GENEL - 22 Mart 2017 Çarşamba 11:56

Kanada Büyükelçisi Chris Cooter’dan Suriyeli mültecilere çağrı

A
A
A
Kanada Büyükelçisi Chris Cooter’dan Suriyeli mültecilere çağrı

Kanada Ankara Büyükelçisi Chris Cooter, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e yaptığı ziyarette, Suriyeli mültecilerin ticari açıdan Kanada’ya gelmesi çağrısında bulundu.

Kanada Ankara Büyükelçisi Chris Cooter, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e yaptığı ziyarette, Suriyeli mültecilerin ticari açıdan Kanada’ya gelmesi çağrısında bulundu.


Kanada’nın Ankara Büyükelçisi Chris Cooter beraberindeki heyet ile birlikte Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i ziyaret etti. Ziyarette iki ülkenin birbirleriyle iyi olan ilişkilerinden memnun olduklarını dile getiren Cooter, "Kanada’nın bu şehirde insanlarıyla iyi bir ilişkisi var. 50 bin kadar mülteci bu şehirden Kanada’ya gidiyor. Kanada gibi Gaziantep de mültecilere kucağını açmıştır. Kanada’da yaralılar ve ihtiyaç sahibi mültecilere yardım etme konusunda elinden geldiğini yapmaya çalışıyor. Sizin de buradaki inanılmaz çabalarınızı tebrik etmek istiyorum. Gösterdiğiniz çabalar dünya için bir örnek oluşturuyor. Şöyle bir düşüncemi de sizlere arz etmek istiyorum. Ticari açıdan mültecilerin Kanada’ya gelmesi bölge için fayda olacaktır. Çünkü bölgeye geri döndükleri zaman kuracakları iş ilişkileri bu bölgenin de katkısına fayda sağlayacaktır” dedi.


Şahin ise Kanada’nın mülteciler noktasındaki duruşu, açtığı alan ve fırsatların dünya ülkeleri bakımından önemli bir örnek olduğunu söyledi. İki milyonluk Gaziantep’te 450 bin mülteciyle beraber yaşadıklarını anlatan Şahin, “6 yıl oldu, yaklaşık 100 bin çocuk 18 yaş altında eğitim hayatında olması gerekiyor. Bizim yaptığımız çalışmalarla bu çocukların yüzde 65’ini eğitim hayatına kazandırmayı başardık. Tabi bir de Kanada’ya gidenlere baktığınız zaman ekonomik olarak daha güçlü, eğitim seviyeleri daha yüksek, daha genç bir nüfus Kanada’ya gidebiliyor. Diğer daha dezavantajlı olanlar engelli, yaşlılar hareket alanı kısıtlı olanların hepsi bu bölgede şu anda. Dolayısıyla dünyanın çok büyük bir sorununa daha güçlü işbirlikleriyle, daha güçlü projelerle, daha hızlı kararlarla çözüm bulmak durumundayız” şeklinde konuştu.


Göç ve göçmen dendiğinde yalnızca muhtaç gruplar olarak anlaşılmaması gerektiğine dikkati çeken Şahin, “Ciddi manada yetişmiş, iki yabancı dili olan İngilizcesi, Arapçası olan, özellikle doktor, mühendis, akademik dünyada olan kişileri kalkınmanın bir parçası yapacak şekilde iyi yönetilmesi ve toplumda da bu algının iyi yönetilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bütün dünyada ırkçılık, radikalizm ve terörizmin altyapısı olarak görülüyor göç ve göçmenler. Dünya barışı açısından da bunu çok tehlikeli olarak buluyorum” ifadesini kullandı.


Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanarak Kuveyt Fonuna sunulan “Engelsiz Yaşam ve Rehabilitasyon Merkez Projesi”ne 5 milyon dolar hibe desteği verilmesine ilişkin de açıklama yaptı. Şahin, “Özellikle bu konuda daha güçlü ülkelerin, bu sorunu çözmek için birbirine çok ciddi manada destek vermesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Biz şu ana kadar en büyük desteği Japonlardan aldık. Bunu her yerde söylüyoruz. Özellikle JICA kredileriyle beraber altyapıda çok ciddi destek aldık. Şu anda da özellikle dün yapılan imzayla da Gaziantep Büyükşehir Belediyesine 5 milyon dolarlık Kuveyt’den Emir’in ve Cumhurbaşkanımızın katılmasıyla bir hibe fonu devreye girdi. Bu daha işin başlangıcı. Kuveyt Hükümeti ve Emir yardımseverlik konusunda bütün dünyada örnek olan bir liderlik yapıyor. Bize de bunun bir başlangıç olduğunu, ileri ki zamanda daha da güçlendireceklerini söylediler. Biz de bu fonla Engelsiz Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi yapıyoruz. Bütün hazırlıklarımızı yaptık, projelerimizi tamamladık. Allah izin verirse yaklaşık 2 ay sonra temelini atacağız” diye konuştu.


Konuşmaların ardından Şahin ve Cooter, birbirlerine hediye verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon İhracat rekorları kıran Türk Somonu’nun hasadına başlandı İhracat rekorları kıran Türk Somonu’nun Trabzon’un Arsin ilçesi açıklarında denizde bulunan kafeslerden hasadına başlandı. Türk Somonu öncelikle yumurtaları büyümesi için baraj göllerindeki kafeslere koyuluyor. Kafeslerde büyümeye başlayan somonlar 100 ila 800 gram arasında bir ağırlığa gelince barajlardan alınarak denizlerdeki çelik kafeslere yerleştiriliyor. Belli aralıklarla beslenen somonlar yaklaşık 2,5 kilogram ağırlığına vardığında hasatları gerçekleştiriliyor. Trabzon’un Arsin ilçesinde de Türk Somonu’nun hasadının yapılması için bu gece teknelerle kafeslerin yanına giden su ürünleri yetiştiricileri, kafeslerdeki balıkları vinç ve ağ yardımlarıyla teknelerde bulunan buz dolu olan su tanklarına aldı. Buradan kıyıya çıkarılan somonlar, işlenmek için kamyonlarla balık fabrikalarına götürüldü. Fabrikadaki işlemleri tamamlanan Türk Somonları birçok ülkeye ihracat ediliyor. 2022 yılında 49 bin 196 ton ihraç edilen somondan 363 milyon 102 bin 216 dolar olan gelir elde edilirken, bu rakam 2023 yılında 63 bin 161 tona yükselirken, bunun karşılığında 396 milyon 315 bin 453 dolar ihracat geliri elde edildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan ihracatçı firma Somon Üretim Sorumlusu Ayhan Yıldırım, Türk somonunda yurt dışından yoğun talep olduğunu söyledi. Ayhan Yıldırım, “Somon hasadından önce Fransa’dan ve Polonya’dan getirilen yumurtaları kuluçka halinde üreticilere dağıtıyoruz. Balıkların büyüklüğü 2 ila 5 gram arasına gelince barajlara indiriyoruz. Burada 11 ay boyunca 100 ila 800 gram arasına gelince denize indiriyoruz. 6 ay boyunca 2,5-3 kilogram civarına getirip ihracata hazırlıyoruz" dedi. Türk Somonu’nun yağsız ve Omega-5 oranı yüksek bir balık olduğunu belirten Yıldırım "Somonu ihraç ettiğimiz ülkelerin istediği oranda balık yapıp, onların istediği sağlıklı balık yetiştiriyoruz. Vietnam, Çin ve Rusya başta olmak üzere birkaç ülkede çok yoğun istek var. Türk Somonu bir lüks. Onların istediği gibi bir üretim yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Erzincan Doğa harikası Girlevik Şelalesi’ne hayat veren gözeler, doğaseverlerin uğrak yeri oldu Dünyanın en görkemli şelalelerinden biri olan Erzincan’ın Çağlayan beldesindeki Girlevik Şelalesi’ne hayat veren gözeler, havaların ısınmasıyla ziyaretçilerin uğrak yeri oldu. Munzur Dağı eteklerindeki Kalecik köyünde yer alan 9 ayrı kaynak suyunun aktığı gözeler gezginlerin rotasında yer alıyor. Erzincan merkeze yaklaşık 34 kilometre uzaklıkta bulunan Kalecik köyünde bulunan ve 9 kaynak suyu ile birleşen gözeler adeta keşfedilmeyi bekliyor. Munzur Dağı eteklerinden gelerek 40 metreden döküldüğü Girlevik Şelalesi’ni besleyen kaynak doğaseverler için görsel bir şölen oluşturuyor. Muhteşem manzarası eşliğinde gözeler çevresinde, piknik yapanlara, doğa kampı yapanlara ve doğa yürüyüşü yapanlara rastlamak mümkün. ‘Anlatmak yetmez, görmek gerekir’ Arkadaşları ile birlikte doğa yürüyüşü yapmak için gelen Kalecik köyünde ki gözeleri tercih eden Vural Gümüş manzaranın tadını çıkardıklarını belirterek, “Erzincan’ın Kalecik köyündeyiz. Arkadaşlarla birlikte doğa yürüyüşüne geldik. Geçekten çok mükemmel bir köy. Erzincan’ın meşhur Girlevik Şelalesi’nin suyunun tamamen beslendiği ve bu suyun çıktığı yer tam olarak burası. Buraları görmek, gezmek gerçekten doğaseverler için çok eğlenceli ve keyif verici. Biz de bugün geldik arkadaşlarımızla birlikte gezdik. Burada piknik yapan insanlar da var. Gelip, gezilip görülesi bir yerlerden biri diyebilirim. Anlatmakla olmaz, ancak gezilerek görülebilir” dedi.
Rize Çay makaslarının yerini şarjlı çay kesme motorları aldı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay hasadını yapacak işçi maliyetleri artınca çay kesme motorlarına ilgi de arttı. Doğu Karadeniz Bölgesinde yaklaşık 200 bin üretici 800 bin dekar alanda çay hasadını sürdürüyor. Bir çok üretici çay hasadında çalışacak işçilerin de maliyetlerin artması nedeniyle çay kesme motorlarını yoğun olarak kullanmaya başladı. İlk olarak benzinli olarak üretilen çay motorları Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından çayın üzerinde egzoz kalıntıları bıraktığı gerekçesiyle yasaklandı. Bu kez benzinli çay motorları yerini elektrikle şarj olan ve aküler ile çalışan çay toplama motorlarına bıraktı. İlk etapta aküleri sırtta taşınan ve kablo vasıtası ile eldeki ay toplama kısmına elektrik verilen motorlar şimdilerde yerini daha kullanışlı çay motorlarına bıraktı. Giderek küçülen ve üreticileri çay makası derdinden kurtaran makineler Artvin, Rize ve Trabzon illerinde giderek yaygınlaşmaya başladı. Geleneksel yöntem olan çay makasları da kimi üreticiler tarafından rafa kaldırıldı. “İşçiye gerek duymuyoruz” Çay toplama motorlarının yaygınlaşmasıyla işçilere olan ihtiyacın giderek azaldığını ifade eden çay müstahsili Ayşe Kutlu, “Sezonumuz başladı. Biz de ’Bismillah’ diyerek çaylıklara girmeye başladık. Çayın gelişi şuan güzel gözüküyor. İnşallah böyle devam eder. Tekrar böyle giderse güzel bir verim alırız. Çay toplama motorları ile toplama yapıyoruz. Bu benim için rahatlık, daha kolay oluyor. Elimde fazla yorulmuyor. Çay üreticileri yabancı işçilerin istediği fiyatı veremiyor. Herkes almıyor ama alan da oluyor. Çay toplama motorları ile çay toplamak benim için artık çok kolaylaştı. Herkes için kolaylaştı. Rahat topluyoruz çok yorulmuyoruz ve işçiye de gerek duymuyoruz. Yabancı işçiler de Türkiye’ye girmez. Paramız da bizde kalır” ifadelerini kullandı. “Herkes kendi işini kendi yapıyor” Makinelerle çay toplamanın eski makaslara göre daha kolay olduğunu söyleyen Murat Kutlu, “Havaların güzel gitmesi, iklim şartları ve 10 günde yağan yağmurla birlikte güzel bir çay sezonu bekliyoruz. Normalde biz sezonu ay sonu bekliyorduk. Havaların güzel olmasıyla çay erken geldi. Güzel de bir fiyat açıklanırsa, bizim içinde güzel bir sezon geçer. Çay makasları daha zor oluyor. Makinelerle çay toplamak daha kolay. Yorucu olmuyor. Bizim fazla bir çayımız olmadığı için biz makasla kendi kendimize zaman geçiriyoruz. Herkes kendi işini kendi yapıyor. İmece usulü oluyor. Bence yabancı işçiler gelmesinler. Doların ülkemizde çok yüksek olması nedeniyle işçilerin beklediği fiyatı veremiyoruz. Onlar da artık bizi tercih etmiyor” dedi. “Çay toplayıcıları için bu makineler velinimet” Çay motoru satışı ve tamiri gerçekleştiren Rizeli esnaf Musa Uzun ise vatandaşların çaylarını makas yerine artık motorlarla kesmeye başladığına vurgu yaparak “Vatandaşlar çay toplamak için acele ettiği için eski tip makasları umursamıyor. Teknolojiye de ayak uyduruyor. Bu yeni tip makinelerle çay toplamak çok kolay oluyor. Vatandaş da iş yükünü azaltarak hızlı hızlı çayını topluyor. İlk başta acemilik yaşıyorlar ama biraz daha eli alıştığı zaman makasla 250-300 kilo toplayacaksa makineyle beraber 500-600 kilo topluyor. Vatandaşın iş yükü düşüyor, yoğun rağbet var” diye konuştu. Çay motoru çıkınca ‘torba sektörü’ oluştu Çay toplama motorlarının yaygınlaşmasıyla toplanan çayın konulduğu bez torbalar için de ayrıca bir sektör oluştu. Çay makaslarına takılı olan torbalar elektrikli çay motorlarına entegre edilemeyince tek elle kullanıldığı için ağırlık olmaması nedeniyle basit bir hazne ile çaylar bir torbada toplanıyor. Plastik su boruları ile basit bir şekilde yapılan kasnağa dikilen bez torbalar üreticilerin çay toplama sırasında işinin kolaylaşmasına imkan sağlıyor. Teknolojinin ilerlemesiyle yeni ürünlerin ortaya çıktığını dile getiren Rizeli esnaf Ebubekir Daloğlu “Şuanda 1-2 senedir piyasaya giren bir torbadır. Motor için çok kullanışlıdır. Şu anda rağbet bunlarda. En iyi şekilde tasarlanıp hizmet veriyoruz. Yeni torbalar piyasaya çıktı. Artık bezi su borusuyla Rize usulü teknolojiyle yeni bir torba ürettik” dedi. “Makas her zaman makastır” Makasların vatandaşlar için vazgeçilmez olduğunu da sözlerine ekleyen Daloğlu, “Makassız da olmaz. Motorun peşinden makas geliyor. Vatandaş ikisine de rağbet gösteriyor. Genellikle motor daha önde. Yaşlılar motoru tercih ediyor. Bir sete girdiği zaman 15 dakikada seti bitirebiliyor. Makasla daha uzun sürüyor. Makas her zaman makastır. Motor biter makas bitmez. Şu an 350 TL’den 600 TL’ye kadar makas var” ifadelerini kullandı.