GÜNDEM - 03 Ağustos 2015 Pazartesi 11:02

15 gündür kayıp olan genç kadını örgüt mü kaçırdı?

A
A
A
15 gündür kayıp olan genç kadını örgüt mü kaçırdı?

İzmir’de 15 gündür kayıp eşinin PKK ya da IŞİD gibi terör örgütleri tarafından beyninin yıkanarak kaçırıldığını öne süren Ömer Polat, iki küçük kızının ‘Annemi bul baba’ diye sürekli ağladığını ifade etti.

İzmir’in Bornova ilçesinde yaşayan 22 yaşındaki Nurcan Polat’tan iki haftadır haber alınamıyor. 1,5 ve 3 yaşındaki iki kızıyla perişan olduklarında belirten Polat, eşinin sürekli telefonda birileriyle konuştuğunu ve militanlar tarafından beyni yıkanarak kaçırıldığından endişe ediyor.

Eşiyle daha önce borçları yüzünden tartıştıklarını ancak hiçbir problemlerinin olmadığını söyleyen Polat, “Eşimle bir problemimiz yoktu, sadece borçlarım yüzünden bazen kavga ediyordu. Ancak borçlarımın hepsini ödedim hiçbir problem yoktu. Kaçtığını hiç zannetmiyorum kaçırıldığını düşünüyorum. Onlardan tek bir ricam var eşimi çocuklarına kavuştursunlar. Eğer bu başka insanların işiyse gerçekten çocuklarım perişan. Tek isteğim eşimi versinler kandırmasınlar, beynini yıkamasınlar” dedi.

“SÜREKLİ TELEFONDA BİRİLERİYLE KONUŞURDU”
Eşinin çok saf, temiz ve iyi niyetli olduğunu belirten Ömer Polat, kaçmadan üç ay önce eşinin sürekli telefonda birileriyle konuşurken yakaladığını söyledi. Polat, “Daha eşim kaçmadan 3 ay önce sürekli her akşam telefonla görüşme yapardı. Kim olduğunu sorduğumda ortak bir arkadaşımız olduğunu söylerdi. Ben de üstüne düşmezdim. En son öğrendiğime göre Hatice diye bir kızmış. Yüzde 90 bu insanların bu işte de parmağı olduğunu düşünüyorum. Bu çete denir, PKK mı denir. Bu bayanın babasının hattı varmış. Manisa’da bir şirketmiş o şirketi araştırdım öyle bir şirket görünmüyor. Ben eşimin yanındakilere seslenmek istiyorum. Her kimse her kim ne amaçla bu işi yapıyorsa onlardan tek ricam eşimi bırakmaları” ifadelerini kullandı.

“EŞİM KANDIRILMAYA ÇOK MEYİLLİ BİR İNSAN”
Eşinin beyninin yıkandığını, kandırıldığını iddia eden talihsiz adam, şunları söyledi:
“Çok affedersiniz belki deyimim fazla olacak ama ‘saf ve salak’ derler ya o derece bir saflığı vardı eşimin. Hani kandırılmaya çok meyilli bir insan, hani yukarıda Allah şahidimdir birisi bir şey söylediğinde inanıp gidecek bir insan. Eşim kesinlikle iki evladınsız yapamaz, çocuklarsız kesinlikle yapamaz. Bu işte IŞİD olabilir, PKK olabilir bir militanın mutlaka ve mutlaka bir parmağı olduğunu düşünüyorum. Tek ricam bunu kim yapıyorsa, neden yapıyorsa, ne için kaçırıyorsa, hani amacı ne ise o amacından vazgeçsin.”

“IŞİD DE OLABİLİR, PKK DA OLABİLİR”
Eşinin bir örgüte bağlı militanlar tarafından kaçırıldığından şüphe etmeye başladığını dile getiren Ömer Polat, “Kimdir neyin nesidir bilmiyorum. Bu PKK da olabilir her insanın beynini karıştırıyorlar. Çünkü eşimi ben köy yerinden kendim alıp getirdim buraya. Eşim kimseyi tanımaz bilmez. Bir tek köy hayatını bilir şehir hayatıyla alakası yoktur. Benim çevremi tanıyan bir insandır ben de çevremi tanıdığım için çevremden kesinlikle şüphe duymam. Ama nasıl ulaşmışlarsa ulaşmışlar, nasıl kandırmışlarsa kandırmışlar kendilerine çekip artık ne amaçla kullanacaklarını bilemediğimiz insanlar eşimi kandırıp götürmüşlerdir. IŞİD de olabilir, PKK da olabilir. Son dönemde bundan dolayı özellikle diretiyorum başka türlü bir şey olsa evlatlarımı alırım evlatlarıma bakarım" dedi.

“BABA ANNEMİ BUL”
Kayınvalidesinde kalan çocuklarının sürekli anneleri sorduğunu kaydeden Ömer Polat, 3 yaşındaki kızlarının ‘Baba annemi bul’ diye ağladığını ifade etti.
Eşinden 15 gündür haber alamayınca çalmadık kapı bırakmadığını ve her türlü yola başvurduğunu belirten talihsiz adam, din hocalarının kapısını aşındırmaya başladığını dile getirdi.

“SİNİRLİDİR AMA BENİ DE ÇOCUKLARINI DA ÇOK SEVER”
Eşinin asla kendini terk etmeyeceğini, aldatmayacağını ve birbirlerini çok sevdiğini belirten Polat, “Öyle bir şey olacağını zannetmiyorum, olamaz. Belki insanlarımız olabilir düşüncesindedir ama dört duvar arasında yaşayan biziz. Eşimi gayet çok iyi tanırım, böyle bir kapasiteye sahip bir insan değildir. Çok sinirlidir, öfkelidir ama kalkıp da ihanet etmez. Beni de çok sever çocuklarını da çok sever. Beynini yıkamamış olsalar bu PKK ve militan dediğimiz kişiler beynini yıkamamış olsa bu insan bu şekilde kaçmaz. Sevdiği olur insanın, aşık olduğu insan olur ben kaçıyorum der bir not bir şey bırakır. Ne not ne bir şey. Herhangi bir şey olmadan bir anda ortadan sır gibi kaçıp gidiyor. Bunu ben PKK’ya ya da IŞİD’e herhangi bir şeye adapte edebilirim” diye konuştu.

DAHA ÖNCE DE GİTMİŞ
Eşinin geçtiğimiz Mart ayında yine kaçtığını ve 10 gün sonra döndüğünü anlatan Ömer Polat, "İlk kaçtığında bana eşim kendi telefonundan bir mesaj geldi. Ben bu mesajı eşimin attığını düşünmüyorum, yanındaki insanların attığını düşünüyorum. Mesajda ‘Fazla kendine güvenme, arkam sağlam, canını yakarlar’ yazıyordu. İlk kaçırıldığında bana bir kadının yanında olduğunu söylemişti. Kadının ismini vermedi ben detayları sormadım eşime. Orda ne yaşamıştır, ne ile karşılamıştır bilemediğimden dolayı fazla baskı altında tutmamak için eşime yüklenmedim. Aklıma geldi ama daha çok beynini bulandırmamak için daha çok kendimi sinir edip eşime yüklenmemek için açıkçası sormak istemedim. Ailesi de öyle söyledi, ‘hiçbir şekilde hiçbir şey sormayalım’ dediler” diye konuştu.

FERRUH SERÇE - MİHRAP DÜZÖZ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.