına gecesi saldırısı ile bağlantısı ortaya çıktı
Açıklamada, şüpheli olarak yakalanan ve gözaltına alınan şahıslar ile yapılan mülakatlar ve istihbari çalışmalar sonucunda 20.08.2016 tarihinde kentte meydana gelen düğünde canlı bomba intihar saldırısı sonucu 56 kişinin hayatını kaybettiği, 94 kişinin de yaralandığı olay ile ilgili bağlantı ortaya çıktı. Kına gecesinde kendini patlatan canlı bombanın Mehmet Kadir Cebael’in talimatıyla patlamayı gerçekleştiği belirlendiğini anlatılan açıklamada, “M.Ş.E. tarafından, Mehmet Kadir CABAEL’in talimatı ile düğün patlama olayından yaklaşık 1 ay kadar önce canlı bomba eylemini gerçekleştirecek örgüt üyesinin ilimiz otogarına gelerek taksi ile Gazikent mahallesine gittiği, buradan M.Ş.E. tarafından Mehmet Kadir CABAEL’in evine götürüldüğü ve eylemci şahsın (22-23) yaşlarında uzun saçlı, kirli sakallı Türkçe konuşan bir şahıs olduğu tespit edilmiştir. Kendini patlatan kişinin (1) ay kadar Mehmet Kadir Cabael’in yanında kaldığı, dini ve eylem yönünden motive edildiği, Mehmet Kadir Cabael’in M.Ş.E.’ye ‘eylemi yapacak kişi sabırsızlanıyor, vazgeçebilir, bir yer bulun, amel yapalım’ dediği, olay günü de Ahmet’in (A.K. olduğu tespit edildi) hazırladığı yeleği aldığı, eylemciye giydirdiği, koli bandıyla vücuduna sardığı, üzerine gömlek ve ceket giydirdiği, ayrıca sakat görünmesi için kolunu da sardığı, sonra ona “bombayı patlatmadan evvel kollarını kaldır ki etkili olsun” dediği, bir taksiye bindirerek daha sonra Suriye’deki irtibat kurduğu kişiye bilgi verdiği, karşıdaki şahsın da “erkekler nerede çoksa oraya eylem yapsın” dediği, Mehmet Kadir Cabael’in de eylemciye bu şekilde talimat verdiği tespit edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Kına gecesine saldırı anı
Açıklamada, DEAŞ üyelerinin patlama gecesi ve sonrasındaki görüşmeleri ile ilgili de bilgiler verildi. Açıklamada, “Şüphelilerden M.Ş.E., M.Ç., A.K. ve A.Ç. A.Ç’nin patlama günü ikametine gelerek elbiselerini değiştirdiği, motosiklet kaskını kırıp hepsini çöpe attığı, diğer şüphelilerle görüştüğü isimli şahısların keşif faaliyetlerinde bulunduğu, eylemde kullanılacak patlayıcı ve malzemeleri bu şahıslar ile birlikte H.P. ve M.K isimli şahısların, Mehmet Kadir Cabel’in talimatları doğrultusunda lojistik ve ikmalini sağladıkları, muhafaza ettikleri, bu faaliyetleri yürütmek için depo kiraladıkları tespit edilmiş olup, düğün patlama olayında eylemci ile müşterek hareket ettikleri değerlendirilmektedir. Mehmet Kadir Cabael ile M.Ş.E kendi aralarında yaptıkları konuşmada, patlama olayının olduğu kına gecesini kastederek) M.Ş.E.’nin “bir şehit var, çok sayıda ölü var” dediği, Mehmet Kadir Cabael’in de “Doğrudur çok ecir kazandın, Allah senden razı olsun, demiri kesen Ahmet büyük kesmiş, bize yeni bir Kürt düğünü bulun” dediği tespit edildi. Ankara’da ki patlamada kullanılan bombayı kendisinin hazırladığını, bu nedenle polis tarafından arandığını, o patlamadan dolayı yakalanan kişileri kastederek “Yanlış yaptılar, iki araba birleşmeyeceklerdi, beni dinlemediler, yakalandılar” dediği belirlendi. “Hacı Ali’nin tarlasındaki malzeme hala gömülü duruyor mu?” diye sorduğu, M.Ş.E.’nin de “evet hala gömülü” dediği, Mehmet Kadir Cabael’in “ellemeyin orada kalsın” dediği tespit edilmiştir. Hacı Ali diye belirtilen şahsın H.P. isimli şahıs olduğu tespit edilmiştir. Yer gösterme sonucu 23.10.2016 tarihinde H.P.’ye ait olan tarlada yapılan aramalarda, gömülü vaziyette (22) kg. TNT patlayıcı madde ele geçirilmiş, bu patlayıcıların Mehmet Kadir Cabael’in talimatı doğrultusunda M.Ş.E, H.P. ve M.K. tarafından gömüldüğü tespit edilmiştir” denildi.
Tüm operasyonların ardından toplam 39 kişinin gözaltına alındığı sorgu ve işlemleri tamamlanan 19’unun adli makamlara sevk edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Hayvan koruma dernekleri: "Vali Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu" Kocaeli’de Valiliğin sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin yaptığı açıklamaya gösterilen tepkilerin ardından açıklama yapan hayvan koruma dernekleri, Vali Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturulduğunu belirtti. Kocaeli Valiliği, vatandaşların şikayetleri üzerine sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği kapsamında belediyelerin görev ve sorumlulukları hatırlatılırken vatandaşlar insan sağlığını tehdit eden hayvanların itlaf edilmesiyle ilgili maddeye tepki gösterdi. Olayların büyümesi üzerine hayvanları koruma dernekleri Kocaeli Valiliği ile görüşerek basın açıklaması yaptı. "Vali Seddar Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu" Kocaeli Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Selma Pilatin Pek, "Valimiz Ali Aday’la görüşme yaptık. Valimiz yeni bir komisyon oluşturduklarını söyledi. Bu komisyonda artık belediyeleri, bakımevlerini DKMP’ler, emniyet müdürlüğü, tarım il müdürlüğü, çevre ve şehircilik müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü olarak denetimlerine başlayacak. Vali Seddar Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu. Biz Kocaeli Dernekleri olarak Kocaeli mükemmel demiyoruz. Ama Kocaeli’mizde de biz böyle sorunları istemiyoruz” diye konuştu. "Her ilçe belediyesi bakımevi yapmak zorunda" Valiliğin yaptığı açıklamayla tamamen yasa metninin paylaşılmasıyla ilgili olduğunu belirten KOHAYDER Başkanı Semra Çelikkaya, "Valilik, ’Belediyelere işinizi yapın’ demiş. Kanuna göre nüfusu 100 binin üzerinde olan her ilçe belediyesi bakımevi yapmak zorunda. Belediye bütçesini de yüzde 5’ini bakım evi yapıp hayvanların kısırlaştırılması için harcamak zorunda. 5199 Sayılı Kanunun yönetmeliği de yasada var olan bir şey. Peki Kocaeli’de bütün belediyeler bunu yapmış durumda mı? Hayır. Ülkemizde bin 395 belediyenin sadece bin 112’si kısırlaştırma yapmış. Sonra diyoruz ki ’Niye sokaklarda hayvanlar var?’ Çünkü kısırlaştırmıyorsunuz. Avrupa sokaklarında, ’Hayvanları yok’ deniliyor. Avrupa yüzyıllar önce kısırlaştırma işine başlamış. Avrupa itlaf da ediyor ama kısırlaştırma işlemine de yüzyıllar önce başlamışlar. Bizim belediyelerimiz maalesef bu işi ciddiye almadı, yapmak istemedi. Valimizin açıklaması da tamamen bununla ilgilidir" şeklinde konuştu. "Kocaeli’de hayvanların uyutulmasına ilişkin uygulama duymadım" Açıklamada yasa maddesi dışında bir şeyin olmadığını belirten Çelikkaya, "Yasada itlaf var mı diye soracak olursanız Türk Medeni Kanun’un birinci maddesidir. Yasalar kanunlar konuluş sebebiyle birlikte özü ve sözü birlikte yorumlanır. Hayvanları koruma yasasının böyle bir itlafa izin vermesi söz konusu değildir, bu özüyle beraber yorumlanır. Oradaki maddede hayvanın iyileşme şansı yok ve acı içindeyse hayvanı uyutuyorlar. Bunları veteriner hekimlerde yapıyor. Bu madde yanlış anlaşılmalar sebep olabiliyor. Diğer illere bilemem ama hayvanların uyutulmasına ilişkin Kocaeli’de böyle bir uygulama duymadım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı Münevver Karabulut’u canice katleden ve cezaevindeyken intihar eden Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı. Otopsi görüntülerine ilişkin hazırlanan rapora karşı dilekçe sunan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, fethi kabir taleplerinin olduğunu belirtti. Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri’de kaldığı koğuşta intihar etmişti. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmiş ancak bu talep Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilmişti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan Cem Garipoğlu’nun otopsi sırasında yapılan işlemlerine ait fotoğraflar ve video kayıtlarının hazırlanıp gönderilmesi istenerek dosyaya bilirkişi atanmıştı. Tamamlanan bilirkişi raporunun içerisinde Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri de yer aldı. Öte yandan mağdur Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından bilirkişi raporuna karşı bir dilekçe sunuldu. Dilekçede, Münevver Karabulut’un Cem Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca katledildiği ve olayın kamuoyu gündemine oturduğu belirtildi. Cem Garipoğlu‘nun hakkında hükmedilen cezanın infazı sırasında intihar ettiğinin açıklanması üzerine toplumun büyük bir kesiminde Garipoğlu‘nun intihar etmeyip cezaevinden firar ettiğine dair kanaat oluştuğu da dilekçede aktarıldı. Bunun üzerine 17 Ağustos 2023 tarihinde başsavcılığa başvurarak fethi kabir yapılması talep edildiği dilekçede belirtildi. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçenin devamında, "Başsavcılığınız tarafından ise İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına müzekkere yazılarak 12 Kasım 2014 tarihli otopsi işlemine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları celp edilmiş akabinde dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Daha sonra bilirkişi tarafından kendisine teslim edilen materyaller içinde bulunan görseller rapor haline getirilmiştir” denildi. Dilekçede, daha önce Münevver Karabulut cinayeti hakkında tahkikat yürütülürken maktulün iç çamaşırı ile otopsi ve ilk inceleme yapıldığı, otopsi incelemesinin ilk aşamada hiçbir tıp eğitimi almamış olan bir teknisyen tarafından gerçekleştirildiği ve aynı eldivenle 11 otopsi işlemi yapıldığı açıklandı. Otopsi yapan teknisyenin eldiveninden maktulün iç çamaşırına aynı anda otopsi yapılan bir başka cesede ait sperm bulaştığı da dilekçede belirtildi. Cinayet mahallinde bulunan 700 bin dolar tutarındaki paranın kolluk tarafından tutanağa kaydedilmediği ve kaybedildiği de açıklanan dilekçede, “Kameraların kırık olmamasına rağmen ‘kırıktır’ şeklinde tutanak tutulması, faili yakalamaya giden kolluk görevlilerinin cinayet zanlısının kaçmasına imkan tanır türde yol vermesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle cinayete iştirakten yargılanan Garipoğlu ailesi fertlerinin hiçbir delil olmaksızın tahliyesine karar verilmesi ve haklarında yurtdışına çıkmamak şeklinde adli kontrol tedbirinin dahi uygulanmaması, bu gerekçelerle tarafımızca reddi hakim yoluna gidilmesi, reddi hakim taleplerimiz hakkında karar verilmeden kovuşturma yürüten ağır ceza mahkemesi başkanının re’sen dosyadan el çekmesi ve bir başka yargılamada Garipoğlu ailesi için beraat kararı vermiş bir hakim olduğunun ortaya çıkması gibi skandalların yaşanması, Garipoğlu ailesinin tesadüf denemeyecek zamanlarda manidar paylaşımlar yapması hasebiyle müvekkilde hasıl olan şüphenin giderilmesi söz konusu olamamıştır” ifadeleri kullanıldı. Dilekçede bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirten mağdur avukatı Epözdemir, fethi kabir işlemi yapılmasını ve sonuca göre ilgililer hakkında iddianame düzenlenerek dava açılmasını talep etti.
Manisa ’Lüks makam odası’ iddiasıyla ilgili eski başkandan açıklama Eski Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, hakkındaki “lüks makam odası yaptığı" iddialarıyla ilgili, "Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız ve maliyeti de öyle çok yüksek değil. Birçoğunu da bit pazarından almışız. Başkan onurlu bir şekilde ‘Başkanım çok güzel eşyalar, makam odası da güzel olmuş, Yunusemre’ye de yakışıyor. Şahsi eşyalarınız ya bunu da belediyeye hediyeniz olsun’ dese yemin ediyorum hayırlı uğurlu olsun derdim" dedi. Manisa’da 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerini kaybeden AK Parti’li Mehmet Çerçi, AK Parti Manisa İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı’nın da katıldığı toplantıda eski Başkan Çerçi, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban tarafından “Kendine lüks ve gösterişli makam odası yaptı” şeklindeki iddialara cevap verdi. Çerçi’nin açıklamalarından önce konuşan AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, “Büyükşehir belediye başkanımızın, ilçe belediye başkanlarımızın bir sürü vaatleri vardı. Bu vaatleri önlerine aldıklarında bunlar seçim heyecanıyla kazanma heyecanıyla hesap kitap yapılmadan söylenmiş şeylerdi. Şimdi bunların yapılabilme imkanı olmadığını gördükleri için şimdi ön alıyorlar. Devri sabık oluşturuyorlar. ‘Biz enkaz devraldık’ edebiyatıyla kamuoyunun tepkilerini almaya çalışacaklar” dedi. Projelerinin yetersiz kaldığı algısına kapıldığını belirten Başkan Çerçi, "Projelerimizi yaptınız ama biz sizden sonra bu insanları seçiyoruz bu insanlardan daha çok proje bekliyoruz’ öyle ya. Bizim projelerimiz yetersiz kaldı. Olabilir. Biz çok proje yaptık ama milletimizin daha çok talebi var. Beklentisi daha yüksek. Bunlara da saygılıyız. ‘Daha çok proje, eser üreteceğine inandığımız bu arkadaşları biz seçiyoruz’ dediler” diye konuştu. Kendisi hakkında seçimin ardından Amerika’ya kaçtığı yönünde sosyal medyada bir takım iddiaların dolaştığını ancak bel rahatsızlığından dolayı tedavide olduğunu belirten Çerçi, basın mensuplarına pasaportunu göstererek iddialar yalanladı. Çerçi, “Başlamadan önce bu benim pasaportum. Dün bana ‘Çerçi yurt dışına kaçtı’ demişler. Bir tane kendini bilmez, ‘Amerika’dan hoş geldin’ demiş. Ahlaksız, kendini bilmez, çok insan var. Öncelikle şunu söyleyeyim. Buradan ayrılırken bayramın hemen öncesinde yakın arkadaşlar bilir iki bastonla yola çıktık. Bazen tek bastonla eşimin omzuna tutunarak belimdeki zaman zaman nükseden ağrılar çok aşırılaştı. Seçim yorgunluğunda, aşırı efordan dolayı. Öncelikle bir kaplıca tedavisine gittik. Çok istifade ettik. Kaplıca tedavisinden sonra da İstanbul’a gittik” ifadelerini kullandı. "Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız” Yunusemre Belediyesinin borcunu açıklayan Başkan Semih Balaban’a cevap veren Çerçi, "1,1, milyar borç diyor ya. Bunun 200 milyonu enerji santraline gitmiştir. Ve ödemeleri, taksitleri devam ediyor. Bakın şimdi 4 megavatlık bu 65 dönüm üzerine kurulu güneş enerji santrali yılda 8 milyon saatten ortalama şu anda EPDK birim fiyatları 2,7 TL, 22 milyon lira yıllık getirisi var. Şu anda. Biliyorsunuz dolara endekslidir. EPDK üç ayda bir altı ayda bir bu rakamı sent üzerinden yeniler. 4 milyar 373 milyon TL kayıtlara girsin. Bu yatırımların içinde belediyemizin yaptığı kültür, sanat projeleri, sosyal yardım destekleri, sağlık hizmetleri destekleri, gençlik spor destekleri, deprem ve pandemi dönemi yardımları yer almamaktadır. Yatırım bu. Şimdi şatafat lüks deyince 10 yıllık son hayat döngümü söylüyorum. Ev belediye, vatandaş, cami. 100 seneden öncekilere ancak antika denir. 50-60 senelik öncekileri antika denmez. Bu tür dekorasyon ürünleriyle hepsi ikinci el, üçüncü el malzemelerle yapılan iç mimariye vintage diyorlar. Biz hanımla bu tür işlere merak sardık. Burada şimdi retro denir. Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız ve maliyeti de öyle çok yüksek değil. Birçoğunu da bit pazarından almışız. Şimdi ben bunları istiyorum. Siz bu belediyenin bu makam odasına bir büro mobilyasından, şuradan buradan bunların yenisini yani modern mobilya tarzında mobilya aldığınızda eminim sizin maliyetiniz benim aldığım maliyet daha da üzerine, belki 2-3 katı olacak. Benim evimde böyledir. Evime kaç kişi gelmiştir burada. Yeni bir tane mobilya yoktur. Biz bunları seviyoruz. Bu bizim medeniyetimiz. Şimdi yıllardır biriktirdiğimiz koleksiyonlarımızdan aldığımız kendi eserlerimiz” diye konuştu. "Zorluk çıkarma. Eşyalara da zarar verdirtme” Yarın eşyaları geri almak için kamyonla Yunusemre Belediyesine gideceğini belirten Çerçi, "Getirdiğimiz kendi eserlerimiz. Şimdi burada 7 tane memurun imzası var. Belgede yazılanlar ise aynen şöyle: ‘Mehmet Çerçi’nin makam odasındaki ekte fotoğrafları bulunan sayı ve isimleri yazılan eşyalar Mehmet Çerçi’nin şahsi eşyalardır. Görevde bulunduğu süre içerisinde kullanılmak üzere makam odasına yerleştirilmiştir. Kendi isteğiyle talep etmesi durumunda eşyalar kendisi tarafından alınacaktır’ Ben arkadaşlara dedim ki ‘5 sene sonra kim öle kim kala. Ondan sonra da bunları belediyeye hibe ederiz ne olacak. Bizim de belediyemize bir hediyemiz olur. Tutanağı falan boş verin dediğim halde arkadaşlar dediler ki ‘Başkanım önümüzde seçim var, şu var, bu var. Ne olur ne olmaz. Biz bunları tutacağız’ Ne yazdıklarını bile görmedim. Tutanağı tuttular. Şunu deseydi başkan onurlu bir şekilde ‘Başkanım dediniz çok güzel eşyalar, makam odası da güzel olmuş, Manisa’ya, Yunusemre’ye de yakışıyor. Şahsi eşyalarınız ya bunu da belediyeye hediyeniz olsun’ dese yemin ediyorum hayırlı uğurlu olsun demezsem beni bilen bilir. Elimdeki yüzüğü beğenen adama yüzüğümü veririm ben. Bu ahlaki bir şey değil. Bu belediye başkanlığı makamına yakışan bir şey değil. Herkesin bir onuru var. Ben 22 yıldır bu şehirde siyaset yapıyorum. Böyle bir kepazelikle karşılaşmadım. Bunlar başkana yakışıyor mu? Satacağım diyorsun. Hani kaydın yok. Kimin malını satıyorsun sen? Bakın buradan duyuruyorum arkadaşlar. Siz de gelin. Yarın, cuma günü saat 18.00’de. Kamyonu işçileri ayarladım. Siz de buyurun. Kalabalık olmaz. Orada güvenlikçiler var. Sayın başkan talimatı ver. İki tane görevli koy. Sen orada olursun, olmazsın. Lütfen eşyalarıma zarar verme. Bunlar ileride müze yaparsak müzenin de eşyaları olacak. Zorluk çıkarma. Eşyalara da zarar verdirtme. Yoksa mahkemede bunları görüşeceğiz” dedi. Belediyeye fazladan personel alındığı iddialarına cevap veren Çerçi, “Bakın ben delillerle, belgelerle konuşuyorum. Bu arada aşağıdaki salondaki eşyaları da ben aldım. Onlar zaten salonun güzel dekorasyonu. Onlar da benimdi. Onlar için ‘çocukları salonu falan bırakın. Onları falan kayda almayın’ Onlar da 5 beş kuruş belediye parası yoktur. Masalar hariç. Koltuk var orada 3 takım. Onların hepsini ben şahsımdan ödedim, oraya koydum. 4 milyon dolarlık makam odası diye yazdılar. Bunu yazan basın. 4 milyon dolarlık. Bunların sayılardan haberi yok. Belediye binasını 110 milyon liraya mal ettik. Otoparkı, meydanı, belediye binasını. Bugünkü rakamı 487 milyon. Şimdi bir de bu şeyi söylüyor. Bankamatik memurları ve çok fazla personel almışlar. Bizde bir tane bankamatik personeli yok. Bir tane yok” diye konuştu. Seçim gecesi belediyede evrakları düzenlediklerini söyleyen Çerçi, “Seçime doğru firmalar telaş ederler. 1 milyonluk mal vermişsiniz, iş yapmışsınız. Endişe ederler. insanlar bir an önce faturasını keserler, verirler. Sizin de bunun karşılığında fatura kesmeniz lazım. Niye kesmeniz lazım? Bu bir kanuni zorunluluk. Bu dosya tekemmül ettirilmiştir. Belediyeye 5 kuruşluk yükü de yoktur, maliyeti de yoktur. İşlem tamamlanmıştır. Çünkü pazartesi yeni belediye başkanı adamlarını gönderecek. Evrakları inceleyecek” dedi. Gündeme gelen dekoratif sobayı da 2 yıl önce kendi cebinden 55 bin TL’ye aldığını belirten Çerçi, tüm mobilyaların şahsına ait olduğunu ve bazılarının taksitlerinin halen ödemeye devam ettiğini söyledi. Maaşını da açıklayan Çerçi, eşinin 50 bin TL maaş aldığının kendisinin de 100 bin TL maaş aldığını belirterek belediyeden de 150 bin TL ayrıca maaşı olduğunu söyledi. Basın açıklamasına AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, AK Parti Manisa Tanıtım ve Medya Başkanı Emre Şener, AK Parti Yunusemre İlçe Başkanı İlkcan Durmaz katıldı.