EKONOMİ - 14 Kasım 2025 Cuma 15:32

GTB Ekim Ayı olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi

A
A
A
GTB Ekim Ayı olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı ve meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.


Toplantıda, AB tescilli Antep Lahmacunu, tarımda su verimliliği, kuraklık riskleri, 2026 yılı tarım bütçesi ve ekim sezonunda üreticilerin karşılaştığı sorunlar üzerine istişarelerde bulunuldu.


Toplantının açılışında konuşan GTB Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, geçtiğimiz günlerde Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan Mehmetçiklere Allah’tan rahmet dileyen Tiryakioğlu, "Askerî kargo uçağımızın düşmesi sonucu şehit olan kahraman askerlerimize yüce Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Bu acı kayıp hepimizin yüreğini derinden yaraladı" dedi.


Konuşmasında geçtiğimiz hafta içerisinde Gaziantep Lahmacunu’nun Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret (PGI) tescili aldığını hatırlatan Tiryakioğlu, "Tiryakioğlu, "Gaziantep Lahmacunu’nun AB tescili, bundan tam 10 yıl önce coğrafi işaret çalışmalarında attığımız tohumların bugün somut bir karşılığa dönüşmesidir. Daha önce Antep Fıstık Ezmesi için aldığımız AB tescilinin ardından bu başarıyı Lahmacunumuzla taçlandırmış olmak hem şehrimiz hem de ülkemiz için son derece gurur verici bir durum" ifadelerini kullandı.


Coğrafi işaretlerin ekonomik etkisine de vurgu yapan Tiryakioğlu, "Bu tesciller, ürünlerimizin uluslararası pazarda görünürlüğünü artırıyor, marka değerini güçlendiriyor ve üreticilerimize ek gelir fırsatları oluşturuyor" dedi.


Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan 2026 tarım bütçesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Tiryakioğlu, "2026 yılı bütçesinde tarıma 167 milyar 634 milyon TL destek ayrılması öngörülüyor. Bu bütçenin yüzde 54,2’si bitkisel üretim, yüzde 21,8’i ise hayvancılık desteklerinden oluşuyor. Bu destek yapısının sahaya yansımasıyla, çiftçilerimizin üretim planlaması daha öngörülebilir hâle gelecek ve tarım sektöründe sürdürülebilirlik güçlenecektir" ifadelerine yer verdi.


Kuraklık riskinin büyüdüğünü ve tarımda suyun doğru kullanılmasının artık stratejik bir mesele olduğuna da işaret eden Tiryakioğlu, "Tarımda su verimliliği sağlanamazsa, kuraklığın etkileri üretimi ciddi şekilde tehdit eder. Modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılması, suyun tarlada daha akılcı kullanılması ve etkin su yönetimi uygulamaları hem maliyetleri düşürür hem de çiftçimizin kuraklığa karşı dayanıklılığını artırır. Ekim zamanındayız, yağış yokluğu toprağın nem dengesini bozuyor, iklim değişikliği, kuraklık, maliyet artışları ve piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalar üreticinin bu zaman diliminde karar alma süreçlerini zorluyor. Çiftçilerimiz bugün hem verimliliği hem de gelir güvenliğini aynı anda korumak zorunda. Bu nedenle; doğru destek mekanizmaları, modern sulama teknikleri ve bilimsel planlamaya dayalı üretim modelleri, tarımın geleceği açısından hayati önem taşıyor" dedi.


GTB Olağan Meclis Toplantısı’nda konuşan GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı da, borsanın Ekim ayı faaliyetleri, devam eden projeleri ve sürdürdüğü çalışmalar hakkında meclis üyelerine bilgiler verdi.


Akıncı, konuşmasının başında düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerleri rahmetle anarak başsağlığı dileklerini ileterek, "Askeri kargo uçağımızın düşmesi sonucu şehit olan kahraman Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Aziz şehitlerimizin hatırası daima gönlümüzde yaşayacaktır" dedi.


Akıncı, açıklamalarının devamında ise Antep Lahmacunu’nun Avrupa Birliği’nden aldığı coğrafi işaret (PGI) tesciline değinerek, "Antep Lahmacunu’nun AB tescili, Gaziantep’in üretimdeki ustalığının ve kültürel mirasının uluslararası arenada bir kez daha teyit edilmesidir. Bu tescil hem şehrimizin gastronomideki liderliğini güçlendirmiş hem de borsamızın yıllardır emek verdiği coğrafi işaret çalışmalarının karşılığını somut şekilde ortaya koymuştur" dedi.


Gaziantep’in Türkiye’de coğrafi işaret alanında lider konumunu vurgulayan Akıncı, "Gaziantep bugün coğrafi işaretli ürün sayısında Türkiye’nin lideridir. Şehrimizin toplam 107 tescilli ürünü bulunuyor. Bu tablo, Gaziantep’in üretim kültürüne, emeğine ve geleneksel değerlerine sahip çıkmasının güçlü bir göstergesidir. Gaziantep Ticaret Borsası olarak bugüne kadar bizde şehrimizin 24 ürünümüzü coğrafi işaretle tescilledik. Bunlardan ikisi Avrupa Birliği tesciline sahiptir: Antep Fıstık Ezmesi ve Antep Lahmacunu. Her iki ürünümüz de 2025 yılında AB tescili alarak uluslararası düzeyde korunmaya başlamıştır. Ayrıca, AB nezdinde ise Antep Muskası ve Antep Bulguru için yaptığımız başvuruların süreci devam etmektedir" diye konuştu.



GTB Ekim Ayı olağan Meclis Toplantısı gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara DMM’den "Türkiye’ye BioNTech aşısı gelmedi" iddialarına yalanlama Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ’BioNTech aşısı gelmediği’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, bazı sosyal medya mecralarında, COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ‘BioNTech aşısı gelmediği’ yönünde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi. ‘BioNTech aşısı gelmediği’ iddialarının kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "COVID-19’a karşı geliştirilen BioNTech mRNA aşıları, klinik kullanım amacıyla doğrudan BioNTech SE firmasından temin edilmiştir. Pandemiyle mücadele kapsamında, Mart 2021 tarihinden itibaren salgının son dönemlerine kadar söz konusu aşılar mevzuata uygun şekilde tedarik edilerek vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Öte yandan salgın gibi küresel halk sağlığı acil durumlarında, aşı ve ilaçların temininde "Acil Kullanım Ön Onayı" mekanizması tüm dünyada işletilmektedir. BioNTech mRNA aşıları da Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası bilimsel otoritelerin acil kullanım ön onayı değerlendirmeleri esas alınarak Sağlık Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısıyla pandemi sürecinde yürütülen tüm aşılama faaliyetleri; insan sağlığının korunması önceliğiyle, bilimsel kriterler, şeffaflık ilkesi ve hukuki mevzuat çerçevesinde titizlikle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle kamuoyunun, teknik ve hukuki kapsamından koparılarak dolaşıma sokulan, yanıltıcı ve gerçek dışı nitelik taşıyan iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur."
Gaziantep 51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında firari sanıklar için 10 milyon TL’lik güvence bedeli kararı Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 51 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Furkan Apartmanı davasında iki firari sanık hakkında çıkarılan yakalama kararları, kişi başı 10 milyon TL güvence bedeli yatırılması karşılığında kaldırıldı. Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne neden olan Furkan Apartmanı davası bugün görüldü. Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Faik Ö., Eyüp Ö., Bülent B., Nejdet A., Mehmet A., Oktay A., Ömer Ş., Coşkun Ş., sanık avukatları, maktul avukatları ve maktul aile yakınları katıldı. Duruşmada söz alan maktul aile yakınları, suçluların en ağır cezayı almasını istedi. Sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, suçsuz olduklarını savundu. Duruşma savcısı, taraflarca yeniden bilirkişi raporu talebinin dosyaya geldiği aşama dikkate alınarak reddine ve yakalama kararı bulunan sanıklar için güvence bedeliyle haklarındaki yakalama kararının kaldırılması yönündeki talebinin de reddedilmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararları bulunan Hasan Hüseyin S. ile Abdullah Devrim S.’nin 10 milyon lira güvence bedeli karşılığında yakalama kararlarının kaldırılmasına, diğer sanıkların mevcut durumlarının devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ne olmuştu? Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 19 Temmuz 2024’te görülen karar duruşmasında, mühendis sanık Yılmaz Şahin Yurtyapan hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 16 yıl 8 ay hapis, sanıklar Faik Ö., kardeşi Eyüp Ö. ve Nejdet A. hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan Apartmanı davasında 3 sanık hakkında verilen kararı inceledi. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, beraat kararı verilen sanıklar Faik Ö. ve kardeşi Eyüp Ö. hakkında "kolon kesilmesi" iddiasıyla yeni bir iddianame hazırlandığı, bu nedenle olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu dosyaların birleştirilmesi ve sanıkların birlikte yargılanması gerektiğinin belirtildiği kararda, "Tüm dosyaların birleştirilmesine karar verilerek, tüm delillerin birlikte tartışılması hakkaniyetli bir yargılama için gerekli olmakla birlikte yerel mahkemece verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir" denildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da özel okulda 8 yaşındaki çocuğun darbedildiği iddiası Diyarbakır’da özel bir okulda 8 yaşındaki bir çocuğun darbedildiği iddia edildi. İddiaları reddeden okul yönetimi, darp izlerinin daha önceden olduğunun, öğrencinin ailesi tarafından kendilerine söylendiğini öne sürdü. Diyarbakır’da özel bir okulda eğitim gören 8 yaşındaki M.E.E.’nin geçtiğimiz günlerde okul müdürü ve sınıf öğretmeni tarafından darbedildiği iddia edildi. M.E.E.’nin ailesi, hastaneden darp raporu alarak şikayette bulundu. M.E.E.’nin dedesi Yılmaz Elaldı, geçen hafta okulun bir etkinliğine katıldıklarını belirterek, "Programda M.E.E., ille de beni eve götürün diyordu, bir korku vardı üzerinde. ’Okulun bitsin, öyle eve gideriz’ dedim. Çocuğun üzerinde baskı ve korku vardı. Orada da bize, kafasının çok ağrıdığını söyledi. Eve gelince ‘Müdür saçımdan tutup kafamı duvara vuruyordu’ dedi. Bu çocuklara bunu yapan insan değil. Çocuğu 10-15 gün önce de ben okula götürdüm. Sınıf öğretmeni bana herhangi bir şey de demedi. Bunu arkadaşları yapsa ’arkadaşıdır, normaldir’ olur derim. Bu, çocuğun çocuğa yapabileceği bir şey değil" diye konuştu. "Bunu yapan sınıf öğretmeni ve müdürü" iddiasında bulunan Elaldı, "Şahsen öğretmenle iki defa görüşmüştüm. Dört sefer okula gittim. İki etkinliğe gittim, iki sefer de çocuğu sormaya gittim. Çocuk darbedilmiş. Bu çocuğun herhangi özel bir durumu ve raporu yoktur. Herkes çocuklarını eve götürüp vücutlarına baksınlar. Çocukları dövüp, korkutup eve gönderiyorlar. Yasal işlemleri başlattık, sonuna kadar da bunun arkasındayız" dedi. Özel okuldan yapılan açıklamada ise 11 Aralık 2025 Perşembe günü okullarında meydana gelen hadisenin ilkokul 3. sınıf öğrencisi E.O.’nün sınıf öğretmenine ağlayarak, aynı sınıftaki sosyal mecrada ismi mağdur olarak gösterilen M.E.E. isimli öğrenci tarafından fiziksel şiddete uğradığını söylediği ifade edildi. Açıklamada, "Bunun üzerine sınıf öğretmeni, bu fiziki şiddet olayının ilgili öğrenci tarafından bu öğrenciye ve başka öğrencilere defaatle yapıldığı hususunu göz önünde bulundurarak, uyarması için okul müdürüne götürmüştür. Okul müdürü yanına getirilen öğrenciye önce sözlü nasihatlerde bulunmuş, sonrasında da yazı yazma ödevlendirmesinde bulunmuştur. Bu husus kurum kameralarında da açık ve şeffaf şekilde görülmektedir. Sosyal medyada tek taraflı servis edilen ve okul müdürlüğümüze isnat edilen fiziki şiddetin olmadığı hususu, kamera kayıtlarında da görülmektedir. İlgili kamera görüntüleri savcılık ve kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bununla birlikte şiddete uğradığı şikayetini öğretmene yapan E.O. isimli öğrencimizin darp raporu da mevcuttur. Sosyal medyada ismi geçen öğrencimizde bulunan diz altı morlukların daha önce de var olduğunu bizzat çocuğun annesi de sınıf öğretmenine söyleyerek, bunun için bir hafta önce hastaneye gittiklerini ifade etmiştir. En az bir hafta önceden de görülen morlukların, ilgili gün müdür tarafından darp uygulaması sonucu oluştuğu iddiasını, önyargılı ve tek taraflı olarak görüyoruz. Çünkü kamera kayıtlarından bu iddianın doğru olmadığını görmekteyiz. Kurum olarak bu morlukların oluş şekli ve zamanı ile ilgili gerekli tespitlerin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması için gerekli yasal başvurularımızı yapmaktayız. Kurumsal olarak bu ve benzeri durumlarda öğrenci tarafında olmak temel ilkelerimizdendir. Kurum olarak her iki öğrencimizin de yanındayız. Olayın adil ve ön yargısız çözülmesinin takipçisi olacağız" denildi. Veli olmayan bir kişinin bu olayı farklı yorumlayarak kamuoyuna yanlış biçimde aktarmasını tasvip etmediklerini kaydeden okul yönetimi, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Annenin bacaklardaki morlukların birkaç haftadır olduğu ile ilgili beyanı; çocuğun bacaklarındaki morlukların en az birkaç haftadır var olduğunu, annenin sınıf öğretmenine gönderdiği ses kaydından da açık bir şekilde anlayabilmekteyiz. Hatta bunun için iddia edilen olaydan bir hafta önce hastaneye gittiklerini, kansızlıktan dolayı morlukların oluşma ihtimalini doktora sorduğunu, doktorun da incinmelere dayalı oluştuğunu ifade ettiğini bu ses kaydından anlıyoruz. Kurumdaki kamera kayıtlarından da bu şiddet vakasının ilgili gün okulda oluşmadığı gayet açık bir şekilde görülüyor. Bu kamera kayıtları da emniyete ve savcılığa teslim edildi."