GENEL - 07 Nisan 2021 Çarşamba 10:35

Ellerinin hamuruyla ormanları koruyorlar

A
A
A
Ellerinin hamuruyla ormanları koruyorlar

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde bir yıl önce göreve başlayan iki kadın orman muhafaza memuru daha çok erkeklerin yaptığı mesleği başarıyla icra ederek ormanları koruyor.

Gümüşhane’nin Kürtün ilçesinde bir yıl önce göreve başlayan iki kadın orman muhafaza memuru daha çok erkeklerin yaptığı mesleği başarıyla icra ederek ormanları koruyor.


Gümüşhane’nin kadın orman muhafaza memurları olan Sema Nur Köse ve Fadime Çolak Kürtün ilçesindeki iki ayrı orman şefliğinde gündüz hayallerindeki meslekleri icra edip akşam eve gittiklerinde çocuklarına bakıyor.


Ormanda damgalama ve nakliye görevlerine çıkan, yağmur çamur demeden kentin en yoğun orman alanının bulunduğu ilçede zaman zaman ormanlık alanda zor coğrafi şartlarda görevlerini yerine getiren kadın orman muhafaza memurlarının ikisinin de ortak özelliği Kürtün ilçesindeki meslek yüksekokulundan mezun olmaları.


3 çocuk annesi Sema Nur Köse (34) 2013 yılında mezun olduğu okuluna nişanlı başlayıp evli bitirdiğini, hatta ikinci sınıfı eşinden uzak okumak zorunda kaldığını anlattı.



“Sadece bir erkek mesleği değil kadınların da gayet güzel yaptığına inanıyor ve tüm kadınlara tavsiye ediyorum”


Gümüşhane Üniversitesi Kürtün Meslek Yüksekokulunda Ormancılık bölümü açıldığında boş boş duracağına doğayla iç içe olmak için bu bölümü okuduğunu ifade eden Köse, “Çocuklarımla birlikte birkaç sene atanma sürecini bekledik. Bir yandan mülakatlar için ders çalışıyorduk. Son mülakattan sonra bir yıldır da mesleğe atandım. Görevimden de memnunum. Güzel ve sürekli doğa ile iç içe. Arazi şartlarında zor olan yerlerde oluyor ama güzel, eğlenceli hale getirdiğimiz zamanlarda oluyor. Arkadaşlarla birlikte damgaya, nakliyelere çıkıyoruz. O zor arazide bazen yuvarlanıyoruz, düşüyoruz, kayıyoruz, yağmurun çamurun içinde inip çıkıyoruz ama genel anlamda memnunuz. Mesleğimiz güzel, tavsiye ederim. Bir kadın için zor yanları da olsa güzel. Sadece bir erkek mesleği değil kadınların da gayet güzel yaptığına inanıyor ve tüm kadınlara tavsiye ediyorum” diye konuştu.


Kendisi gibi ormancı olan babasının mesleğini sürdürmek için ilçedeki Meslek Yüksekokulunda okuyan 39 yaşındaki Fadime Çolak, mezun olduktan 3 yıl sonra başladığı mesleğinin birinci yılını tamamladı.



“İstediğimiz zaman, sevdiğimiz zaman, emek verdiğimiz zaman her şeyi başarabileceğimize inanıyorum”


Babasının işi olması nedeniyle bu mesleği severek, yaşayarak ve dinleyerek büyüdüğünü kaydeden Çolak, “İlçemizde okul açıldıktan sonra şansımı denemek istedim. Bitirdikten sonra mülakatlar dolayısıyla 3 sene bekledim. Daha yeni atandım. Severek yapıyorum. Evliyim, 4 aylık bir kızım var. Şu ana kadar bir sorun yaşamadım. Bundan sonra da yaşayacağımı düşünmüyorum. Arazi şartları bazen zorlasa da severek yaptıktan sonra hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. İstediğimiz zaman, sevdiğimiz zaman, emek verdiğimiz zaman her şeyi başarabileceğimize inanıyorum” dedi.


Doğada olmanın ayrı bir zevk olduğunu dile getiren Çolak, “Arazi şartları ve orman olması nedeniyle uzaktan bakıldığı zaman zor gibi, yapılamaz gibi görünüyor. İçine girdiğin zaman çok kolay ve çok güzel bir meslek. Özellikle doğada olmak ayrı bir zevk. Kadınlarımız bence bir denesinler eminim onlar da çok seveceklerdir” diye konuştu.



“Ormancı olan babamdan kalan kumpası kullanıyorum”


Kesilen ağaçların çapını ölçmeye yarayan “Kumpas” aletinin babasından kaldığını kaydeden Çolak, “Babamın emekli olana kadar kullandığı bir kumpası vardı. Emekli olduktan sonra da onu evimizde saklıyorduk. Bende atandıktan sonra o kumpası aldım. Büyük bir aşkla ve şevkle onu taşıyorum. Bende emekli olduktan sonra bu mesleği yaptığına inandığım, tanıdığım, değer verdiğim birisi olursa bende ona devredebilirim” şeklinde konuştu.



“Onların da zorlandığı durumlar oluyor ama yine de pes etmiyor her verilen görevde ellerinden gelenin daha fazlasını yapıyorlar”


Her iki kadın orman muhafaza memuruyla çalışan Günyüzü Orman İşletme Şefi İsmail Emre Sivrikaya da ormancılığın zor göründüğünü fakat çalıştıkça öğrenildiğini ve daha çok sevildiğini belirterek, “İlk görev yılımda Kabaktepe Orman İşletme Şefliğinde Sema Nur hanımla beraber çalıştık, şimdi de Günyüzü Orman İşletme Şefliğinde Fadime hanımla görev yapıyoruz. Arada onların da zorlandığı durumlar oluyor ama yine de pes etmiyor her verilen görevde ellerinden gelenin daha fazlasını yapıyorlar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kan stokları azaldı, vatandaşlar hasta yakınları için sosyal medyadan kan arayışına giriyor Kastamonu’da yeterli kan bağışı olmayınca stoklar azaldı. Yakınları için kan bulamayan vatandaşlar, sosyal medyadan kan arayışına başladı. Türkiye genelinde olduğu gibi Kastamonu’da da Türk Kızılay’ın kan stoklarında düşüş yaşanıyor. Ramazan ayı ve uzun tatil sebebiyle yeterli kan bağışı olmamasından dolayı Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi’nde kan stoklarında büyük düşüş yaşandı. Hasta ya da ameliyat olacak yakınları için kan bulmakta güçlük çeken vatandaşlar ise kan ihtiyaçlarını karşılaşabilmek için fazla takipçili sosyal medya hesaplarından paylaşım yaptırmayı çare buluyor. "Ciddi manada sıkıntımız mevcut" Konu ile ilgili konuşan Türk Kızılayı Kastamonu Şubesi Kan Merkezi Sorumlu Doktoru Dr. Ahmet Hilmi San, “Ramazan ayından çıkmamız ve uzun tatil sonrası artan kan ihtiyacını karşılamak adına biz 7 gün 24 saat boyunca çalışmaya devam ediyoruz. Ancak vatandaşlarımızın talebinin artmasından dolayı bazen yetişmekte zorlanıyoruz. Bu konuyla alakalı vatandaşlarımızdan yardım ve destek bekliyoruz. Kapılarımız her zaman vatandaşlarımıza açık. Sağlıklı, herhangi bir sağlık problemleri yoksa gelip kan bağışında bulunabilirler. Bu konuda ciddi manada sıkıntımız mevcut. Özellikle hastanelerde artan ameliyatların ve ani gelişen olayların sürekliliğinin artmasından kaynaklı ciddi sıkıntılar oluşmakta ve bağışçılarımızdan destek talep etmekteyiz” dedi. "Vatandaşlarımızdan kan bağışı yapmalarını talep ediyoruz" Kan ihtiyacını karşılayamayan vatandaşların sosyal medyada paylaşım yaparak gönüllü aradıklarını belirten San, “Vatandaşlarımız sonuçta kan ihtiyaçları karşılanmayınca, sosyal medyada veya iletişim kanallarından kana ulaşmaya çalışıyor. Düzenli yapılan kan bağışlarından sonra, böyle bir şeye ihtiyaç olmadığını belirtmek istiyoruz. Bunun haricindeki gelişen bütün süreçleri Kızılay kendi adına zaten karşılamakla yükümlü. Biz sadece vatandaşlarımızdan kan bağışı yapmalarını talep ediyoruz. İnternet ortamında veya sosyal medya ortamından kan talep etmektense Kızılay kan bağış merkezlerine ulaşmalarını, daha kolay ve daha sağlıklı olarak düşünüyoruz” diye konuştu. Kan ihtiyacı olan bir yakını için kan bağışında bulunan Aynur Karakavuz ise, “Bir arkadaşımızın yakını hasta, yoğun bakımda. Kan lazımmış, biz de onun için buraya geldik. Bence herkesin, tanıyıp tanımayalım kan bağışında bulunması gerekiyor. Bir yakınımızın hasta olmasını beklemeye gerek yok. Kızılay’ın kan depolarının boşalmaması için bütün herkesi kan vermeye davet ediyorum” şeklinde konuştu.
Adıyaman Deprem bölgesinde çocuklar ‘sıfır atık’ bilinciyle eğlendi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında depremzede çocukları hem eğlendirdi hem de ‘sıfır atık’ konusunda bilinçlendirdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Adıyaman’daki konteyner kentte etkinlik düzenledi. Adıyaman K-8 konteyner kentteki etkinlik alanında çocuklar doyasıya eğlendi. Bakanlığın Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı tarafından oyun parkurundan tiyatroya, beceri ve zeka oyunlarından bilgi yarışmasına kadar birçok etkinlik düzenlendi. 23 Nisan etkinliklerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlatılan ‘Sıfır Atık’ çalışmaları da büyük ilgi topladı. Çocuklar sıfır atık hakkında bilgi alırken uygulamalı olarak atık ayrıştırdı. Çevre, Şehir ve İklim Değişikliği İl Müdürü Faysal Ergezen, amaçlarının çocukları bilinçlendirmek olduğunu belirterek, “Bakanlığımız, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Malatya illerinde bu etkinlikleri düzenliyor. Burada amaç, deprem bölgesinde konteyner kentlerdeki çocukların moral ve motivasyonunu arttırmak ve bu noktada çevre bilincini aşılamak. Sıfır atık ve iklim değişiklikleri noktasında çocukları bilinçlendirmek” ifadelerini kullandı. Çocuklar ise düzenlenen etkinlikten duydukları memnuniyeti dile getirdi.