POLİTİKA - 22 Ekim 2021 Cuma 15:18

Gaziantep’te Milli Mücadeleye Yerel Bakışlar Sempozyumu

A
A
A
Gaziantep’te Milli Mücadeleye Yerel Bakışlar Sempozyumu

Gaziantep’te Milli Mücadele sürecine ilişkin verileri değerlendirmek ve anlatmak amacıyla 2 gün boyunca devam edecek sempozyum başladı.

Gaziantep’te Milli Mücadele sürecine ilişkin verileri değerlendirmek ve anlatmak amacıyla 2 gün boyunca devam edecek sempozyum başladı.


Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Üniversitesi, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin (FSMWÜ) iş birliğinde Millî Mücadele sürecine ilişkin edinilen verileri değerlendirmek ve anlatmak amacıyla “Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar Sempozyumu” 25 Aralık Gaziantep Savunması Kahramanlık Panoraması ve Müzesi’nde başladı. Millî Mücadele’nin 100’üncü yılı kapsamında TÜBA ve FSMVÜ iş birliği ile yürütülen Millî Mücadele’nin Yerel Tarihleri Projesi neticesinde yayınlanması planlanan dizinin ikinci bölümünde, akademisyenler ve yerel tarihçiler tek çatı altında toplandı, Millî Mücadele’nin yerel tarihleri ile ilgili mevcut bilgiler değerlendirildi.


2 gün ve 3 oturumdan oluşacak sempozyumda “Antep Savunması”, “Batı Anadolu’da Millî Mücadele”, “Güney Cephesi” konu başlıklarından yola çıkılarak Millî Mücadele’nin yerel düzeyde daha ayrıntılı incelenmesi sağlanacak. Oturumlarda Türkiye’nin dört bir yanından gelen tarihçi ve akademisyenler yer alacak.



"Gün yüzüne çıkan yeni bilgiler yeni bir dille aktarılmalı"


Açılışa, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Erdem Güzelbey, Gaziantep Valisi Davut Gül, Türkiye Bilimler Akademisi Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Andı, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa Göleç katıldı.


Sempozyumun açılış töreninde konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Erdem Güzelbey, Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar Sempozyumu’nu önemsediklerini belirtti. 17-19 Aralık’ta Gaziantep’in Kurtuluşu’nun 100’üncü yılı münasebetiyle bir sempozyum organize edeceklerini dile getiren Güzelbey, programdaki katılımcı kadrosunun aynı şekilde Gaziantep’te misafir etmek istediklerini söyledi. Güzelbey, “Millî Mücadele bilindiği üzere 3 cepheden oluşur. Gaziantep’te Güney Cephesi’nde yer alıyor. Mücadele süresince birçok cami, yapı ne yazık ki yok oldu. Biz de bu harabe şehirden bugünlere gelirken verilen örnek vatanseverlik tavrını sanayimizle, yereldeki iş birliğimizle güçlendirerek Gaziantep’i bugünlerimize getirdik. Büyükşehir Belediyesi olarak yereldeki diğer kurum ve kuruluşlarımızla yaptığımız iş birliği ile 25 Aralık Panorama Müzesi hayat buldu. Tabi bu müze, bir günde gerçekleşmedi, yaklaşık 10 yıllık bir süreçte bu yapıya kavuştu. Tarihçilerimizin, sempozyumlarla açığa çıkardıkları bilgileri yeni bir dille anlatmamız gerekiyor. Görsel ve teknoloji dili kullanılarak insanımıza ulaşmamız edindiğimiz tecrübeyi aktarmamız noktasında toplumumuza daha büyük yararlar getirecektir. Gaziantep’te bunu bu müzeyle başardığımızı düşünüyoruz. Çünkü şu anda müzeye olan ziyaretçi sayımız bin civarına ulaşmış durumda. Bir Gaziantepli olarak Millî Mücadele’de vefat etmiş, şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” şeklinde konuştu.



"Milli mücadelenin anlatılması ve yaşatılması çok önemli"


Sempozyuma katkı sağlayan bütün paydaşlara teşekkür ederek konuşmasına başlayan Gaziantep Valisi Davut Gül, şunları kaydetti: “6317 şehidimiz var. Müslüman nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin şehit olduğu bir şehirde yaşıyoruz. Bunun anlatılması ve yaşatılması çok önemli. Bu toprakları bize emanet eden şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize, sağlık sıhhat diliyorum” dedi.



"Hedef mücadelenin yerel düzeyde daha ayrıntılı incelenmesi"


Türkiye Bilimler Akademisi Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise "Bugün burada Türk Millî Mücadelesinin 100’üncü yılını idrak etmekteyiz. 2 yıl önce 19 Mayıs’ın 100’üncü yılını kutladık. 1 yıl sonra da Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını idrak edeceğiz. Devletimiz, Selçuklular, Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti sırasına dayanarak devamlılık ilkesinin sürdürebilir kılındığının güzel bir örneğidir. Bu projede emeği geçen paydaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar projesi, Türkiye Bilimler Akademisi Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi iş birliğinde yürütülen bir projedir. Bu organizasyonda Millî Mücadele’nin yerel düzeyde daha ayrıntılı incelenmesi konusunda yol izlemekte. Basma kalıp ya da yüzeysel ortalama tespit ve değerlendirmelerin ötesindedir" ifadelerini kullandı.



"Milli mücadele bizi biz yapan kesittir"


Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Andı, "Tarih, tanımı gereği geçmişten farklıdır. Geçmişte olmuş ama olup bitmemiş şeylerin karşılığıdır tarih. Olmayan bir geçmiş tarih değildir. Bu yüzdendir ki bütün yaratılanların içerisinde geçmişini idrak eden yalnızca insandır. Tarih, yaşamakta olduğumuz hayata tesir etmeye devam eden bizi duygulandıran, sevindiren, üzen, pişman eden bir geçmişin bilgisidir. Tarih, yaşadıklarımızı izah eden ve hatta onları normalleştiren, meşrulaştıran bir bilgidir. Bu yüzden bir kere yapılsa da tekrar ve tekrar yazılmak zorundadır. Her devirde toplumlar kendi ihtiyaçları ve donanımları doğrultusunda tarihte yeniden ve yeniden yüzleşmek zorundadır. Toplumlarda bireyler, başlarına gelen her şeyi hatırlamazlar. Olmak istedikleri şeyi, olabilmek için hatırlamaları ve unutmaları gerekenleri seçerler. Toplumsal bilinç, insanları birlikte hatırlayıp birlikte unutmaları yönünde inşa edilir. Sadece kendi yaşadıklarını hatırlayan birey, belki fert olabilir ama şahsiyet olamaz. Birlikte hatırlamayan insanlar aile ve millet olamazlar. Millî Mücadele bizim birlikte hatırladığımız tarihimizdir. Bizi biz yapan geçmişimizin, önemli bir kesitidir. Farklılıklarımızın bizi ne kadar ayrıştırsa da Millî Mücadele kavramı üzerinde buluşulur. Millî Mücadele yalnızca bir tarihin olayı değildir. Millî mücadele aynı zamanda kültürel ve siyasal bir kavramdır" dedi.



İlk ve en önemli diplomatik başarı elde edildi


Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Doç. Dr. Mustafa Göleç ise “Ne güzel bir tesadüf ki tam 100 yıl önce bugünlerde Millî Mücadele’nin ilk büyük askeri başarılarına müteakip ilk ve en önemli diplomatik başarılarından biri elde edildi. 20 Ekim 1921’de Ankara Anlaşması imzalandı. Güney Cephesi’ndeki savaş resmen sona ermiştir. Antep, Maraş, Urfa; Gazi, Kahraman ve Şanlı unvanlarını resmen elde etmeye hak kazanmıştır. Bugün bu mutlu hadisenin 100’üncü yıl dönümünü idrak ediyoruz. Bu hadisenin köşe taşlarından biri olan Millî Mücadele, modern Türkiye’nin oluşumundaki en önemli olgu olmuştur. 30 Ekim 1918’den 29 Ekim 1923 ile geçen 5 yıl, tarihimizin başka hiçbir dönemi ile karşılaştırılamaz. Ne mutlu ki devletimiz, resmî kurumlarımız, üniversitelerimiz, yerel yönetimlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız Millî Mücadele’nin 100’üncü yılı ile ilgili olarak çalışmalar yürütüyorlar. Bu dönemin ve hadiseyi hatırlayarak anlamak ve anlatmak için ne yapılsa az. ‘Millî Mücadeleye Yerel Bakışlar’ projesi ve bugün proje kapsamında gerçekleştirmekte olduğumuz sempozyum, bu çalışmaların bir örneğidir. Millî mücadele konulu Türkçe literatür, dönemin ağırlıklı olarak siyasi ve askeri gelişmelerden ibaret bir süreç olarak anlatıyor. Ancak milli Mücadele’nin toplumsal ve yerel boyutları, yeterince değerlendirilmiş değil. Anadolu’nun dört bir yanından şehirlerimiz, halkımızın farklı kesimleri bu mücadeleye bir şekilde katılmış, Millî Mücadele’nin doğrudan veya dolaylı olarak şahitleri olmuşlardır. Ülkemizin her köşesinden evlatlarını cepheye gönderen anne ve babaların, kardeşlerin, eşlerin, çocukların hafızaları yaşanan ama ne yazık ki hakkıyla yazılamayan bir tarihin kaynaklarıdır. Onlar, nüfusları azalan, ekmekleri eksilen, yaşadıkları yerler harabeye ve viraneye çevrilen yine de bu varoluş mücadelesini canları ve mallarıyla büyüten insanlarımızdır" ifadelerine yer verdi.


Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Özaydın ise "Tarihten ders çıkarmalıyız. Bu millet Millî Mücadele ile ayaktan kalan bir millettir. Bugün de yarın da biz, Millî Mücadele’yle ayakta kalacağız. Ben de bu coğrafyanın bir insanı olarak verilen mücadeleleri biliyorum. Ama dediğim gibi tarihimizden ders çıkarmamız, tecrübeyle yola bakmamız gerekiyor" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Sivas Sivas-İstanbul arası 7 saat kısaldı: YHT Sivas’a ilk seferini yaptı Türkiye’nin önemli ulaşım projelerinden biri olan Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı, Sivas ile İstanbul arasında kesintisiz seyahat imkânı sunmaya başladı. Türkülere konu olan Sivas’tan İstanbul’a seyahat süresi otobüsle yaklaşık 14 saat sürerken, aktarmasız Sivas-İstanbul seferi ile seyahat süresi yaklaşık 7 saate düştü. Ankara’dan Sivas’a ulaşımı 2 saate indiren Ankara-Sivas YHT hattı, 26 Nisan 2023 yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katıldığı törenle açılmış ve yaklaşık 1 yılda 1 milyon yolcu taşımıştı. Otobüs yolculuğu ile yaklaşık 14 saat süren İstanbul-Sivas arası, aktarmasız ekspres Yüksek Hızlı Tren hattının devreye girmesiyle 7 saat 8 dakikaya düştü. Sabah 08.40’ta yapılan ilk seferde Söğütlüçeşme İstasyonu’ndan kalkan tren 7 saat sonra Sivas’a vardı. Hızlı tren vatandaşlar tarafından oldukça beğenilirken, gelen yolcular için karşılama programı düzenlendi. Programa Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zeki Özdemir, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Mehmet Kul, bazı il protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı. İstanbul’dan Sivas’a gelen vatandaşlar davul ve zurna ile karşılanarak, karanfil verildi. “Rahat ve güvenli” AK Parti Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler, Yüksek Hızlı Tren teknolojisinin rahat ve konforlu olduğunu dile getirerek, “Gayet konforlu, rahat ve güvenli bir seyahati toplam 7 saat 18 dakikalık bir sürede tamamlandık. Hemşehrilerimiz bizi coşkuyla selamladılar. Ben bütün hemşehrilerime bu güvenli yüksek teknoloji ürünü olan İstanbul-Sivas ve Sivas-İstanbul seyahatini tercih etmelerini buradan hassasiyetle öneriyorum” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Osman Boyraz ise, “Sivas’ımıza, milletimize hayırlı uğurlu olsun. Böylesine bir medeniyet havzası olan Sivas’a sadece Sivaslılar değil, İstanbul’daki ve başka coğrafyadaki insanların da akın edip geleceğine inancım tamdır” diye konuştu. “Hızlı tren şehrimizde yeni ufuklar açacak” Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Yüksek Hızlı Tren’in kentte yeni ufuklar açacağını belirterek, “Bugün Sivas olarak yine tarihi bir gün yaşıyoruz. Bu seferle birlikte İstanbul seferlerimiz başlamış oldu ve İstanbul-Sivas arası mesafede 7 saate indi. Hızlı tren şehrimizde yeni ufuklar açacak. Şehrimizin başta turizm olmak üzere sanayisi ve ekonomisine her yönüyle katkıda bulunacak” şeklinde konuştu. “Yüksek Hızlı Tren’in akraba ilişkilerini de güçlendireceğine inanıyoruz” Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Yüksek Hızlı Tren’in akraba ilişkilerini güçlendireceğine inandıklarına değinerek, “Yaklaşık bir yıl önce Ankara-Sivas hızlı tren seferleri başlamıştı. 1 milyonun üzerinde yolcunun taşındığını görmekteyiz. Bundan sonraki süreçte de inanıyoruz ki bu sayı daha da artacak. Bu da Sivas’ın hem kültürüne hem turizmine katkı sağladığı gibi Sivas-İstanbul arasındaki akraba ilişkilerini de güçlendireceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Trenle seyahat eden vatandaşlar ise seferden memnuniyet duyduklarını söyledi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.
Mersin Vali Pehlivan: "Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, yüzde 53’ü ormanlarla kaplı olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşmasının yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkardığını söyledi. Orman Yangınları ile Mücadele Komisyon Toplantısı, Vali Pehlivan başkanlığında Orman Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirildi. Pehlivan, toplantıda orman yangınlarında hızlı ve etkin müdahalenin önemine işaret etti. Önleyici eğitim çalışmalarının planlandığı şekilde devam ettiğini ifade eden Pehlivan, uyarıcı tedbirlere yaz ayları boyunca devam edileceğini kaydetti. Mersin’in yüzölçümünün yaklaşık yüzde 53’üne denk gelen 835 bin 534 hektar alanın ormanlık alan olduğunu vurgulayan Vali Pehlivan, şöyle devam etti: "Orman alanlarımızın tamamı yangına 1. derecede hassas. Bu nedenle orman yangınları ile etkin mücadele kapsamında 5 helikopter, 72 arazöz, 21 su ikmal aracı, 1 su tırı, 90 ilk müdahale aracı, 10’u su atarlı 20 devriye motosikleti, 10 dozer, 12 greyder, 11 ekskavatör, 5 treyler, 104 su tankı hizmet etmek üzere değişik yerlerde konuşlandırılmaktadır. 12 gözetleme kulesi faal olup, iki görevli ile 24 saat gözetleme yapılmaktadır. 6 gözetleme kulesinde ilaveten kameralı gözetleme yapılmaktadır. 34 ayrı noktadan yaz aylarında saat başı meteorolojik veriler izlenmektedir." "Ormanlık alanlar insansız hava aracı ile gözetleniyor" Meteoroloji Genel Müdürlüğünden her gün 3 günlük risk haritası alındığına dikkat çeken Pehlivan, "Bu sayede 3 günlük hava durumu izlenerek genel ve yerel tedbirler alınabilmektedir. Özellikle kritik havalarda ormanlık alanlara yakın köy ve mahallerde muhtarlar, din görevlileri, orman gönüllüleri ve görevli personele cep mesaj uygulaması yapılarak dikkatleri çekilmektedir" diye konuştu. Ormanlık alanlarda insansız hava aracı ile gözetleme yapıldığını ifade eden Pehlivan, haberleşme hizmetinde kullanılmak üzere eski analog telsiz sistemine ilave olarak sayısal telsiz sisteminin de kurulduğunu kaydetti. Monte edilen araç takip sistemiyle 305 aracın 24 saat izlendiğini belirten Pehlivan, "Bütün orman yollarımız sayısallaştırılmış, arazöz ve su ikmal araçlarımıza tablet dağıtılarak yangın ihbarına en kısa yoldan ve sürede ulaşmaları sağlanmaktadır. 2023 yılı sonu itibarıyla ilimizde Orman Genel Müdürlüğü tarafından 264 yangın havuzu yapılmıştır. Ayrıca yerleşim yeri içme suyu şebekelerine ilimizin farklı yerlerinde 200 yangın vanası tesis edilmiştir" dedi. Son 3 yıllık ağaçlandırma çalışmaları Toplantıda ayrıca il genelinde son 3 yılda gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmalarına da değinen Pehlivan, "İlimizde 2021 yılında 3 bin 876 hektar, 2022 yılında 7 bin 646 hektar, 2023 yılında ise 4 bin 35 hektar alan ağaçlandırıldı. Ayrıca, 2021 yılında 5 milyon 279 bin 826 adet, 2022 yılında 6 milyon ve 2023 yılında da 6 milyon adet fidan üretildi" ifadelerini kullandı. Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın’ın yapılan faaliyetler, orman yangınlarına ait istatistiki veriler ile orman yangınlarıyla mücadele stratejileri hakkında bilgi verdiği toplantıda, yangınla mücadelede paydaş kurumların ve görevli personelin yerine getireceği vazife ve sorumluluklara ilişkin konular karara bağlandı. "Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi" Vali Pehlivan, ayrıca Orman Bölge Müdürlüğünün Toroslar ilçesinde faaliyete geçen yeni hizmet binasını ziyaret etti. Orman Bölge Müdürü Yalçın’dan yürütülen faaliyetler hakkında bilgi alan Pehlivan, Yangın Yönetim ve Koordinasyon Merkezi’nde 9 orman işletmesinin bağlı olduğu telsiz sisteminden birimlere seslendi. Pehlivan, şunları kaydetti: "Şu anda görevinin başında bulunan orman teşkilatımızın çok kıymetli mensupları, biraz önce orman yangınlarıyla mücadele komisyonumuzu topladık. Çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi. Toplam alanının yüzde 53’ü orman olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor. Bu konudaki çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile iş birliği ve koordinasyon içinde orman teşkilatımız yürütüyor. Orman teşkilatımızın neferleri olarak sizler de sahada yürütüyorsunuz. Hayati öneme sahip bu çalışmalarınızda sizlere üstün başarılar temenni ediyorum." Vali Pehlivan’a ziyaretinde Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özkan da eşlik etti.