GÜNDEM - 25 Ocak 2022 Salı 09:19

11 yaşında matematik yarışmasında dünya birincisi oldu

A
A
A
11 yaşında matematik yarışmasında dünya birincisi oldu

Osmaniye'de Şehit Veli Demiryürek Bilim ve Sanat Merkezi 5. sınıf öğrencisi Ali Erdem Akkuş, Uluslararası Caribou Matematik Yarışması’nda 5-6. sınıf kategoride soruların tamamını cevaplayarak dünya birincisi oldu. 39 ülkeden 10 bin 979 öğrencinin katıldığı yarışmada dünya birincisi olan Akkuş’un hedefinde diş doktoru olmak var.

Dünya çapında online olarak düzenlenen Kanada merkezli Uluslararası Caribou Matematik Yarışması her yıl 6 defa olmak üzere 2, 3-4, 5-6, 7-8, 9-10, 11-12 sınıf kategorilerinde yapılıyor. Bu yıl yarışmaya Osmaniye’den 5-6. sınıf kategorisinde Şehit Veli Demiryürek Bilim ve Sanat Merkezi 5. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Ali Erdem Akkuş da katıldı. Uluslararası Caribou Matematik Yarışması’nda 15 soruyu doğru cevaplayarak 39 ülkeden 10 bin 979 öğrenciyi geride bırakan Akkuş, dünya birincisi oldu.

“15 sorunun hepsini doğru cevaplayarak dünya birincisi oldum”

“Büyüyünce ne olacağımı tam seçemedim ama diş doktoru olmak isterdim” diyen Ali Erdem Akkuş, “Bu sınava girmeden önce öğretmenlerimiz bize okulda ve evde çalışabilmemiz için eski sınavlardan kalan örnek sorular veriyordu. Bu şekilde sınava hazırlandım. Sınav esnasında herkes gibi ben de çok heyecanlıydım. 15 sorunun hepsini doğru cevaplayarak dünya birincisi oldum. Bundan dolayı çok mutlu oldum. Her yerde kendimi görmeye başladım. Çok garip bir his oldu benim için. Büyüyünce ne olacağımı tam seçemedim ama diş doktoru olmak isterdim. Benim yaşımdaki arkadaşlarıma düzenli ve planlı çalışmalarını, planlarını haftalık değiştirmelerini ve ailelerinden destek almalarını öneriyorum. Ben de ailemden çok destek aldım. Annem ve babam matematik öğretmeni olduğu için matematiğe ayrı bir ilgim var. Yapamadığım soruları aileme sordum ve bana yardımcı oldular ve ben daha iyi çalışmaya devam ettim” diye konuştu.

“Yarışmanın sonucu bizim için sürpriz olmadı”

Ali Erdem Akkuş’un matematiğe ilgisinin odluğunu ifade eden Matematik Öğretmeni Neslihan Aktaş, “Bu yarışmanın sonucu bizim için sürpriz olmadı aslında. Öğrencimizin matematiğe ilgisi ve deneğimi çok fazlaydı zaten öğrencimizin. Kanada merkezli uluslararası bir yarışma olan Caribou Matematik Yarışması 15 sorudan oluşuyor ve sorular İngilizce olarak geliyor. Öğrencimiz 39 ülkenin katıldığı, toplamda 11 bin öğrencinin katıldığı sınavda tüm soruları doğru cevaplayarak birinci oldu” diye konuştu.

“Uluslararası bir sınavda başarı elde etmesi bizi gururlandırdı”

Oğlunun başarısıyla gurur duyduğunu belirten anne Aslıhan Akkuş, “Ali Erdem, çok düzenli çalışan bir öğrenci zaten. Uluslararası bir sınavda başarı elde etmesiyle bizi fazlasıyla gururlandırdı. Bu süreçte de düzenli çalıştığı için çok sıkıntı yaşamadı. Günlük düzenli çözmesi gereken kendi ayarladığı soruları ve öğretmenimizin gönderdiği soruları çözdü. Aşırı fazla bir yükleme yapmadı. Düzenli çalıştı yalnızca. Kitabını okudu, oyununu da oynadı. Çok şükür gururlandırdı hepimizi. Hepimiz çok mutluyuz. Kendisi nerede mutlu olacaksa, nasıl kendini iyi hissedecekse, mutlu olabileceği hayrını göreceği bir meslek seçmesini isterim” dedi.

Bekir Burak Canbolat
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.