GENEL - 14 Kasım 2018 Çarşamba 12:54

Gaziantep’te bebek ölümlerini ile mücadele

A
A
A
Gaziantep’te bebek ölümlerini ile mücadele

Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yeni doğan ve bebek ölümlerini en aza indirebilme konusunda önemli bir yer tutan ‘Yeni doğan Canlandırma Programı (NRP) Uygulama Eğitimi’ düzenlendi.

Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yeni doğan ve bebek ölümlerini en aza indirebilme konusunda önemli bir yer tutan ‘Yeni doğan Canlandırma Programı (NRP) Uygulama Eğitimi’ düzenlendi.


Özel Gaziantep Anka Hastanesi’nin desteği ile düzenlenen eğitim programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Programın açılış konuşmasını yapan Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çocuk, Ergen, Kadın ve Üreme Sağlığı Birimi sorumlusu Dr. Selda Doğan, "Tüm dünyada yılda 4 milyon yeni doğan ölmekte ve bunların %23’ü doğum sonrası asfiksiye bağlı kaybedilmektedir. Bu nedenle asfiksiye bağlı ölümlerin ve sekellerin önlenmesi amacıyla 1998 yılında başlatılmış olan Yeni Doğan Canlandırma Programı kapsamında yer alan uygulayıcı ve eğitici eğitimleri Türkiye geneline yaygınlaştırılmıştır. 2014 yılı sonu itibariyle 2 bin 310 uygulayıcı kursunda 47 bin 382 sağlık personeli eğitilmiştir. Her doğum salonunda eğitilmiş en az bir personelin mutlaka bulunmasının amaçlandığı program kapsamında gerçekleştirilen uygulayıcı eğitimleriyle temel resüsitasyon uygulamalarının yerleştirilebilmesi için bu konuda eğitim almış ve standart uygulama yapacak personel yetiştirilmektedir. Doğum odasındaki herkesi hedefleyen bu program ülkemizde doğumda gelişebilecek yeni doğan mortalitesini ve asfiksinin yol açacağı sekelleri en aza indirebilme konusunda önemli bir yer tutmaktadır. Neonatal döneme yönelik yürütülen NRP ve diğer çalışmalar sonucunda bebek ölüm hızı binde 7,2’ye, neonatal ölüm hızı ise binde 4,1’e düşmüştür" dedi.


Halk Sağlığı Hizmetleri Daire Başkanı Dr. Mehmet Emin İnce ise, "İlimizde ölüm oranları istediğimiz seviyede değil. Amacımız, fiziki şartların düzeltilmesi ve eğitimlerin verilmesi ile ilimiz genelinde yeni dogan ölümlerini asgari seviyeye indirilmesini sağlamaktır" ifadelerini kullandı.


“NRP sertifikası büyük önem arz ediyor"


Özel Gaziantep Anka Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Uzman Dr. Avukat Cengiz Bayram ise, sağlık hizmetlerinde hukukun önemli olduğunu ve özellikle NRP eğitimi sonunda alınan sertifikanın ne kadar önemli olduğunun bilinmesi gerektiğini altını çizdi. Bayram, "İnsanlar sağlık hizmetleri konusunda gittikçe hata olmayan ya da bizim bile hata olarak bilmediğimiz birçok şeyin hata olduğunu ve bunun da karşısında hukuki sorumluluğun olduğunun farkında. Bunların biz sonradan farkında oluyoruz. Yaptığımız davranışların en az yüzde 20-25’i suç. Biz bunu bilmiyoruz, farkında değiliz. Ne zaman bir problem çıkarsa o zaman bunun suç olduğu ortaya çıkıyor. Ancak o zaman da iş işten geçiyor. NRP sertifikasıyla ilgili bir hukuki veya cezai sorumluluk olur mu, olur. Bunu şu örnekle açıklayabilirim. Bir doktor arkadaşımıza doğumdan sonra çocuğa Doğum Doktoru olmazsa, sertifikası olan bir hekim müdahale edebilir ve etmeliydi, şeklinde bir bilirkişi raporu geliyor. Bu doktor maalesef NRP eğitimi almamış ve bu nedenle yani eğitime gitmediği için görevinin bir parçası olarak görüp kusurlu buldular. Şimdi bu doktorun bu kusuru, yargıtay tarafından onandı. Bu durum da NRP sertifikasının önemini ortaya koyuyor. Ben, Türkiye’deki 40 hukukçu hekim, 11 de hekim avukatın beraber olduğu bir sivil toplum örgütünün başkanıyım. Bize her gün Türkiye’nin her yerinden hukuki problem geliyor. Bunların yüzde 80-yüzde 90’ı kadın doğumla ve doğumda bebeğin oksijensiz kalmasıyla ilgili. Çok ufak bir hata bir doktorun hayatı boyunca bütün kazandıklarını kaybetmesine neden olur. Bu yüzden bu eğitim özellikle doktorlar açısından çok çok önemli. Hekim ve sağlık çalışanları cezai sorumluluk açısından risk altında. Bugün bir bebek öldüğünde otopside bir tıkaç tespit edilirse sizi taksirle adam öldürme suçu ile yargılayabilirler. O yüzden bu eğitimler bu anlamda size çok şey katacaktır" diye konuştu.


Dr. Selda Doğan, Ebe Hülya Bayır, Hemşire Emine Aktaş, Doç. Dr. Servet Özkiraz, Doç. Dr. Y.Ünal Sarıkabadayı, Yeni Doğan Uzmanı Dr. Hüseyin Selim Asker, Hemşire Zuhal Ökmen’in eğitimci olarak katıldığı programda, 2 doktor, 19 hemşire, 1 ebe, 1 paramedik, 1 anestezi teknikeri olmak üzere toplam 24 katılımcı 3 gün boyunca sözlü ve uygulamalı eğitim alacak. Program sonunda katılımcılara sertifika verilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan “Bağ Küllemesi Hastalıkları” yüzde 90 verim kaybına yol açabilir Üzümlü İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik ekipleri tarafından arazi kontrolleri kapsamında üzüm bağlarında, külleme, mildiyö, ölükol ve salkım güvesinde ilaçlama dönemleri ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Tescilli cimin üzümünün bağlarında “Bağ Küllemesi Hastalıkları” ile mücadelenin yapılmaması durumunda yüzde 90 verim kaybı yaşanacağı belirtildi. Bağ Küllemesi, asmanın yaprak, sap, sürgün, salkım gibi tüm yeşil aksamında gelişerek zarar oluşturan önemli bir hastalıktır. Hastalık, iklim şartlarının uygun gittiği ve mücadelesinin doğru yapılmadığı yıllarda yüzde 90’a varan ürün kayıplarına neden oluyor. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şubesinde Ziraat Yüksek Mühendisi olarak görev yapan Selahattin Albayrak, konu hakkında üreticileri bilgilendirerek şu uyarılarda bulundu; ‘Hastalığın yapraktaki Belirtileri’ “Hastalık başlangıçta yaprakların üst yüzeyinde yağ lekesine benzeyen sarımsı-açık yeşil renk açılmalarına neden olur. İleriki dönemde yaprak parlaklığını ve esnekliğini kaybeder, kalınlaşır, gevrekleşir ve kenardan içe doğru kıvrılır. Hastalığın bulunduğu kısımlarda grimsi-beyaz tozlu bir görünüm oluşur. ‘Hastalığın sürgünlerdeki belirtileri’ Sürgünler üzerinde başlangıçta siyaha yakın koyu renkli lekeler oluşur. Sürgündeki bu lekeler sezon sonuna doğru kırmızımsı kahverengine dönüşmektedir. ‘Hastalığın tanelerdeki belirtileri’ Hastalığa erken yakalanan taneler küçük kalır ve gelişemez. Hastalık tanelerde meyve sapı istikametinde çatlamaya neden olur. Taneler ben düşme dönemine kadar hastalığa duyarlıdır. ‘Mücadelesi ve kültürel önlemler’ Hastalıklı çubuklar budanarak imha edilmelidir. Yetişme sezonu içinde yaprak ve sürgün seyreltmesi yapılarak asmanın iç kısımlarına kadar iyi bir havalanma ve güneşlenme sağlanmalıdır. ‘Kimyasal mücadele’ 1. İlaçlama: Sürgünlerin 25-30 cm uzunlukta olduğu dönemde, 2. İlaçlama: Çiçeklenme öncesi, çiçek tomurcuklarının ayrıldığı dönemde, 3. İlaçlama: Tanelerin saçma iriliğinde olduğu dönemde, 4. ve sonraki ilaçlamalar: Üçüncü ilaçlamadan sonra hastalık gelişimi ve kullanılan ilacın etki süresi dikkate alınarak ben düşme dönemine kadar yapılmalıdır. Son ilaçlama ile hasat arasında gerekli bekleme süresine dikkat edilmelidir.”