EKONOMİ - 29 Kasım 2025 Cumartesi 09:06

GTO’nun Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı

A
A
A
GTO’nun Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı

Gaziantep Ticaret Odasında (GTO) kasım ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkan Vekili Ali Bayram Sarıca başkanlığında yönetim kurulu, meclis ve disiplin kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.


Gaziantep Ticaret Odasında (GTO) kasım ayı olağan meclis toplantısının açılışında Meclis Başkan Vekili Ali Bayram Sarıca konuşma yaptı. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada GTO Meclis üyelerinin çalışmalarıyla kent ticaretine yön verdiklerini ifade eden GTO Meclis Başkan Vekili Ali Bayram Sarıca, "Her birinize ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. 40 bini aşkın üyemizi layıkıyla temsil ederek ticari hayatta yaşanan her sorunun çözümünde çok önemli bir rol oynuyorsunuz. Sektörlerin nabzını tutan meslek komitelerinizle birlikte Yönetim Kurulumuzun atacağı adımlara ışık tutuyorsunuz. Gaziantep Ticaret Odası bugün Türkiye’nin en güçlü odalarından biriyse eğer bunun en önemli parçaları Yönetim Kurulu, Meclis ve Meslek Komite üyeleri ile işinin ehli, uzman personel kadrosudur" dedi.



"Çalışmalarımız 3 ödülle taçlandı"


Toplantıda GTO’nun Kasım ayı faaliyetleri hakkında Meclis üyelerini bilgilendiren ve hayata geçirdikleri projelerin ve yürüttükleri çalışmaların 3 ödül kazandığı haberini paylaşan GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, GTO iştiraki BULLA’nın, İncili Gastronomi Rehberi’nde 4 İnci alarak "Mükemmel" kategorisinde yeniden yer almasından büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, "Gaziantep mutfağı yüzeysel tanıtımlarla değil, kalite, ustalık ve emekle temsil edilebilir. Bu başarı da bunun en güçlü göstergesi" dedi.



GTO’nun bir diğer ödülünün ise Gaziantep Gastronomi Akademisinin (GAGA) profesyonel aşçılık eğitimi öğrencilerinden geldiğini aktaran Başkan Yıldırım, "Kayseri’de düzenlenen yarışmada GAGA’da eğitim verdiğimiz iki öğrencimiz, profesyonel şeflerle yarışarak kendi kategorilerinde ikincilik elde etti. Bu, hem genç yeteneklerimizin seviyesini hem de GAGA’nın güçlü eğitim altyapısını ve çalışmalarının kalitesini ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.



Yıldırım, "Kasım ayında bizleri gururlandıran bir ödül de İstasyon Gaziantep projemize Dünya Gazetesi tarafından düzenlenen ‘Toplumsal Fayda Ödülleri’nden geldi. Toplumsal Fayda Oluşturan Yerel Çalışmalar kategorisinde İstasyon Gaziantep Modeli ödül aldı. Tüm bu başarılar, hem iştiraklerimizin hem de projelerimizin kalite standardını ve vizyonunu açıkça ortaya koyuyor. Ben bu başarılarda emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.



"İşletmelerimiz maliyet enflasyonuyla karşı karşıya"


Konuşmasının devamında işletmelerin asıl karşı karşıya olduğu enflasyonun maliyet enflasyonu olduğunu dile getiren Yıldırım, "Ekonomide istikrar ve sağlıklı büyüme için en önemli unsur öngörülebilirliktir. Mevcut enflasyonist ortamda işletmelerimizin öngörüden uzaklaşıyor. Reel sektör maruz kaldığı maliyet baskısı karşısında ihtiyacı olan ürün veya ham maddeyi, fiyatı artacak endişesiyle erken tedarik ediyor. Çünkü işletimlerimizin maruz kaldığı enflasyon maliyet enflasyonu" ifadelerine yer verdi.



Yıldırım, üretimin, ihracatın ve istihdamın sürdürülebilirliği adına bir dizi yapısal adımın hızla atılmasının reel sektör açısından son derece değerli dolduğunu vurgulayarak, "Kamuda tasarrufun etkin şekilde güçlendirilmesi, dengeli ve sürdürülebilir bir kur politikasının izlenmesi, üretim maliyetlerini azaltacak reformların hayata geçirilmesi, hukukun üstünlüğü ve liyakat ilkesinin ekonomik yönetimde temel alınması. Tüm bu adımlar Türkiye ekonomisinin güven, istikrar ve öngörülebilirlik zemininde ilerlemesi için kritik önem taşıyor" şeklinde konuştu.



"Otellerde düzenlenen alışveriş etkinlikleri sektöre zarar veriyor


Otellerde düzenlenen alışveriş etkinliklerinin zorlu günler geçiren sektör temsilcileri için haksız rekabete neden olduğunun da altını çizen Başkan Yıldırım, "Tekstil, hazır giyim, deri ve ayakkabı sektörleri emek yoğun yapıları nedeniyle son dönemde en fazla kayıp yaşayan alanlarımızdan oldu. Bu sektörlerimizin yaşadığı maliyet baskısının yanı sıra, bir başka konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Otellerde düzenlenen alışveriş festivalleri. Bu organizasyonlar ne yazık ki kayıtlı esnafımızın, üreticimizin ve perakende işletmelerimizin ticaretine zarar veriyor. Sektörün zaten zorlandığı bir dönemde haksız rekabete yol açan bu uygulamaların gözden geçirilmesi gerekiyor" diye konuştu.



GTO’nun Kasım ayı meclis toplantısı yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.