SPOR - 06 Ocak 2019 Pazar 16:24

Gümüşhanespor Kulübü Başkanı Kurban Karagöz istifa etti

A
A
A
Gümüşhanespor Kulübü Başkanı Kurban Karagöz istifa etti

TFF.

TFF. 2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele eden Gümüşhanespor’un kulüp başkanı Kurban Karagöz, sağlık sorunları nedeniyle kulüp başkanlığı görevinden istifa etti.


Kulübün Tekke köyünde bulunan tesislerinde kulüp yönetim kurulu üyeleriyle bir araya gelen ve basın açıklaması öncesinde istifasını yönetim kuruluna sunan Karagöz, yaptığı açıklamada Gümüşhanespor kulübünün Gümüşhane’nin ve vatandaşların olduğunu söyledi.


Sezon başında gerçekleşen kongre sürecinin ardından üstlendiği Gümüşhanespor Kulübü Başkanlığını bugüne kadar hakkıyla yerine getirmeye çalıştığını kaydeden Karagöz, “Bu süreçte kulübümüzün birçok sorununu çözmeye ve takımımızı hak ettiği yere taşımaya gayret ettik. Şuan itibariyle takımımız hedeflerimizin oldukça gerisinde olmasına rağmen yapısal anlamda birçok iyileştirme gerçekleştirdik” dedi.



“Bir nefer olarak her zaman şehrimize ve kulübümüze hizmet etmeye devam edeceğim”


Gelinen bu süreçte ortaya çıkan sağlık sorunları nedeniyle çok sevdiği Gümüşhanespor’dan ve kulüp başkanlığından zorunlu olarak ayrılma kararı aldığın kaydeden Karagöz, “Bu kulüp şehrimizindir, halkımızındır. Ben değerli hemşehrilerimizin kulübümüze her zaman sahip çıkacağını biliyorum. Ben Kurban Karagöz olarak kulüp başkanlığını bırakmama rağmen bir nefer olarak her zaman şehrimize ve kulübümüze hizmet etmeye devam edeceğim. Ne zaman bana ihtiyaç olursa, bizden sonra görev alacak olan arkadaşların arkasında olacağım. Maddi ve manevi desteklerimi onlardan esirgemeyeceğim” diye konuştu.



“Yönetim olarak 8 milyon 775 bin TL ödeme yaptık”


Kulübün önceki yıllardan kalan yaklaşık 6 milyon TL borç yükünün 4 milyon TL’den fazlasını ödediklerini belirterek bazı rakamları paylaşan Karagöz, “Geriye yaklaşık 2 milyon TL’lik bir borç bıraktık. Kulüp başkanlığına geldiğim günden bugüne yaptığımız tüm işlemleri resmi hesaplar üzerinden gerçekleştirdik. Bu yıl ise, kulübümüze 440 bin TL TFF’den, 1 milyon 122 bin TL Spor Toto teşkilatından, 500 bin TL Gümüştaş Madencilik’ten, 250 bin TL Koza Altın İşletmelerinden ve 350 bin TL futbolcu bonservis ve diğer gelirlerden olmak üzere toplamda 2 milyon 662 bin TL kulübümüze gelir sağlanmıştır. Buna karşılık bugün itibariyle yönetim olarak 8 milyon 775 bin TL ödeme yapılmıştır. Bu ödemelerin ise, yaklaşık 2 milyon TL’si banka kredileriyle geriye kalan 4 milyon 113 bin TL’si tarafımdan gerçekleştirilmiştir. Bugün itibariyle kulübümüzün yapmış olduğu transferler de dahil olmak üzere futbolcularımıza yaklaşık 1 milyon 500 bin TL borcumuz bulunmaktadır. Bunun yanında geçmiş yıllardan kalma maliye ve SGK’ya yaklaşık 1 milyon 400 bin TL borcu vardır” ifadelerini kullandı.


Başkan Karagöz, Kulüp Başkanlığı sürecinde kendisine destek olan Gümüşhanespor Yönetim Kurulu üyeleri başta olmak üzere tüm hemşerilerine teşekkür etti.


Basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Karagöz, bundan sonra sürecin nasıl işleyeceğiyle ilgili bir soruya, “Ben yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma istifamı sundum. Onlar da süreci değerlendirip kendi içlerinde bir başkan seçip devam edebilirler. Kendileri de istifa edip olağanüstü kongreye de gidebilirler” diye cevap verdi.



“Bu kulüple yücelince yücelip, düşünce de asla düşmeyiz”


Bu sürecin sezon ortasında olmasının hoş olmadığını fakat gelinen süreçte çok yorulduğunu ve vücudunun bu durumu artık kaldırmadığını ifade eden Karagöz, “Bu kulüp şuanda parasal olarak Türkiye’nin genel durumuna bakıldığında bu borç hiçbir şey değildir. Sportif anlamda başarılı olsaydık belki bu çok daha farklı olabilirdi ama bu da futbolun içinde var. Ben kulüp başkanı olduğumda zaten transferin yüzde 90’ı yapılmıştı. Bazen doku tutmayabiliyor. Gümüşhanespor bu yıl tutmadı diye ille birilerini idam edeceğiz, birileri şunu etti, bunu etti demiyoruz. Bu kulübü şampiyon edince ne kişiliğim ne duruşum değişmezdi, bugün başarısız bir yönetim olarak benim kişiliğimden, onurumdan, namusundan hiç kimsenin şüphe etmemesi lazım. Bu kulüple yücelince yücelip, düşünce de asla düşmeyiz” şeklinde konuştu.



“Her Gümüşhaneli bu kulübü ne kadar seviyor ne kadar başarısını istiyorsa bilsin ki ben ondan bir nokta daha fazla istiyorum”


Seyircilerimizden belki bize kırılanlar olmuştur, bizim kırıldıklarımız olmuştur. Seyirci gençtir, heyecanlıdır, hep başarı ister. Ama inanın ki biz de istiyoruz. Biz birde para vererek bunu istiyoruz. Ben bunu anlatmaya çalıştım ama bizi anlamadılar. Ben İstanbul’dan kalkıp geliyorum. Bende sizler gibi futboldan sizler kadar anlayan, sizler gibi olan, bunun karşılığında da maaş almayan, gönüllü olan birisiyiz. Bunu bile yanlış anladılar. Her Gümüşhaneli bu kulübü ne kadar seviyor ne kadar başarısını istiyorsa bilsin ki ben ondan bir nokta daha fazla istiyorum. Bugün de böyle, yarın da böyle olacak. Spor sahada kazanılıyor. Onun dışındaki argümanları bilmem. Benim sporcu arkadaşlarıma hala güvencim tamdır. Ellerinden geleni en iyi şekilde yapacaklar ve bu kulübü en iyi şekilde temsil edecekler. Bu süreçten sonra Gümüşhaneliler, etkisi ve yetkisi olan, adı, şanı, unvanı olan herkes öncelikle bu şehirdekiler kulübe sahip çıksınlar. Bu kulüp bir tanedir. İkincisi yoktur. Yenerken ne kadar seviniyor, mutlu oluyorsak yenildiğimizde de o beyanda mutsuz oluyorsak başkalarını mutsuz etme hakkı bize doğurmaz. Hele de maça gitmek, maçı seyretmek birilerine ağır ithamda bulunma hakkını hiçbirimize vermiyor” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.
Aydın Öğretmenlere, meslek liselerine destek çağrısı Aydın’ın Nazilli ilçesinde ilçenin en köklü liseleri arasında ilk sıralarda yer alan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden, ortaokulların rehber öğretmenlerine, meslek liselerine destek çağrısı geldi. Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek’in öncülüğünde Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ev sahipliğinde geniş katılımlı bir toplantı düzenlendi. Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al’ın ev sahipliğinde düzenlenen kahvaltılı toplantıya Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek başta olmak üzere Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı, Nazilli İş Kurumu Müdürü Yakup Ergenlik, Nazilli İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü İhsan Çatma, Nazilli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan, Yönetim Kurulu ve komite üyeleri, iş dünyasından temsilciler ve ilçedeki ortaokulların rehber öğretmenleri katıldı. Meslek Lisesi müdür yardımcıları ile alan şeflerinin de hazır bulunduğu toplantıda Meslek Liselerinin her geçen gün öneminin artması, mezunlarının ise düz liselere ve üniversite mezunlarına karşı avantajları anlatıldı. Beyaz yakalı-mavi yakalı kavramlarının değişimi, mesleki eğitimin önemi ve iş avantajları tartışıldı. “Meslek liseleri çok önemli” Toplantının açılış konuşmasını yapan Nazilli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Faruk Al, okullarının öneminden söz ederek ülkenin ve ekonominin kalkınmasında çok önemli olduğunu ifade etti. Öğrencilerin meslek liselerine yönlenmesi konusunda rehber öğretmenlerin kanalize etmeleri açısından paydaşlarla bilgi alışverişinde bulunmayı amaçladıklarını belirtti. “Meslek lisemizdeki teknoloji dışarıyla yarışıyor” İlçedeki meslek liseleri hakkında bilgi veren Nazilli İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek: “Nazilli’deki Mesleki Eğitim Merkezi dahil olmak üzere meslek liselerimizde toplam 3 bin 337 öğrencimiz var. İlçemizdeki 7 bin 800 olan toplam lise öğrencilerimizle oranladığımızda yüzde 42 ediyor. Bizim için bu oran yeterli değil. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 60’larda. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 70’lerde olması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda toplantı yaptığımız okulumuz Türkiye’de köklü geçmişi olan en başarılı okullar arasında yer alıyor. İlçemizdeki toplam 5 meslek okulumuzda farklı misyon ve vizyona sahip. Bu okulumuzda geleceğin meslekleri diyebileceğimiz 8 alanımız var. Geçen 10 yıl içerisinde de bu okulumuz son teknoloji sanayilerle yarışır teknolojiye sahip hale geldi. Her geçen yıl da kendini geliştirerek teknoloji ve imkanları ile en iyi eğitimi vermeye devam ediyor. Bizlerin düşüncesi siz rehber öğretmenlerimizin meslek liselerimizi iyi tanımaları ve gelecekte vasıfsız eleman sayısının azaltılmasında önemli rol oynamanız. Teknolojiyi iyi kullanan vasıflı elemanlar meslek liselerinde yetişiyor. Sanayici ise vasıflı çırak, kalfa ve usta tercih ediyor. Bu da meslek liselerimizin önemini kat kat artırıyor. Rehber öğretmenlerimizden ricamız, çocuklarımıza meslek liselerimizi en iyi şekilde anlatarak vasıflı eleman olarak daha kolay iş bulmalarını sağlamak için yönlendirme yapmanızdır” dedi. “Üretimin artması gerekiyor” Aydın Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürü Hacı İbrahim Buğdaycı ise kendisinden örnek vererek 1990’lı yıllarda beyaz yakalının az, mavi yakalının ise çok olduğunu ifade etti. Günümüzde ise beyaz yakalının çok olması nedeniyle iş bulmada büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Ancak meslek lisesi mezunlarının kısa sürede meslek edinmesi ile iş sıkıntısı yaşamadıklarını, üretimi artırarak enflasyonun düşmesinde büyük rol oynadıklarını ifade etti. “Lisans mezunu olmak sorunları çözmüyor” Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Arslan da konuşmasında meslek liselerinin üretimde büyük önem arz ettiğini ifade ederek: “Biz üretmeden büyüyecek bir ülke değiliz. Çocuklarımızın gelecekte refah düzeyinin artmasını istiyorsak bizim gibi odaların katkıda bulunması ve meslek liselerinin öneminin acilen anlatılması gerekiyor. Bizlerin acilen sorunların tespitini yapmamız lazım. Çocukların lisans mezunu olması sorunları çözmüyor. Bizim dileğimiz meslek lisesi çıkışlı olarak çocuklarımızın mühendisliklere geçmesidir. Çocuklarımız gelecekte başarılı olacaksa en azından meslek lisesi mezunu olmaları hayatlarını kolaylaştıracaktır” dedi. Toplantıya katılan rehber öğretmenler ve sanayiciler, sıkıntılarını ve düşüncelerini dile getirerek uzun bir süre fikir alışverişinde bulundu.