GÜNDEM - 23 Ağustos 2025 Cumartesi 14:16

Çimento fabrikasının tozu, beldeyi isyan ettirdi

A
A
A
Çimento fabrikasının tozu, beldeyi isyan ettirdi

Gümüşhane’nin Bahçeli beldesinde faaliyet gösteren Aşkale Çimento Fabrikası’nı protesto eden vatandaşlarla fabrika çalışanları arasında arbede yaşandı.


Gümüşhane’nin Bahçeli Beldesiyle iç içe bulunan Aşkale Çimento Fabrikası’nın yıllardır oluşturduğu toz bulutuna tepki gösteren yaklaşık 300 kişi, kadın ve çocukların da katılımıyla pankartlar ve sloganlar eşliğinde beldeden fabrikaya yürüdü. Fabrika önünde yapılan basın açıklaması sırasında çalışanlarla vatandaşlar arasında arbede yaşanırken jandarma ekipleri olaya müdahale etti.


Kadınlar ve çocuklar fabrikanın neden olduğu kirliliği göstermek için kirli toz bezleri ile bahçelerinden topladıkları mahsulleri fabrika önüne atarak tepkilerini dile getirdi.



"İnsanların burada yaşama şansı kalmadı"


Söz konusu fabrika ile ilgili yıllardır mücadele sürdürdüklerini aktaran Bahçeli Belediye Başkanı Çetin Rıza Tanış, "Biz daha önce sizin de öncülüğünüzde Türkiye gündemine oturan ifadeler de kullandık bu eylemin geleceğini de söyledik ama o günden bugüne bırakın tedbir almayı daha beter bir hale geldi. Bugün görüyorsunuz üretim durdurulmuş, tertemiz. Yapılacak tahkikatlarda fabrika burada anında duruyor temiz bir görüntü sağlanıyor. Bizim istediğimiz fabrikayı kapatmak değil, bizim istediğimiz üretimi engellemek değil. Bizim burada istediğimiz tek şey temiz üretim, sağlıklı üretim daha önce de söyledim bunları. Biz bunları tekrar etmekten yorulduk. Devlet nerede dediğimizde hiçbir tedbir alınmadığını tekrar görüyoruz. Yoksa bizim ne işimiz var burada adam gibi üretim yapsınlar, adam olsunlar, insan sağlığına dikkat etsinler kimsenin burada bir işi olmaz. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Bu güneşin altında bu insanları buraya yığmanın manası yok. Biz sermaye düşmanı değiliz bu devletin üretime ihtiyacı var, adam gibi üretim yapsınlar. Çatılarımızda, belediyenin sosyal alanlarında oturulacak hal kalmadı. Beldedeki evleri geçtik, insanların yaşama şansı kalmadı artık" dedi.



"Beldenin çoğu KOAH hastası oldu"


Fabrikanın meydana getirdiği kirliliğin belde halkında sağlık sorunlarına yol açtığını ifade eden belde sakini Gülümser Tanış, "Biz yaşayamıyoruz artık, boğuluyoruz. Balkonum, evimin önündeki masamı sildiğimde her gün simsiyah toz çıkıyor. Köyün hepsine geliyor ancak ben yakın olduğum için en çok bana geliyor. Sebzelerimiz, meyvelerimiz, fasulyelerimiz bu sene hiç olmadı. Dalından bir meyve koparıp yiyemiyoruz. Dutlarımız olduğu gibi çöpe gitti. Ne pestil yapabildik, ne pekmez. Çünkü toz var, yediğimiz zaman ağzımızda hissediyoruz. Biz çalışmasın demiyoruz sadece bize tozunu vermesinler. Beldenin çoğu şu anda KOAH hastası. Ancak umursamıyorlar, vicdanları yok bunların" diye konuştu.


Müşerref Tanış da, "Burada sebzemiz, meyvemiz, biz zehirleniyoruz. Her gün yemek masamın üzerini siliyorum. Böyle rezillik olmaz. Buna bir çare bulunsun" ifadelerini kullandı.



"Fabrikadan dolayı sağlıklı büyüyemeyeceğiz"


Dalından koparıp gönül rahatlığıyla meyve yiyemediklerini söyleyen Zeynep Sena Şahin (9), "Burada yemek yiyemiyoruz, her şey toz oluyor. Elmaları daldan koparıp yiyemiyoruz, sirkeli suya koymak zorunda kalıyoruz. Hepsinin içinden toz çıkıyor, çimento pisliği çıkıyor. Biz bunları istemiyoruz, filtreleri takmıyorlar. Tozlarına sahip çıksınlar, biz istemiyoruz. Zehirleniyoruz, bizim sofralarımızdan, camlarımızdan, bezlerimiz, kıyafetlerimiz her şeyimiz pis oluyor. Biz fabrikayı istemiyoruz, hep toz toz. Nefret ediyoruz fabrikadan sağlıklı büyüyemeyeceğiz artık" dedi.



Çimento fabrikasının tozu, beldeyi isyan ettirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.