EKONOMİ - 15 Eylül 2018 Cumartesi 11:29

Tüm İş Genel Başkanı Şahin: "Bitsin artık bu küslük"

A
A
A
Tüm İş Genel Başkanı Şahin: "Bitsin artık bu küslük"

Tüm İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, Taşeron Yasası’ndan kadroya geçemeyen, devletine küskün 10 binlerce işçi bulunduğunu belirterek "Devletimizden bu küskünlüğü giderecek adımlar bekliyoruz” dedi.

Tüm İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, Taşeron Yasası’ndan kadroya geçemeyen, devletine küskün 10 binlerce işçi bulunduğunu belirterek "Devletimizden bu küskünlüğü giderecek adımlar bekliyoruz” dedi.


Tüm-İş Konfederasyonu’na bağlı sendika temsilcileri, taşerondan kadroya geçenler ve geçemeyenlerin sıkıntıları Giresun’da konuşuldu. Giresun Üniversitesi Prof. Dr. İlhan Özdemir Eğitim ve Araştırma Hastanesi toplantı salonunda düzenlenen toplantıya Tüm İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin’in yanı sıra konfederasyona bağlı sendikalardan Tüm Orman İş Sendikası Genel Başkanı Taner Çakıcı, Tüm Büro Sen Genel Başkanı Halit Önük, Tüm Güvenlik İş Sendikası Genel Başkanı Soner Güney, Tüm Sağlık İş Genel Başkanı Muhsine Kahveci ve Giresun’daki sendika üyeleriyle taşerondan kadroya geçemeyen işçiler katıldı.


Toplantıda konuşan Tüm İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, kadroya geçemeyen ve devletine küskün on binlerce işçinin bulunduğunu ifade ederek, bu küskünlüğü bitirecek adımların atılmasını beklediklerini söyledi. Şahin “Önceden taşeron işçiler sertifikalı birer köle olarak görülüyordu. Kadroya geçtik, sertifikaları yırtıp attık ancak bakış açısı hala değişmedi. Hepimiz aynı gemideyiz fakat birileri o geminin sahibi, bizi ise o geminin kölesi olarak gören zihniyetle karşı karşıyayız. Bununla birlikte Taşeron Yasası’nda yemekhane, bilgi işlem, röntgen, kiralık araç şoförleri, Toplum Yararına Programı kapsamında 6 ve 9 aylık çalışanlar ve KİT’lerde 2 sene çalışma şartına takılanların tamamı, öğretmen evleri ve polis evleri gibi sosyal tesis çalışanları mutlaka kadroya alınarak bu adaletsizliğin giderilmesi gerekiyor. Devletine küskün on binlerce işçi bulunmaktadır. Devletimizden bu küskünlüğü giderecek adımlar bekliyoruz” şeklinde konuştu.


Tüm İş Konfederasyonu’nun ve konfederasyona bağlı sendikaların diğerlerinden farklı olduğunu da anlatan Şahin “ Sendikacık işçilerin üzerinden saltanat sürmektir. Bugüne kadar hep böyle olmuştur. Bizi de konfederasyon olarak böyle görmek isteyenler var. Ancak biz işçilerimizin ayağına giderek onların sorunlarını yerinde dinleyen sendikacılarız. Bir gün özel araç, özel şoförlerle saltanat sürdüğümüzü görürseniz bunun suçlusu sizsiniz çünkü bize asla bu fırsatı vermeyin. Biz mütevazi bir sendikacılıkla birlikte işçilerin haklarını savunan, onların sorunlarını burada olduğu gibi ayaklarına giderek dinleyen sendikacılar olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.


Yapılan konuşmanın ardından toplantıya katılan sendika üyeleri ve taşerondan kadroya geçemeyen işçilerin soruları sendika temsilcileri tarafından cevaplandırıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.