GENEL - 03 Mart 2021 Çarşamba 09:40

PKK’nın alıkoyduğu uzman çavuştan Gara iddiası

A
A
A
PKK’nın alıkoyduğu uzman çavuştan Gara iddiası

Şırnak’ta 10 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından kaçırılan ve 19 ay boyunca alıkonulan Gaziantepli Uzman Çavuş Kemal Ekinci, terör örgütü PKK’nın Gara’da 13 vatandaşı katlettikten sonra ortaya attığı, “Mağarayı uçak bombaladı” iddiasını iftira olarak niteledi.

Şırnak’ta 10 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından kaçırılan ve 19 ay boyunca alıkonulan Gaziantepli Uzman Çavuş Kemal Ekinci, terör örgütü PKK’nın Gara’da 13 vatandaşı katlettikten sonra ortaya attığı, “Mağarayı uçak bombaladı” iddiasını iftira olarak niteledi. Ekinci, teröristlerin 10 yıl önce kendilerine “Biz sizi öldürürüz. Sonra da ’devlet uçak gönderip öldürttü’ deriz” dediğini söyledi.


PKK’lı teröristler tarafından 1 Ekim 2011’de Şırnak’taki evinin önünden kaçırılan Uzman Çavuş Kemal Ekinci, 19 ay boyunca Kuzey Irak’ta tutulduktan sonra bırakılmıştı. Ekinci, TSK’nın kurtarma operasyonu sırasında terör örgütünün Gara’da 13 vatandaşı katletmesinin ardından ilk defa basına konuştu. Bir kaymakam adayı ve 6 askerle birlikte alıkonulduğu 19 aylık süreçte yaşadıklarını aktaran Ekinci, terör örgütünün zorla alıkoyduğu kişilere nasıl davrandığını anlattı. Ekinci, teröristlerin esirleri öldürdüğü takdirde devletin üzerine suç atma planını 10 yıl önceden yaptığını ifade etti.


Terör örgütünün silah zoruyla kendilerini devlet aleyhine konuşturmaya çalıştığını belirten Ekinci, örgüt militanlarına “Bizi öldürün” dediklerinde militanların kendilerine “Biz sizi öldürürüz. Sonra devlet uçak gönderip öldürttü deriz" diye cevap verdiğini dile getirdi.



Uzman Çavuş Ekinci teröristler tarafından defalarca öldürülmek istendi


Askeri sınavlarda başarılı olunca 2009’da Şırnak’ta uzman çavuş olarak göreve başlayan Kemal Ekinci, ilk olarak evinin önüne 80 kilo patlayıcı konularak öldürülmeye çalışıldı. Bomba patlamayınca teröristler tarafından evinin önünde infaz edilmek istenen Ekinci, olayı gören bir annenin “Sakın öldürmeyin onu” demesiyle infaz edilmekten kurtuldu. Vatandaşların olayı görmesi üzerine teröristler Ekinci’yi, araca koyarak kaçırdı. Kırsal araziye silah zoruyla çıkarılan Ekinci, ihtiyacını giderme bahanesiyle teröristleri alt ederek kaçtı. Ekinci teröristlerden uzaklaştığı esnada yardım istemek için yaklaştığı çoban kılıklı kişi ise örgütün sözde bölge sorumlusu çıktı. Ekinci’nin sağ bacağını sopayla vurarak çatlatan sözde bölge sorumlusu terörist, Ekinci’yi tekrar teröristlere teslim etti. Sağ bacağı çatlak şekilde 23 gün yürütülen Ekinci, ardından Kuzey Irak’ta bir mağarada tutuldu.



“Teröristler psikolojik baskı yapıyordu”


Kaldıkları mağaranın yerin 300 metre altında olduğunu belirten Ekinci, eskiden su kaynağı olan ardından kuruyan mağaraların teröristler tarafından barınak olarak kullanıldığını söyledi. Askerler şehit olduğu zaman teröristlerin gelip kendilerine psikolojik baskı yaptığını anlatan Ekinci, “Fiziksel olarak baskı ve işkence yok. Örgüt psikolojik savaş verir. Onlar şehit olan askerlerimize ‘Çürük elma’ diyordu. Biz de onlara ‘leş’ diyorduk. Bizi öldürmek istediklerinde de ‘Devlet buraya geldiği an sizi infaz ederiz. Bu olayı da devlete lanse ettiririz’ diyorlardı. Devlet hiçbir zaman kimsenin kötülüğünü istemez ve kimseye zarar vermez. 10 Mart 2013 tarihinde mağaranın içerisinde bir hareketlilik başladı. “Bizi ne yapacaksınız” dediğimizde “Bilmiyoruz” diyorlardı. Anlaşılması zor bir süreçti. Bizi Kuzey Irak’ta Barzani’nin emniyet güçlerine teslim ettiler. Oradan da Habur Sınır Kapısı’na geldik. Habur Sınır Kapısı’ndan da devlet tarafından teslim alındık” dedi.



“Devletin üzerine attıkları çamur er ya da geç kendilerine döndü”


Gara’da şehit edilen 13 vatandaşı en iyi kendilerinin anlayabileceğinin altını çizen Ekinci, damdan düşenin halinden damdan düşenin anlayabileceğini vurguladı. Gara’da tutulan sivillerin yaşadığı acıyı kendisinin de yaşadığını aktaran Ekinci, “Psikolojik olarak sürekli baskı altındaydık. Sürekli sıkıntı içerisindeydik. Ölecek miyim yoksa kalacak mıyım? Bu sorular insanı çok yıpratıyor. 13 arkadaşımızı katlettiler. Onlar bu arkadaşlarımızı katlederken yine her zamanki politikalarını yapmak istediler. İşte ‘Devlet uçağı gönderdi uçakla vurdu. Devlet roket attı. Roketle vurdu’ yalanına sarıldılar. Devlet hiçbir zaman bir vatandaşının saçının kılına zarar gelmesini istemez. Devletin üzerine attıkları çamur er ya da geç kendilerine döndü. Çok şükür o şehitlerin naaşları ailelerine büsbütün olarak teslim edildi. Devlet uçakla roketle vurmuş olsaydı beden bütünlükleri bozulmuş olurdu. İnşallah rabbim o arkadaşlarımıza ve ailelerine yaşatılan o acının yüz bin katını kendilerinden çıkarır” ifadelerini kullandı.



“Silah zoruyla devleti karalatmak istediler”


Mağarada tutulduğu esnada kendi medyalarından bir gazeteci geldiğini sözlerine ekleyen Ekinci, örgütün silah zoruyla devleti karalatmak istediğini ifade etti. Militanların “Devleti karalarsanız telefonla ailelerinizle görüştürürüz” dediğini paylaşan Ekinci, “Ailemizden haber almak istiyorsak kendi kanallarına konuşmamızı röportaj vermemizi istiyorlardı. Siz kimsiniz? Ailem terör örgütünü neden muhatap alsın? Doğmamış bir çocuğu görememek çok zor. Çocuğun emeklediği dönemleri bilemiyorsun. Yani çocuk ne halde ailen ne halde bilemiyorsun. Geldiğimde 2 yaşında bir kız çocuğunu kucağıma aldım. Çocuk ilk zamanlarda soğuk bir şekilde bakıyordu. Ben de ilk başlarda zorlandım. Eşimle ve ailemle buluşmayı anlatamam. Ailem de başta zorlandı. Çünkü 2 yıldır oradaydım. Benim nasıl bir tepki vereceğimi tahmin edemiyorlardı. İlk başlarda baya temkinli yaklaştılar” şeklinde konuştu.



“Ne kadar acı çeksem de terör örgütünden merhamet beklemem”


Örgüt kendini iyi niyetli göstermek için fiziksel baskıda bulunmadığını ifade eden Ekinci, örgütün asla iyi niyetli olmadığını belirtti. Kamerayı açıp karşılarına silahlı terörist oturttuklarını anlatan Ekinci, “Kendi istediklerini konuşmamızı istiyorlardı. Bunu zaten yapmış olsaydım zaten ülkeme dönmemin hiçbir anlamı kalmazdı. İşte hazırladıkları metinde ‘Devlet bize sahip çıkmıyor’ gibi devleti karalama tarzında cümleler vardı. Ancak devlet bizim başımızın tacıdır. Ben ne kadar acı çeksem de terör örgütünden merhamet beklemem. Onların gözünde biz düşmanız onlarda bizim için düşmandır. Benim bacağımda hala hasar var. Çok yürüdüğümde zorlanıyorum. Ben gittiğimde orada bir kaymakam adayı, başçavuş, uzman çavuş ve bir polis arkadaşımız vardı. Sürekli 5’imiz beraberdik. Onun haricinde 3 er vardı ama onlar bizden ayrıydı” dedi.



“Gara’da devletin üzerine çamur atmak istediler”


Örgütün zora girdiğinde kaçıp çamur atma sistemi olduğuna dikkat çeken Ekinci, “Örgüt hiçbir zaman kimseye merhamet etmez. Hiçbir ırkı dini gözetmeksizin merhamet göstermez. Kendi çıkar ve emeli doğrultusunda bu işleri yapar. Devletimizin büyüklüğü her zaman gözler önündedir. Devletimiz oraya gitti. ‘Devlet bunları alırsa biz kötü duruma düşeriz’ diyerekten 13 arkadaşımızı katlettiler. Bunu da bize söyledikleri gibi ‘İşte uçak geldi vurdu. Roket attılar, vurdu öldüler’ deriz şeklinde yaptılar. Bizim devletimiz hiç kimsenin kılına zarar gelmesini istemez. Devletin üzerine çamur atma planı yapıyorlar. Gara’da aynı şey oldu. 13 arkadaşımızı katleden alçaklar yine aynı çamuru atmaya çalıştı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.
Adana Hikmet Karaman: “Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, 3-0 mağlup oldukları Galatasaray maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Y. Adana Demirspor, evinde karşılaştığı Galatasaray’a 3-0 mağlup oldu. Maç sonu basın toplantısında konuşan Y. Adana Demirspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “İlk 45 dakikada çok önemli pozisyonlar oluşturduk. Kaleci Muslera’yı tebrik etmek gerek. İkinci yarı 1-0 ve 2-0 oldu. Futbolcularım iyi mücadele etti. Gole kadar oyun anlamında, pozisyon anlamında alkışı hak eden bir performans ortaya koyduk. Maçın son bölümlerinde Galatasaray üstünlüğü ele aldı. Taraftarlarımıza da teşekkür ediyorum. Maç öncesi çok güzel bir atmosfer vardı. Galatasaray’a bundan sonra başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu" Adana Demirspor’un zorluklar yaşadığını aktaran Karaman, “Bu takım 12 haftalık bir takım. Adana Demirspor takımı 12 haftadır birbirini tanımaya çalışan oyuncu gruplarıyla maça çıkıyor. Geçtiğimiz sezonların takımı ortada yok. İlk 45 dakikada planlarımızın hepsi tuttu. Yediğimiz gollerden sonra moraller bozuldu. Galatasaray gibi bir takıma karşı oynuyorsun ve ilk devre yakaladığın net pozisyonlar var. Futbolda bazen moral fiziksel kondisyonun önüne geçer. 2-0’dan sonra gördünüz ne kadar rahatladı. Yusuf Sarı ve Emre Akbaba çok önemli oyuncular ama yoklardı. Biz elimizdeki oyuncularla planlamayı en iyi şekilde yaptık. Müthiş bir maç izlendi. Futbol bir oyun, alkışlayacaksın. Bu oyunculara da sahip çıkacaksın. Zaman zaman kulüpler ekonomik ve sevk, idare anlamında zorluklar yaşayabilir. Biz de bunu şu anda kontrol ediyoruz. Semih Güler’in sakatlanması da bizi etkiledi. Alkışlanacak bir mücadele ortaya koyduk” diye konuştu.