EKONOMİ - 09 Temmuz 2024 Salı 15:06

Akıncı, INNOFOOD projesi kapanış toplantısında konuştu

A
A
A
Akıncı, INNOFOOD projesi kapanış toplantısında konuştu

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, INNOFOOD projesi kapsamında Gaziantep’e kazandırılan Pilot Ölçek Antep Fıstığı İşleme Tesisinin, fıstığın ileri teknoloji ile işlenip kalite ve gıda güvenliğinin en üst seviyede tutulmasına katkı sağladığını söyledi.


Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında hayata geçirilen INNOFOOD Projesi’nin kapanış programı Gebze’de bulunan TÜGİP Gıda İnovasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi.


Proje etkinliğine, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Yozgatlıgil, GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, GTB Genel Sekreteri Özgür Bayram ve projenin bölgesel ortaklarından Giresun Ticaret Borsası ile Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası temsilcileri katıldı.


Toplantıda konuşan GTB Başkanı Akıncı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen, nihai faydalanıcısının Marmara Araştırma Merkezinin olduğu INNOFOOD projesinin bölgesel ortağı olmaktan ve Gaziantep’e Pilot Ölçekli Antep Fıstığı İşleme Tesisi gibi büyük bir yatırımı kazandırmış olmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi.


Pilot Ölçekli Antep Fıstığı İşleme Tesisinin sektöre teknolojik anlamda değer katan bir yatırım olduğuna dikkat çeken Akıncı, “Bugün projenin belki kapanış toplantısını yapıyoruz ama aynı zamanda diktiğimizin fidanların ağaç olup meyve verdiğine de hep birlikte şahitlik ediyoruz. 2018’de attığımız imzalar ile başlayan proje yolculuğumuz, şimdi günde 30 ton fıstık işleme kapasitesine sahip bölgenin örnek bir tesisi haline dönüştü” dedi.


Antep fıstığının Gaziantep ve bölge ekonomisi için vazgeçilmez bir tarım ürünü olduğunu kaydeden Akıncı, “Antep fıstığında sahip olduğumuz asırlık deneyim, mevcut üretim potansiyeli ve çeşitli pazar avantajlarına rağmen maalesef ürünün işlenmesi noktasında teknolojik açıdan bazı eksikliklerimiz mevcuttu. Bu eksikliklerin giderilmesi noktasında Pilot Ölçekli Antep Fıstığı İşleme Tesisi teknolojik anlamda bir nevi rehberimiz oldu. 2018 yılında proje sözleşmesini imzaladığımız ve 2022 yılında açılışını gerçekleştirdiğimiz Antepfıstığı İşleme Tesisimiz şu an 2 bin metrekaresi kapalı toplam 6 bin 700 metrekare alan üzerinde hizmet vermekte. Tesisimiz, saatte 2 ton olmak üzere günlük maksimum 30 ton kuru Kırmızı Kabuklu Antepfıstığı ve saatte 1 ton Kavrulmuş Antepfıstığı ile saatte 1 ton Kavrulmuş İç Antepfıstığı işleme kapasitesine sahip. İşleme tesisimizde, Temizleme, Kavlatma (Islama ve Kabuk Soyma), Çıtlatma, Kavurma, Kırma, Paketleme gibi çeşitli ünitelerimiz yer almakta” ifadelerini kullandı.


Pilot Ölçekli Antep Fıstığı işleme tesisinde 2024 yılında 154 ton kuru kırmızı kabuklu Antep fıstığının işlem gördüğünü açıklayan Akıncı, ağustos ayında başlayacak Antep fıstığı hasat sezonu ile bu rakamın çok daha yüksek seviyelere ulaşacağını inandıklarını dile getirdi.


Akıncı, konuşmasının son bölümünde ise Gaziantep’e Pilot Ölçekli Antep Fıstığı İşleme Tesisinin kazandırılmasında emeği geçen tüm Bakanlık çalışanlarına teşekkür etti.



Akıncı, INNOFOOD projesi kapanış toplantısında konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.