EKONOMİ - 19 Kasım 2017 Pazar 15:01

Türkiye’nin Geleceği İçin Yeni Nesil Suriyeli Girişimciler Toplantısı GTO’da yapıldı

A
A
A
Türkiye’nin Geleceği İçin Yeni Nesil Suriyeli Girişimciler Toplantısı GTO’da yapıldı

Global Girişimcilik haftası dolayısıyla Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Suriye Masası ile Suriye Ekonomik Forumu (SEF) işbirliğinde Suriyeli girişimcilere yönelik bir dizi etkinlik ve toplantı gerçekleştirildi.

Global Girişimcilik haftası dolayısıyla Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Suriye Masası ile Suriye Ekonomik Forumu (SEF) işbirliğinde Suriyeli girişimcilere yönelik bir dizi etkinlik ve toplantı gerçekleştirildi.


“Türkiye’nin Geleceği İçin Yeni Nesil Suriyeli Girişimciler” başlıklı toplantıda, Suriyeli girişimcilere Gaziantep’in ticaret ve ihracat potansiyelini anlatan Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Gaziantep’in ticaret ve sanayi potansiyeli ile Suriye’nin ticaret kültürünün birleştirilmesi halinde, kazananın bölge olacağını, sorunların ancak birlikte çözülebileceğini söyledi.


Toplantının açılışında Suriyeli girişimcilere hitap eden Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Yönetim Kurulu Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Gaziantep’in ticaret, sanayi ve ihracat potansiyeli ile Suriye’nin sahip olduğu kadim ticaret kültürünün birleştirilmesi halinde kazananın iki ülkenin yanı sıra bölge olacağını söyledi.


Gaziantep Ticaret Odası’nda yaklaşık bin 200 dolayında kayıtlı Suriyeli üye bulunduğunu, GTO Suriye Masası kanalıyla Suriyeli girişimcilere yönelik yapılan çalışmalarla ilgili bilgi veren Hıdıroğlu, “Birlikte Başaralım, Birlikte Kuralım” parolası ile hareket ettiklerini belirtti.


Suriyeli yatırımcılar için Türkiye’de önemli fırsatlar bulunduğunu ve bu fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen isteyen Hıdıroğlu, “Suriye nüfusunun yüzde 80’i bu coğrafyada yaşıyor. Suriyeli girişimcilerin ve ihracatçıların pazar ülkeleri bu coğrafyada. Gaziantepli ve Suriyeli girişimciler güçlerini birleştirirse iki taraf da kazanır. Nasıl birlikte kurarız, nasıl birlikte hareket ederiz, nasıl birlikte çözeriz parolası ile hareket ediyoruz. Suriyeli misafirlerin istihdamı, ekonomiye kazandırılması ve sorunların çözümü konusunda tüm kurum ve kuruluşlarımız elinden geleni yapıyor” diye konuştu.


Toplantıda Gaziantep’in ticaret, sanayi ve ihracat potansiyeli ile ilgili olarak katılımcılara bilgi veren Hıdıroğlu, Gaziantep’in ihracat kabiliyeti açısından önemli bir konumunun bulunduğunu, 175 ülkeye yaklaşık 7 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştirdiğini, Suriyeli girişimcilerin Gaziantep’in sahip olduğu bu potansiyeli iyi değerlendirmeleri çağrısında bulundu.


GTO’ da yapılan toplantıya Dışişleri Bakanlığı Gaziantep Temsilcisi Büyükelçi Adnan Keçeci, GTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sadık Koçak, Yönetim Kurulu üyesi Murat Karakaş’ın yanı sıra çok sayıda Suriyeli girişimci katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.