KÜLTÜR SANAT - 19 Nisan 2025 Cumartesi 11:36

Bakır sesleri arasında geçen bir ömür

A
A
A
Bakır sesleri arasında geçen bir ömür

Gaziantep’te 60 yaşındaki bakırcı Mehmet Vakıf Durgun, bakırcılık sanatının merkezinde mesleğini yaklaşık 50 yıldır özveriyle sürdürüyor.


Tarih boyunca insanoğlunun en fazla tercih ettiği madenlerden biri olan ve bir döneme de adını veren bakır, şimdilerde ise daha çok işleme yoluyla çeşitli süs eşyası olarak kullanılıyor. Gaziantep’in tarihini, kültürünü ve sanatını simgeleyen bakırcılık mesleğinin tamamen unutulmaması için ilerlemiş yaşlarına rağmen ellerinden çekiçlerini düşürmeyen bakır ustaları, mesleklerinin ayakta kalması için mücadele veriyor. Teknoloji ve endüstrisinin gelişmesiyle birlikte birçok meslek yok olmayla yüz yüze kalırken, bakırcılık mesleği de bu meslekler arasında yer alıyor. Bir zamanlar halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan el emeği göz nuru bakırlar, mutfak eşyasından ziyade aksesuar olarak kullanılmaya başlayınca ustalar da azaldı. Bakırcılık mesleğinin unutulmaması için tüm zorluklara rağmen sanatını icra eden 60 yaşındaki bakırcı ustası Mehmet Vakıf Durgun, mesleğini yaşatmaya çalışan sanatkar ustalar arasında yer alıyor. Ömrünün büyük bir bölümünü mesleğine adayan Durgun, küçük atölyesinde yıllardır bakır işlemeye devam ediyor. Durgun, ömrünü verdiği mesleğini geçmişten günümüze taşıma gayreti içinde olduğunu ve mesleğini özveriyle sürdürdüğünü belirtti.


Mesleğe ilkokulu bitirdikten sonra başladığını söyleyen Durgun, "İlkokulu bitirdikten sonra yapacak bir meslek bulamadığım için bu mesleğe başladım. Komşumuzun oğlu bakırcı ustasının yanında çalışıyordu, ben de onun vesilesiyle bu meslekte çırak olarak çalışmaya başladım. Mesleği 3-4 yılda öğrendim. O dönemden beri de yani 44 yıldır da mesleğe devam ediyorum. Meslekte sürekli kendimi geliştirdim. Mesleği daha güzel bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Mesleğimiz meşakkatli bir meslek. Yaptıkça güzel işler çıkarıyorum ve güzel işler çıkardıkça da mutlu oluyorum. Daha güzel oluyor" dedi.


Bakırcılığın zor bir meslek olduğunu ve herkesin bu işi yapamayacağını belirten Durgun, "Bu meslek zor bir meslek. Zaten hiçbir meslek kolay değil. Mesleklerin hepsi zor ama mesleğini ve yaptığın işi severek yapacaksın, mesleğini sevmezsen kendini geliştiremezsin. Yaptığın mesleği sevmek lazım. Mesleğini sevdikçe daha güzel işler yapıyorsun. Nakış nakış bakır işlemesi yapıyoruz. Ürünlere yaptığımız modeller bazen 10 gün, bazen haftalarca ve bazen de aylarca sürüyor. En son yaptığım bir sini vardı, 5 ay sürdü. Yapılan ürünler işçiliğine göre değişiyor" diye konuştu.


Mesleği sayesinde 3 çocuk büyüttüğünü anlatan Durgun, en büyük oğlunun üniversite mezunu, iki kızının da lise mezunu olduğunu bildirdi.



Bakır sesleri arasında geçen bir ömür

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Kaymakam Dalak’ı duygulandıran kara kalem portre Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nin Kaymakam Halil Dalak’a gerçekleştirdiği ziyarette hediye edilen kara kalem portre, duygu dolu anlara sahne olurken, Sarıgöl’ün kültürel mirası bir kez daha gündeme taşındı. Sarıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği (SADER) Başkanı Salih Yapıcı ve yönetim kurulu üyeleri, Sarıgöl Kaymakamı Halil Dalak’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette derneğin yürüttüğü kültürel ve tarihî çalışmalar hakkında bilgi verildi. Ziyaret sırasında, Sarıgöl İlçe Devlet Hastanesi’nde 30 yılı aşkın süre başhekim olarak görev yapan emekli Operatör Doktor Cengiz Başkaya tarafından çizilen Kaymakam Halil Dalak’a ait kara kalem portre, Dernek Başkanı Salih Yapıcı tarafından takdim edildi. Anlamlı hediye, ziyarette duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Kaymakam Halil Dalak, kendisi için hazırlanan kara kalem portrenin makam odasında sürekli sergileneceğini belirterek, dernek yönetimine teşekkür etti. SADER Başkanı Salih Yapıcı ise yaptığı açıklamada, "Dernek olarak Sarıgöl ve çevresindeki tüm kültürel değerleri bağış yoluyla topluyor ve gelecek kuşaklara aktarıyoruz. Arşivimizde binlerce doküman bulunuyor ve bağışçılarımızın sayısı her geçen gün artıyor" dedi. Yapıcı, geçmişe ait binlerce eski fotoğrafın Sarıgöl Üzüm Festivali süresince etnografya müzesinde sergilendiğini belirterek, bu çalışmalarla geçmişten geleceğe ışık tutmanın mutluluğunu yaşadıklarını sözlerine ekledi.