GENEL - 21 Şubat 2018 Çarşamba 12:32

1400 aileyi ev sahibi yapan projede, yeni etabın satışı öne aldı

A
A
A
1400 aileyi ev sahibi yapan projede, yeni etabın satışı öne aldı

Antalya'da 1400 kişinin ev sahibi olduğu projeye olan yoğun talep üzerine, güvenlikli site konseptli, su kenarında başlayan yaşam ve medeniyeti sembolize eden 1105 adet bağımsız bölümden oluşan Turkuaz etabının da satışa çıkarıldığı açıklandı.

Başta Antalya olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanından ve dünyanın 155 farklı ülkesindeki 177 farklı kentten, toplamda 57 bin ön talep gelen Sur Yapı Antalya Projesi’nde, lansman öncesi ön satış döneminde fırsat sunuluyor. Öne alınan 1105 konutluk yeni etabın, lansman öncesi ilk 1400 konutta olduğu gibi yüzde 35'i peşinatla, yüzde 10'u ise bir yıl sonra ara ödeme ve kalan tutar da vade farksız 36 aylık cazip ödeme planı ile ön satışa çıktığı duyuruldu.

Antalya’ya geleceğe miras modern, yeni bir şehir kazandıracak olan Antalya Projesi’nde yoğun talep üzerine lansman öncesi yeni etabın satışı öne çekildi. Daha önce satışa çıkartılan 1400 konutun kısa bir sürede satılmasının ardından ön talebin 57 binlere ulaşması ile Turkuaz etabı yüzde 35 peşin, 36 ay vade farksız ödeme imkânıyla satışa sunuldu. Tüm blokları su kenarında yer alan, su kenarında kurulan yaşamı ve medeniyeti sembolize eden Turkuaz etabında 1105 daire yer alıyor. 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 tiplerindeki dairelerin büyüklükleri ise 55 metrekare ile 231 metrekare arasında değişiyor. Turkuaz etabında da yüzde 10 peşin indirimi devam ediyor.

 

1400 aileyi ev sahibi yapan projede, yeni etabın satışı öne aldı

 

"Tüm Türkiye’ye teşekkürler" 

Yakın zaman önce Türkiye’nin en büyük ve örnek kentsel dönüşümünü başlattıklarını söyleyen Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, “Başta Antalya olmak üzere Türkiye’nin ve dünyanın155 farklı ülkesi ve 177 farklı kentinden 57 binden fazla ön talep sayısına ulaşan projemiz bittiğinde Antalya’ya geleceğe miras modern ve yeni bir şehir inşa etmiş olacağız. Lansman öncesi satışa çıkardığımız 2019 yılında teslim edilecek 1400 konutu kısa sürede sattık. Bu satışların yüzde 65’ini Antalya’ya yüzde 35’lik kısmını ise tüm Türkiye’ye ve diğer ülkelere gerçekleştirdik. Türkiye’nin markası Sur Yapı’ya gösterilen bu ilgiden dolayı hem Antalya’ya hem tüm Türkiye’ye ve Antalya seven tüm dünya vatandaşlarına teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz” dedi.

Ofisler ve ticari dükkânlara yoğun ilgi 

Projenin içerisinde 1.3 kilometre uzunluğunda bir alışveriş caddesi olacağını da belirten Elmas, ‘‘Ortasından tramvayın geçtiği caddemizde yer alan dükkanlara yoğun bir ilgi var. Satışa açılan ticarilerin yüzde95’lik kısmının satışını tamamladık. Yeni kısımları satışa açmak için çalışıyoruz. Cadde üzerinde yer alan ofislerde de benzer bir durum var, talebi karşılamak için yeni kısımların satışlarını öne çekiyoruz’’ dedi.

Suyun sakinliğini yaşamak isteyenlere özel

Bu yoğun ilgi nedeniyle çok özel bir konsepte sahip Turkuaz etabının satışını öne çektiklerini belirten Elmas, şöyle devam etti; “Turkuaz etabı bizim için çok özel. Burada, yaşamın suyun kenarında başladığı ve birçok medeniyetin suyun etrafında yükseldiği gerçeğinden hareket ettik. Bu nedenle Turkuaz etabındaki bütün blokları su kenarında konumlandırdık. Suyun sakinliği, huzur veren özelliğini bu etaba yansıttık. Lasnman öncesi ilk 1400 konutta olduğu gibi fırsatları sabit tuttuk. Dolayısıyla fırsatları sürdürüyoruz. Önce gelenler doğal olarak, en çok kazanacak.” 

Elmas, Sur Yapı Antalya Projesi’yle ilgili şu bilgileri de verdi:

“Türkiye’nin örnek dönüşüm projesi kapsamında Antalya’nın Kepez-Santral bölgesinde yeni bir şehir inşa ediyoruz. 1 milyon 300 bin metrekare alan üzerindeki projenin içerisinde 249 bin metrekare yeşil alan üzerinde kurulacak şehir parkı Antalya’nın en büyük parkı olacak. Tramvay hattı, dönerek projenin içerisinden geçecek. Projenin merkezinde 1.3 kilometre uzunluğunda bir alışveriş caddesi olacak. Projenin kendi hastaneleri, okulları, oteli, camileri, alışveriş caddesi, alışveriş merkezi olacak. Proje tamamlandığında yaklaşık 70 bin kişi yaşayacak. Öncelikle hak sahiplerinin evlerini teslim edeceğiz. Toplamda ise 19 bin bağımsız bölümü 8 yıllık bir süreçte tamamlamayı hedefliyoruz. Her yıl için 5 bin kişinin istihdam edileceği projenin yatırım değeri 8 milyar TL’yi buluyor. Bir yandan istihdama diğer yandan da ekonomiye katkı sağlayacak. Uygulanan çevreci dönüşüm modeliyle de Türkiye’ye örnek oluyoruz.

Kurulacak olan yeni şehirde yaklaşık 249 bin metrekare yeşil alan olacak. Yeni şehrin içerisinde yer alan parkta yeşil alanlar, göletler, sera alanları, çocuk oyun alanları, aktivite alanları, dinlenme alanları, gezi ve koşu parkurları yer alacak. Ayrıca dev şehir parkının içerisinde piknik alanı, müze, sera alanı, semt pazarı, pergola altı dinlenme alanları, iskele alanları, etkinlik çadırı, göletler, yeşil alanlar, süs havuzları, geniş meydanlar, amfi alanları, köy meydanı, gölet kafeleri ve çim sahaları yer alıyor. Bu park Antalya’nın en büyük şehir parkı olacak.”

Suyla gelen medeniyet teması ön planda 

19 bin bağımsız bölümün yer alacağı belirtilen Antalya Projesi’nin özel bir bölümünü oluşturan Turkuaz etabında suyla gelen medeniyet temasının ön plana çıkacağı açıklandı. Çocuklar ve yetişkinler için yüzme havuzları ve göletlerin olduğu da belirtilen proje kapsamında, gölet kenarındaki dinlenme alanları, site konsepti içerisinde oluşturulan meydanlar, yürüyüş yolları ve modern çevre düzenlemesinin de bulunacağı da duyuruldu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Üniversite öğrencilerinden Filistin ve Doğu Türkistan’a sessiz destek Bartın Üniversitesi (BARÜ) öğrencileri, düzenledikleri sessiz yürüyüşle Filistin ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Öğrenci Konseyi ile öğrenci toplulukları tarafından ’’Sessiz Yürüyüş’’ organize edildi. Yürüyüşe üniversitenin akademik ve idari insan kaynağı da destek verdi. BARÜ Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi önünde toplanan kalabalık, ellerinde Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki Gölet alanına kadar yürüdü. Grup, ellerinde Türkçe ve İngilizce, “Bu Zulme Sessiz Kalma”, “Filistin ve Doğu Türkistan’da Yaşanan Katliamları Kınıyoruz”, “Soykırıma Hayır”, “İnsanlık Ölmesin” ve “Nehirden Denize Özgür Filistin” yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler ayrıca İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tepki göstermek için ABD’de Filistin dayanışma gösterisi düzenleyen öğrenciler ve akademisyenlere de destek verdi. Filistinli öğrencilerin de yer aldığı yürüyüşte açıklama yapan BARÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ömer Faruk Çalap, “Bartın Üniversitesi öğrencileri olarak Doğu Türkistan ve Filistin’de yaşanan zulme karşı birlik oluyoruz. Bu coğrafyalarda yaşanan insanlık dışı zulmü kınıyor ve bu zulme karşı sesimizi yükseltiyoruz” dedi. İnsan haklarına saygı gösterilmesi için uluslararası toplumun acil adımlar atması gerektiğini de dile getiren Çalap, "Doğu Türkistan ve Filistin’deki insan hakları savunucularına yönelik baskılar sona erdirilmelidir. İfade özgürlüğünün garanti altına alınması için uluslararası toplum sözde değil, özde harekete geçmelidir” ifadelerini kullandı. Yoğun bir kalabalık eşliğinde gerçekleştirilen yürüyüş İsrail sorununun bir sonucu olarak Filistin’de yaşanan savaşa ait 2 dakikalık ses kaydının dinlenmesinin ardından son buldu.
Malatya Bakan Özhaseki: "Öyle sağlam evler yapacağız ki huzurla evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını ifade ederek, "Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki başkanlığında Malatya’da İl Koordinasyon Kurulu toplantı. Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayı’nda gerçekleşen koordinasyon kurulunda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, 14 ay önce ülkenin büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığını hatırlatarak, “Bin yıllık Anadolu’daki serüvenimiz de, belki de başımıza gelebilecek en büyük felaket buydu. Bundan önce nice harpler, darbeler, sıkıntılar, zorluklar depremler yaşandı ama bunun kadar hasar bırakan büyük bir afeti görmedik. 9 saat arayla 2 tane şiddetli deprem, çok uzun süreli deprem hem de kadim şehirlerimizin birkaç kilometre altından geçen bir deprem. Bundan 18 tane ilimizde etkilendi aslında. Birkaç bin konut yıkılan illerimiz de var. Toplamda depremden etkilenen 18 ilimiz var. 14 milyon insanımız zarar gördü, 680 bin konutumuz yıkıldı, 170 binde iş yerimiz, depolarımız ağıllarımız yıkıldı. Dile kolay söylemesi çok kolay 850 bin bağımsız birim haliyle maddi hasar çok fazla, 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasarı ölçecek bir alet daha icat olmadı. Her evde acı tütüyor, her evde gözyaşı var” dedi. Bundan sonra artık sağlam yapıları yapmak zorunda olduklarını da ifade eden Özhaseki, “Öyle sağlam iş yerleri yapacağız ki, öyle sağlam evler yapacağız ki inşallah deprem olmaz ama olursa hepimiz huzurlu evimizde oturalım, bu acıları daha yaşamayalım. Bunun için de kılı kırk yarıyoruz” ifadelerine yer verdi. Malatya’da çarşı merkezinde zemin ile ilgili yaşanan sıkıntıya da değinen Özhaseki, “Depremden 2-3 ay sonra valilik karşısındaki çarşıda işe başlayalım dedik. Dikkat ediyor musunuz hala orada fore kazık çakmaya devam ediyoruz, hala zemini temizlemeye devam ediyoruz. Mesela Kahramanmaraş’ta şehrin ortasında giden bir cadde var, fay hattı geçiyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz bin tane konut yaptıralım dediler, işe başlayacağız tam 40 milyon dolarlık fore kazık ihalesi yaptık. Aylarca fore kazık çaktık” dedi. Hükümetin birinci gündeminin halen deprem bölgesi olduğuna da değinen Bakan Özhaseki, “Sayın Cumhurbaşkanımızın bize ilk sorduğu soru ‘Depremde hasar gören illerimizde durum nedir? Hayat normale dönüyor mu? İnşaatlar yolunda gidiyor mu? Başka taraftan bakıldığı zaman da maliyedeki sıkı para politikasını size de takip ediyorsunuz. Bakanımız Mehmet Şimşek Beyin itiraz etmediği tek harcama kalemi var o da depremde ki yapılan harcamalar. Onun dışında bilin her bir iş takip ediliyor, burada da işlerimiz çok şükür yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi. Deprem bölgesinde yaklaşık 390 bin deprem konutunun inşaatının başladığını ifade eden Bakan Özhaseki, Türkiye genelinde 400 bin civarında hak sahibinin olduğunu söyledi. 4 bin 333 köyde köy evi yaptıklarını ifade eden Özhaseki, “Bin 240 tane şantiyemiz var, oralarda bin 110 bin kişi çalışıyor. İlk etapta 76 bin kadar konutu teslim ettik. Haziran, Temmuz’la birlikte her ay 10-15 e 20 bin konutu da teslim etmeye de devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Malatya’da da hak sahipliği kadar inşaata başladıklarını ifade eden Özhaseki, “Bugün arkadaşlarımız yine Büyükşehir Belediyesinde toplandılar. Yeşilyurt, Battalgazi Belediye Başkanlarımız, yardımcıları, teknik ekipleri oradalardı. 8-10 bin eksiğimiz var tespit edilen yerleri gösteriyorlar. Daha çok da şehirlerimizin içinde yapalım istiyoruz, merkezde yapalım istiyoruz. Onları da bir an önce projelendireceğiz. Zaten ihaleyi yaptıktan sonra da en fazla bir sene gibi süre de bitiyor. O konutlarımız da hak sahiplerine teslim ederiz. Bütün hesabımız gelecek senenin ortalarında, güze kadar konutunu alamamış bir vatandaşımız kalmasın istiyoruz, iş yerlerini alamamış bir tek vatandaşımız kalmasın istiyoruz. Bugün de Malatya’mızda şu ana kadar yaptığımız konutlar ne alemde, bundan sonra ne kadar eksiğimiz var, neler yapabiliriz, sizlerin bize söyleyecekleri var mı veyahut şunu yaparsanız daha iyi olur diyeceğiniz şeyler var mı? Bütün bunları konuşmak için önce kendi içimizde belediyede teknik bir toplantı yaptık. Şimdi de sizlerle bir araya geliyoruz” diye konuştu. Önlerinde seçimsiz bir süre olduğunu belirten Bakan Özhaseki, “Bu süre içerisinde biz çalışarak gayret edip Malatya’mızı eski haline döndürmek için uğraşıyoruz. İnşallah bunu başarırız, buna gücümüz yeter arkadaşlar” şeklinde konuştu. Bakan Özhaseki’nin konuşmasının ardından Malatya’da deprem sonrası güncel durum ve inşaat çalışmaları ile ilgili sunuma geçildi. Basına kapalı olarak devam eden toplantı soru-cevap kısmı ile son buldu.
Batman Öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla hayata döndüren öğretmen o anları anlattı Batman’da nefes borusuna simit kaçan öğrencisini "Heimlich" manevrasıyla kurtaran öğretmen, o anları anlattı. Batman Borsa İstanbul Ortaokulunda teneffüste yediği simit soluk borusuna kaçan bir öğrenci nefessiz kaldı. Bu sırada koridorda nöbetçi Matematik Öğretmeni Levent Döndü, öğrencisinin boğazını sıktığını ve nefessiz kalarak kıvrandığını fark etti. Döndü, "Heimlich" manevrası ile öğrencisine müdahale etti. O anları İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Matematik öğretmeni Levent Döndü, nöbet esnasında koridorda gezdiği esnada öğrencisinin nefes alamadığını gördüğünü, fark ettiğini söyledi. Hemen koşarak müdahale ettiğini belirten Döndü, "Öğrenci tam tıkanmıştı nefes alamıyordu okulumuzun böyle bir sorunla karşılaşması bizi tabii ki üzdü. Her öğretmen arkadaşımın yapacağı gibi ben de müdahale ettim. Batman Milli Eğitim il Müdürlüğü ilk yardım eğitim merkezinden almış olduğumuz eğitimler sayesinde çocuğumuza Heimlich manevrasını uyguladık. Çocuğumuzu hayata geri döndürdük bir şeye vesile olduk. İlk yardımında ne kadar önemli olduğunu, ilk yardım merkezinin de ne kadar önemli olduğunu gördük. Sağlık eğitim ile alakalı tüm eğitimleri öğretmen arkadaşlarımız ile birlikte alıyoruz. Aldığımız eğitimlerde Heimlich manevrası sayesinde çocuğumuza biraz faydamız dokundu” dedi. Burada çocuklara sadece eğitim öğretimin dışında her alanda, her anlamda sahip çıktıklarının bir işareti göstergesi olduğunu aktaran Döndü, "Çocuklarımızın gerek psikolojik gerekte sosyolojik gerekte bu şekilde hayati durumlarında her zaman öğretim başta olmak üzere canla başla hepimiz çocuklarımızın yanındayız. Aydınlıyım 5 yıldır Batman merkez Borsa İstanbul ortaokulunda görev yapıyorum matematik öğretmeniyim. Çocuğun durumunu görünce onu ilk başta kurtarmam gerektiğini aklıma geldi hızlı bir şekilde hemen manavlarımızı yaparak çocuğu kurtardık. Çocuğu kurtardıktan sonra odaya götürdük çok güzel bir his bir duygu yaşadım. Özelikle sonrasında elim ayağım titredi çok üzüldüm. Görüntüyü izledikten sonra daha da etkilendim. Olayın üzerindeyken soğukkanlılıkla kalabildim. İlk yardımın hayati yönlerinden birisi de bu zaten soğukkanlı kalabilmektir. Tüm bireylerin tüm vatandaşların herkesin bu eğitimi almalarını düşünüyorum. Hayatın her alanında her zaman karşımıza çıkıyor. Umarım hiçbir zaman hiçbir çocuğumuza vatandaşımıza böyle bir durum yaşanmazdır. Ertesi gün aile geldi okula kalabalık bir şekilde teşekkür ettiler, ben de duygulandım onlar da duygulandı. Çocuğumuz teneffüslerde yanıma geliyor sarılıyor, bana diyor öğretmenin size hayatımı borçluyum ama aslında biz onlara gelecek borcumuz var. Elimizden geldiğince çocuklarımıza en güzel geleceği sunacağız en güzel imkanları sağlayacağız. Çocuklarımızı yeni bir hayata en güzel şekilde hazırlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Yaşadığı korku dolu anları anlatan 5. sınıf öğrencisi E.K, "Teneffüs çalmıştı o an arkadaşımla konuşurken simit parçası boğazımda kaldı. O an öğretmenler odasında doğru koşarken Levent hocam bizim katta nöbetçiydi ve beni kurtardı. Hocamı çok seviyorum ve ona çok teşekkür ediyorum. Öğretmenler odasına yakın bir arada tam tıkandım ve o sıra hocam yardımıma koştu ve kurtardı. O an çok korkmuştum Levent hoca sağ olsun beni kurtardığı için sonrasında korkmadım" diye konuştu.