EKONOMİ - 25 Mart 2017 Cumartesi 09:37

Gümüşhane Bakkallar Odası’ndan bankalara kredi tepkisi

A
A
A
Gümüşhane Bakkallar Odası’ndan bankalara kredi tepkisi

Gümüşhane Bakkallar ve Manifaturacılar Odası Başkanı Leyla Bostancı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından onaylanan kredinin, bankaların esnafın önüne koyduğu prosedürler nedeniyle alınamadığını söyledi.

Gümüşhane Bakkallar ve Manifaturacılar Odası Başkanı Leyla Bostancı, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından onaylanan kredinin, bankaların esnafın önüne koyduğu prosedürler nedeniyle alınamadığını söyledi.


Bostancı, Bakkallar Odası’nda yaptığı basın toplantısında esnafın bankadaki hazır krediye ulaşamadığını, ulusal markalara yenilerek bitme noktasına gelen esnafa bir darbenin de bankalar tarafından vurulduğunu iddia etti.


Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın Gümüşhane’yi ziyaretinde sicilinde sorun olmayan herkese kredi verileceği açıklamasından sonra esnafların başvuruda bulunduğunu hatırlatan Bostancı, şunları kaydetti:


“Birçok esnafımız başvuru yaptı. Yapılan başvuruların yüzde 80’i kredi almaya hak kazandı. Ama ne yazık ki bu rakamın yüzde 10 bile krediye ulaşamadı. Gönül isterdi ki her başvuran esnafımız bu verilen kredilerden faydalansın, ekonomi canlansın, ticaret artsın, yaşanan ekonomik kriz bir nebze de olsun hafiflesin. Devletimiz, ekonominin olmasa olmazı olan esnafımıza ödeme imkanları güzel olan bir yıl ödemesiz faizsiz kredi temin etmiştir ama her nedense bankalar ‘sen çıkarttın ama ben vermiyorum’ dercesine meydan mı okuyor. Devlet vermiş, KOSGEB onaylamış, iş bankaya gelince ‘banka sen bunu alamasın’ diyor.”


Bankadan kredi almamış, kredi kartı kullanmamış, SSK’sını ödemiş olan esnafa bile kredi verilmediğini savunan Bostancı, “Neden olarak da kredi notunun düşük olduğu gerekçesi ileriye sürülüyor. Devletimiz 460 bin 167 kişiye sıfır Faizli İşletme Kredisi Faiz Desteğinden faydalandırmıştır. Yaklaşık 11 milyar lira piyasaya para girişi söz konusudur. Can çekişmekte olan esnafa can suyu olacaktı ama ne yazık ki bankalar esnafa siz gidin can çekişin demektedir. Oysaki bu paranın piyasaya girmesi bankaları da hareketlendirecektir. Mümkün mertebe geri çevirmemelerini, ne olursa olsun krediden bir şekilde istifade etmeye yönelik alternatifler sunmalarını bekliyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Serbest Bölge’de yeni yönetimin ilk toplantısını gerçekleştirildi Kayseri Serbest Bölge Yönetim Kurulu Başkanı ve Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, Kayseri Serbest Bölgesi yeni yönetiminin ilk toplantısını gerçekleştirdi. Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy’un başkanlığında düzenlenen Genel Kurul Toplantısı’nın ardından yeniden Kayseri Serbest Bölge Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçilen Başkan Palancıoğlu, “Serbest Bölge’nin 2024 yılı genel kurulu tamamlandı. Yeni yönetimimizle birlikte yolumuza devam ediyoruz. Kayseri Serbest Bölge, Kayseri’nin ihracatı, istihdamı ve üretimi açışından son derece önem taşıyor. Kayseri ihracatının yaklaşık yüzde 25’ini karşılayan bir bölge. Dolayısıyla buradaki tüm sanayicilerimize vermiş oldukları emeklerden dolayı teşekkür ediyorum. Yapılan genel kurulda sağ olsun Kayseri Ticaret Odası Başkanımız Ömer Gülsoy başkanlık yaparak genel kurulumuzu tamamlamış oldular. Emeği geçen Kayseri Ticaret Odası Başkanımız Ömer Gülsoy Bey’e, Sanayi Odası Başkanımız Mehmet Büyüksimitci Bey’e, yönetim kurulu üyelerine, burada çalışan arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Kayseri için üretmeye, katma değeri yüksek üretim yapmaya, ihracat ve istihdam yapmaya Kayseri Serbest Bölge en iyi şekilde devam edecek. Yapılan çalışmaların hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Kayseri’nin istihdam ve ticaret hacmini artırmak için gayretle çalıştıklarını belirten Başkan Palancıoğlu, Kayseri Serbest Bölge’nin yeni yatırımlar ve projelerle gücüne güç katacağını ifade etti.
Ankara Sağlık-Sen: “MHRS’deki yoğunluğu azaltmak için kademeli sevk zinciri kurulmalı” Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Hekim Koordinatörü Ali Ramazan Benli, Sağlık-Sen’in MHRS ile ilgili hazırladığı raporu paylaşarak, “MHRS’nin daha işlevsel hale gelebilmesi için kademeli sevk zincirine geçilmeli. İlk etapta MHRS’nin yüzde 20’si aile hekimlerine tahsis edilmeli. Aile Hekimliği Bilgi Sistemi ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemi birbiri ile entegre hale gelmeli” dedi. Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) Hekim Koordinatörü Doç. Dr. Ali Ramazan Benli, Sağlık Bakanlığı’nın Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ile ilgili yeni hazırladığı düzenlemeye ilişkin Sağlık-Sen’in hazırladığı raporu paylaştı. Kademeli sevk zincirine dikkat çekilen raporda, sistemin işleyişi için birçok konuya da vurgu yapıldı. “Kademeli sevk zincirine geçilmeli” Rapora ilişkin açıklamalarda bulunan Benli, MHRS’nin daha işlevsel hale gelmesi için kademeli sevk zincirinin oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, “Aile hekimliğinin dünyadaki uygulaması içerisinde sevk zinciri vazgeçilmez bir durumdur. Yani kişi acil olmayan bir şikayetinde önce aile hekimine gider ve aile hekimi gerekli muayene ve tetkiklerini yapar, tedavisini düzenler veya ilgili branşa sevk eder. Sevk zincirinin kurgulanması, hastane başvurularını azaltacak, hastanelerde uzman hizmet kalitesini artıracak ve sağlık maliyetlerini düşürecektir. Bu sebeple kademeli olarak sevk zincirine geçilmelidir. Ayrıca sevk zinciri sağlıkta dönüşüm programının tamamlanmasında önemli bir yer tutmaktadır” diye konuştu. “MHRS’nin yüzde 20’si aile hekimlerine tahsis edilmeli” Kademeli sevk sistemi ile birçok sorunun önüne geçileceği ve sağlık hizmet kalitesinin daha da artacağına vurgu yapan Benli, “Kademeli sevk zincirinin oluşturulmasının daha önce pilot illerdeki sevk zinciri uygulamasından farkı; hastaların direkt hastanelere gitmesinin engellenmemesidir. Yani hastalar aile hekimlerinden sevk ile hastaneye gidebildikleri gibi direkt de gidebileceklerdir. Aile hekimi hastasını sevk etmeyi istediği zaman normal randevu sırasına yönlendirme yerine sistemi by-pass ederek sevkin sağlanması gerekmektedir. Çünkü hekim değerlendirmesinden geçen hastada sevk gerekliliği oluştu ise bu durum öncelikli sayılmalıdır. Bunun da ilk basamağı MHRS üzerinden planlanabilir. MHRS’nin belirli bir oranı, ilk etapta yüzde 20’si aile hekimlerine tahsis edilmeli. MHRS, Aile Hekimliği Bilgi Sistemi (AHBS) ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemi (HBYS) ile entegredir. Aynı şekilde AHBS ve HBYS de birbirleri ile entegre olmalıdır. Aile hekimi hastasını sevk edeceği zaman kullanmış olduğu AHBS sisteminin ekranından sevk edebilmeli ve ne için sevk ettiğini sisteme yazabilmelidir. Bu durumu HBYS sisteminden sevk edilen doktor görebilmelidir. Hastanede karşılayan doktor hastanın değerlendirmesini, nasıl takip edilmesi ve hangi durumlarda tekrar görmesi gerektiğini aile hekiminin göreceği sisteme yazabilmelidir. Böylece basamaklar arası iletişim daha sağlıklı hale gelir. Farklı basamaklarda çalışan hekimlerin dijital sistem üzerinden iletişimlerinin artırılması sistemin verimliliğini artıracaktır” ifadelerini kullandı. “Sistemin aksamaması için aile hekimi sayısı 50 binin üzerine çıkarılmalı” Aile hekimlerinin sevk zincirine dahil edilmesiyle aile hekimliği sisteminde aksaklıklar yaşanabileceğine, bunun da önüne geçmek için mevcut aile hekimi sayısının iki katına çıkarılması gerektiğine dikkati çeken Benli, “Sevk zincirini kurabilmek, davranış değişikliği gerektirdiğinden zamana yayılarak yapılmalıdır. Ayrıca sistemi de bu duruma hazırlamak zaman alacaktır. Sistemin hazırlanmasında aile hekimi başına düşen kişi sayısını OECD ortalaması olan 2 bin rakamlarına çekebilmek önemli bir aşamadır. Halihazırda ülkemizde bir aile hekimi 4 bin kişiye kadar bakabilmektedir. Bu durum aile hekimlerinin iş yüklerini artırmaktadır. Bunun için 28 bin olan aile hekimi sayısının 50 binin üzerine çıkarılması gerekmektedir” şeklinde konuştu. Kademeli sevk zincirinin oluşmasıyla randevu alınmasında yaşanan birçok sorunun ortadan kalkacağını, memnuniyet oranının artacağını söyleyen Benli, sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak; sağlık sisteminin rehabilitasyonunda sevk zincirine geçiş önemli bir adım olarak önümüzde durmaktadır. Ülkemiz koşullarında sevk zincirine kademeli olarak geçilmesi daha uygulanabilir ve bu durum MHRS üzerinden başlatılabilir. Birinci basamağın güçlendirilmesi ve basamaklar arası entegrasyonun artırılması sistemin verimliliği açısından önemlidir.”