EKONOMİ - 01 Aralık 2020 Salı 11:27

Organik kivi üretimi projesi yürütülüyor

A
A
A
Organik kivi üretimi projesi yürütülüyor

Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü bünyesinde kivi üretimini artırmak için tüplü fidan üretiminin yanı sıra organik kivi projesi de yürütülüyor.

Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü bünyesinde kivi üretimini artırmak için tüplü fidan üretiminin yanı sıra organik kivi projesi de yürütülüyor.


Anavatanı Çin ve Yeni Zelanda olan kivi meyvesi 1988 yılında Türkiye’de deneme amacıyla üretilmeye başlandı. Türkiye’de Karadeniz, Marmara ve Ege bölgelerinde yetiştirilen kivi meyvesinde 2019 yılında 64 bin ton üretim yapıldı. Dünya kivi üretiminde Türkiye 7. sıraya kadar yükseldi. 1988 yılında deneme amacıyla kurulan kivi bahçelerinden biri de Giresun Fındık Araştırma Enstitüsünde bulunuyor. Enstitü bünyesinde kivi üretimini artırmak için tüplü fidan üretimi ve organik kivi üretimi projesi yürütülüyor.


Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü Müdür Aysun Akar, kivinin Karadeniz bölgesinde fındığın yanında ek gelir oluşturması açısından üreticiler tarafından rağbet gören bir ürün olduğunu söyledi. Kivinin özellikle Doğu Karadeniz’in ekolojik koşullarına çok iyi adapte olduğu belirten Akar, “Tamamen Tarım ve Orman Bakanlığımızın yürüttüğü bir proje çalışması çerçevesinde kivi ülkemize geldi. Kivinin dünyadaki tarihçesi çok eski. Kivi ilk olarak Çin’de doğal olarak yetişen bir bitki türüydü. Meyvesi bile yenmiyordu. Bu daha sonradan fark ediliyor ve hem Çin’de hem Yeni Zelanda’da özellikle kültürü alınarak, modern bahçeler kuruluyor. Yeni Zelanda’da, Kaliforniya’da ve Avrupa ülkelerinde yetiştiriciliği başlatılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığımızda 1988 yılında ülkemiz ekolojisine adapte olup olmayacağını, ekonomik anlamda üretilip üretilemeyeceğini denemek üzere bir proje başlattı. Bu proje kapsamında ülkemizde Karadeniz, Marmara ve Ege Bölgesi’nde 12 adet lokasyon belirlendi. Bu lokasyonlarda kivi bahçeleri kuruldu ve bu bahçelerde kullanılan fidanlar yurt dışından, İtalya’dan getirildi. Kurulan bu bahçelerden biri de Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü’nde kuruldu. Bu bahçe 1988 yılında bakanlığımız projesi kapsamında kurulan ilk bahçelerden biri. Biz 1988 yılı ile 1993 yılı arasında Doğu Karadeniz’e kivinin adapte olup olamayacağı üzerinde çalışmamızı yürüttük. Ve nihayetinde de çok güzel adapte olduğunu gördük. 1993 yılından sonrada üreticilerimizin de artık kivi bahçesi kurması için hızlı bir şekilde kivi fidanı üretmeye başladık ve üreticilere dağıtarak bölgemizde kivi bahçelerinin kurulmasını sağladık” dedi.


Dünya kivi üretiminde Türkiye’nin 7. sırada yer aldığını söyleyen Akar, “Bizden önce Çin, Yeni Zelanda, İtalya gibi ülkeler var. Dünyada kivi üretimi arttıkça bizde üretim miktarımızı artırıyoruz. 2000’li yılların başından günümüze baktığımızda 2002 yılında sadece 2 bin 500 ton kivi üretirken, 2019 yılında 64 bin ton kivi üretmişiz. Bu hem kivi üretim alanımızın gelişmesiyle ilgili hem de kivide verimlilik bakımından dünya ortalamasının da üzerinde olmamızdan. Dünya ortalaması dekardan bir ton, 1,5 ton verim alınırken ülkemizde bu 2 ton civarında. Bakımlı ve iyi bakılan bahçelerde 3,5-4 tona kadar da verim alındığını bilmekteyiz” şeklinde konuştu.


Giresun Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü olarak kivi fidanı üretimine devam ettiklerini belirten Akar, “Bizim haricimizde özel sektörde kivi fidanı üretimine başladığı için, fidan temin etmek isteyenler hem bizden hem de özel sektörden tüplü kivi fidanlarını temin edebiliyor. Enstitümüzün ana konusu fındık olduğu için bizim projelerimizin yüzde 95’i fındık ilgili. Şu anda kivi ile ilgili yürüttüğümüz bir proje var. O da kivide organik tarım uygulamalarının verimliği ne yönde etkilediği şeklinde” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara SGDD-ASAM’dan 5. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği Ankara’da Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği (SGDD-ASAM), UNICEF ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle 3 bin 500 çocuğun katılımıyla 23 Nisan Çocuk Şenliği düzenlendi. Sosyal Gelişim ve Dayanışma Derneği, UNICEF VE Çankaya Belediyesi iş birliğiyle bugün Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda 23 Nisan Çocuk Şenliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Altındağ, Keçiören ve Mamak ilçelerindeki 13 okuldan çeşitli uyruklara mensup 3 bin 500 çocuk ve öğretmenleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SGDD-ASAM Genel Müdürü İbrahim Vurgun Kavlak, “Cumhuriyetimizin 100. yılı içerisinde dünyada çocuklara adanan bayramı kutlamanın yegane mutluluğunu yaşıyoruz. 23 Nisan, Türkiye’nin ilk milli bayramıdır. Bugün burada bu alanda Ankara’nın çeşitli bölgelerinden gelen 3 bin 500’ü aşkın çocuk var. Bu vesile ile Ankara Valimize, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerine, okul müdürlerimize ve fedakar öğretmenlerimize, değerli SGDD-ASAM çalışanlarına ve bugünü anlamlandıran geleceğin yetişkinlerine yani çocuklara çok teşekkür ediyoruz. Bugün bizim yanımızda olanlara sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı SGDD-ASAM olarak kutladıklarını ifade eden SGDD-ASAM Genel Müdür Yardımcısı Buket Bahar Dıvrak da, "Bizim için gelenekselleşmiş bir etkinlik. Ankara’da Altındağ ve Mamak’ta bulunan 13 okulumuzdan öğrencileri buraya davet ettik. Yaklaşık 3 bin 500 çocuğumuz bizimle beraber. Bayramın coşkusunu bütün çocuklar burada beraber yaşıyorlar. Çok coşkulu ve güzel bir gün bizim için. Çocukların gönüllerince eğlendiği, çocuk olmanın zevkini ve tadını çıkardığı bu ulusal bayramı kutlamalarına vesile oluyoruz” ifadelerini kullandı. Burada olmanın kendilerine çok mutluluk verdiğini ifade eden çocuklar, çeşitli etkinliklerle gün boyu güzel bir gün geçirdiklerini söyledi. Açılış konuşmalarının ardından SGDD-ASAM Al Farah Çocuk Korosu sahne aldı. Konserin ardından alanda gün boyu canlı müzik etkinlikleri düzenlendi.
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.