ASAYİŞ - 23 Ocak 2019 Çarşamba 10:19

100 milyonluk vurguna 33 yıl hapis, 677 bin lira para cezası

A
A
A
100 milyonluk vurguna 33 yıl hapis, 677 bin lira para cezası

Bursa’da çalıştığı şirketi referans göstererek 20 iş adamını yaklaşık 100 milyon dolandırdığı iddia edilen ve 100 yıla kadar hapsi istenen muhasebeci kadın hakkında karar verildi. Mahkeme heyeti Özlem Akçeşme’ye her bir müşteki için 2 yıl 7 ay 7 gün toplamda 33 yıl hapis ile 677 bin lira adli para cezası verdi.

Bursa’da bir fabrikanın muhasebe servisinde çalışan Özlem Akçeşme, iddiaya göre tanıdığı işadamları ve zengin kişileri, kurum çalışanlarına yönelik oluşturdukları fonlar ile yüksek miktarda kar payı dağıttıklarını söyleyerek fona katılmaları için ikna etti.

Akçeşme, şirket içerisinde bir uygulama olduğu için ikna ettiği kişilerden patronlarına haber vermemesini istedi. Kısa sürede 'saadet zinciri' oluşturan Akçeşme, para verenlere aylık yüzde 8-10 oranında kar payı dağıtmaya başladı. Daha sonra bu oranı yüzde 25-50'ye çıkartan Akçeşme'ye bazı işadamları kendi parasının yanı sıra, arkadaşlarından borç alıp, bankalardan kredi çekerek paralar verdi.

2016 yılının Ağustos ayında artık para dağıtamayan Akçeşme iddiaya göre arayan kişilere, 'OHAL nedeniyle BDDK hesapları inceliyor. Bitmesini ve para havalesini bekliyoruz', 'Paralar başka hesaba geçti. Avukatlar el koydu', 'Para Merkez Bankası'nda, rahat olun' gibi mesajlar gönderdi. Akçeşme, şüphelenen bazı işadamlarının şikayeti üzerine önce çalıştığı işyerinden atıldı, daha sonra 13 kişinin suç duyurusunda bulunması ile tutuklandı.
Birçok işadamının ise paralarını alamayacağı gerekçesiyle şikayetçi olmadığı Özlem Akçeşme'nin piyasayı en az

100 milyon dolar dolandırdığı öne sürüldü.

Hakkında Bursa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'dolandırıcılık' suçundan dava açılan Özlem Akçeşme'den 20 mağdur şikayetçi oldu. Akçeşme yaptığı savunmasında, "Şirkette kendi içimizde oluşturduğum fon vardı. Buna dışarıdan katılanlar da oluyordu. Bu kişiler paraları benim banka hesabıma yatırıyorlardı. Elden veren de oluyordu. Ben de ulaşan paraları şirkette beni işe alan üst düzey yönetici N.Y.'ye veriyordum. O da E.Ş. ile yatırılması gereken faizleri bu paralar ile ödüyordu. Kime ne kadar verdiğini bilmiyorum. Masumum ve beraatimi istiyorum" dedi.

Akçeşme hakkında Cumhuriyet Savcısı geçtiğimiz duruşmada mütalaasını açıkladı ve Akçeşme’nin her bir müşteki için 5 yıl hapis cezası almasını istedi. Duruşmalar devam ederken tahliye edilen Akçeşme hakkında son görülen davada karar çıktı. Mahkeme heyeti 100 yıla kadar hapsi istenen Akçeşme’ye sanıkların her biri için 2 yıl 7 ay 7 gün hapis ile 52 bin 80 lira adli para cezası verilmesine karar verdi. Toplamda 33 yıl 9 ay hapis cezası ile 677 bin 400 lira adli para cezasına çarptırılan Akçeşme’nin avukatları karara itiraz etmeye hazırlanıyor.  

Derya Evren

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.