SAĞLIK - 14 Ocak 2019 Pazartesi 17:33

SANKO Üniversitesi Hastanesi Uzm. Klinik Psikoloğu Kıratlı:

A
A
A
SANKO Üniversitesi Hastanesi Uzm. Klinik Psikoloğu Kıratlı:

SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi Uzm.

SANKO Üniversitesi Sani Konukoğlu Uygulama ve Araştırma Hastanesi Uzm. Klinik Psikoloğu Gözde Kıratlı, beslenmenin yaşamımızı sürdürebilmemiz için gereken fizyolojik ihtiyaçlarımızdan biri olmasına karşın yalnız bu ihtiyacımızdan dolayı yeme davranışı gösterilmediğini söyledi.


Kıratlı, duygusal yeme bozukluğu konusuna değinerek, “Bazen altta yatan duygusal zorluklardan dolayı da yeme davranışını gösterebiliyoruz” dedi.


Duygusal yemenin aslında hepimize tanıdık gelen bir durum olduğunu kaydeden Kıratlı, “Tok olduğumun farkındayım ama kendimi yemek yemekten alıkoyamıyorum. Kilomdan memnun olmadığım için diyetisyene gidiyorum, bunun faydasını görüyorum, kilo verebiliyorum ancak yine de diyete devam edemiyorum. Kendimi yine yemeğe veriyorum. Son zamanlarda sevgi ya da ilgi göremediğimi düşünüyorum, karşılaştığım herhangi bir stres faktörüyle kendimi yemeğe veriyorum diyorsanız o zaman duygusal yeme bozukluğunuz olabilir. Duygusal yeme bozukluğuna sahip bireyler yaşamlarını sürekli yemek yeme ihtiyacı içerisinde geçirirler. Aslında duygusal yemede aç olan karnınız değil, zihniniz ya da duygularınız oluyor. Doyma hissiniz kaybolmaya başlıyor. Yakın çevrenizde sevgi görmediğinizi düşündüğünüzde gidip o sevgiyi yemekten almaya çalışıyorsunuz. Ya da yemeğe keyif alma şeklinde bir anlam yükleyerek aşırı yemeyi gerçekleştirebiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.


Aşırı yeme isteğinin genellikle duygusal nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığına dikkat çeken Kıratlı, “Duygusal yeme bozukluğu iki şekilde yaşanıyor. İlki stres,üzüntü, yalnızlık gibi olumsuz duygulardan kurtulmak için yemek. Örneğin, işyerinde mobinge maruz kalıyorsunuz. Çözümü sanki yemekteymiş gibi kendinizi çekmecelerdeki, çantadaki çikolatalar, bisküvilerle stresin acısını atıştırmalıklardan çıkarırken bulabilirsiniz. Üstelik günlük kalori ihtiyacı 1500 iken, 4000-5000 kalorilik ürünleri tek seferde tüketmiş, boş paketlere bakarak bunları ne ara yediğinizi fark etmemiş olabilirsiniz. Böylelikle olumsuz duygularınızı zihninizden bir süre uzaklaştırabilirsiniz. Ancak yemeyle gelen rahatlama hissi bir süre sonra yerini suçluluk ve pişmanlığa bırakacağından bu üzüntüyle zaten ben kilo veremeyeceğim diye düşünerek kendinizi cezalandırmış gibi yeniden yemeye vererek duygusal yeme döngünün içerisine girersiniz. Böylece kilo alarak, ayna karşısında kendiniz için olumsuz tanımlamalar kullandığınız bir hale gelirsiniz. Bir diğeri ise pozitif duygularla birlikte daha fazla keyif almak için aşırı yeme davranışı ortaya çıkabilir. Bu bir bakıma kendinizi yemekle ödüllendirmektir. Örneğin işe kabul edildim, haydi kendime gidip bir iskender ısmarlayayım hem de 1,5 porsiyon olsun. Yani pozitif duygularınızı ödülmüşçesine yemek yemeyle birleştirip, bununla birlikte ortaya çıkan haz alma bir süre sonra bizi benzer duyguları hissedebilmek için yememiz konusunda koşullandırır.”


Hem olumlu hem de olumsuz duygu ve düşüncelere sahipken ortaya çıkan aşırı yeme davranışının duygusal yeme olarak adlandırıldığını anımsatan Kıratlı, “Aşırı yemenin temelinde bu iki farklı koşullanmadan biri yer alıyor. Bedeniniz size bu koşullanmanın sinyallerini verdiği zaman her şeyden önce burada bir sorun var bu bana iyi gelmiyor, tekrar tekrar aynı şeyi yaşıyorum, kilo alıyorum kendimden memnun değilim diyorsanız o zaman bu döngüyü kırmak önemli hale gelir” şeklinde konuştu.


Ne gibi etkenler duygusal yemeye yol açar


Düşünce hatalarının duygusal yeme bozukluğunun sürdürülmesine yol açtığını anlatan Kıratlı, “Başkaları tarafından kabul edilmenin bir yolunun‘kusurlu olarak’ olabileceğini düşünen bir yanınız olabilir. Kusurlu yanınız da kilodur. Eğer bunu düşünerek bir düşünce hatasına düşmüşseniz bu kusuru kabul ediyorum, ben kiloluyum, kilomu vermek istemiyorum diyebilirsiniz” ifadelerine yer verdi.


“Bir diğer düşünce hatası yemek yemenin hayattan zevk almanın tek yolu gibi zihninizde bir eşleşme yapmanızdır” diyen Kıratlı, şu değerlendirmeyi yaptı, “Yemek yemek sizin için hayattan zevk almaktır, diğer her şey olumsuz, tek keyif aldığınız şey yemek yemektir gibi kendinize yaşadıklarınız karşısında bir çıkar yol bulmuş olabilirsiniz. Bir başka düşünce hatası kutlamaların en iyi yolu yemektir diye düşünmektir. Kutlamalar sadece yemekle yapılır gibi eşleşmiş bir düşünceniz varsa ve bu size tanıdık geliyorsa, burada da duygusal yeme vardır. Mezuniyet, yıl dönümü, doğum günü gibi yemekli kutlamalar çevrenizde sık sık karşınıza çıkar. Kutlamalar tabiki güzel, tabiki bir araya gelip yemekler yenilecek, yemek de bir sosyal paylaşım aracıdır. Oraya yemek yemek için mi, yoksa sosyal paylaşım için mi gidiliyor bunu mutlaka ayırt etmek gerekir. Yemek odaklı mısınız, yoksa o kutlamayı yaptığınız kişiden keyif alıyor musunuz; bu önemli bir noktadır. Çünkü karşınızdakinin sohbetinden keyif almak yerine sadece tabağınızdakini bitirmeye odaklandıysanız, onu bitirip sonrasında ne yiyeceğiniz düşünüyorsanız yine duygusal yeme olabilir” ifadelerini kullandı.


Sürekli yemek duyguları bastırmanın yolu mu


Yemek yemenin duyguları bastırmanın kolay bir yolu olduğunun düşünülebileceğini ifade eden Kıratlı, “Streslisiniz, canınızı sıkan şeyler var o zaman kendimi yemeğe vereyim diye düşünmek yine bir düşünce hatasıdır. Çünkü stres hala yerinde dururken, siz yemeye başlıyorsunuz. Fazla kalori aldığınız için de kilo da alıyorsunuz o zaman stresinizin üzerine bir yenisi eklenmiş oluyor. Burada bir problem var diyerek bu problemin üzerine gitmek yerine bunu bastırmanın bir yolu olarak yeme davranışını seçiyorsunuz. Düşünce hatalarından bir diğeri, ‘Kilolu olmak beni cinsellikten uzaklaştırıyor’olabilir. Yeme davranışıyla cinsellikten kaçış için zihninizde bir bağlantı kurmuş olabilirsiniz. Eğer bu düşünce hatası size tanıdık geliyorsa mutlaka sorunun kaynağına ulaşıp psikolojik bir destek almak gerekir. Son olarak, istediğim şeyi istediğim zaman yemezsem o zaman kendimi engellenmiş hissederim gibi bir düşünce hatası yapıyor olabilirsiniz. Örneğin canım şimdi şöyle kocaman bir yaş pasta yemek istiyor diyebilirsiniz. Tamam, canınız yaş pasta istediğinden küçük bir kısmını yediniz ve bu bulunduğunuz öğün için yeterli. Hayır, hepsini, şimdi yemek istiyorum diyerek onu hemen yemezseniz ve o engellenmişlik hissi olacaksa eğer bu da duygusal yeme davranışıdır” şeklinde konuştu.


Duygusal yemede neden aşırı kalorili yiyecekler tüketilir


Kıratlı, brokoli, havuç, salatalık gibi gıdaların duygusal yemede tüketilmediğine, bir anda çikolata, şeker, cips, fastfood gibi aşırı yağlı, kan şekerini hızla yükseltebilecek gıdalara yönelme eğiliminde olunduğuna dikkat çekti. “Peki neden havuç, salatalık gibi gıdalar tüketmek yerine aşırı kalorili gıdalara yöneliyoruz” sorusunun evrimsel bir temeli olduğuna vurgu yapan Kıratlı, “Evrimsel olarak bugüne kadar geldiğimizde ilk insanlar, doğada hayatta kalabilmek için bol enerjili gıdalara yönelmişler, ancak doğada sürekli hareket halinde avcılıkla uğraşarak, koşarak, toplayıcılık yaparak o enerjiyi fazlasıyla yakıyorlarmış. Biz de atalarımızla benzer DNA kodlarına sahip olduğumuz için besinler üzerinde bu yönelime sahibiz, ancak bunu sınırlamamız gerekiyor. Bunun için de dürtüsel davranarak ani adımlar atmak yerine daha kontrollü ilerlemek gerekir” sözcüklerini kullandı.


Çözüm için ne gerekiyor


Kıratlı duygusal yeme için ise çözüm önerilerinde bulunarak, “Duygusal yemenizin farkındasınız, o halde çözüme problemi tanımlamakla başlayın. Sizi yemek yemeye ancak aşırı yemeye iten, öğün dışında sağlıklı beslenmenize engel olan duygu ve düşünceleriniz neler bunları keşfetmek duygusal yeme bozukluğunun önüne geçebilmenin tek yoludur. Şunun farkına varmalısınız ki sorunları halletmenin yolu yemek yemekten geçmiyor. Fark ettiğiniz düşünce hatalarınızı kendinize tekrar tekrar hatırlatmak, yemeğe yöneldiğinizde bir dakika deyip kendinizi durdurmaya çalışmak, 10 dakika beklemek, bir su içmek, nefes egzersizi çalışmak, belki bir havuç, salatalık yemek, odağınızı değiştirmek sizin için bir çözüm yolu olacaktır. Ancak bunları yapmanıza rağmen duygusal yemenin üstesinden gelemiyorsunuz, zaten o kadar stres ve üst üste gelmiş sorumluluklar var bir de duygusal yemenizi de aşmak için kendi kendinize yola çıkmışsınız ve başaramamışsınız bunun da yoğun duygusal yükünü hissediyorsanız mutlaka bir uzmandan destek almalısınız” sözlerine yer verdi.


Hem duygusal sorunları hem de duygusal yeme bozukluğu için klinik psikologla birlikte diyetisyenden de destek almanın ilerlemenin temeli olduğunun altını çizen Kıratlı, “Çünkü kişinin bu süreçte sağlıklı beslenmeyi de öğrenmesi gerekir ve bunu ancak bir beslenme uzmanı sağlayabilir” uyarısını yaptı.


Sağlıklı beslenme sürecinde asıl amacın sağlıklı yaşam ve bilinçli yemek yemeyi danışanlara kazandırmak olduğunu belirten Kıratlı, "Amaç, size kısa sürede şu kadar kilo verdireceğim ya da bir hafta şunu uygulayın demek değil. Aslında bunu bir yaşam tarzı haline getirmektir. Şu kadar zamanda şu kadar kilo verdireceğini söyleyen beslenme uzmanı o kiloyu verdiriyor ancak sonrasında kişi bir hırsla yemek yemeye devam ediyor. Yıllarca tekrar tekrar o kiloyu verdiren diyetleri uygulamış, tekrarlamış ama sağlıklı beslenmeyi sürdüremeyip kiloları yeniden alan, sonrasında kendini suçlayan danışanlarla çok sık karşılaşıyoruz ve kişiye bu ciddi bir yük oluyor” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuyucak’ta ’Karapınar Dede Hayrı’ geniş katılımla gerçekleştirildi Aydın’ın Kuyucak ilçesine bağlı kırsal Karapınar Mahallesi’nde bu sene 39’uncusu düzenlenen ’Geleneksel Dede Hayrı’ bu yıl da yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Yaylada aynı sofrada buluşan binlerce kişi hem dua etti, hem de hasret giderdi. ‘Ömür Yaylası’ olarak da bilinen Karapınar Mahallesi’ndeki Karaca ailesinin öncülüğünde yapılan, köylülerin ve hayırseverlerin destekleriyle zenginleşen hayır cemiyetinden nasiplenmek isteyen yüzlerce kişi çevre il, ilçe ve köylerden yaylaya akın etti. Baharın güzelliklerinin de yaşandığı hayır gününde, kazanlar dolusu keşkek, aşure ve çeşitli yemekler pişirildi. Kuran-ı Kerim ve duaların okunduğu hayırda uzun zamandır birbirini göremeyen dost ve akrabalar da hasret giderdi. Çocuklar da bahar havasını fırsat bilip gönüllerince yaylada oyunlar oynayıp, doyasıya eğlendiler. Mahallenin ileri gelenlerinden hayrın öncülüğünü yapan Mustafa Karaca, 39 sene önce başlayan bu hayır işinin her geçen yıl daha da büyüyerek bu günlere geldiğini belirterek, genç kuşağın da bu geleneği sürdürmesini istedi. Herkesin elinden geldiğince bu hayra destek olmaya çalıştığını belirten Karaca, “Bu hayır işini duyup bizi tanımayan kişiler bile destek vermeye başladı. Katılım her geçen sene daha da artıyor. İnsanımızın manevi değerlerine ve geleneklerine ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha görmüş olduk” ifadelerini kullanarak katılan herkese teşekkür etti. Mevlid, ilahi ve Kuran-ı Kerim tilaveti okunup, dualar edildikten sonra dağıtılan yemekler kısa sürede tükenirken, davete katılanlar yemekten sonra yayla içerisinde aileleriyle beraber güzel bir gün geçirdi.
Karabük Geleneksel Türk okçuluğu grup müsabakaları Karabük’te başladı Türkiye Geleneksel Türk Okçuluk Federasyonu Geleneksel Türk Okçuluğu grup müsabakaları Karabük’te başladı. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın okul sporları kapsamında küçükler, yıldızlar ve gençler A-B kız-erkek grup müsabakalarına 10 ilden 200’ye yakın sporcu katıldı. Dr. Necmettin Şeyhoğlu Stadı’nda iki gün sürecek müsabakalarda sporcular, Mersin’de yapılacak Türkiye finallerine katılabilmek için mücadele ediyor. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan açılış seremonisi konuşmalar ile devam etti. İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Akbaş ‘Eğitim Kenti Karabük’ projesi kapsamında hem akademik başarı hem sosyal-sportif faaliyetler hem de değerler olarak Karabük’ün ilerlemesinin sürdüğünü söyledi. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın sporun tabana yayılması, başarılı sporcuların kulüplere ve milli takımlara kazandırılması yönünde çalışmaların devam ettiğini belirten Karabük Gençlik ve Spor İl Müdürü Coşkun Güven, “Farklı yaş kategorilerinden 10 farklı şehirden 200’e yakın sporcu, öğretmen ve hakem arkadaşımızı Karabük’te ağırlıyoruz. Güzel ve heyecanlı mücadeleler izleyeceğiz. Karabük’te birçok organizasyona daha ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Fotoğraf çekimi ile açılış seremonisi sona ererken müsabakalar başladı. Mücadeleler yarın da devam edecek. Karabük’ten başarı ile ayrılacak sporcular Mersin’de yapılacak Türkiye finallerine katılım sağlayacak.