GENEL - 14 Şubat 2018 Çarşamba 17:21

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek:

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek:

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dünyadaki en büyük sorunun gelir dağılımındaki dengesizlik olduğunu ancak Türkiye’nin bu konuda iyi gittiğini belirterek “Kim ne derse desin hem nicelik hem de nitelik olarak iyi yoldayız” dedi.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dünyadaki en büyük sorunun gelir dağılımındaki dengesizlik olduğunu ancak Türkiye’nin bu konuda iyi gittiğini belirterek “Kim ne derse desin hem nicelik hem de nitelik olarak iyi yoldayız” dedi.


Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezindeki 7. Penye, Tekstil ve Teknolojileri Fuarı’nın (PENTEX) açılışına katıldı.


Açılıştan önce bir konuşma yapan Şimşek, tekstilin ülkedeki lokomotif sektörlerin başında geldiğini belirterek, “İstihdam ve yerel katma değer olarak baktığımız zaman net olarak tekstil ülkenin lokomotif sektörüdür. Bunun devamı için de elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Sektör, son yıllarda markalaşmaya yatırımlar yaptı. Bu konudaki ciddi yatırımlarla beraber kar miktarlarının da artacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.


Şimşek, tekstil sektöründe yaşanan sorunları çözmeye çalışacaklarını ifade ederek, sektörün önünü açacaklarını dile getirdi.


Ekonomi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şimşek, 2018’de ülke ekonomisinin başarılı grafiklerine devam edeceğini kaydetti.


Reel ekonomi açısından 2017 yılını oldukça başarılı geçirdiklerini aktaran Şimşek, “Yüzde 7 oranında reel büyüme kaydedildi. 2018 iyi başladı, iyi de devam edecek diye düşünüyoruz. Bizim en önemli pazarımız Avrupa Birliğidir. Ayrıca istihdam ve döviz geliri açısından turizm gelirleri önemlidir. Rakamlar gösteriyor ki turizmde geçen yıl başlayan toparlanma, bu sene de devam edecek. Tüm bu faktörler dış talebin güçlü seyredeceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.


Yatırımların önemine işaret eden Başbakan Yarımcısı Mehmet Şimşek, “Yatırımlar konusunda dünyada bir yavaşlama söz konusu. Gelişmiş ülkelerde milli gelire oranla düşüş var. Türkiye ise yeni bir yatırım hamlesinin başlangıcında. Şu anda kapasite kullanım oranı yüzde 82 civarında. Dolayısıyla kaçınılmaz olarak yatırımlar olacak. Biz de yatırımların artması için çalışıyoruz. Teşvikler çok daha cazip hale geldi. Takdir edersiniz ki teşviklerin ötesinde kredi fonunu imalata ve ihracata dayalı destek verecek şekilde yeniden yapılandırdık. Çok cazip koşulların olmasıyla yatırımlar da büyümeyi destekleyecektir” dedi.


İç piyasada gelir anlamında güçlü bir desteğin olduğunu belirten Şimşek, geçen yıla göre iş bulan insanlarla ve vatandaşların gelir düzeyinin artmasıyla beraber harcamaların da artacağını kaydederek, “İç tüketimde geçen sene kadar güçlü olmasa da büyümeye destek bekliyoruz. Bu önemli çünkü büyüme her şeyin başı. Son 15 yılda da büyük bir başarı hikayesi var. Türkiye’nin başına gelmedik felaket kalmadı. Türkiye’nin büyüme ivmesine devam etmesi, gelişmiş ülkelerle arayı kapatmasında da önemli katkı olacak” değerlendirmesinde bulundu.


Şimşek, hükümet olarak sanayi ve ticaretin önünü açtıklarını, başarıyı da bu alanların sağladığını ifade ederek, şunları kaydetti:


“Karamsarlığa gerek yok. Yakın geçmişimize baktığımızda en zor dönem 2016’ydı. Biz gereken önlemleri aldık ve gereken destekleri sağladık. Devamında da ülke olarak iyi bir çıkış yakaladık, bunu sürdürmek için de çalışıp çabalayacağız. İş aleminin önünü açmak bizim en temel prensibimiz. Zaman zaman ’Büyüme rakamları yüksek ama biz bunu hissetmiyoruz’ şeklinde eleştiriler olabiliyor ama bunlar doğru değil. Mesela konut sayısı bir kaç yüz binden şimdi yıllık 1,5 milyona dayanmış. Traktör, araba satışları artmış. Bunların hepsi reel hayatın kendisi. Otomobil satışı milyonu bulmuş, ihracat aynı şekilde. Hangi kaleme bakarsanız bakın iyi gidiyor. Geçen sene 74 bine yakın yeni şirket kuruldu. Az rakam değil. Hakikaten iyi gidiyoruz. Dünyadaki en büyük sorun gelir dağılımındaki dengesizlik ama Türkiye bu konuda da iyi gidiyor. Kim ne derse desin hem nicelik hem de nitelik olarak iyi yoldayız. Sorunlarımız elbette var ama bunların çözümü için de yoğun çaba içerisindeyiz”.


Başbakan Yardımcısı Şimşek, Afrin’de devam eden Zeytin Dalı Harekatı’na da değinerek ülke olarak terörle mücadele konusunda ciddi başarılar kaydedildiğini belirtti.


Şimşek, “Hemen yanı başımızda terör örgütleri bulunuyor. Türkiye olarak ülkemize yönelen tehditleri bertaraf etmek için çalışıyoruz. Bu zaten meşru bir hakkımız. Bizlerin de burada bir ve beraber olarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Biz bu birlik ve beraberliğimizi sürdürdüğümüz müddetçe tüm sorunların üstesinden geliriz. Türkiye terörle mücadelede son dönemlerde büyük bir başarı yakaladı. Söz konusu sorunların kısa vadede bölgesel yansımaları olabilir ama biz buradayız. Sorunları çözmek için hep yanınızdayız."


Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in konuşmasının ardından fuarın açılışı gerçekleştirildi. Şimşek, beraberindekilerle birlikte daha sonra fuarda bulunan firmaların stantlarını gezdi.


Açılışa ayrıca Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu katıldı.


17 Şubat’a kadar açık kalacak fuara başta Gaziantep olmak üzere Adana, Denizli, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya ve Mersin’in yanı sıra Japonya, Yunanistan ve Çin’den firmalar katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.
Malatya Bakan Özhaseki: "Öyle sağlam evler yapacağız ki huzurla evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Malatya’da İl Koordinasyon Kurulu toplantı. Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen koordinasyon kurulunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 14 ay önce ülkenin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Bin yıllık Anadolu’daki serüvenimiz de, belki de başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu. Bundan önce nice harpler, darbeler, sıkıntılar, zorluklar depremler yaşandı ama bunun kadar hasar bırakan büyük bir afeti görmedik. 9 saat arayla 2 tane şiddetli deprem, çok uzun süreli deprem hem de kadim şehirlerimizin birkaç kilometre altından geçen bir deprem. Bundan 18 tane ilimizde etkilendi aslında. Birkaç bin konut yıkılan illerimiz de var. Toplamda depremden etkilenen 18 ilimiz var. 14 milyon insanımız zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı, 170 binde iş yerimiz, depolarımız ağıllarımız yıkıldı. Dile kolay söylemesi çok kolay 850 bin bağımsız birim haliyle maddi hasar çok fazla, 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek bir alet daha icat olmadı. Her evde acı tütüyor, her evde gözyaşı var” dedi. Bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını da ifade eden Özhaseki, “Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki inşallah deprem olmaz ama olursa hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” ifadelerine yer verdi. Malatya’da çarşı merkezinde zemin ile ilgili yaşanan sıkıntıya da değinen Özhaseki, “Depremden 2-3 ay sonra valilik karşısındaki çarşıda işe başlayalım dedik. Dikkat ediyor musunuz hala orada fore kazık çakmaya devam ediyoruz, hala zemini temizlemeye devam ediyoruz. Mesela Kahramanmaraş’ta şehrin ortasında giden bir cadde var, fay hattı geçiyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bin tane konut yaptıralım dediler, işe başlayacağız tam 40 milyon dolarlık fore kazık ihalesi yaptık. Aylarca fore kazık çaktık” dedi. Hükümetin birinci gündeminin halen deprem bölgesi olduğuna da değinen Bakan Özhaseki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bize ilk sorduğu soru ‘Depremde hasar gören illerimizde durum nedir? Hayat normale dönüyor mu? İnşaatlar yolunda gidiyor mu? Başka taraftan bakıldığı zaman da maliyedeki sıkı para politikasını size de takip ediyorsunuz. Bakanımız Mehmet Şimşek Beyin itiraz etmediği tek harcama kalemi var o da depremde ki yapılan harcamalar. Onun dışında bilin her bir iş takip ediliyor, burada da işlerimiz çok şükür yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi. Deprem bölgesinde yaklaşık 390 bin deprem konutunun inşaatının başladığını ifade eden Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 400 bin civarında hak sahibinin olduğunu söyledi. 4 bin 333 köyde köy evi yaptıklarını ifade eden Özhaseki, “Bin 240 tane şantiyemiz var, oralarda bin 110 bin kişi çalışıyor. İlk etapta 76 bin kadar konutu teslim ettik. Haziran, Temmuz’la birlikte her ay 10-15 e 20 bin konutu da teslim etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Malatya’da da hak sahipliği kadar inşaata başladıklarını ifade eden Özhaseki, “Bugün arkadaşlarımız yine Büyükşehir Belediyesinde toplandılar. Yeşilyurt, Battalgazi Belediye Başkanlarımız, yardımcıları, teknik ekipleri oradalardı. 8-10 bin eksiğimiz var tespit edilen yerleri gösteriyorlar. Daha çok da şehirlerimizin içinde yapalım istiyoruz, merkezde yapalım istiyoruz. Onları da bir an önce projelendireceğiz. Zaten ihaleyi yaptıktan sonra da en fazla bir sene gibi süre de bitiyor. O konutlarımız da hak sahiplerine teslim ederiz. Bütün hesabımız gelecek senenin ortalarında, güze kadar konutunu alamamış bir vatandaşımız kalmasın istiyoruz, iş yerlerini alamamış bir tek vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Bugün de Malatya’mızda şu ana kadar yaptığımız konutlar ne alemde, bundan sonra ne kadar eksiğimiz var, neler yapabiliriz, sizlerin bize söyleyecekleri var mı veyahut şunu yaparsanız daha iyi olur diyeceğiniz şeyler var mı? Bütün bunları konuşmak için önce kendi içimizde belediyede teknik bir toplantı yaptık. Şimdi de sizlerle bir araya geliyoruz” diye konuştu. Önlerinde seçimsiz bir süre olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Bu süre içerisinde biz çalışarak gayret edip Malatya’mızı eski haline döndürmek için uğraşıyoruz. İnşallah bunu başarırız, buna gücümüz yeter arkadaşlar” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki’nin konuşmasının ardından Malatya’da deprem sonrası güncel durum ve inşaat çalışmaları ile ilgili sunuma geçildi. Basına kapalı olarak devam eden toplantı soru-cevap kısmı ile son buldu.
Batman Öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla hayata döndüren öğretmen o anları anlattı Batman’da nefes borusuna simit kaçan öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla kurtaran öğretmen, o anları anlattı. Batman Borsa İstanbul Ortaokulunda teneffüste yediği simit soluk borusuna kaçan bir öğrenci nefessiz kaldı. Bu sırada koridorda nöbetçi Matematik Öğretmeni Levent Döndü, öğrencisinin boğazını sıktığını ve nefessiz kalarak kıvrandığını fark etti. Döndü, "Heimlich" manevrası ile öğrencisine müdahale etti. O anları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Matematik öğretmeni Levent Döndü, nöbet esnasında koridorda gezdiği esnada öğrencisinin nefes alamadığını gördüğünü, fark ettiğini söyledi. Hemen koşarak müdahale ettiğini belirten Döndü, "Öğrenci tam tıkanmıştı nefes alamıyordu okulumuzun böyle bir sorunla karşılaşması bizi tabii ki üzdü. Her öğretmen arkadaşımın yapacağı gibi ben de müdahale ettim. Batman Milli Eğitim il Müdürlüğü ilk yardım eğitim merkezinden almış olduğumuz eğitimler sayesinde çocuğumuza Heimlich manevrasını uyguladık. Çocuğumuzu hayata geri döndürdük bir şeye vesile olduk. İlk yardımında ne kadar önemli olduğunu, ilk yardım merkezinin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık eğitim ile alakalı tüm eğitimleri öğretmen arkadaşlarımız ile birlikte alıyoruz. Aldığımız eğitimlerde Heimlich manevrası sayesinde çocuğumuza biraz faydamız dokundu” dedi. Burada çocuklara sadece eğitim öğretimin dışında her alanda, her anlamda sahip çıktıklarının bir işareti göstergesi olduğunu aktaran Döndü, "Çocuklarımızın gerek psikolojik gerekte sosyolojik gerekte bu şekilde hayati durumlarında her zaman öğretim başta olmak üzere canla başla hepimiz çocuklarımızın yanındayız. Aydınlıyım 5 yıldır Batman merkez Borsa İstanbul ortaokulunda görev yapıyorum matematik öğretmeniyim. Çocuğun durumunu görünce onu ilk başta kurtarmam gerektiğini aklıma geldi hızlı bir şekilde hemen manavlarımızı yaparak çocuğu kurtardık. Çocuğu kurtardıktan sonra odaya götürdük çok güzel bir his bir duygu yaşadım. Özelikle sonrasında elim ayağım titredi çok üzüldüm. Görüntüyü izledikten sonra daha da etkilendim. Olayın üzerindeyken soğukkanlılıkla kalabildim. İlk yardımın hayati yönlerinden birisi de bu zaten soğukkanlı kalabilmektir. Tüm bireylerin tüm vatandaşların herkesin bu eğitimi almalarını düşünüyorum. Hayatın her alanında her zaman karşımıza çıkıyor. Umarım hiçbir zaman hiçbir çocuğumuza vatandaşımıza böyle bir durum yaşanmazdır. Ertesi gün aile geldi okula kalabalık bir şekilde teşekkür ettiler, ben de duygulandım onlar da duygulandı. Çocuğumuz teneffüslerde yanıma geliyor sarılıyor, bana diyor öğretmenin size hayatımı borçluyum ama aslında biz onlara gelecek borcumuz var. Elimizden geldiğince çocuklarımıza en güzel geleceği sunacağız en güzel imkanları sağlayacağız. Çocuklarımızı yeni bir hayata en güzel şekilde hazırlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Yaşadığı korku dolu anları anlatan 5. sınıf öğrencisi E.K, "Teneffüs çalmıştı o an arkadaşımla konuşurken simit parçası boğazımda kaldı. O an öğretmenler odasında doğru koşarken Levent hocam bizim katta nöbetçiydi ve beni kurtardı. Hocamı çok seviyorum ve ona çok teşekkür ediyorum. Öğretmenler odasına yakın bir arada tam tıkandım ve o sıra hocam yardımıma koştu ve kurtardı. O an çok korkmuştum Levent hoca sağ olsun beni kurtardığı için sonrasında korkmadım" diye konuştu.