KÜLTÜR SANAT - 15 Haziran 2022 Çarşamba 13:50

İlk önce geleneksel danslarını yaptılar sonra doyasıya horon oynadılar

A
A
A
İlk önce geleneksel danslarını yaptılar sonra doyasıya horon oynadılar

Gümüşhane Üniversitesi’nde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler açtıkları stantlarla ülkelerini tanıttı.

Gümüşhane Üniversitesi’nde eğitim gören yabancı uyruklu öğrenciler açtıkları stantlarla ülkelerini tanıttı. Programda Afrika kıtasından gelen öğrenciler geleneksel danslarını sergilerken daha sonra çalan kemençe ile doyasıya horon oynadı.


Gümüşhane Üniversitesi’nin yıl sonu etkinlikleri kapsamında Yabancı Öğrenciler Birliği Kulübünün organizasyonuyla yabancı uyruklu öğrenciler stant açarak ülkelerini ve kültürlerini tanıttı. Bünyesinde 32 ülkeden 380 öğrenci barındıran Gümüşhane Üniversitesi’nin sosyal tesisleri önünde açılan stantlarda ülkelerine ait eşyaları, yemekleri, kıyafetleri ve daha birçok ürünü sergileyen yabancı uyruklu öğrenciler yerel kıyafetlerini giyerek ülkelerine ait dansları da müzik eşliğinde sergiledi.


Programa katılan Gümüşhane Üniversitesi öğrencileri, akademisyenler ve vatandaşlar yerel danslara eşlik ederken, Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aydın Kıvanç kendini ritme kaptırarak Afrika kıtasından gelen öğrencilerin yerel danslarında performansını sergiledi.


Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek tarafından da ziyaret edilen programda geleneksel danslarını sergileyen öğrenciler daha sonra alanda açılan kemençe müziği eşliğinde yerel kıyafetleriyle birlikte doyasıya horon oynadı.



“Her biri birbirinden renkli”


Programa katılan ve stantları ziyaret eden Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, “2017 yılında 4 ülkeden 32 uluslararası öğrencimiz var bugün 32 ülkeden 380 öğrencimiz var hedefimiz 2-3 yıl içerisinde 1000’e çıkarmak. Türkiye Avrupa’da ve dünyada uluslararası öğrenci kabul eden ülkeler içerisinde ilk sıralarda yer alıyor. Biz de ülkemizin uluslararası öğrenci politikasına paralel olarak uluslararası öğrenci sayımızı arttırıyoruz. Bugün üniversitemizin mezuniyet günü, mezuniyet töreni öncesi öğrencilerimiz burada öğrenci kulübü kurdular, dernekleştiler ve 19 ülkeyi temsilen stant açtılar. Biz de bu stantları gezdik ve kendi ülkelerini ve kültürlerini tanıtan stantlarda bilgi sahibi olduk. Her biri birbirinden renkli. Asya’dan Bangladeş’ten Orta Afrika Cumhuriyeti’ne kadar Fas’tan Somali’ye kadar komşu ülkelerimiz var” dedi.



“Bana da nostalji oldu, kendimi memleketimde gibi hissettim”


Geleneksel dansını yapmayı özlediğini ve burada kendisini memleketinde hissettiğini söyleyen Çadlı Gümüşhane Üniversitesi öğrencisi Haroun Mahamat Zema, “Bugün biz Gümüşhane Üniversitesi’ndeki uluslararası öğrenciler olarak bir etkinlik yaptık. Bu etkinliğin amacı ülkelerimizi tanıtmaktı. Mesela ben Afrika’dan geldim Afrika içerisinde 54 ülke var. Her ülkenin kendi geleneği var, medeniyeti var, kültürü var, dili var. Bunu Türk arkadaşlarımıza tanıtmak amacıyla buradayız. Biz geleneksel dansımızı burada uzun zamandır yapmıyorduk, çok heyecanlandım. Ne zamandır yapmıyordum bana da nostalji oldu, kendimi memleketimde gibi hissettim” diye konuştu.



“Her türlü oyunu oynayabilecek bir kapasitem var”


Afrikalı öğrencilerin yerel danslarına eşlik eden Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Aydın Kıvanç ise “Kültür evrenseldir. İnsanın olduğu her yerde bulunur. Dolayısıyla bu kültürler paylaşa paylaşa evrensellik kazanır. Ben de her ortama adapte olabilen bir tarzım var, her türlü oyunu oynayabilecek bir kapasitem var dolayısıyla “tamtam” olsun, zeybek olsun, horon olsun, bar olsun hepsi insanlığın bir kültürüdür bu açıdan memnun oldum değişik kültürleri tanıma imkanı buldum. Onlar da bizi tanıdı çok güzel bir etkinlik diye değerlendiriyorum” ifadelerini kullandı.



“Türkiye’yi gelmeden önce de seviyordum, hala seviyorum”


Çad’dan gelen Gümüşhane Üniversitesi Beslenme ve Diyetisyenlik Bölümü öğrencisi Hassanie Ali Brahim de “Bizim ülkemizdeki gezilecek yerler, hayvanlar, yemekler, düğünler alışkanlıklarımız ne varsa biz gösterdik. Bizim burada stantlarımız var her şeyi koyduk bir de dans ettik, mutluyuz. Türkiye güzel bir ülke misafirperver ben sevdim. Gelmeden önce de seviyordum, hala seviyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Yılın ilk buğdayı GTB’de işlem gördü Hasat sezonunun ilk mahsul buğdayı Gaziantep Ticaret Borsası’nda (GTB) işlem gördü. Adana’nın Yumurtalık ilçesine bağlı Deveciuşağı kırsal mahallesinde hasadı yapıldıktan sonra Gaziantep’e getirilen 2024 yılının ilk ürün ekmeklik buğdayı kilogramı 10 lira 30 kuruştan alıcı buldu. Türkiye’de tarımsal üretimin bel kemiğini oluşturan buğdayda yeni sezonun ilk hasadı gerçekleştirildi. Adana’nın Yumurtalık ilçesine bağlı Deveciuşağı kırsal mahallesinde çiftçi Salih Güler tarafından yetiştirilen ve tüccar Erol Benli tarafından Gaziantep’e sevk edilen ilk mahsul ekmeklik buğday, GTB hububat-bakliyat satış salonlarında satışa sunuldu. GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Enver Çokay, Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Alagöz ve Orhan Özdemir’in de hazır bulunduğu sabah seansı satışında Güneşoğlu Gıda Sanayi Ltd. Şti tarafından piyasaya sürülen ilk mahsul buğday Özmercan Un Fabrikası tarafından kilogramı 10 lira 30 kuruştan satın alındı. “Hasat sezonu hayırlı olsun” Yılın ilk mahsul buğdayının satışının gerçekleştirildiğini kaydeden GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, yaptığı konuşmada çiftçi Salih Güler’i ilk buğday hasadından dolayı tebrik ederek, yeni sezonun bereketli ve bol kazançlı geçmesi temennisinde bulundu. Mevsim şartları ve sıcaklıkların buğdayın oluşumu ve hasadı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu belirten Akıncı, bu nedenle ilk buğday hasadının genellikle daha sıcak bir iklime sahip olan Adana’da gerçekleştirildiğini söyledi. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konumu ve iklim şartlarından dolayı tarımsal alanda büyük bir potansiyele sahip olduğunu aktaran Akıncı, stratejik öneme sahip olan buğdayın tarımsal üretimin bel kemiğini oluşturduğunu dile getirdi. Akıncı, Türkiye’de en fazla üretilen ve tüketilen tarım ürünlerinin başında gelen buğdayda bu sezon olumsuz bir durum yaşanmaması halinde geçen yılın rekoltesine yakın bir rekolte beklenildiğini sözlerine ekledi. GTB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Alagöz de Gaziantep ve ilçelerinde sulu tarım yapılmayan kıraç alanlarda haziran ayının ilk haftasından itibaren, sulu tarım yapılan arazilerde ise haziran ayının 15’i veya 20’sinden sonra biçerdöverlerin buğday tarlalarına girmesini beklediklerini açıkladı. Sıcak bir kış yaşanmasına rağmen bahar yağmurlarının ekim alanlarına can suyu kattığına dikkat çeken Alagöz, olağanüstü bir durum olmaması halinde Gaziantep’te bu sene tarım arazilerinde verimli bir hasat beklediklerini ifade etti. Alagöz, konuşmasında ayrıca geçen yıl sezonun ilk buğdayının mayıs ayının 17’sinde bu sene ise 2’sinde piyasaya sürüldüğü bilgisini de paylaştı. Gaziantep’te son 5-6 yıldır ilk hasat buğdayın kendileri tarafından satışa sunulduğunu hatırlatan Güneşoğlu Gıda Sanayi Yetkilisi Ahmet Güneş ise yaptığı değerlendirmede Adana’da ilk mahsul buğdayın hasadının genellikle mayıs ayı ortalarında yapıldığını, bu sene hava şartlarından dolayı hasat takviminde birkaç haftalık bir öne gelmenin söz konusu olduğunu söyledi. Güneş, yılın ilk buğdayının 10 lira 30 kuruştan alıcı bulduğunu belirterek, bereketli bir sezon yaşanması temennisinde bulundu.
Çanakkale ÇOMÜ’lü öğrenciler, anaokullu miniklere hem hasarrufu hem geri dönüşümü anlattı Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı öğrencileri, sosyal sorumluluk dersi kapsamında anaokulunda eğitim gören miniklere hem çevre bilinci ve geri dönüşümü hem de tasarrufun önemini anlattıkları bir proje gerçekleştirdi. Çanakkale Zübeyde Hanım Anaokulu’ndaki miniklere geri dönüşümün önemini anlatan üniversiteliler, anaokulu öğrencisi miniklerle birlikte atık malzemelerden kumbaralar yaptı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Çanakkale Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programı öğrencileri Selen Kunt, Emirhan Türkmen ve Yaşam Nil Erdal sosyal sorumluluk dersi kapsamında, Çanakkale Zübeyde Hanım Anaokulu’ndaki çocuklara yönelik "Küçük Birikimler" projesini hayata geçirdi. Çocukların erken yaşlarda çevre ve geri dönüşümün öneminin yanı sıra finansal bilinç ve sorumluluk duygusunu kazanmalarına odaklanan üniversiteliler, minik öğrencilerle atık kartonlardan kumbaralar yaptı. Zübeyde Hanım Anaokulu 5-6 yaş aralığındaki 25 öğrenci, kendi el işi saatlerinde hem eğlendi hem de atık kartonlardan kendi kumbaralarını yaptı. Yaptıkları kumbaraları boyayan öğrencilerden proje sözcüsü Selen Kunt, etkinliğin amacının, çocuklara para ve kaynak yönetimi konusunda temel beceriler kazandırmanın yanı sıra geri dönüş ve atıklar ile ilgili bilgi vermek olduğunu ifade etti. ÇOMÜ öğrencilerine hem çevreye hem de duyarlılıklarından dolayı teşekkür eden Çanakkale Zübeyde Hanım Anaokulu Müdürü Bircan Böyükmedar, "Çocukların erken yaşlarda para yönetimi konusunda sağlam temeller atmaları son derece önemli. Küçük Birikimler projesi, çocuklarımızın erken yaşlarda bu konuda bilinçlenmelerinin yanında bunu atık kartonlarla yapıyor olmaları ve atıkların üzerinde de durulması son derece değerliydi. Aynı zamanda, el işi saatlerinde kendi emeklerini görmek ve bunun karşılığında biriktirdikleri parayı kullanma fırsatıyla sorumluluk duygularını da güçlendirecektir" dedi. Sosyal sorumluluk projesi Halkla İlişkiler öğrencilerinden Emirhan Türkmen; minik öğrencilere, geri dönüşüm ve atıklarla ilgili bilgi verdi. Atıkların geri dönüşümü ve kumbaraların yapımının nasıl gerçekleştirileceğini anlatan üniversiteliler, minik öğrencilerle kumbaraları hazırladıktan sonra boyadı. Etkinlik sonunda minikler, proje sponsorlarından Juss meyve sularının ikram ettiği meyve suyu ve kek ile devam etti. El işi yapmanın keyfini yaşayan öğrenciler, farklı bir etkinlikle eğlenceli ve keyifli dakikalar yaşandı. Etkinlik sonrası proje sözcüsü Selen Kunt, Zübeyde Hanım Anaokulu Müdürü Bircan Böyükmedar ve Sınıf Öğretmeni Özlem Yücel’e teşekkür belgesi taktim etti.
Burdur Devrilen LNG yüklü çekicideki gaz, 13 saatlik çalışmayla tahliye edilebildi Burdur-Antalya kara yolunda gece saatlerinde sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu LNG yüklü çekici şarampole devrildi. Patlama tehlikesi nedeniyle çift yönlü trafiğe kapatılan yol, yaklaşık 13 saat süren kurtarma çalışmaları sonrasında tekrar trafiğe açıldı. Kaza, saat 00.15 sıralarında Burdur-Antalya kara yolunun 17’nci kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, İzmir Aliağa’dan yola çıkıp Burdur’dan Antalya istikametine seyir halinde olan Mustafa Irkıçatal (57) idaresindeki 07 DDL 41 plakalı LNG yüklü tanker, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole devrildi. Kaza nedeniyle sürücü yaralanırken delinen tankerde gaz sızıntısı oluştu. Çevredekilerin 112 Acil Çağrı Merkezine yaptığı ihbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, sağlık, polis ve jandarma ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı sürücü ambulans ile Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken jandarma ve polis ekipleri Burdur-Antalya kara yolunu patlama riskine karşı çift taraflı trafiğe kapattı. Güvenlik önleminin ardından itfaiye ekipleri tarafından gaz tahliye işlemlerine başlandı. Sabah saatlerinde Antalya’dan gelen özel ekiplerin desteğiyle kaza yapan tankerde kalan LNG gazı başka bir tankere dolduruldu. Vinç yardımıyla tankerin çekiciye yüklenmesinin ardından yaklaşık 13 saatin ardından Burdur-Antalya kara yolu tekrar trafiğe açıldı. Meydana gelen kaza hakkında açıklamada bulunan Burdur İtfaiye Müdürü Mehmet Ali Ballak, "Gece saat 00.15 sıralarında LNG yüklü tanker İnsuyu mevkiinde kaza yapmış. Biz olay yerine geldiğimizde yoğun bir şekilde gaz sızıntısı vardı ve yol güvenliği sağlanamamıştı daha. Bizim ilk hedefimiz yol güvenliğini sağlamaktı. Çünkü sürekli hava akımının yön değiştirmesinden dolayı gaz yer değiştiriyordu. Yol güvenliğini sağladıktan sonra çöküntü gazlara ekiplerimiz müdahale etti. Sabah kadar sürdü bu müdahalemiz. Çünkü çok titiz bir çalışma yapmamız gerekiyordu. Amacımız gazın alev almaması, kıvılcım çıkarabilecek her türlü etkeni ortadan kaldırmaktı. Bunu başardık. Saat 10.30’a doğru gaz tahliye oldu. Çünkü gazın kendiliğinden tahliye olmasını bekliyorduk. Tankın zarar gören tarafının alt tarafta kalması bizim çalışmalarımız bu kadar uzun sürmesine neden oldu. Çünkü hiçbir şekilde o alanı kapatma imkanımız yoktu. Ortam güvenliğini sağlayarak gazın tahliyesi bitti. Şu anda vinç ve kurtarıcılar yardımıyla araçlar kaldırıldı. Burada büyük bir faciayı en ucuz bir şekilde atlattığımızı söylemek isterim" dedi. Vinç yardımıyla tankerin çekiciye yüklenmesi sonrasında yaklaşık 13 saatin ardından Burdur-Antalya kara yolu tekrar trafiğe açıldı.