EKONOMİ - 16 Mart 2021 Salı 11:51

1 milyon patent hedefinin yeni durağı Aksaray oldu

A
A
A
1 milyon patent hedefinin yeni durağı Aksaray oldu

Tarım, sanayi, turizm ve eğitim alanlarında bütünleşik bir yapı kurma yolunda ilerleyen Aksaray, marka şehir olmanın formülünü de tanıtım, sınai mülkiyet hakları ve ticarileşmede arıyor. Yapılan bilgilendirmede, 1 milyon patent hedefinde üzerine düşeni yapmak isteyen kent, OSB’ler ve üniversitelerin katkısıyla sınai mülkiyet haklarında da sinerji yakalamak istiyor.

Türkiye’nin 1 Milyon Patent hedefine ulaşması adına Adres Patent tarafında gerçekleştirilen Marka Şehir etkinliklerinin yeni durağı Aksaray oldu. Adres Patent Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ali Yüksel’in moderatörlüğünde ‘Aksaray’ın Markalaşması-Aksaray Sanayisinin Türkiye Ekonomisine ve İhracata Katkısı’ etkinliği kamu, üniversite ve reel sektördeki birçok katılımcıyla düzenlendi. Online olarak gerçekleştirilen etkinliğe, Aksaray Vali Yardımcısı Yasin Ardıç, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Aksaray İl Müdürü Refik Tezcan, Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Ahmet Kulak, Aksaray Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Özkök, Aksaray Üniversitesi Rektörü Yusuf Şahin, Aksaray Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Mahmut Akkuş, Türkiye Patent Hareketi Derneği Başkanı Av. Ali Çavuşoğlu, Aemot Elektrik Motorları Genel Müdürü Sami Akdoğan ve Mysilo Tahıl Depolama Sistemleri Ar-Ge Müdürü Mücahit Ferah katıldı.

"Sadece proje yapmak yetmiyor"
Aksaray Vali Yardımcısı Yasin Ardıç, kentin ‘nasıl markalaşacağı’ konusu kendilerini mutlu eden bir başlık olduğunu söyleyerek, "Kentte tarım, sanayi, eğitim konuları başta olmak üzere güzel projelere imza atmaya çalışıyoruz. Markalaşmak için sadece proje yapmak yetmiyor. Algıyı yönetebilmek bu bağlamda markalaşma konusunda önemli bir yere sahip, markalaşmada kritik bir yere sahip olan diğer bir olgu ise sınai mülkiyet haklarıdır. Bu iki kavramın iyi bir şekilde benimsenmesi marka şehir olmanın yolunu açacaktır. Buna ilave olarak Aksaray Belediyesi’yle birlikte ele aldığımız projeler var. Bunlar tarım, sanayi, eğitim ve turizm üçgeninde şekilleniyor. Yapacağımı bu çalışmalarla kentimizin marka şehir olmasını hedefliyoruz" dedi.

"İlimiz cazibesini daha fazla artıracak"
Aksaray Belediye Başkan Yardımcısı Tayfun Çelik, nüfus artış hızı bakımından kentin son yıllarda önemli bir ivme yakaladığını belirterek, "Yıllık bazda ortalama 8 bin ila 9 bin civarında bir artış söz konusu. Jeopolitik konumu itibariyle de önemli bir potansiyele sahip. Şehrin tarım altyapısının oluşması, ham madde kaynağına rahatlıkla ulaşılabilmesi gibi etmenler Aksaray’ın hızlı bir şekilde yol almasında etkili olacak. Kentimize uluslararası platformda alanın en iyi oyuncuları yatırım yapıyor. Buna bağlı olarak ilimiz cazibesini daha fazla artıracak" ifadelerini kullandı.

"12 patent başvurusu yapıldı"
Aksaray Üniversitesi Rektörü Yusuf Şahin, üniversitelerin ticari kurum olmadığı için ortaya çıkan faydanın sağlamış olduğu avantajın niteliksel bir diğere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Diğer yandan üniversite olarak laboratuvar konusunda önemli yatırımlar yaptık. Kentimizin ve sanayicilerimizin bu anlamda üniversitemizin potansiyelinden daha fazla yararlanmasını istiyoruz. Bunun dışında okulumuzda teknoloji transfer ofislerimiz var son iki yılda üniversitemiz tarafından 12 patent başvurusu yapıldı ve bu süreçlerin takibi üniversitemiz tarafından yapılıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu ile bilgi ve dokümantasyon alanında bir protokol imzaladık. Buna bağlı olarak dokümantasyon birimini kurduk. Tekno kent kurulumuyla ilgili süreçlerimiz de başladı. Bu hususta dosyamız Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kurul sürecinde yer alıyor. Bunun dışında eğitim sisteminde 3+1 modeline geçen ilk devlet üniversitesiyiz. Mühendislik fakültesine geçen bir öğrencimiz 2,5 ortalamaya sahip ve alttan dersi yoksa son sınıfta anlaşmalı olduğumuz firmalarda son senesini çalışarak okuyor" diye konuştu.

"Şehrimizin marka değerini artırmak adına bir strateji oluşturmalıyız"
Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Ahmet Kulak, "Biz Aksaray iş dünyası olarak üyelerimizin markalaşması, Aksaray ekonomisinin Türkiye ihracatına katkısına artırmak amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Üyelerimizi sınai mülkiyet hakları konusunda bilgilendirerek Ar-Ge çalışmaları neticesinde patent, faydalı model ve tasarım çalışmalarında kendilerine yardımcı oluyoruz. Şehrimizin marka değerini artırmak adına bir strateji oluşturmalıyız. Buna ilave kentimizin markalaşması hususunda bilinirlik çalışmaları yapıyoruz. Buna bağlı olarak Ihlara Vadisi'nin tanıtımı konusunda odaklanarak ilimizin değerlerini öne çıkarmaya çalışıyoruz" dedi.

"8 ürünümüzün coğrafi işaret başvurusunu yaptık"
Aksaray Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Özkök, "Aksaray tarih, tarım ve sanayisiyle önemli bir yerde. Biz Aksaray Ticaret Borsası olarak 8 tane ürünümüzün coğrafi işaret başvurusunu yaptık. Geçtiğimiz günlerde Aksaray Kabak Çekirdeği’nin coğrafi işaretle tescilini yaptırdık. 4 projemiz de ilana çıktı. Bunları da en kısa zamanda paylaşacağız. 1 milyon 100 bin tonluk şeker pancarı üretimiyle ülkemizin şeker ihtiyacının yüzde 9’unu karşılıyoruz. Arap ve buğday üretiminde önemli bir yere sahibiz. Ayrıca yonca ihraç ederek kentimizin markalaşma konusuna da katkıda bulunuyoruz" açıklamalarında bulundu.

"Ülkemizin 2029 yılına kadar 1 milyon patent hedefine ulaşmasını istiyoruz"
Türkiye Patent Hareketi Derneği Başkanı Av. Ali Çavuşoğlu, "Bir şirketin toplam değeri içerisinde sınai mülkiyet haklarının değeri yüzde 90 civarında bu rakam her geçen gün artış gösteriyor. Özellikle patent sayısı arttıkça ülkemizin oluşturduğu katma değer de artacak. Patent sayılarının artması sanayi, bilimin gelişmesine katkıda bulunurken aynı zamanda katma değerli ihracatın da artmasına zemin hazırlıyor. Ayrıca patent sayılarının fazla olması ülkelerdeki lisans gelirlerinin de artması anlamına geliyor. Hedefimiz farkındalık çalışmaları yaparak ülkemizin 2029 yılına kadar 1 milyon patent hedefine ulaşmasını sağlamak. Bunun dışında patentin firmaların da karlılıklarına olumlu yönde yansıdığını ifade edebilir. 2020 yılında Aksaray’ın patent karnesine baktığımız zaman 13 patent, 4 faydalı model, 292 marka, 25 tasarım başvurusunun yapıldığını görüyoruz. Bölgede geçtiğimiz yıl 500 şirketin kurulduğunu düşünürsek bu rakamın kentin potansiyelini yansıtmadığını söyleyebiliriz" dedi.

"Ticarileşme olmazsa raflarda kalan bir patentin ülkemize bir faydası olmaz"
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Aksaray İl Müdürü Refik Tezcan, "Patent, geliştirilen ürünlerin koruma altına alınmasında önemli bir yere sahip. Ülkemiz geçen yıl patent başvuru sayılarında 2020 önemli bir ivme yakaladı. En fazla patent başvurusu yapan ülkeler arasında yaklaşık 8 basamak birden atladı. Ancak burada en önemli konu patentlerin ticarileşmesi olgusudur. Ticarileşme olmazsa raflarda kalan bir patentin ülkemize bir faydası olmaz. Üniversitemizde tekno kent kurulmasına bağlı olarak patent konusunda da önemli bir atılım yapılacağını düşünüyoruz. Bölgemizde yeni bir OSB’nin kurulum çalışmalarına başlandı. Bu bağlamda sanayi alanındaki yatırımlarında artması Aksaray’ın patent başvurularının artmasına katkı sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.

"KOBİ’lerin patente daha fazla önem vermesi gerekiyor"
Aksaray Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürü Mahmut Akkuş, "Kentimiz tarım, turizm ve sanayi konusunda ciddi bir potansiyele sahip. Özellikle kent, bitkisel üretimde ülke ekonomisine yıllık 6,1 milyar liralık bir katkı sağlıyor. Şeker pancarı, yonca, ayçiçeği başta olmak üzere birçok üründe ilk 10 veya ilk 20’nin içerisinde yer alıyor. Sınai mülkiyet hakları konusunda kentimizde bir bilinç oluştu. Bu sinerji katma değerli üretimlere de yansıyacak. Ulusal ve uluslararası ölçekteki firmalarımız Endüstri 4.0’a entegre bir şekilde ilerliyor. Bunun dışında KOBİ düzeyindeki firmalarımızın da patent konusunda daha fazla önem vermesi gerekiyor. Kurumsal bir yapıya kavuşulması noktasında da sınai mülkiyet hakları konusu daha fazla gündeme alınmalıdır. Kentimizde 6’ncı bölge teşviklerinin veriliyor olması hem kente hem de ülkemizdeki yatırımcılar açısından oldukça cazip bir avantaj sunuyor" dedi.

Aemot Elektrik Motorları Genel Müdürü Sami Akdoğan, "45 bin metrekare kapalı alanda, 63 tip gövdeden 400 tip gövde büyüklüğüne kadar, 0.12 kW - 500 kW güç değerleri arasında 2-4-6-8-12 kutuplu AC trifaze elektrik motorları üretimi gerçekleştiriyoruz. Biz firma olarak 2017’nin sonunda bir karar aldık ve Türkiye’de üretilmeyen orta gerilim motor, rüzgar türbini jeneratörleri ve hidro jeneratör yatırımı yapma kararı aldık ve 2018 yılında da yatırıma başladık. Sadece orta gerilim motorlarında Türkiye’de 110 milyon dolarlık bir ithalat var. Bu motorların da önemli bir kısmını kamu kurumları kullanıyor. Biz bu çıktının önüne geçme yolunda önemli bir adım attık. Ayrıca 220 tane rüzgar türbin jeneratörü yapmış bulunuyoruz ve bu ürünlerimizi de global bir firmaya teslim ettik. Yapılan bu ürünlerde de patent oldukça önemli bir yere sahip. Ancak ticarileşebilen patentler bu bağlamda reel sektöre daha fazla katkıda bulunuyor. Biz Türkiye’de ilk defa hidro jeneratör üretimine başladık. Bunu da Van Erciş barajına kuracağız ve bölgedeki enerji üretimine katkıda bulunacağız. Bizden önce Hindistan ve Çin bizim ülkemizde bu alanda önemli bir pazara sahipti" dedi.

"9 tane patent başvurusu yaptı"
Mysilo Tahıl Depolama Sistemleri Ar-Ge Müdürü Mücahit Ferah, "100 bin metrekarelik üretim sahasında bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Firmamız dünya genelinde 80’den fazla ülkeye bayileriyle hizmet veriyor. 6 Şubat 2018 yılında bölgenin ilk sanayi merkezi olduk. Üç yıllık zaman zarfında üç tane Ar-Ge projesi tamamladık. Bu projelerin içerisinde 9 tane patent başvurumuz var. Bunların beş tanesi sonuçlandı, dört tanesi de inceleme sürecinde. Ar-Ge merkezinde çalışan personel sayımız ise 17 kişi. Buna ilave üniversite sanayi iş birliği çerçevesinde her yıl 20 öğrencimiz firmamızda görev alıyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.