POLİTİKA - 29 Nisan 2024 Pazartesi 16:51

Vali Çeber’den İHA’ya ziyaret

A
A
A
Vali Çeber’den İHA’ya ziyaret

Gaziantep Valisi Kemal Çeber, İhlas Haber Ajansı (İHA) Gaziantep Bölge Müdürlüğü’nü ziyaret etti.


Ziyarette gündeme dair konular ele alınırken, İhlas Haber Ajansı Bölge Müdürü Ahmet Orhan Akın, bölgedeki çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Ziyarete Gaziantep Valisi Kemal Çeber’in yanı sıra Gaziantep İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Halil Şen, Gaziantep İl Emniyet Müdürü Celal Özcan ile Gaziantep Valiliği İl Basın Halkla İlişkiler Müdürü Ömer Turan da katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Basın biriminden temizliğe gönderilen gazeteci, mücadelesine destek istedi Samsun’da yıllardır çalıştığı belediyenin basın biriminden aynı partiden başka bir yönetime geçmesinin ardından ‘temizlik görevine’ verilen gazeteci, mücadelesine destek istedi. Yıllarca gazetecilik görevini sürdüren, Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen basın kartı sahibi Gazeteci Zerrin Somuncu, 2019 yılından bu yana gazeteci unvanıyla çalıştığı Atakum Belediyesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden alınarak temizlik görevlisi olarak görevlendirildi. Temizlik görevlisi olarak yeni görevine başlayan Somuncu, yaşadığı durumu anlatarak destek istedi. Yaşadığı durumun büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen gazeteci Zerrin Somuncu, “Görevim tebliğ edildiğinde görev yerime gittim ve benimle düğün salonu müdürü olarak tanıştırılan amirimden yeni görevlerimi ‘Hep pırıl pırıl olmalı’ uyarısıyla sözlü olarak aldım ve ardından yeni görevimi yapmaya başladım. Konunun haksızlığının farkında olan belediye bürokratlarının ve bağlı bulunduğum meslek örgütlerinin çabalarına rağmen, başkanlık makamı ile haksızlığın düzeltilmesi konusundaki günlerce süren olumlu iletişimler maalesef sonuçsuz kaldı. Ekibimizdeki fotoğrafçı arkadaşımız Fen İşleri Müdürlüğü’nde taş parke döşeme görevine, kameraman arkadaşımız da Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde sokak süpürgecisi görevine sürüldü. Her 2 mesai arkadaşım da tıpkı benim gibi işlerini kaybetmemek için yeni görevlerine başladı. Görevlendirilmelerden önce ise ekibimizden 3 kişinin de işine son verildi” dedi. Haksızlığa uğradığını belirten Somuncu, “Bu süreçteki tüm toplantı taleplerim sonuçsuz kaldı. ‘Öğleden sonra geleceğiz’, ‘Yarın geleceğiz’ denilerek toplantı süreci uzatıldı ve o toplantı hiç yapılmadı. Birim müdürümüzle birebir görüşmemiz engellendi. Suç isnat edildi ve ‘oturtulduğumuz’ odanın önünde ‘oturması’ için görevlendirilen iki personel tarafından gerek sözlü gerekse jest ve mimiklerle baskı yapıldı. Halka hizmet vermekle sorumlu kurumların yapısına ve işlevselliğine ağır zarar veren ‘sürgün zihniyeti’nin son icraatının dimdik karşısında duruyor, mücadelemde yanımda olmanızı diliyorum” diye konuştu.
Tekirdağ Tekirdağ’da nefes kesen görüntüler: Rehine kurtarma, dövüş ve köpekli saldırı Tekirdağ’da özel ve engelli vatandaşların askerlik hasretini gidermek amacıyla düzenlenen temsili yemin töreninde komandoların rehine kurtarma, dövüş sanatları ve suçlunun köpeğin yardımıyla yakalanmasına yönelik yapılan gösteriler nefes kesti. Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığınca askerlik yapamayan, askerlik hasreti çeken, asker çağına gelmiş fakat askerlik yapamayan özel ve engelli bireyler için "Temsili Askerlik Uygulaması" çerçevesinde yemin töreni düzenlendi. Yemin töreni öncesinde jandarma komandolar tarafından günlük yapılan uygulamalar ve operasyonlarla ilgili senaryo gereği gösteri yapıldı. İlk etapta düzenlenen rehine kurtarma operasyonunda bir keskin nişancı, kırsal alanda kendini fark edilmez hale getiren kamuflajı ile yüksek bir yerde mevzi alırken, diğer komandolarda rehinenin tutulduğu evin kapısını koçbaşı ile kırarak adrese girdi. Nefes kesti Adrese giren ekipler, bölücü terör unsurlarını etkisi hale getirdikten sonra senaryo gereği rehinenin oturtulduğu yerde herhangi bir patlayıcı maddenin olup olmadığını kontrol ederek rehineyi kurtarmış oldu. Senaryo gereği düzenlenen rehine kurtarma operasyonu başarıyla tamamlanırken gösteriler adeta nefesleri kesti. Çelik dişlerden kurtulamadı Devamına yapılan gösterilerde senaryo gereği komandolardan kaçan şüpheli bir araç jandarma köpeği ile sayesinde yakalandı. Sözde suçlu jandarma köpeğinin çelik gibi dişlerinden kurtulmayı başaramadı. Bu gösteri de başarıyla tamamlanırken jandarma komandolar tarafından devam eden gösterilerde gerçeğini aratmayan dövüş sanatı da sergilendi. Daha sonra özel ve engelli bireyler için düzenlenen yemin töreni ile devam etti. Yenice Mahallesi’nde bulunan Yıldırım Kışlası’nda askeri üniforma giyen ve hazırlıklarını tamamlayan engelliler, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından ay yıldızlı Türk bayrağına el basarak ant içti. Vali Soytürk ve diğer protokol üyelerinden terhis belgelerini alan engelliler, bir günlüğüne asker olmanın sevincini yaşadı.
Gaziantep Gaziantep’te geleneksel yöntemlerle yapılan firik hasadı başladı Araban Ovası’nda makarnalık sert buğdaydan yapılan ve Arap dünyasının tutkusu haline gelen firiğin hasadına başlandı. Gaziantep mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan firik, meşakkatli yolculuğun ardından sofralara ulaşıyor. Türkiye’nin en kaliteli buğdaylarının yetiştirildiği Gaziantep’in Araban ilçesinde buğday başakları yeşilken biçilerek bir gün güneş altında kurumaya bırakılıyor. Ertesi gün firik ustaları tarafından güneşin altında küçük yığınlar haline getirilen buğday başakları saplarıyla ateşe veriliyor ve tırmıklarla sürekli karıştırılarak ütülüyor. 3 gün bekletilen buğdaylar daha sonra biçerdöverde taneleri ayrılarak işletmelerde firik haline gelerek firik pilavı yapılarak sofralara kadar geliyor. Gaziantep mutfağının vazgeçilmezi olan ve sadece Araban ilçesinde yapılan firik hasadına Gaziantep Araban Ziraat Odası Başkanı Hasan Altun, Araban İlçe Kaymakamı Özgür Özçimen ve Araban İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen İhsan Gövler katıldı. “Yılda 150 ton bir firik üretimimiz var” Firik ütme işlemini anlatan Araban Belediye Başkanı Hasan Doğru, “Gaziantep’te sadece Araban ilçesinde üretiliyor. Öncelikle buğday henüz yeşilken biçilip arkasından ateşle yakılıyor. Firik dediğimiz lezzetli bir gıda ortaya çıkar. Firik ilçemizde bir asırdır yapılıyor. Özellikle pilavı çok lezzetlidir. Diyabet hastalarına ve şeker hastalığına iyi geldiği söylenir. Biz bunu festivallerle hem Türkiye’ye hem de uluslararası tanıtmak istiyoruz. Çok zor bir iş herkes yapamıyor. Bu işi bilmek gerekiyor. Kıvamını tutturmak gerekiyor. Yılda 300 ila 500 ton aralığında bir firik üretimimiz var. Bu büyük bir emekle oluyor. Harmanda kurutuluyor. Patoza işleniyor ondan sonra sofralarımıza pilav olarak dönüyor” diye konuştu.
Mersin Toroslar Belediyesinin borçları belediye binasına asıldı Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, belediyenin 719 milyon 772 bin 306 lira olan borcunun kalem kalem nerelere olduğuna yönelik hazırlanan pankartı belediye hizmet binasına astırdı. Başkan Yıldız, Belediye Meclis Salonunda düzenlediği basın toplantısında 1 Nisan’da görevi devraldıktan sonra yaptıkları ve yapacakları çalışmaları anlattı. Toroslar Belediyesinin kurulduğu 1994 yılından beri aynı siyasi organizasyon tarafından yönetildiğini ifade eden Yıldız, göreve geldikleri günden itibaren gece gündüz demeden çalışarak belediyeyi anlamaya çalıştıklarını söyledi. Bu süreçte bazı borçları öğrenmenin zaman aldığını vurgulayan Yıldız, "Bir kısmı kabul edilmemiş borçları vardı, onları anlamamız zor oldu. Belediyemize iş yapmış insanlarla teyit ettik; gerçekten bu işler yapılmış mı, yapılmamış mı, bunları anlamamız zor oldu" dedi. Bu süreçte kadroyu tanımalarının zaman aldığını dile getiren Yıldız, belediyenin çok ciddi yetişmiş kadrosu olmasına rağmen önceki yönetim tarafından bundan yeteri kadar faydalanılamadığını kaydetti. Yetişmiş kadroları da kapsayacak şekilde yeniden bir yapılanma içerisine girdiklerini anlatan Yıldız, "Toroslar Belediyesi’nde ortak aklı oluşturmak için, kolektif yönetim oluşturmak için, halkın sözünü kendi yönümüz yapmak için söz vermiştik. Bu sözümüzde duruyoruz. Bunun da arkasındayız ve bundan sonra yönetimimiz devam ettiği müddetçe bu sözlerimizi yerine getirmeye devam edeceğiz. Yani halkımızın sözü ve yönü bizim yönümüz olacak" diye konuştu. "Yerel demokrasiyi yaşama geçirmek için çaba sarf edeceğiz" Toroslar Belediyesinin merkezdeki 4 ilçe arasında hem coğrafi, hem de nüfus, hem de bütçe açısından en büyük ilçesi olduğuna işaret eden Yıldız, şöyle devam etti: "Fakat Toroslar Belediyemiz bugüne kadar doğur bir vizyonla yönetilemediği için aslında en güçlü ve en kalabalık ilçe olmasına rağmen bugüne kadar bir türlü hak ettiği değerlere bir türlü kavuşamayan ilçedir. Hakikaten Toroslar ilçemiz çok temel belediyecilik hizmetleri konusunda bile ciddi olarak zaafa uğratılmış, ciddi olarak yapılması gereken en basit işler bile yapılmamış. Bu bahsettiğimiz işleri yapmak için aslında bir belediye başkanı şart değil arkadaşlar. Bunlar standart belediyecilik hizmetleridir ve bunlar belli bir programa ve takvime bağlı olarak kendiliğinden yapılması gereken işlerdir. Siz belli bir sistem oturtursanız bu işlerin kendisi tıkır tıkır işler. Toroslar Belediyesi aslında bir sistemle değil bir istemesizlikle yönetilmeye çalışılmış. Biz gelir gelmez bütün birimlerimizde yeni arkadaşlarımızı görevlendirdikten sonra bir sistem kurmaya başladık. Sistem işlemeye başlayınca gerçekten seçilmemizin ana gayesi olan yerel demokrasiyi yaşama geçirmek için çaba sarf edeceğiz. Biz sadece belediyecilik hizmeti vermeyeceğiz, Toroslar’da yerel demokrasinin hayata geçmesi için çaba sarf edeceğiz. Toroslardaki 350 bin vatandaşın her birinin belediyenin yönetiminde kendisini ifade edebileceği mekanizmaların kurulabilmesi için çaba sarf edeceğiz" Bunun için ilk etapta muhtarlarla toplantı yaptıklarını ifade eden Yıldız, her mahallede toplantı yapacaklarını belirterek, vatandaşları bu stratejik toplantılara katılmaya çağırdı. Yıldız, bu toplantıların ardından halkın 2025 yılından itibaren bütçe yapma hakkı olacağını kaydetti. "Göreve gelir gelmez tasarruf tedbirlerini hayata geçirdik" Göreve geldiklerinde belediye şirketinde 870 işçi, 200 memur ve 49 kadrolu işçi olduğunu ifade eden Yıldız, Toroslar Belediyesinde bu kadar işçinin çalışabileceği bir iş olmadığını belirtti. Göreve geldiklerin yüzlerce işçinin işe gelmediğini, gelenlerin de muhtelif yerlerde oturduğunu vurgulayan Yıldız, bu duruma müdahale ederek yavaş yavaş çözmeye başladıklarını kaydetti. Göreve gelir gelmez yayınladığı genelge ile tüm birimlerde tasarruf tedbirlerini hayata geçirdiklerini anlatan Yıldız, şöyle konuştu: "Örneğin kullanım açısından kadro aynı iken ve hiçbir hizmet aksamadan gereksiz kullanımın önlenmesi ve süresi biten araç kiralamalarının sözleşmesini yenilemeyerek, akaryakıt tüketimini yüzde 35 oranında azalttık. Personel maaş toplamı, Toroslar Belediyesinin İller Bankasından gelen ilçe payının neredeyse yüzde 70’inin üzerine çıkmıştı. Başta işe gelmeyip maaş alanların tespiti, son 6 ayda işe alınan personelin iş akitlerinin feshi ve emeklilikleri gerçekleşen personelle birlikte belediye giderlerinden yüzde 15 oranında azaltıldı." Basit arızalar yüzünden çalışamaz durumda bekleyen iş makinaları yerine yeni araçlar kiralandığını tespit ettiklerini dile getiren Yıldız, bu araçların tamiratını yaparak kullanmaya başladıklarını ifade etti. Kamuoyunda ’2. kat dehlizi’ olarak bilinen ruhsat çarpıklığı ile ilgili sorunları çözdüklerinin altını çizen Yıldız, belediye ait gayrimenkullerin satışıyla ilgili geçmişe dönük araştırmalarının sürdüğüne işaret etti. Yıldız, ayrıca belediyenin 719 milyon 772 bin 306 lira olan borcunun kalem kalem nerelere olduğuna yönelik hazırlanan pankartı da belediye hizmet binasına astırdı.
Adana Bu hastalık fark edilmezse ölümcül olabiliyor Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, hayat kalitesini düşüren ve ölümcül olabilen kronik böbrek yetmezliğinin sanılanın aksine toplumda oldukça sık görüldüğünü söyledi. Medline Adana Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, böbrekler çalışmadığında elektrolitler ile atık sıvılar vücutta birikiyor ve bunların seviyesi yükseldikçe vücutta ölümcül sonuçlar doğurabilen sorunlar ortaya çıkmaya başladığını kaydetti. Ergin, hayati tehlike oluşturması nedeniyle tedavisi güç bir hastalık olan kronik böbrek yetmezliğinin ne kadar erken teşhis edilirse organ kayıpları ve hayati riskin de o derece azaltılmış olacağını söyleyerek uyarılarda bulundu. Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, kronik böbrek yetmezliği, böbreklerin işlevlerini yavaş yavaş kaybettiği uzun bir süreç olduğunun altını çizerek, “Hastalık, erken evrelerde özel bir belirti vermediği için farkındalığı görece olarak az olan hastalıklar grubunda yer alır. Oysa ki bu hastalık günümüzde tüm dünyada yaygın ve önemli bir halk sağlığı sorunu halini almıştır. Hastalığın tanısı için birtakım tahliller ve ultrasonografiye başvurulur. Tanı konduktan sonra ayrıntılı testler ve gerek olursa böbrek biyopsisi ile hastalığa yol açan sebep belirlenir. Ancak hastaların yaklaşık yüzde 13’ünde ise herhangi bir neden tespit edilememektedir” dedi. Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, kronik böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı: "Hemodiyaliz tedavisi: Hastanın kanının vücut dışına alınıp hemodiyaliz cihazında bulunan ve içinden özel sentezli sıvı geçen filtreden geçirilip zehirli atıklardan ayrıldıktan sonra başka bir damardan hastaya geri verilme işlemidir. Periton diyaliz tedavisi: Hemodiyalizdeki filtre görevini hastanın kendi karın zarı görür. Bu tedavi görece olarak böbreklerin henüz tüm fonksiyonunu yitirmemiş, önceden karın zarı bütünlüğünü bozacak herhangi bir ameliyat geçirmemiş hastalarda uygulanabilir. Böbrek nakli: Kronik böbrek yetmezliğinde nakil, altın standart tedavidir ve en etkili yöntemdir. İlk tedavi seçeneği olarak başlanabileceği gibi, hemodiyaliz veya periton diyaliz tedavisi başlandıktan sonra da uygulanabilir ve canlı vericiden veya kadavradan bağış yoluyla gerçekleştirilir.” Rutin kontroller ihmal edilmemeli Ergin, hayat kalitesini düşüren, aynı zamanda büyük mali yük getiren ve ölümcül olabilen kronik böbrek yetmezliğinin sanılanın aksine toplumda oldukça sık görüldüğünü söyleyerek, “Hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalığı olanlar, ailesinde kalıtsal kistik böbrek hastalığı veya böbrek taşı bulunanlar, obezite hastaları ve sigara kullananlar yüksek risk grubunda yer alırlar. Hastalar, rutin kontrollerini aksatmazlar ise sorun henüz klinik belirti vermeden fark edilebilir ve bu sayede de gerekli tedbirler alınabilir” diye konuştu. Uzm. Dr. Ergin, kronik böbrek yetmezliğinin belirtilerini şu şekilde sıraladı: “Halsizlik, iştahsızlık, nefes darlığı, mide bulantısı, Kan basıncı dengesizliği, cilt renginde soluklaşma, nefeste çürük elma kokusu, bacaklarda ve göz kapaklarında ödem, İdrar miktarında azalma, idrar renginde değişiklik, gece yattıktan ortalama 2 saat sonra idrar ihtiyacı ile uyanmak.”