GENEL - 02 Haziran 2019 Pazar 14:11

İçişleri Bakan Yardımcısı Erdil, Giresun’da trafik uygulamasına katıldı

A
A
A
İçişleri Bakan Yardımcısı Erdil, Giresun’da trafik uygulamasına katıldı

Ramazan Bayramı öncesi ‘trafik kazalarının önlenmesi’ için başlatılan çalışmaları denetlemek için bölgede bulunan İçişleri Bakan Yardımcısı Prof.

Ramazan Bayramı öncesi ‘trafik kazalarının önlenmesi’ için başlatılan çalışmaları denetlemek için bölgede bulunan İçişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil, Giresun’da bulunan trafik kontrol noktalarını ziyaret ederek uygulamaya katıldı. Burada katıldığı uygulamada Erdil, araç durdurarak sürücülere uyarılarda bulundu. Araç içerisindeki çocuklara ise trafik karnesi ve düdük hediye etti.


Giresun Valisi Harun Sarıfakıoğulları, İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş ve İl Jandarma Alay Komutanı Murat Yakın’ın da bulunduğu uygulama sonrası Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.


Yapılan uygulamaların amacının trafik kazalarının önüne geçmek, engellemek olduğunu belirten Erdil, “Biz 2019 yılını Türkiye’de ‘Trafik kazalarıyla mücadele’ yılı olarak ilan ettik bununla ilgili olarak 7, 8 ayrı projeyi ‘öncelik hayatın, öncelik yayanın’ şeklinde başlayarak sürdürdüğümüz projemiz var. Bu projeler kapsamında bayramlarda ve trafiğin yoğun olacağı süreçlerde sahada daha etkin olmak ve sahanın tüm alanlarını denetlemek ve izleyebilmek için buradayız. Bu bayramda yaklaşık 9 bin 200 ekip sahada kontrol yapıyor ve 18 bin trafik personeli de kontrol ve denetim yapıyor. Bu 31 Mayıs - 10 Haziran tarihleri arasında toplam 101 bin ekip, 180 bin trafik personeli görev yapacak. Buradaki amacımız trafik kazalarını azaltmak” dedi.


Erdil, 2019 yılını ‘Trafik kazaları ile mücadele’ yılı olarak ilan ettiklerini belirterek geçen yıla ilişkin bazı bilgileri paylaşarak şöyle devam etti:


“Trafik sorunu Türkiye’nin çok önemli sorunlarından bir tanesi terörden daha fazla insan kaybı yaşadığımız bir konudur trafik. 2018 yılında 6 bin 670 vatandaşımızı trafikte kaybettik ve 307 bin vatandaşımız yaralandı, 46,5 milyarlık ekonomik kayıp yaşadık bir yılda. Bunlar çok büyük rakamlar ve bunları kontrol altına almak için bu kapsamda yollardayız.”


İçişleri Bakan Yardımcısı Erdil, bir gazetecinin ülke genelinde ve Karadeniz bölgesindeki terör operasyonlarına ilişkin sorusunu da yanıtladı.


Terörün ülke genelinde bitme noktasına geldiğini vurgulayan Erdil, “Türkiye çok uzun süredir mücadeleyi sürdürüyor. Son 2 yıldır çok daha yüksek bir operasyon kapasitesi, çok daha yüksek bir teknoloji ile ve çok daha yüksek bir koordinasyonla öncelikle başta Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi, Sayın İçişleri Bakanımızın yüksek enerjisi ve gayreti ile terör ile ilgili mücadelede önemli bir mesafe alındı, önemli bir eşik aşıldı ve bitme noktasındayız inşallah” ifadelerini kullandı.


Karadeniz bölgesinde ise teröre önemli bir darbe vurulduğunu kaydeden Erdil, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Terör ile ilgili mücadelede bu bölgedeki arkadaşlarımız başta sayın Valimiz, Bölge komutanımız, Jandarma komutanımız, Emniyet Müdürümüz geçen haftalar çok yüksek nitelikli birkaç operasyon ile çok güzel işler yönettiler. Özellikle bu bölgede konuşlandırılmış terör örgütünün önemli güçleri etkisiz hale getirildi çok şükür bu çalışma aynı hızla ve kararlılıkla devam edecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan Gürhan Akdoğan: "Bursa ovası da, sanayisi de sahipsiz değildir" Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolle 20 bin hektar alandan geriye, 9 bin hektarın kaldığını söyledi. ADD Bursa Şubesi, Bursa’da sanayileşme ve kentleşme çerçevesinde çevresel etkileri hiçe sayan, doğayı tahrip ederek kent ve toplum çıkarları yerine, bireysel çıkarları hedefleyen gündemdeki bazı projeler hakkın basın mensuplarıyla bir araya geldi. Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesinde konuşan ADD Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan, "Yıllarca anlattık, olmadı. Her şeyi rant gören anlayışla vahşice çarpık kentleşme ve çarpık sanayileşme ile mücadele ettik. ’Bursa ovasını yok ediyorsunuz’, ’Sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda doğayı çevreyi koruyarak sanayileşmeyi, kentleşmeyi birlikte planlayalım’ dedik yine olmadı. Onlarca sanayileşme ve kentleşme sempozyumları düzenledik, raporlar hazırladık, kent yağmasına, ova talanına karşı davalar açtık ama bir türlü dinlemediler. 1977 yılında yapılan tarımsal arazilerin ve özellikle Bursa ovasının korunması hakkındaki protokolde korunacak ova koruma alanı 20 bin hektar olarak belirlenmiş olmasına rağmen ova korunamamış, meydana gelen sanayileşme ve yerleşim sebebiyle ova koruma alanı 11 bin 245 hektara kadar küçülmüştür. Bu duruma rağmen yapılan araştırmalar (2011 yılında belirlenen ova koruma alanı 9 bin 163 hektar) Bursa ovasının kan kaybetmeye devam ettiğini, günümüzde 9 bin hektarın da çok altına düştüğünü göstermektedir. Bursa ovasının elimizde 9 bin hektarı kalırken onu da sulayamıyoruz. Bursa 2020 yılı çevre düzeni planın da bugüne kadar yaklaşık 300 adet plan değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklikleri yapan kurumlar sırasıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Bursa İl Özel İdaresi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile ilçe Belediyeleri ve meclisleridir" dedi. "Tarım arazileri her geçen gün küçülmektedir" Dünyada yaşayan insanların nüfusu 2000 yılında 6 milyar iken, şimdi 7,8 milyara ulaştığını belirten Akdoğan, "19. yüzyıl başlarında 1,5 milyar olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 10 milyara çıkacağı tahmin edilmektedir. 1950 yılında 21 milyon olan nüfusumuz, 2023 yılında 4 kat artarak 85 milyona ulaşmıştır. Yaşadığımız uygarlık, doğal kaynakların yanlış kullanımı ve doğal yaşam alalarına verilen zarar sebebiyle tehlikeye girmiş durumdadır. Kapasitenin üzerinde kullanımının sonucunda dünya, aşın bir baskıyla karşı karşıyadır. Endüstri devriminden günümüze dek geçen süre içerisinde dünya nüfusu sekiz katına çıkmıştır. Son 100 yıl içinde, endüstriyel üretim 100 kat artmıştır. İnsan etkinliklerinin ve nüfusun bu inanılmaz artışı çevre üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler oluşturmuştur. Bursa’da ise tarım arazisi 2016 yılında 417 bin 420 hektarla toplam arazinin yüzde 38,34’ünü oluştururken, 2022 yılında 369 bin 727,80 hektara düşerek yüzde 33,36’ ya gerilemiştir. Yani son 16 yılda 47 bin 692,20 hektar tarım arazisi, tarım dışına çıkarılmıştır. Tarım dışına çıkarılan bu arazilerin büyük bir kısmı da yerleşim yerlerine ve sanayi alanına dönüşmüştür. Bursa toplam tarım alanının yüzde 79’luk kısmı sulamaya uygun olmasına rağmen, yüzde 42’lik kısmı sulanabilmektedir. Sulamaya uygun alanın ise yüzde 53’ü sulanmaktadır. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da hala tarımsal sulama suyunun yüzde 68’i açık sulama sistemleri ile, sadece yüzde 32’si kapalı basınçlı sistemlerle sulanacak arazilere ulaştırılmaktadır" dedi. Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da plansız ve ağırlıklı dışa bağımlı bir sanayileşme söz konusu olduğunu belirten Akdoğan, "Bugün Bursa’da, faaliyette ve alt yapı çalışmaları devam eden, 17 adet Organize Sanayi bölgesi (OSB), 3 adet Özel Endüstri Bölgesi (ÖEB), 8 adet Sanayi Bölgeleri (SB), 24 adet Küçük Sanayi Sitesi (KSS) toplam 52 adettir. Yaklaşık olarak toplam 5 bin 200 hektarlık bir alan kullanan Organize Sanayi Bölgelerinde, 153 bin civarında kişi istihdam edilmektedir. Bursa’da yeterince sanayi bölgesi oluşmuştur. Dağınık ve plansız sanayileşme, tarım arazilerinin yok edilmesi ve gecekondulaşma gibi kentsel sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık, mevcut kapasite kullanımları da değerlendirildiğinde, yeni sanayi bölgelerinin açılmasına izin verilmemelidir. Sanayi Bölgeleri, Sanayi Siteleri dışında endüstriyel tesislerin kurulmasına ve çalışmasına izin verilmemelidir. Organize sanayi bölgelerinin büyük bir bölümünde, sonradan OSB olmasından kaynaklı olarak, alt ve üst yapı sorunları hala sürmektedir. Parsel bazında yüzde 30 boş kapasitesi olan Organize Sanayi Bölgelerinin, yüzde 62’sinde Arıtma tesisi yoktur. yüzde 85 inde itfaiye teşkilatı, yüzde 92’sinde Sağlık Merkezi, yüzde 70’inde PTT ve Okul gibi tesisler bulunmamaktadır. Sınırları içerisinde, sanayi bölge ve sitelerini yoğun şekilde barındıran Kestel, Nilüfer ve Osmangazi ilçelerinin durumu ise vahimdir. Bu ilçeler adeta SOS vermektedir" diye konuştu.