EKONOMİ - 10 Eylül 2019 Salı 09:37

Kıyı balıkçılığına ’18 metre’ tehdidi

A
A
A
Kıyı balıkçılığına ’18 metre’ tehdidi

Türkiye’de denizlerden daha fazla verim almak adına uygulanan önemli yasaklardan birisi olan büyük balıkçı teknelerinin 24 metreden daha derine ağ atması zorunluluğunun 18 metreye çekilmek istenmesi geleneksel kıyı balıkçılarını harekete geçirdi.

Türkiye’de denizlerden daha fazla verim almak adına uygulanan önemli yasaklardan birisi olan büyük balıkçı teknelerinin 24 metreden daha derine ağ atması zorunluluğunun 18 metreye çekilmek istenmesi geleneksel kıyı balıkçılarını harekete geçirdi.


Büyük balıkçılar için ağ atmanın 24 metreden 18 metreye çekilmesi halinde geleneksel kıyı balıkçılığının biteceğini ifade eden Giresun Piraziz Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hamdi Arslan, konuya ilişkin kıyı balıkçılarını harekete geçirmek adına çalışma başlattıklarını söyledi.


Arslan, konunun son bir haftadır balıkçılık camiasında polemik haline geldiğini belirterek “Bizler özellikle Karadeniz için bahsediyorum. Burada yaklaşık 6-7 binin üzerinden 12 metre altı geleneksel kıyı balıkçısı var ve bu tekneler hemen hemen 18 metre altında av faaliyeti yapıyorlar. Özellikle bu karar uygulanmaya kalkılırsa öncelikle geleneksel kıyı balıkçılığı dediğimiz balıkçılık bitme noktasına gelir ki zaten şu anda çok zor şartlar altında evimize ekmek götürüyoruz” ifadelerini kullandı.


Büyük teknelerin av derinliğinin 18 metreye çekilmesinin büyük etikleri olacağını da ifade eden Hamdi Arslan, “Burada gırgır ve trol tekneleri avlanacak. Böylece denizin dip tabakasına çok büyük tahribatlar verilecek ve bu çok önemli çünkü Jeolojik yapı, ekolojik denge bozulacak” değerlendirmesinde bulundu.


24 metre konusunda var güçleri ile çalışacaklarını vurgulayan Arslan, “Trabzon’dan Zonguldak’a kadar bir çok kıyı balıkçısı arkadaşlarımız ile görüşerek onlarında bu konuda görüşlerini alarak ve bilgilendirerek şu anda uygulanan 24 metre kararının devam etmesi konusunda var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.


Büyük teknelerin göç balıklarını avlamak için av derinliğinin 18 metreye çekilmesini istediğini ama bu derinlikte kıyı balıkçılarının av yaptığını kaydeden Arslan, “Göç balığı diyorlar Karadeniz’de 2 tür göç balığı var; bunlardan biri palamut diğeri lüfer. Ben 40 yıldır balıkçılık yapıyorum. Palamut 18 metrenin altında avcılığını pek olduğunu görmedim. Bu 18 metrenin altında bizler yani kıyı balıkçıları av yapıyoruz. Gırgır teknelerinin tuttuğu palamut ise 18 metre üzeri sularda 100-200 metrelerde tutuyor ki bizim o sulara çıkma şansımız yok ama onlar istediği yere gidip istediği şekilde avlanıyor. Bunların gayesi benim görüşüm şu anda Karadeniz’de 18 metrede avlanan 2 tür balık var biri barbun diğeri kraça. Trol inip barbun avlayacak hamsi de kıyılara yanladığı zaman hamsiyi tutacak. Tabi bu dediklerim Karadeniz için diğer denizlerde balık türü fazla. Burada amaç o balıkları tutmak. Onun için bu 24 metre kararından taviz verilmemeli” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gümüşhane Gümüşhane’de 322 bin 398 sebze fidesi toprakla buluşacak Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi Projesi (TAKE) kapsamında, Gümüşhane’deki küçük aile işletmeciliğinin geliştirilmesi için “Fide Bizden, Üretmek Sizden” projesi kapsamında yüzde 50 hibeli toplam 322 bin 398 adet sebze fidesi dağıtımı başladı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüz tarafından son yıllarda sayısı hızla artan ve kırsal kesimdeki vatandaşlara gelir kapısı olan gerek örtü altı yetiştiriciliğine destek olmak ve küçük ve parçalı tarım arazilerini üretime kazandırmak için hazırlanan projenin bedeli 1 milyon 768 bin TL. “Fide Bizden, Üretmek Sizden Projesi” projesi kapsamında Merkez, Kelkit, Şiran, Köse, Torul ve Kürtün ilçelerinde üreticilere 322 bin 398 adet sebze fidesi dağıtımına başlandı. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü bahçesinde yapılan fide dağıtım programında proje hakkında bilgi veren İl Müdürü Dr. Ahmet Mesut Kıraç, Gümüşhane’nin coğrafi konumunu ve kendine has iklim özelliklerini tarımsal üretiminde avantaja çevirmek istediklerini belirterek, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüz tarafından desteklenen ve bütçesi 1 milyon 768 bin TL olan “Fide Bizden Üretmek Sizden Projesi”nin küçük aile işletmeciliğinin geliştirilmesi için hazırlanan bir proje olduğunu, proje ile Gümüşhane genelinde bulunan küçük ve parçalanmış arazileri karlılığı yüksek üretimlerle ekonomiye kazandırılmasının amaçlandığını ve proje kapsamında üreticilere 156 bin 870 adet domates, 115 bin 868 adet biber, 34 bin 440 adet hıyar ve 15 bin 120 adet patlıcan fidesi olmak üzere toplam 322 bin 398 adet sertifikalı sebze fidesi dağıtımı yapılarak, örtü altı ve açık alanlar olmak üzere yaklaşık 100 dekar alanda sebze üretimi gerçekleştirileceğini kaydetti. Gümüşhane’nin iklim özellikleri nedeniyle her ne kadar zor şartlarda üretim yapılsa da üretilen ürünlerin renk, tat ve aroma gibi kalite özelliklerinin çok iyi olduğunu, bu nedenle üretilen ürünlerin gerek İl içinde gerekse komşu illerde çok tercih edildiğini ve pazar değerinin yüksek olduğunu belirten Kıraç, sebze üretimini geliştirmek için farklı proje çalışmalarının da devam ettiğini söyledi. Fide dağıtımına ilk olarak örtü altı yetiştiricilerinden başladıklarını, diğer dağıtımlarının Mayıs ayı içerisinde yapılacağını ifade eden İl Müdürü Kıraç, projenin çiftçilere hayırlı olmasını dileyerek, projede emeği geçenlere teşekkür etti.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Gazze’ye destek protestosu Edirne’de Trakya Üniversitesi öğrencileri tarafından İsrail’in Gazze’yi işgalini kınamak amacıyla “Gazze İçin Ses Ol” isimli protesto gerçekleştirildi. Trakya Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Trakya’dan Geçerken Topluluğu öncülüğünde Balkan Yerleşkesi’ndeki kampüs cami inşaatı önünde gerçekleştirilen protestoda Türk ve Filistin bayrakları ile "Bebek katili İsrail" yazılı pankartlar açıldı. Topluluk üyesi öğrenciler, İsrail’in Gazze’yi işgalini protesto etmek amacıyla basın açıklamasında bulundu. Gazze’ye ses olmak, bu durumu normalleştirmemek, unutturmamak için tek yürek olan üniversite öğrencileri, sessiz protesto gerçekleştirdi. Program ilk olarak ilahiyat son sınıf öğrencisi Muhammet Bostancı’nın Vera, hemşirelik 3. sınıf öğrencisi Mehmet Sait Esin’in, Filistinli Enes’in Dersi isimli şiirleri okuması ile başladı. Basın açıklamasını tıp fakültesi 3. sınıf öğrencisi Enes Büyükçetintaş okudu. Son günlerde Filistin ve İsrail arasında yaşanan çatışmalardan dolayı çok sayıda can kaybının yaşanması ve bölgede barış ve güvenliğin bozulmasının küresel vicdanı derinden yaraladığını söyleyen Büyükçetintaş, "Gazze’nin yoğun bombardımana tabi tutularak orantısız güç kullanılmasından ötürü bölgede ağır bir insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Son yaşanan olaylar İsrail ve Filistin arasında 1948 yılından bu yana devam eden çatışmaların kronikleşmiş bir hal aldığını ortaya koymaktadır. Gazze’de 16 yıldır kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere milyonlarca insan temel gıda, su, ilaç-tıbbi gereçler, akaryakıt ve enerji kaynaklarına erişememiş bölge adeta ablukaya alınarak açık hava hapishanesine çevrilmiştir. Tarihi süreç içerisinde milyonlarca insanın vatanından sürgün edilmesi, binlerce sivilin katledilmesi ve yüzlerce yerleşim yerinin tahrip edilmesi savaş suçu olmakla birlikte, olağanüstü önlemlerin alınmasında geç kalınmış bir insanlık suçudur" ifadelerine yer verdi. "İnsani yardım koridoru oluşturulmalı" İnsancıl hukuk kapsamında alınacak önlemlerin en başında sivil halk için insani yardım koridoru oluşturulmasının geldiğini söyleyen Büyükçetintaş, "Pratikte süregelen çatışmalar, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların temel hak ve özgürlükler başta olmak üzere, güvenliklerini ve temel yaşam ihtiyaçlarının kesintiye uğramasına yol açmaktadır. Gazze’ye sağlanan temel gıda, enerji ve insani yardımların kesilerek sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması, uluslararası hukukun açık ve ağır biçimde ihlali olarak karşımızda durmaktadır" dedi. "Hayati öneme sahip sağlık ve gıda yardımları bölgeye ulaştırılmalı" Bölgede yaşayan siviller için acilen güvenli bir bölgeye geçiş sağlanması ve insani yardım koridoru vasıtasıyla hayati öneme sahip sağlık ve gıda yardımlarının bölgeye ulaştırılması gerektiğine değinen Büyükçetintaş, İsrail-Filistin arasındaki çatışmanın daha fazla insanlık dramına yol açmadan bir an önce sona erdirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Düzenlenen etkinlik, İl Müftü Yardımcısı Fatih Samet Okumuş’un dua ettirmesinin ardından sona erdi.