GENEL - 28 Şubat 2017 Salı 10:13

Giresun Üniversitesi’nde ‘Hocalı Soykırımı’ sempozyumu düzenlendi

A
A
A
Giresun Üniversitesi’nde ‘Hocalı Soykırımı’ sempozyumu düzenlendi

Giresun Üniversitesi tarafından, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında gerçekleşen katliamın 25. yılı dolayısıyla düzenlenen "Hocalı Soykırımı" uluslararası sempozyumu sona erdi.
Sempozyuma, daha önce 2015 yılında verdiği bir röportajda bir Rus uçağının düşürülebileceğini söylemesinin ardından Türkiye hava sahasını ihlal eden SU-24 tipi bir Rus savaş uçağının 24 Kasım 2015 yılında düşürülmesi ile gündeme gelen Kafkasya Stratejik Araştırma Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Doç. Dr. Hasan Oktay da konuşmacı olarak katıldı.
Sempozyumda Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan konularıyla ilgili sunum yapan Oktay, “Mevsimlik işçilerin Ordu’ya, Giresun’a geldikleri zamanı hatırlayın. Minibüslere doluyorlar haldur huldur Karadeniz’e gelip fındık toplayacaklar. Bizim Azerbaycanlılar da ’Hocalı’ya adalet’ dediğimiz hafta Azerbaycan’daki tüm işleri bırakıyorlar mevsimlik işçiler gibi harıl harıl Türkiye’ye gelip buldukları kürsülerde Hocalı’yı anlatmaya çalışıyorlar. Oysa bu bir bitişin, tükenişin kabullenememe ifadesi olarak gözükebilir çünkü böyle mesafe alma şansımız sıfır” dedi.

“Hocalı’yı kaybediyoruz”
“Hocalı’yı geri alma şansımız her geçen gün biraz daha azalıyor” diyen Oktay, “Bunu Azerbaycanlı arkadaşlarımızı üzmek için söylemiyorum belki biraz daha meselelerine sahip çıkma açısında bu cümleyi kullanıyorum. Zira 25 yıl evvel olmuş bu olayı geri döndürme şansınız her geçen gün azalır” ifadelerini kullandı. Hocalı’yı 2008 yılına kadar Türkiye’de çok az kişinin andığını ifade eden Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
“2008 yılına kadar Türkiye’de Hocalı’yı ya bir kişi ya iki kişi anardı. 2008’de ne oldu da birden Türkiye’nin her tarafında Hocalı anılmaya başlandı? Biz Hocalı’yı Elçibeyciler ile anıyorduk ama iktidarda olan arkadaşlarımızın hiçbiri Hocalı’nın ‘H’ harfini ağzına almıyorlardı. 2008’de ne oldu da Hocalı Azerbaycan’ın en önemli gündemi haline geldi diye kendi kendimize sorup araştırmaya başladık. 2008 yılından Ermenistan ile bir protokol süreci başlatıldı. Bu süreçte Türkiye ve Ermenistan Avrupa’nın bir şehrinde gizli bir şekilde görüşüyorlardı. Sonuç alınır veya alınmaz ama bir yola girilmişti çünkü Türkiye şu açıdan bakıyordu. Biz, ’Güney Kafkasya’da Ermenistan’ı en azından kontrol altına alabilirsek Azerbaycan ve Ermenistan arasında ilişkilerde bir mesafe alabiliriz’ umuduyla Türkiye’nin bakış açısı buydu. Rus istihbaratı Ermeniler ile çok fazla içli dışlı olduğu için Ermenilerden bu görüşmenin amacını öğrendi ve Azerbaycan’a durum iletildi. Dediler ki Azerbaycan’a; ‘Türkiye sizi satıyor.’ Bunun üzerine Azerbaycan’da bir kampanya başlatıldı. 6 tane Azeri milletvekili bayan Türkiye’ye geldi ve parti parti dolaşarak propaganda yaptı. ‘Türkiye, Azerbaycan’ı satıyor, Ermenistan ile dost olacak’ şimdi bu umutsuzluk içerisinde Azerbaycan deve kuşunun kafasını kuma sokması gibi Türkiye’de propagandayı arttırdı. 2008’den bu yana 450-500’e yakın Azerbaycan’ın desteklediği Hocalı toplantısı yapılmış. Bu anlamda Azerbaycan bu işe propaganda yapmaktan öte hiçbir iş yapmadı. Sonuç ne oldu? Sonuç hala Karabağ işgal altında.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”