GENEL - 02 Mayıs 2017 Salı 16:52

Avrupa Birliği’ne sunulan dikkat çeken rapor

A
A
A
Avrupa Birliği’ne sunulan dikkat çeken rapor

AB Komisyonunun EL-CSID projesi kapsamında Müslüman ülkelerle diplomatik ilişkilerden sorumlu Doç.

AB Komisyonunun EL-CSID projesi kapsamında Müslüman ülkelerle diplomatik ilişkilerden sorumlu Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, “Türkiye’nin AB’ye girmesi halinde İslamiyet’in Truva Atı olarak görülmesi Türkofobia’yı artırıyor. Türkiye’nin, Müslüman ülkelerle,Afrika, ülkeleriyle, Rusya, Çin gibi ülkelerle yeni pazarlar ararken ekonomik krizle boğuşan AB için büyük kayıp” dedi.


Müslüman ülkeleriyle diplomatik ilişkilerden sorumlu Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, AB ve Türkiye ilişkileri konusunda AB Komisyonu’na sunduğu raporu ve yeni yol haritasını değerlendirdi.



“AB ile Türkiye yol ayrımına geldi”


Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri son 54 yıldır en büyük diplomatik krizini,15 Temmuz ve referandum sürecinde yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Şenocak; “15 Temmuz darbe girişiminden, 16 Nisan referandum sureci boyunca ve sonrasında AB’nin tutumu iki tarafı önemli bir yol ayrımına getirmiş durumda.Türkiye 54 yıldır AB kapısının önünde bekletilmektedir. Türkiye’nin AB ye alınmamasının nedeni Kopenhag Kriterleri olarak öne sürülse de aslında bunun başlıca nedeni Türkiye hakkında yüz yıllardan beri yapılan kara propaganda ve ön yargılardır. Türkiye’nin AB’yi istila etmesi gibi yersiz bir korku söz konusudur.11 Eylül’den beri İslamofobia AB’de yükselişe geçmiş durumdadır. İslam terörizmle bağdaştırılıyor. Türkiye eşittir İslam, İslam eşittir terörizm kara propagandası AB’nin gerek Türkiye gerekse Müslüman ülkeleriyle ilişkilerini zedelemektedir. Türkiye’nin AB’ye girmesi halinde İslamiyet’in Truva Atı olarak görülmesi Türkofobia’yı artırıyor.”



“AB’nin demokratik değerleri dünyayı kan gölüne çeviriyor”


AB Müslüman ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmek ve kendi bünyesinde Müslüman gençlerin radikalleşmesinin önüne geçmek istiyorsa İslamiyeti aşağılayıp, İslami değerlerini red etmek yerine “İslamiyeti evrensel değerleri olan bir medeniyet olduğunu“ kabullenmesi gerekiyor. İslamiyetin kendi felsefesi, tarihi, sanatı, edebiyatı var. Avrupa’nın 18.yy’dan kalma evrensel diye Dünya’ya empoze etmeye çalıştığı demokratik değerler Irak, Libya, Afganistan örneklerinde olduğu gibi Dünyayı kan gölüne çevirir bu değerler 21.yy Dünyasına uyarlanması gerekmektedir.“



“DEAŞ’e katılımın yüzde 70’i Avrupa’dan“


DEAŞ’e üye olan gençlerin yüzde 70’inin Avrupa’da yasayan gençlerin olduğuna da dikkat çeken Doç. Dr. Şenocak; “Bu durum Avrupa’nın kendi evrensel olarak değerlendirdiği değerleri sorgulaması gerektiğini gösteriyor. Ayrıca Avrupa’nın entegrasyon politikasının bir fiyasko olduğunu göstermektedir. Bu durum özellikle Müslüman gençlerin “ötekileştirerek“ kimliksizleştirilmesi ve radikal grupların kurbanı haline gelmesine neden olmaktadır. AB acilen yeni bir entegrasyon politikasıyla bu gençleri kazanması gerekmektedir.“



“AB, Türk halkı karşısında güven kaybına uğradı“


Türk halkı karşısında AB‘‘nin güven kaybına uğradığını da söyleyen Doç. Dr. Şenocak; “15 Temmuz darbe girişimi karşısında Türk halkının mücadelesi AB tarafından Demokrasi Zaferi olarak nitelendirilmemesi ve aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı kara propaganda yapılması Türk halkının AB’ne güvencesini sarsmıştır. Bugün Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinin devam etmesi konusunda referandum yapılsa yapılan araştırmalara göre halkın yüzde 83 durdurulması kararı çıkar. Bunun nedeni AB Türkiye’yi yıllardır oyalaması ve Türkofobik tutumu olarak değerlendirilmektedir. Referandumda AB ülkelerinde evet sonucunun yüzde 75 oranında çıkmasının nedeni AB ülkelerinde yapılan Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı propagandanın Türkiye karşıtı olarak algılanmasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’in; “Ben mazlumların sesiyim“ söznü dikkate alınması gerekir bu önemli mesajla sadece Türkler değil Dünya’da yaşayan Müslüman topluluğu kendini bu sözle bağdaştırıyor. İslamofobianın yükselişiyle kendilerini mazlum görüyorlar. Yani 1.7 milyar insan, 57 ülke önümüzdeki günlerde Türkiye’nin dış siyasetinde önemli bir rol oynayacaktır.”



“Türkiye,AB arasında yeni bir işbirliği gerekli”


Türkiye Müslüman ülkelerle, Afrika, ülkeleriyle, Rusya, Çin gibi ülkelerle yeni pazarlar ararken ekonomik krizle boğuşan AB için büyük kayıp olacağını da kaydeden Doç. Dr. Şenocak; “AB, Türkiye’nin en önemli ekonomik partneri. Türkiye’nin, Rusya, Hindistan, Çin, Müslüman ülkeleri ve Afrika ülkelerinde yeni pazarlar oluşturması ekonomik krizle savaşan AB için bir kayıp olacaktır. Bunun yanında AB Türkiye için de önemli bir partnerdir özellikle IPARD, ERASMUS gibi AB fonlarının desteklediği projelerle Türkiye önemli reformlar yapmıştır. Uyum sürecinde Türkiye gerek yargı, gerek ticaret, eğitim sektörlerinde önemli gelişmeler ve standardizasyon sürecinde başarılı çalışmalar yapmıştır. Kazan-kazan esaslı yeni bir işbirliği modeli geliştirilmelidir.”dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Lansmana özel kampanya Fuyapı tarafından Kuşadası’nın en çok tercih edilen bölgesi Davutlar’da 14 bin metrekarelik alanda gerçekleştirilen Citylife projesinde lansmana özel kampanyalı satışlar hız kesmeden devam ediyor. Projede yer alan villa ve daireler, kişiye özel vade farksız ödeme seçeneği ve peşin satın alımlarda avantajlı fiyatlarla alıcısıyla buluşuyor. Sınırlı sayıdaki villa ve konutlar için geçerli olan kampanyadan yararlanmak isteyen alıcılar satış ofisinde yoğunluk oluşturuyor. Fuyapı Yönetim Kurulu Başkanı Özer Ünsal, "Doğa ile çevrelenmiş şehir hayatının canlılığını taşıyan projemiz, merkezi konumu, her ihtiyaca karşılık veren ticari alanları, lüks villa ve daireleriyle ayrıcalıklı bir hayatın kapılarını aralayacak. Ayrıca şehrin içinde doğa ve denizle bir bütün olan proje bölgenin en çok tercih edilen projesi, Kuşadası’nın uçsuz bucaksız sahiline 5 dk., tabiatıyla hayran bırakacak Dilek Yarımadası Milli Parkı’na sadece 8 dk. mesafedeyken bir yandan da merkeze yakınlığıyla ihtiyacınız olan sosyal hayatın hemen yanı başında yer alan projede bir evde olması gereken tüm konforu sağlayacak her detayı özenle düşünüldü. Citylife projesi, akıllı ev sistemi, elektrikli araç şarj ünitesi, multi klima iklimlendirmesi, su arıtma altyapısı ve bunun gibi birçok özelliğiyle bir evden daha fazlasını sunuyor. 28 lüks daire, 26 lüks villa ve 6 ticari alandan oluşan projede 2+1 ve 3+1 daire tipleri yer alıyor. Yoğun talep ve beğeni gören projemizde kaba inşaatımız biterek ince işçilik safhasına geçmiş bulunmaktayız" dedi.
İstanbul Üsküdar’da okul çıkışı öğrenciler birbirine girdi Üsküdar Zeynep Kamil Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde beden eğitimi dersinde voleybol topuna ayakla vurulması nedeniyle öğrenciler arasında kavga çıktı. Okul çıkışında birbirine giren öğrencilerin yumruklu, tekmeli ve bıçaklı kavgası başka bir öğrencinin cep telefonu kamerasına yansıdı. Olay, geçtiğimiz gün Üsküdar’da bulunan Zeynep Kamil Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde saat 16.00 sıralarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, beden eğitimi dersinde öğrencilerden birinin voleybol topuna ayakla vurması nedeniyle bir grup öğrenci arasında tartışma çıktı. Öğrenciler arasındaki sözlü tartışma okul çıkışında bir anda şiddetlenerek kavgaya dönüştü. Yumruk ve tekmelerin havada uçuştuğu kavgaya bir kişi de bıçakla dahil oldu. Kavgayı çevredeki vatandaşlar ve okul öğretmenleri zorlukla ayırdı. Kavgaya karışan öğrencilerden E.O. ve S.B. kafasından yaralandı. Durumun bildirilmesi üzerine kavganın yaşandığı okula çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri olaya karışan öğrencilerin ailelerini okula çağırırken, olayla ilgili inceleme başlattı. "Şikayetçiyim" Kavgaya karışan öğrencilerden E.O.’nun babası Elvan Oğlakçı, "Ders esnasında çocuklar voleybol oynarken top nedeniyle tartışmışlar. Saat dört gibi dışarıya çıkınca yaklaşık 25 kişilik öğrenci ve öğrenci olmayan bir grup, üç kişiyi darp edip bıçak çekiyorlar. Okuldakiler çocukları kurtarıyor. Ama o anda herhangi bir adli işlem başlatılmıyor. Sağlık sorunu olsa bile bir müdahale yapılmıyor. Ben şikayetçiyim" dedi.
Kastamonu Özel bireyler ve aileleri kolları sıvadı, serada çilek üretimine başladı Kastamonu’da hayata geçirilen proje ile özel bireyler ve aileleri serada üretim yaparak hem gelişimlerine katkı sağlayacak hem de maddi gelir elde edecek. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kastamonu Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde hazırlanan 4 kadın kooperatifinin de paydaş olduğu “Benim Engelim Üretim Yapmama Engel Değil” projesi özel bireyleri üretimle geleceğe hazırlayacak. Kastamonu İhsan Ozanoğlu Özel Eğitim ve Meslek Okulu, Sarıkonak Kadın Kooperatifi, Dadaylı Üreten Kadınlar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Hanönü Kadın Girişimi Üretim ve İşleme Kooperatifi ile Devrekani Kadın Girişimciler Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin paydaş olarak yer aldığı proje ile kırsal alanda yaşayan özel bireyler ve ailelerinin üretim yapmasını sağlayacak. Proje ile 2 yıl içerisinde, Kastamonu İhsan Ozanoğlu Özel Eğitim ve Meslek Okulunda eğitim gören 10 özel birey ve ailesine, 200’er metrekare çilek bahçesi tahsis edilecek. Proje sayesinde gelir elde edecek olan özel bireyler ile ailelerinin tarımsal üretim içerisinde yer almaları sağlanacak. Bu çerçevede Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kastamonu Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde İhsan Ozanoğlu Özel Eğitim Meslek Okulunun “Benim Bahçem Benim Dünyam” eTwinning projesinin yürütülmesi amacıyla kadın çiftçi Lemiye Budak’ın bahçesinde sera kurulumu gerçekleştirildi. Hazırlanan serada özel bireyler ve aileleri ilk çileklerini ekti. Düzenlenen programa Özel Eğitim ve Kaynaştırma Daire Başkanı Fatih Paça, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu ile özel bireyler ve aileleri katıldı. “Gelecek kaygısı taşımamaları adına geliştirilmiş bir proje” Programda konuşan Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, “Yaptığımız proje özel birey ve aileleri için geliştirilmiş bir proje. Geçen sene bunu bakanlığımıza teklif ettiğimde olumlu bir şekilde karşılanmıştı. Projemiz kabul edilmişti ve bu yıl, geçen yıl yaptığımız serada hem çilek bahçesi, çilek fidesi dikimiyle de bu projenin başlangıcı için adım attık. Proje ile özel birey ve ailelerinin gelecek kaygısı taşımamaları adına geliştirilmiş bir proje. Çünkü okul hayatından sonra bu bireylerimiz genellikle aileleri ile özelikle anneleri ile beraber hayatlarını sürdürüyorlar. Biz de buna bir nefes olsun diye yaptı. Toprağın içinde, üretimde birlikte olurlarsa, tarımla ilgili meşakkatli olurlarsa kendilerini hem geliştirme hem de toprağın vermiş olduğu pozitif enerjiyi özel hayatlarına aktarma adına bu proje geliştirildi” dedi. “Bir takım etkinliklerle istihdamını destekleyici projeyi gerçekleştiriyoruz” Seranın öğrencilerin eğlenerek öğrenmelerine ve istihdamına katkı sağlayacağını ifade eden Kastamonu Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş de, “Kıymetli gençlerimizin 21. yüzyıl becerileri ile donatılmasını önemsiyoruz. Bunun yanında özel bireylerimizin hem becerilerinin artırılması hem de ilerde istihdamla ilişkilendirilmesi için birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün de yine özel birey öğrencilerimizin becerilerini artırabileceği, hoşça vakit geçirebileceği, ileriye yönelik tarımsal faaliyetlerde gelir getirici birtakım etkinliklerle istihdamını destekleyici bir projeyi de gerçekleştiriyoruz. Birçok paydaşımız var. Öncelikle Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüze bizi projeye dahil ettikleri için çok teşekkür ediyoruz. Velilerimiz, öğrencilerimizin hem becerilerinin geliştirilmesine hem de birlikte bu tarım faaliyetlerini yaparak daha güzel işler yapmış olacaklar. Aynı zamanda da öğrencilerimiz gelecekte bu tür faaliyetleri daha çok çeşitlendirerek istihdama ve üretime yönelik bir çığır açmış olacaklar. Bu projenin hayata geçirilmesinde kooperatiflerimize, Kastamonu İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüze, Özel Eğitim ve Rehberlik Genel Müdürlüğümüze ve burada tüm herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Eğitim, çocukların ihtiyaçlarını karşılama yoludur” Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Kaynaştırma Daire Başkanı Fatih Paça ise, “Yürüyeceğimiz yolun felsefesini yaptığımız projeler belirler. Farklı ihtiyaçlarımız var. Hayata hazırlanma adına bu çok kıymetli bir süreç. Dolayısıyla eğitim dediğimiz şey çocukların ihtiyaçlarını karşılama yoludur. Özel çocukların, özel ihtiyaçları var. Ama birbirimize benzer yaşantılarımız var. Bir şey anlamak için size benzeyen yanlarımıza bakarak görürseniz daha doğru anlarsınız. Daha iyi tanırsınız” şeklinde konuştu. “Bu proje çerçevesinde bu çocuklara farklı eğitimlerde düzenliyoruz” Çocukları sosyal yaşama kazandırmada aktivitelerin önemli olduğunu belirten Sosyolog Aysu Köserecep, “En çok sıkıntıyı anneler çekiyor. Annelerin hayatlarını rahatlatırsak onlara ufak bir iş yapabilirsek çocuklarda ferahlayacak yüzden biz 10 tane ailemize çilek bahçesi tesis edeceğiz. Ancak bu sadece fiziksel boyut. Amacımız sosyal sorumluluk. Biz çocuklarımızı insanlarla kaynaştırıp, toplum içine çıkarmak, ‘ben de varım’ diyebilmelerini sağlamak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki her biri birer denizyıldızı. Biz bir taneyi alıp hayatlarını kurtarırsak ne mutlu. Hepimiz aynı Ülkenin evlatlarıyız. Sadece isimlerimiz farklı. Farklı olduğumuz için zenginiz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından verilen eğitim sonrasında, özel bireyler ve aileleriyle birlikte seraya çilek fidesi dikildi.