GÜNDEM - 07 Eylül 2025 Pazar 13:25

Bakan Kacır: "Türkiye, 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza eden en kritik sistemleri, insansız hava aracı platformlarını üreten, ihraç eden bir ülke haline geldi"

A
A
A
Bakan Kacır: "Türkiye, 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza eden en kritik sistemleri, insansız hava aracı platformlarını üreten, ihraç eden bir ülke haline geldi"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gaziantep’te düzenlenen ÖNDER 22. İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı. Programda konuşan Bakan Kacır, Afrika kıtasının semalarını baştan başa Türk SİHA’larıyla muhafaza ettiğini söyleyerek, Türkiye’nin, 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza eden en kritik sistemleri, insansız hava aracı platformlarını üreten, ihraç eden bir ülke haline geldiğini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gaziantep Akkent Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ÖNDER 22. İmam Hatipliler Kurultayı’na katıldı. Programda konuşan Bakan Kacır, savunma sanayinin geldiği noktayla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Kacır, Afrika kıtasının semalarını baştan başa Türk SİHA’larıyla muhafaza ettiğini söyleyerek, Türkiye’nin, 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza eden en kritik sistemleri, insansız hava aracı platformlarını üreten, ihraç eden bir ülke haline geldiğini belirtti.



"Türkiye savunma sanayinde son 22 yıllık dönemde muazzam başarılar elde etti"


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin savunma sanayinde son 22 yılda muazzam başarılar elde ettiğini belirterek, "Türk milletinin şerefli misyonunu en uygun şekilde icra edebilmesi için gayret göstermeyi sürdürüyoruz. Bugün de sizlerle bu vesileyle Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğumuzu paylaşmak, tabi Milli Teknoloji Hamlesi dediğimizde Türkiye’nin kritik teknolojilerde tam bağımsızlık yolculuğundan söz ediyoruz. Neye ihtiyacı varsa, O ihtiyacını kendi imkanlarıyla karşılayabilen, üretebilen, kendi öz evlatlarının alın teriyle, geleceğini bilen bir Türkiye’de bahsediyoruz. Aynı zamanda daha yüksek katma değer üreterek inşa eden bir Türkiye’den bahsediyoruz. Tabii milli teknoloji dediğimizde öncelikle savunma sanayindeki muhteşem başarılarımız akla geliyor. Allah’a hamdolsun, birazdan daha detaylıca da konuşacağız. Türkiye savunma sanayinde gerçekten özellikle son 22 yıllık dönemde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde muazzam başarılar elde etti. Dosta güven, düşmanlara endişe veren bir destan yapıyoruz. Sanayinin, teknolojinin tüm alanlarında kritik ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılayamayan bir ülkenin bugünün dünyasında teknolojik varlıktan, dolayısıyla ekonomik bağımsızlıktan ve siyasi bağımsızlıktan bahsetmesi açıkçası mümkün değildir. Bizlerin hedefi savunma sanayinde nasıl başarmışsak, nasıl başarmaktaysak sanayinin, teknolojinin diğer alanlarında da ulaştırmadan enerjiye, tarımdan, gıdaya, sağlığa, finansal tüm alanlarda benzer bir yaklaşımla kendi teknolojisini, kendi üreten bir Türkiye’yi inşa etmek. Bunu yapabilmek adına büyük bir ekosistem inşa ettik. Bizim iktidarlarımız döneminde Türkiye Avrupa’nın en önemli üretim güçlerinden biri oldu. Bugünün Türkiye’si 40 milyar dolara yakın otomotiv ihracatı yapıyor. 30 milyar dolardan fazla kimya ihracatımız var. Ticari araç üretiminde, güneş paneli üretiminde, beyaz eşya üretiminde Avrupa’da bir numarayız. İhracatımızı 36 milyar dolardan 270 milyar dolara çıkarttık. Dünya ihracatından aldığımız payı binde 5’ten yüzde 1’in üzerine yükselttik. İhtiyacımızda yüksek ve orta, yüksek teknoloji ürünlerinin payını adım adım yükselttik, 100 milyar doların üzerine çıkarttık. Bütün bunlar dile kolay ama kurulan dev sanayi altyapılarıyla, gayretle, azimle, mümkün oldu. Bakın 30 yıl öncesinin Türkiye’si dünyada çok vasat bir yerdeydi. Hem üretebildiğimiz ürün çeşidi açısından hem rekabetçi ihracat yapabildiğimiz ülke sayısı açısından dünyada ancak ortalarda bir yerde dururduk. Gördüğünüz gibi 30 yıl öncesinin Türkiye’si hem ürün sayısından hem rekabetçi ihracat yapılabilen ülke sayısı açısından hem de ihracat büyüklüğü açısından son derece vasat bir noktadaydı. Bugünün Türkiye’si ise Çin’den sonra Avrupa’ya kadar uzanan geniş coğrafyada hem rekabetçi şekilde üretim yapılan ürün sayısı açısından, hem rekabetçi şekilde ihracat yapılabilen ülke sayısı açısından, hem de ihracat büyüklüğü açısından çok büyük bir başarı elde etti" dedi.



"Çin’den sonra bu geniş coğrafyanın en güçlü üretim ülkesiyiz"


Bakan Kacır, "Biz Çin’den sonra bu geniş coğrafyanın en güçlü üretim ülkesiyiz. Tabii bütün bu başarının arkasında araştırma, geliştirme, inovasyona harcadığımız kaynak, ayırdığımız kaynak çok önemli bir rol oynuyor. Araştırma, geliştirmeyi milli gelirimizden harcadığımız payı binde 5’ten yüzde 1,4 düzeyine yükselttik. Türkiye’de 22 yıl önce yılda 1,2 milyar dolar araştırma, geliştirme harcaması yapılıyordu. Geçtiğimiz yıl 16 milyar dolar ARGE faaliyeti yürüttük. Özel sektör toplam ARGE harcamalarının ancak yüzde 29’unu gerçekleştiriyordu. Şimdi özel sektörümüz Türkiye’deki ARGE harcamalarının 3’te 2’sine imza atıyor. Araştırma, geliştirme, insan kaynağımız ancak 29 bindi. Şimdi Türkiye’de 290 binin üzerinde bir ARGE ordusu var. Bütün ülkede yapılan yıllık patent başvurusu sayısı sadece 414 oluyordu. Bir patent kurumumuz yine vardı. Düşünün ki o kuruma günde bir patent başvurusu ancak veriliyordu. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de 10 binden fazla patent başvurusu yapıldı. Çokça konuşuluyor. Türkiye’nin dört bir yanında üniversiteler kurduk. Bunu eleştirenler olduğunu görüyorum. Ve üniversitelerin yeterli bir tepki olmadığı görüldüğü bazı şeyler söyleniyor. Peki bunun en objektif kriterlerinden biri nedir? Üniversitelerin en somut çıktısı nedir; bilimsel verilerdir. Bakınız bundan 20 yıl önce Türkiye’nin üniversitelerinde bir yıl boyunca yapılan bilimsel yayın sayısı sadece 9 bindi. Geçtiğimiz yıl Türk üniversitelerinde 52 bine yakın bilimsel yayın gerçekleşti. Demek ki atılan tohumlar, inşa edilen müesseseler Allah’ın izniyle adım adım sonuç veriyor. Tabi dev bir araştırma, geliştirme, inovasyon ekosistemini inşa etmemizde bu sonuçlarla mümkün oldu. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında bin 700’den fazla araştırma, geliştirme ve tasarım merkezi var. Bugün 110 teknoparkımızda 11 bin 500’den fazla firma teknoloji geliştiriyor, inovasyon üretiyor. 22 yıl önce Türkiye’de sadece iki teknopark vardı. Bu iki teknoparkta 56 şirket araştırma, geliştirme, inovasyon yapmaktaydı. Şimdi 110 Teknopark’ta 11 bin 500 inovasyon olarak çalışan, yenilik üreten şirketimiz var" şeklinde konuştu.



"Afrika kıtası, semalarını baştan başa Türk SİHA’larıyla muhafaza ediyor"


Bakan Kacır, "Türkiye’nin savunma sanayisi bizim için bir hayat meselesidir. İhtiyaç duyduğumuz savunma sistemlerini müttefik olduğumuz ülkeler parasını ödesek de dahi bize vermemekteydi. 40 yıla yakın zamandır terörle mücadele eden bir ülke olarak bu mücadelemizde dostumuz olması gereken aynı ittifakın içinde olduğumuz ülkeleri çoğu zaman yanımızda göremiyor. Hatta onları maalesef Hatta onlar maalesef, çoğunlukla mücadele ettiğimiz terör örgütlerinin etrafında arkasında görüyorduk. Onlardan nadir aldığımız savunma sistemleri de çoğunlukla terörle mücadelede, ihtiyacımızı karşılamıyor bize başarı getiremiyordu. Böyle bir atmosferde 2004 yılında bir Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısı yapıldı. O tarihte Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Savunma Sanayi İcra Komitesi’nin başkanı olarak önüne getirilen 100 milyar dolarlık ithalata dayalı tedarik planlarının üzerinde çizdi. ’Bütün bunları kendi imkanlarımızla geliştirmek ve üretmek zorundayız’ dedi. Allah’a hamdolsun 20 yıl gibi bir zaman içinde Türkiye’de savunma sanayinde yerli sistemlerimizin payı yüzde 20’lerden yüzde 85’lere yükseldi. Türkiye ihtiyaç duyduğu neredeyse tüm kritik sistemleri, hava araçlarını, kara araçlarını hatta uzay uydu sistemlerini kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretilebilen bir ülke oldu. Savunma ve havacılık İhracatımız 248 milyon dolardan geçtiğimiz yıl 7 milyar doların üzerine, bu yıl inşallah 30 milyar doların üzerine yükselmiş olacak. Bazıları diyorlar ki, savunma sanayini siz inşa ettiniz, bu şirketler, ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, sizden önce kurulmuş şirketlerdi. Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı çatısı altında 70’li yıllardan itibaren temelleri atılmış şirketlerdir. Bu şirketlerin çok büyük başarılara imza attığı dönem işte son 20-22 yıllık dönemdir. Türkiye, 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza eden en kritik sistemleri, insansız hava aracı platformlarını üreten, ihraç eden bir ülke haline geldi. Afrika kıtası, baştan başa Türk SİHA’larıyla semalarını muhafaza etmiştir. Bütün bunlar Türk milletinin yüzyıllar sonra, asırlar sonra yeniden tarih sahnesine çıkmasını ifade ediyor. İnşallah bu alanda Allah’ın izniyle yapacak çok işimiz var" diye konuştu.



Kapanış konuşmasını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş yaptı


Kurultayın kapanış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise imam hatiplerin öneminden bahsederek Gazze’de yaşanan İsrail zulmüne dikkat çekti. Erbaş, imam hatiplerin yıllardır süren ve son 2 yıldır daha da şiddetlenen Gazze’deki zulmü dünyaya duyurma noktasında çok önemli bir görev üstlendiğini de belirtti. Erbaş, Filistin’deki zulmün bir an önce sona ermesi için topyekun bir tepki gerektiğini de belirterek sessiz kalınmaması çağrısında bulundu.



Bakan Kacır: "Türkiye, 50’ye yakın ülkenin semalarını muhafaza eden en kritik sistemleri, insansız hava aracı platformlarını üreten, ihraç eden bir ülke haline geldi"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.
Eskişehir Aynı anda aynı caddede 4 kaza: Başka kaza olmasın diye çaba gösterdiler Eskişehir’de yağmurun etkisiyle aynı yolda aynı anda toplam 4 ayrı kaza meydana gelirken, çekici bekleyen sürücüler diğer araçların kaza yapmaması için yoğun çaba gösterdi. Bir otomobilin duvara çarptığı kazada 1 kişi yaralanırken, aracını pert eden oğluna kızan baba, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek tepki gösterdi. Odunpazarı ilçesi Yenikent Mahallesi Zümrüt Caddesi üzerinde aynı anda 4 ayrı kaza meydana geldi. Edinilen bilgilere göre ilk kazada, Mustafa S.K. (19) idaresindeki 06 BM 8846 plakalı otomobil, yağmurdan dolayı kayganlaşan yolda kontrolden çıktı. Virajı alamayan otomobil, yol kenarındaki duvara çarptı. Kullanılamaz hale gelen araçta bulunan 4 arkadaştan B.E. isimli şahıs kazada yaralanırken, sürücü haricindeki 2 kişi kaza mahallinden uzaklaştı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. B.E. isimli yaralı, ilk müdahalesinin ardından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aracı pert eden oğluna kızdı Kazanın ardından şoka giren araç sürücüsü Mustafa S.K. (19) kullanılamaz hale gelen aracı üzülürken, olay yerine gelen yakınları arkadaşını, "Cana geleceğine mala gelsin" diyerek sakinleştirmeye çalıştırdı. Mustafa S.K.’nın olay yerine gelen babası Mustafa K. ise, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek oğluna tepki gösterirken, diğer aile ferleri bu kez de babayı sakinleştirmeye çalıştı. Aynı yolda kaza yapan sürücülerden diğer araçlara örnek hareket Öte yandan, aynı cadde üzerinde bahse konu kazaya sadece 300 metre uzaklıkta 3 ayrı kaza meydana geldi. 2 araç ve 1 motosiklet daha kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Bahse konu 3 kazada da yaralanan olmadı. Motosiklet sürücüsü kalkıp yoluna devam ederken, şarampole saplanan 39 FB 525 plakalı otomobil ve 65 HC 935 plakalı kamyonet sürücüleri çekici beklerken, diğer sürücüleri kaza yapmamaları için uyardı.