KÜLTÜR SANAT - 26 Mayıs 2019 Pazar 09:59

169 yıldır restore edilmeden ayakta duruyor

A
A
A
169 yıldır restore edilmeden ayakta duruyor

Giresun’un Alucra ilçesi ile Yağlıdere ilçesi sınırında bulunan Çakrak Köyüne bağlı Kırkharman yaylası mezrasındaki ‘Kırkharman Kilisesi’ 169 yıldır tarihe meydan okuyor.

Giresun’un Alucra ilçesi ile Yağlıdere ilçesi sınırında bulunan Çakrak Köyüne bağlı Kırkharman yaylası mezrasındaki ‘Kırkharman Kilisesi’ 169 yıldır tarihe meydan okuyor.


Nüfus Mübadelesi’nin ardından 96 yıldır kullanılmayan kilise o döneme ait ayakta kalan nadir eserler arasında.


Rumlar tarafından 1850 yılında inşa edilen kilise Yunanistan ile Türkiye arasında yapılan 1923 yılındaki mübadele sonrası kullanılmadı.


169 yaşında olan ve Doğu Karadeniz’in restore edilmeden ayakta kalan tek kilisesi olma özelliğini taşıyan Kırkharman kilisesi uzun yıllar bölgede yaşayan köylüler tarafından hayvan barınağı olarak kullanıldı.


3 yıl önce Giresun Valiliği Turizm Altyapı Hizmet Birliği (GİRTAB) ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından koruma altına alınan kilise temizlenerek hayvan barınağı olmaktan kurtarıldı.


Giresun Üniversitesi Görele Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gazanfer İltar, Kırkharman kilisesinin tarihi ve bölgedeki oluşumuna ilişkin bilgiler verdi.



50 haneli bir köy vardı


Mübadele öncesi 50 haneli bir köy olan Kırkhaman’ın şimdilerde ise yaz kış kalan sadece iki hanesi olduğunu belirten İltar, “Burası mübadeleden sonra boşaltılan ve yerine Kayalar mübadillerinin yerleştirildiği bir köy. Mübadele öncesi yaklaşık 50 civarında hane bu köyde ikamet ederken günümüzde ise 2 hane yaz kış ikamet etmektedir. Yaz aylarında ise sayı biraz daha artmaktadır. Mübadele öncesi yapılan 50 hanede 2-3 hane ayakta kalmıştır günümüze ulaşan onun dışında hanelerin temel izleri kalmıştır. Bu yapılardan ise en sağlam vaziyette günümüze ulaşanı ise Kırkharman Kilisesidir” dedi.



“Restorasyon için hazırlıklar başladı”


“Görmüş olduğunuz kilise tipik Giresun ve Doğu Karadeniz köylerindeki Ortodoks kiliselerinin bir örneğidir” diyen İltar, restore için ön hazırlıkların başladığını kaydetti.


Mübadele ile birlikte bölgeye genellikle Selanik mübadilleri yerleştirildiğini ancak mübadillerin bir kısmı bu coğrafyaya, iklime ayak uyduramadıkları için buraları terk edip İstanbul, İzmir gibi merkezi illere göç ettiklerini kaydeden İltar, şöyle devam etti:


“Bu köyler, kiliseler metruk hale geldi. Sivil mimari örnekleri daha zayıf statüye sahip oldukları için çoğu zamanla yıkıldı ancak sağlam bir kuruluşa sahip olan kiliseler ayakta kaldığı için zaman içinde köylerde ahır, samanlık olarak kullanıldı. Bu kilisede bir zaman bu şekilde kullanıldı ancak Giresun Valiliğinin çalışması ve talimatlarıyla yakın zaman içerisinde içi boşaltıldı, temizlendi, çevresi koruma altına alındı restorasyon faaliyetleri için ise ön haslıkları başlatıldı.”


İltar, kilisenin restore edilmesi ile birlikte köyde ki bazı evlerinde ayağa kaldırılıp yaşayan bir lokasyon olarak turizme kazandırılması için çalışmaların devam ettiğini ifade etti.


Kırkharman yaylası sakinlerinden Muharrem Yayla, bölgenin eski haline yeniden dönmesini, tarihin yeniden bu bölgede canlanmasını istediklerini kaydetti.


Kilisenin yakın tarihe kadar içinin bozulmadan durduğunu ifade eden Yayla, “15 yıl öncesine kadar korunmuştu burası ama sonra defineciler gelip kazı yapmaları, içerisine hayvan kapatılması sonucu bazı şeyler değişti. Sağ olsunlar Giresun valiliğimiz yardımcı oldu Kiliseyi temizlettiler” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.