- 02 Temmuz 2022 Cumartesi 08:55

26 yıldır gözleri görmeyen Songül Özmen, azmiyle engellilere örnek oluyor

A
A
A
26 yıldır gözleri görmeyen Songül Özmen, azmiyle engellilere örnek oluyor

Gümüşhane’nin Köse ilçesinde yaşayan 46 yaşındaki görme engelli Songül Özmen, 26 yıl önce kaybettiği görme yetisine rağmen evinin işlerini yapıyor ve ailesine sahip çıkıyor.

Gümüşhane’nin Köse ilçesinde yaşayan 46 yaşındaki görme engelli Songül Özmen, 26 yıl önce kaybettiği görme yetisine rağmen evinin işlerini yapıyor ve ailesine sahip çıkıyor.


İlçede, 3 yaşındayken geçirdiği ateşli havale nedeniyle Erzurum’a sevk edilen ve burada bir gözünü kaybeden Songül Özmen, 20 yaşında geçirdiği bir kaza nedeniyle diğer gözünü de kaybetti. Uzun yıllar tek gözüyle hayat tutunmaya çalışan Songül Özmen, geçirdiği kazayla birlikte ikinci gözünü de kaybettikten sonra hayata küsmeyerek evlendi. Ömer Özmen ile evlenen ve mutlu evliliğinden bir de erkek çocuğu olan Songül Özmen, eşinin ve akrabalarının yardımıyla gözlerinin eksikliğini hiçbir zaman hissetmediğini söyledi. Eşinin kendisini asla üzmediğini, incitmediğini ve eşinin adeta gözü gibi hareket ettiğini ifade eden Songül Özmen görme engeli bulunmasaydı en büyük isteğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı görmek olacağını sözlerine ekledi. 26 yıl boyunca evinin bütün işlerini eksiksiz yerine getiren, yapamadığı durumlarda ise eşinin ve akrabalarının yardımıyla hayata sıkıca tutunan Songül Özmen, kendisi gibi görme engellilere de hayattan asla kopmamaları tavsiyesinde bulundu.



“Eşim benim gözüm, her şeyim benim”


Çocuk yaşlarda geçirdiği ateşli havale nedeniyle gözlerindeki sorunun başladığını anlatan Songül Özmen, “3 yaşındayken ateşli havale geçirmişim, annem babam beni Erzurum’a götürmüş orada birçok kez ameliyat oldum fakat bir sonuç alamadık. Önce bir gözümde başladı. 20’li yaşlarıma geldiğimde bir kaza geçirdim bir gözüm az da olsa görüyordu, renkleri görebiliyordum. O kaza nedeniyle onu da kaybettim. Daha sonra İstanbul’a gittim. Doktor ameliyat etmek istedi yüzde 1 şansı var dedi ben de ameliyat olmadım. Açılmayacaksa ben neden ameliyat olayım ki dedim. Ben bu süreçte bekardım, evleneli 10 yıl oldu. Eşim benim gözüm, her şeyim benim. Babaannem gelmişti bize, beni beğendi o ara eşim Gebze’deydi 1 yıl geçtikten sonra evlendik. 22 yaşıma kadar tedavilerim devam etti. Ben hayata hiç küsmedim, hayatı çok seviyorum. Hayatı çok sevdiğim için zaten bu zamanlara geldik. Abim beni evlendirmek istemezdi, güvenemezdi kimseye. Ben hayat küsmediğim için evlenmek istedim bir oğlum oldu, çok mutluyum ama Tayyip babamı görmek en büyük arzum. Küçüklükten beri, başbakan oldu olalı çok isterdim yanına gitmek, onu görmek, onunla yan yana oturmak, çay içmek. Tayyip babamı çok seviyorum. Rabbim onu başımızdan eksik etmesin inşallah. Elini tutmak istiyorum, yanına oturayım o bana yeter zaten, onun kokusu yeter bana hissederim onu” dedi.



“Hayata küsülecek bir şey yok, ölüm olmasın yeter ki"


Kendisi gibi engelli insanların asla hayata küsmemesi gerektiğini anlatan Songül Özmen, “Ev işleri beni zorlamıyor. Eşime diyorum bunu yap, şunu yap eşim yapıyor. Benim yapamayacağım şeyleri o yapıyor. Çocuğumun bakımını eşim Ömer ile beraber yaptık, ailem yardımcı oldu. Bezini ben tek başıma takamazdım. Benim durumumda olanlar hiç hayat küsmesin, en azından annesi, babası ve kardeşleri vardır. Tek değiller önce Cumhurbaşkanımız var, devletimiz var bize ne olur ki. Rabbim bize bunu yaptıysa, bizi bir yere bağladı demek ki. Hayata küsülecek bir şey yok, ölüm olmasın yeter ki, ölümden ötesi yok. Ben hiçbir zaman isyan etmedim, keşke gözlerim görse de yalnız başıma bir yere gidebilsem hiç demedim. Çünkü gerek görmedim, her ihtiyacıma yakınlarım geldiler. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Eşim olunca eşim, o olmayınca akrabalarım ne istediysem yaptılar. Bana hiçbir zaman yok demediler, incitmediler. Komşularım da çok iyi, kaymakam bey de yardımcı oluyor, belediye başkanımız, onlar varken bana kimse bir şey yapamaz devlet var benim arkamda. Ben bir şeyi alamayacaksam, yapamayacaksam eşim Ömer’i çağırırım. Ömer alır, verir bana. Çay isterim getirir. Benim yapamayacağım bir şeyde Ömer bana göz olur. Ömer benim her şeyim Allah onu başımdan eksik etmesin” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.