POLİTİKA - 12 Nisan 2025 Cumartesi 12:50

’Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi: Yeni Anayasa’ buluşmaları Gaziantep’te düzenlendi

A
A
A
’Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi: Yeni Anayasa’ buluşmaları Gaziantep’te düzenlendi

"Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi Yeni Anayasa’ buluşmaları, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Gaziantep Şubesi ev sahipliğinde Gaziantep’te düzenlendi.


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Gaziantep Şubesi ev sahipliğinde "Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi Yeni Anayasa’ buluşmaları programı düzenlendi. Düzenlenen programda sivil anayasa ile ilgili konular ele alınırken Türkiye’nin sivil anayasa yapabileceği güçte olduğunu söyleyen AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Türkiye’de bugün her görüşün temsil edildiği bir meclis aritmetiği var. TBMM, yeni ve sivil bir anayasa yapabilecek güçtedir, demokratik meşruiyete sahiptir" dedi.



"1982 Anayasası, yine 1961 anayasası darbe ürünü olarak millete dayatılmış anayasalar"


Şu an yürürlükte olan 1982 anayasasının millete dayatılmış darbe anayasası olduğunu söyleyen AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Şu an yürürlükte olan 1982 Anayasası, yine 1961 Anayasası hep darbe ürünü olarak millete dayatılmış anayasalar. Oysa egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir. Peki egemenliği kullanacak olanlar kimlerdir? Darbeyi yapanlar, milletin iradesini ortadan kaldıranlar mı? Maalesef şu an yürürlükte olan 1982 Anayasası, millet adına egemenliği kullanan milletten o egemenliği alarak ’sen anlamazsan, sen egemenliği kullanamazsın, bu darbeyi yapan cuntacı komite sizden daha iyi bilir. Anayasayı sizin için biz hazırlarız ve size de buna layık görürüz’ diye dayatılan anayasadır" dedi.



"TBMM, yeni ve sivil bir anayasa yapabilecek güçtedir"


AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "İçeriğini baştan sona değiştirseniz bile yeni ve sivil bir anayasayı başından sonuna kadar değiştirip yeniden yapmak lazım. Dolayısıyla ruhu aynı şekilde duruyor. Türkiye’de bugün her görüşün temsil edildiği bir meclis aritmetiği var. TBMM, yeni ve sivil bir anayasa yapabilecek güçtedir, demokratik meşruiyete sahiptir" ifadelerini kullandı.


Anayasal güvence altına alınması adına yeni ve sivil bir anayasanın bir zaruriyet olduğunu söyleyen Gül, "Özellikle son 23 yıllık Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demokratik kazanımlar, temel haklara ilişkin güvencelerin de anayasal güvence altına alınması adına yeni ve sivil bir anayasanın bir zaruriyet olduğu apaçık gerçektir" ifadelerini kullandı.


Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Benim o uzun özgeçmişimin içerisinde tam bir darbeler tarihi var. Kendi hayatım darbelerle olan mücadelede geldiğimiz noktada en büyük örneklerden bir tanesi. Biz eğer erdemli toplum, Farabi’nin erdemli toplumu olmak istiyorsak, yüksek ahlak, yüksek teknolojiye geçme üzerinde bir iddiamız varsa, bu gençlere daha güzel bir dünya, daha güzel bir ülke daha güzel bir şehir bırakmak istiyorsak, mutlaka bir sivil anayasanın ne kadar ihtiyacı olduğuna hepimiz inanıyoruz. O yüzden bugün buraya gelen, bugün bilgisiyle, ilmiyle, irfanıyla benim de söyleyecek bir şeyim var diyen herkese hoş geldiniz diyorum" dedi.



"Sivil bir anayasanın, sadece hukuk dünyasında değil, reel ekonomide de derin ve olumlu etkiler oluşturacağına yürekten inanıyoruz"


Sivil bir anayasanın, sadece hukuk dünyasında değil, reel ekonomide de derin ve olumlu etkiler oluşturacağına inandıklarını söyleyen MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu, "Biz sanayiciler ve iş insanları olarak biliyoruz ki, güçlü bir ekonomi ancak güçlü bir hukuk sistemiyle inşa edilir. Hukukun öngörülebilirliği, yatırım ortamının güveni ve adaletin tesisi; istihdamdan ihracata kadar her alanda kalkınmanın temelidir. Bu çerçevede, milletin temsilcilerinin ortak aklıyla, toplumsal mutabakatla hazırlanacak sivil bir anayasanın, sadece hukuk dünyasında değil, reel ekonomide de derin ve olumlu etkiler oluşturacağına yürekten inanıyoruz. Mevcut 1982 Anayasası, darbe sonrası hazırlanmış, vesayetçi bir anlayışın izlerini taşıyan bir metindir. Bu yönüyle hem toplumsal temsilde eksiklikler barındırmakta hem de değişen dünyanın ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanmaktadır. Biz iş dünyası olarak, özellikle bürokrasinin azaltıldığı, yatırım süreçlerinin hızlandığı, teşvik sistemlerinin anayasal güvence altına alındığı bir yapıyı arzu ediyoruz. Vergi reformlarının daha öngörülebilir, sade ve adil hale gelmesi, dijitalleşen dünyaya uygun ticaret ve istihdam düzenlemelerinin anayasal çerçevede ele alınması beklentilerimiz arasındadır" şeklinde konuştu.



"Yargının tarafsızlığı ve etkinliği iş insanı için hayati bir konudur"


Yargının tarafsızlığının iş insanları için hayati bir konu olduğunu vurgulayan Özdurdu, "Yargının tarafsızlığı ve etkinliği iş insanı için en az üretim kadar hayati bir konudur. Ticari ihtilaflarda uzmanlaşmış yargı organlarının etkinliğini artıracak anayasal düzenlemeler, yatırımcının güvenini pekiştirecek; istihdamı, üretimi ve ihracatı doğrudan destekleyecektir. Yeni bir anayasa çalışmasından beklentimiz, bireyi esas alan, temel hak ve özgürlükleri genişleten, adaleti önceleyen ve devlet-vatandaş ilişkisini güçlendiren bir çerçeve ortaya koymasıdır. Biz MÜSİAD olarak kalkınmanın önündeki yapısal sorunların çözümünde sivil anayasanın kritik bir eşik olduğunu görüyoruz" diye konuştu.


Programın ardından panel gerçekleştirilerek öğrenciler ile soru cevap etkinliği düzenlendi. Programa AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, iş insanları ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri katıldı.



’Türkiye’nin Sivil Anayasa Yolculuğu Projesi: Yeni Anayasa’ buluşmaları Gaziantep’te düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Siverek’te yürek burkan protesto: Eşimin acısı son olsun, bu yolu kaldırın! Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde, sık sık ölümle sonuçlanan trafik kazalarıyla gündeme gelen şehir içi çevre yolunun, ilçe dışına taşınması talebiyle protesto eylemi düzenlendi. Geçtiğimiz gün aynı yolda eşini kaybeden ve taziyesini yarıda bırakıp eyleme katılan Ömer Gül’ün feryadı yürekleri dağladı: "Bu yol buradan kalksın, başka çocuklar yetim kalmasın!" İlçenin Şirinkuyu ışıklarında Siverek Kent Konseyi öncülüğünde toplanan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş, artan trafik kazalarına ve can kayıplarına tepki gösterdi. Kalabalık adına basın açıklamasını okuyan Siverek Kent Konseyi Başkanı Adnan Uğur Tamses, "Siverek’in içinden geçen Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunun şehir dışına çıkarılması gerektiğini" vurguladı. "Geçici Önlemler Yetersiz Kalıyor, Artık Ertelenemez" Tamses, açıklamasında, "Geçmişte şehir dışında planlanan bu yol, Siverek’in hızlı ve plansız büyümesi nedeniyle bugün yerleşim alanlarının tam ortasında kalmıştır. Bu durum, ağır tonajlı araçların şehir içi trafikle iç içe seyretmesine, özellikle yayalar, öğrenciler ve bölge sakinleri için ciddi bir can güvenliği tehdidi oluşturmasına neden olmaktadır. Alınan geçici önlemler ve uyarı levhaları, sorunun köklü çözümü için yeterli olmamaktadır. Bu sorun artık ertelenemez bir noktaya gelmiştir" dedi. Basın açıklamasında yetkililere 4 maddelik acil çağrı yapıldı. Bu maddeler," Mevcut çevre yolunun ivedilikle şehir dışına alınması. Yeni çevre yolunun uzun vadeli şehir planlamasına uygun şekilde projelendirilmesi. Mevcut yol üzerinde, çözüm sağlanana kadar acil ve etkili trafik güvenliği önlemlerinin artırılması ve yetkili kurumların, yerel dinamikleri ve halkın taleplerini dikkate alarak süreci şeffaf bir şekilde yürütmesi. Tamses, bu çağrının tamamen insani ve vicdani bir talep olduğunu belirterek, yetkilileri sorumluluk almaya davet etti ve sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. Eşini Kaybeden Ömer Gül: "Benim Acım Son Olsun, Bu İhmalkârlıktır" Basın açıklamasına, geçtiğimiz gün aynı yol üzerinde meydana gelen trafik kazasında 15 günlük bebeğinin annesi olan eşi Canan Erçek Gül’ü kaybeden Ömer Gül de katıldı. Taziyesini yarıda bırakarak eyleme destek veren acılı eş, şunları söyledi: "Dün bu yolda, karşıya geçerken eşimi kaybettim. Yeni ölümlerin yaşanmaması için taziyemi yarıda bırakıp bu eyleme katıldım. İnşallah benim acım son olur, bu yolda ki ölümler benim acımla son bulsun. Şehir içinden 170 kilometre ile arabalar gidiyor, benim eşime de çarpan sürücü 170 kilometreyle hızla gidiyordu. Bu ihmalkârlıktır. Eşim 3 çocuğu yetim bıraktı, biri henüz 15 günlük. Bunun vebali kime? Ben bunun peşinde değilim, yalnızca bundan sonra gerekli önlemlerin alınmasını istiyorum. Cumhurbaşkanıma buradan sesleniyorum, rica ediyorum bu benim acım son olsun, hiç kimsenin bir daha böyle bir acı yaşamasını istemiyorum. Rica ediyorum yetkililer kimse bu yolu buradan kaldırsınlar, başka çocuklar yetim kalmasın." Ömer Gül’ün feryadı, eyleme katılan vatandaşları derinden etkiledi. Basın açıklamasının ardından vatandaşlar 5 dakikalık oturma eylemi yaptıktan sonra, olaysız dağıldı.
Ankara Başkent’te çağırdıkları ’Martı Tag’ sürücüsü Özcan’ı darp eden 4 taksici hakkında karar açıklandı Ankara’da ’Martı Tag’ uygulaması üzerinden çağırdıkları araç sürücüsü Alper Özcan’ı darbettikleri gerekçesiyle yargılanan 4 sanık taksi şoförü hakkında karar açıklandı. Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Abdurrahman Akbaş, Umut Can Kurtoğlu, Ömer Berkan Altunbaş ile taraf avukatları katıldı. Diğer tutuksuz sanık Murat Akbaş ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme başkanı bu celse karar vereceklerini bildirerek, Abdurrahman Akbaş’a söz verdi. Akbaş savunmasında, "Arabanın anahtarını almaya çalışmadım. Bize vurmasın diye elinden tutmaya çalıştım. Biz de taksiciyiz yağma söz konusu olamaz. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Söz alan diğer sanıklar Umut Can Kurtoğlu ile Ömer Berkan Altunbaş da mahkeme heyetinden beraatlerini talep etti. Avukat ve sanık beyanlarının ardından mahkeme kararını açıkladı. Sanıklardan Abdurrahman Akbaş, ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ suçundan 7 yıl 6 ay, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 3 yıl 4 ay ve ‘Tehdit’ suçundan 1 yıl 8 ay olmak üzere toplam 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanık Ömer Berkan Altunbaş hakkında, ‘Nitelikli yağma’ suçundan beraat kararı verirken, ‘Kasten yaralama’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 3 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etti. Sanık hakkında, ‘Tehdit’ suçundan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık Murat Akbaş, ‘Nitelikli yağmaya teşebbüs’ ve ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından 10 yıl 10 ay hapis cezası alırken, diğer sanık Umut Can Kurtoğlu ise tüm suçlamalardan beraat etti.
Muğla YÖK 2025 raporu açıklandı: MSKÜ 4 alanda öne çıktı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ), YÖK’ün 2025 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Raporunda 4 kategoride ilk 20’de yer almayı başardı. Yükseköğretim Kurulu tarafından, Türkiye’deki 201 üniversitenin 67 farklı gösterge doğrultusunda değerlendirildiği "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" kamuoyu ile paylaşıldı. Eğitim-öğretimden sürdürülebilirliğe, uluslararasılaşmadan toplumsal katkıya kadar geniş bir perspektifte hazırlanan raporda, MSKÜ, "Eğitim-Öğretim", "Araştırma-Geliştirme, Proje ve Yayın", "Uluslarasılaşma" ve "Topluma Hizmet ve Sosyal Sorumluluk" alanlarında çalışmalarındaki verilerle Türkiye’nin önde gelen Üniversiteleri arasında yerini aldı. Aktif öğrenci toplulukları ile sosyal Üniversite MSKÜ, öğrencilerin sadece akademik değil sosyal gelişimlerine de verdiği önemi sıralamadaki yeriyle kanıtladı. Rapordaki "Öğrenci Topluluğu Sayısı" göstergesine göre MSKÜ, bünyesindeki 218 öğrenci topluluğu ile devlet ve vakıf üniversiteleri arasında Türkiye genelinde 7. sırada yer aldı. Sanattan spora, bilimden kültüre kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren toplulukları, kampüsün yaşayan bir ekosisteme sahip olduğunu tescilledi. Bilimsel araştırmaların desteklenmesi Araştırma kültürünü teşvik eden Üniversitemiz, TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları (BİDEB) kapsamında sağlanan desteklerde de üst sıralarda yer aldı. Rapora göre MSKÜ, toplam 330 BİDEB desteği (burs ve proje) ile Türkiye’nin en çok destek alan üniversiteler arasında 18. sırada yer aldı. Bu veri, öğrencilerin ve araştırmacıların proje üretme kapasitesinin ve bilimsel yetkinliğinin yüksekliğini gözler önüne serdi. Uluslararasılaşma: Akademik hareketliliğin desteklenmesi Uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren MSKÜ, akademik kadrosunun küresel deneyimini artırmada önemli bir başarı elde etti. "Değişim Programları Kapsamında Giden Öğretim Elemanı Sayısı" göstergesinde 15. sırada yer alan Üniversitemiz, akademisyenlerinin yurt dışı tecrübesini artırarak evrensel bilim standartlarını kampüse taşımaya devam ediyor. Engelleri Kaldıran Kampüs: Güçlü erişilebilirlik envanteri Son olarak, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden MSKÜ, raporda yer alan Erişilebilirlik Envanteri Sayısında 200’ün üzerinde envanter kaydıyla Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında 11. sırada yer aldı.