SAĞLIK - 09 Ekim 2015 Cuma 15:23

15 soru 15 cevapta gebelik

A
A
A
15 soru 15 cevapta gebelik

Gebelik boyunca vücutta pek çok değişiklik olmakta. Vücuttaki değişimlerin normal mi yoksa patolojik mi olduğunun saptanması ise son derece önemli. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Faruk Abike, gebelikte sık rastlanan sorunlar ve çözümleri ile ilgili önemli konulara dikkat çekiyor.

Gebelikte sık rastlanan sorunlar ve çözümleri:

1- Kramplarla mücadele
Gebeliğin özellikle 24-28 haftalarında, bebeğin kemiklerinin mineralizasyonu için ciddi oranda kalsiyum geçişi olmaktadır. Bu nedenle, bu haftalarda bacaklar ve ellerde ağrılı kramplar olabilir. Kramplar esnasında masaj yapılması faydalı olacaktır. Gebeliğin başından itibaren kalsiyumdan zengin olan süt ve süt ürünlerinin (özellikle yoğurt, peynir, ayran, kefir gibi) bol miktarda tüketilmesi önemlidir. Gebeliğin 20. haftasından sonra yoğurt tüketiminin arttırılması krampların oluşmasını engeller. Süt ve süt ürünleri tüketimine rağmen kramplar varsa, kalsiyum veya magnezyum kullanılması krampları önlemede etkili olabilir.
Gebelikte orta parmaklarda hissizlik, ağrı olabilir. Genellikle ele masaj yapılması ve el bileğinin dinlendirilmesi faydalı olsa da gebelik sonrasında genelde tedavi gerekmeksizin düzelecektir.

2- Mide bulantılarına karşı ne yapılmalı?
Gebeliğin ilk 3. ayında artan hormonların etkisi ile, özellikle sabah olmak üzere mide bulantısı ve kusmalar olabilir. Genellikle 12. gebelik haftasından itibaren bulantı ve kusma hızla azalır ve 16. haftada bulantı sorunu kalmaz. Özellikle ilk 3 ayda, yağsız, kokusuz, baharatsız, katı gıdaların tüketilmesi bulantıyı azaltmakta etkili olacaktır. Sık aralıkla ve az miktarlarda beslenilmelidir. Bulantı esnasında, kusmak için kendinizi zorlamayın çünkü kusma rahatlatma sağlamaz. Bulantı esnasında tuzlu katı gıdalar (beyaz leblebi, baharatsız cips, tuzlu patates, beyaz peynirli sandviç gibi) alınmalı, açık alandan derin nefes almak rahatlatıcı olabilir. Tüm önlemlere rağmen bulantı-kusma devam ediyorsa doktor kontrolünde bazı ilaçlar kullanılması, bu süreci atlatmaya yardımcı olacaktır.

3- Gebelik şekeri için ne yapılmalı?
20 haftadan sonra artan hormonlar etkisiyle gebelikte kan şekeri sorunları olabilir. Gebelikte aşırı kilo alımı ve fazla kilo ile başlanması riski arttırır. Tespit etmek için tüm gebelere 24 ile 28. gebelik haftaları arasında şeker yükleme testi yapılmalıdır. Öncelikle uygun diyet programı ile kan şekeri düzenlenir, eğer diyet ile yeterli kan şekeri düzenlenmesi sağlanamaz ise insülin başlanması gerekebilir. Gebelik sonrası genellikle kan şekeri normal seviyelere döner.

4- Gebelikte hipertansif hastalıklar
Gebeliğin ilk 3 ayında, hormonların etkisi ile kan damarları genişlediğinden dolayı, kan basıncı daha düşük seviyelerdedir. Ancak 24-28. haftalardan itibaren kan basıncı yükselir. Kan basıncı yüksekliği ve idrarda protein atılımın artması ile gebelik toksemisi gelişebilir. Bu durum anne ve bebeğin tehdit eden önemli bir durumdur, yakın takibi çok önemlidir.

5- Reflü- gastrit- kabızlığa karşı ne yapılmalı?
Gebelikte mide ve barsak hareketleri yavaşlar ve mide ile yemek borusu arasındaki kapakcığın gevşemesi nedeniyle reflüye eğilim artar. Reflüyü önlemek için, yemekten hemen sonra yatar pozisyona geçilmemeli, yatarken yüksek yastık kullanılmalıdır. Gebelikte mide asidinde azalma nedeniyle gastrit şikayetleri azalır. Barsak hareketlerinin yavaşlaması nedeniyle tüm gebelik boyunca kabızlık sorunu artabilir. Gebelikte kullanılan demir ve vitamin ilaçları kabızlık sorununu arttırabilir. Kabızlığı önlemek için, bol sıvı alınmalı, posalı ve lifli gıda tüketilmeli, meyve tüketilmeli, günde birkaç adet kuru kayısı bu sorunun önlenmesine yardımcı olabilir.

6- Tarama testleri yaptırılmalı mı?
Gebelik tanısı konulduğu zaman, anne ve bebek için riskleri ortaya koymak için; tiroid fonksiyon testleri, kan sayımı, idrar analizi, hepatit, demir- B12 vitamini seviyeleri ve bebekte anomalilere yol açabilecek enfeksiyonlar için tarama yapılmalıdır.
Gebeliğin 11-14 haftaları arasında Down sendromu tarama testi olan İkili test, bebeğin ense kalınlığı ve burun kemiği incelemeleri yapılmalıdır. 16-18. haftalarda yine Down sendromu tarama testi olan dörtlü test yapılmalıdır.
18-22. haftalar arasında ikinci düzey detaylı ultrasonografik tarama yapılmalıdır.
24-28. gebelik haftaları arasında ise, şeker yükleme testi tüm gebelere uygulanmalıdır.

7- Hamileyken egzersiz yapılabilir mi?
Gebeliğin ilk 3 ayından sonra, tıbbi açıdan bir sakınca yoksa gebeler egzersiz için cesaretlendirilmelidir. Aerobik egzersizler ve kardio egzersizleri önerilir. Hafta 2-3 gun, 45-60 dk yürüme, yüzme, gebeliğe özel yoga veya pilates yapılabilir. Kilo kontrolü ve rahat bir gebelik açısından doğuma birkaç hafta kalana dek egzersizler sürdürülmelidir.

8- Kanama varsa ne yapmalı?
Gebelik süresince, vaginal kanama hiçbir zaman normal olarak değerlendirilmemelidir. Özellikle gebeliğin ilk günlerinde, embriyonun yerleşmesi esnasında lekelenme tarzı kanamalar soruna neden olmaz ancak kanama durumunda mutlaka ultrasonografi ile kontrol edilmelidir.
Gebeliğin son 3 aylık dönemindeki plasenta kaynaklı kanamalar son derece önemlidir ve anne ile bebeğin hayatını riske edebilir.

9- Gebelikte cinsel ilişki doğru mudur?
Tıbbi olarak yasaklanmadığı sürece son 3 haftasına kadar cinsel ilişkide sakınca yoktur.

10- Karın çatlaklarından kurtulunabilir mi?
Gebelik ilerledikçe ciltte artan gerilim neticesinde karın, bacaklar ve göğüslerde çatlaklar oluşabilir. Çatlak oluşumunu önlemek için, gebelikte kilo alımına dikkat edilmeli, dengeli ve özellikle C vitamininden zengin diyet ile beslenilmeli ve 20. gebelik haftasından sonra cildi nemlendirmek için gebeliğe özel kremler, zeytinyağı, badem yağı, kakao yağı yada susam yağı her gün cilt üzerine uygulanmalıdır.

11- Ultrason bebeğe zarar verir mi?
Gebelikte 2 boyutlu (siyah beyaz) ultrasonografi, 3 ve 4 boyutlu ultrasonografi uygulanmasının bebek ve anne açısından herhangi bir sakınca yoktur, güvenle yapılabilir.

12- Ne sıklıkta muayene olmalı?
Gebelikte 32. haftaya kadar 4 haftada bir, 32-36. haftalar arası 2 haftada bir, 36. haftadan doğuma kadar haftada bir muayene olmalıdır.

13- Bebeğin hareketleri nasıl gözlemlenecek?
Bebek hareketleri ilk olarak 18-20 haftada hissedilmeye başlanır, daha önce doğum yapmış bayanlar 16. haftadan itibaren hareketleri hissedebilir. Bebek hareketleri, bebeğin iyilik halini gösteren en önemli parametrelerden biridir. Bebekte sıkıntı veya sorun olduğunda bebek hareketlerinde azalma olacaktır. 20. haftadan sonra bebek hareketlerinde azalma hissedilirse hemen doktora başvurulmalıdır.

14- Kaç kilo alınmalı?
Tüm gebelikte 11-14 kg alması normaldir. Gebeliğin ilk 6 ayında, ayda 1 kg, sonraki 3 ayda ise ayda 2 kg alması gerekmektedir. Aşırı kilo alımı diyabet, hipertansiyon ve normal doğumun engellenmesi gibi sorunlara yol açabilirken yetersiz kilo alımı düşük doğum ağırlıklı bebek ya da erken doğuma sebep olabilir.

15- Gebelikte eşin rolü nedir?
Gebelik, bayanda fiziksel değişimler yanı sıra psikolojik olarak da bir takım değişiklere yola açabilir. Duygusal değişikler, hüzün, endişe, alınganlık, duygu durum değişiklikleri olabilir. Erkek her zaman anlayışlı ve destekleyici olmalıdır. Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında koku hassasiyeti nedeniyle mutfak ve yemek işlerini ele almalıdır. Gebelik sürecinde, gebelik ile ilgili aktiviteler ve muayenelere katılmalıdır. Doğum ve bebek bakımı ile ilgili kurslar ve kitaplar okumalı ve sürece her aşamada aktif olarak katılmalıdır. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kadınlar domates kasası yarışmasında erkeklere taş çıkarttı Antalya’nın Kumluca ilçesi ve çevre ilçelerdeki seralarda çalışan vatandaşların katılımıyla domates kasası taşıma, domates çekme ve halat yarışları düzenlendi. Kumluca Belediyesi tarafından Kumluca Şehir Stadı’nda düzenlenen yarışmalarda, Kumluca ve çevre ilçelerden katılan kadınlar kıyasıya mücadele etti. Domates kasası taşıma yarışmasında 3 dakikada 24 domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi birinci, 21 domates kasası taşıyan Hatice Işık ikinci, 17 domates kasası taşıyan Hörü Alkan üçüncü oldu. Domates yeme yarışmasında da 3 dakikada 1 kilo 362 gram domates yiyen Ayşegül Aydın birinci, 1 kilo 216 gram domates yiyen Ayşe Akyürek ikinci, 1 kilo 178 gram domates yiyen Mefaret Ünal ise üçüncü sırada yer aldı. Sekiz takımın katıldığı halat çekme yarışmasında ise finalde Kumluca Belediyesi takımıyla karşılaşan Kaşlılar takımı, zorlu mücadeleyi kazanarak şampiyon oldu. Yarışmalar, renkli görüntülere sahne oldu. Yarışmada en fazla domates kasası taşıyan Zeynep Keyikçi, sera işçisi olduğunu ve her gün sayısız domates kasası taşıdığını söyledi. Yarışmayı birinci olarak bitirdiği için mutlu olduğunu dile getiren Keyikçi, festival dolayısıyla neşeli bir hafta geçirdiklerini kaydetti. Kaşlılar takımı halat çekme şampiyonu oldu Halat çekme yarışmasında birinci olan Kaşlılar takımının kaptanı Saliha Güçlü de serada çalışan kadınların hünerlerini sergilediğini belirtti. Takımıyla gurur duyduğunu ifade eden Güçlü, geçen yıl aynı yarışmada ikinci olduklarını belirterek, “Bu yıl birinciliği kaptırmadık” dedi. Etkinlikte Kumluca Belediyesi tiyatrocuları Uğur Duran ve Mehmet Karakaya kısa bir oyun sergilerken, müzisyen Tuğba Karakuş konser verdi. Yarışma sonunda başarılı olan kadınlara protokol üyelerinin eşleri tarafından çeşitli ödül ve hediyeler verildi.
Sivas Sivas-İstanbul arası 7 saat kısaldı: YHT Sivas’a ilk seferini yaptı Türkiye’nin önemli ulaşım projelerinden biri olan Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı, Sivas ile İstanbul arasında kesintisiz seyahat imkânı sunmaya başladı. Türkülere konu olan Sivas’tan İstanbul’a seyahat süresi otobüsle yaklaşık 14 saat sürerken, aktarmasız Sivas-İstanbul seferi ile seyahat süresi yaklaşık 7 saate düştü. Ankara’dan Sivas’a ulaşımı 2 saate indiren Ankara-Sivas YHT hattı, 26 Nisan 2023 yılında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın katıldığı törenle açılmış ve yaklaşık 1 yılda 1 milyon yolcu taşımıştı. Otobüs yolculuğu ile yaklaşık 14 saat süren İstanbul-Sivas arası, aktarmasız ekspres Yüksek Hızlı Tren hattının devreye girmesiyle 7 saat 8 dakikaya düştü. Sabah 08.40’ta yapılan ilk seferde Söğütlüçeşme İstasyonu’ndan kalkan tren 7 saat sonra Sivas’a vardı. Hızlı tren vatandaşlar tarafından oldukça beğenilirken, gelen yolcular için karşılama programı düzenlendi. Programa Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Zeki Özdemir, Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Mehmet Kul, bazı il protokol üyeleri ve vatandaşlar katıldı. İstanbul’dan Sivas’a gelen vatandaşlar davul ve zurna ile karşılanarak, karanfil verildi. “Rahat ve güvenli” AK Parti Grup Başkanı ve Sivas Milletvekili Abdullah Güler, Yüksek Hızlı Tren teknolojisinin rahat ve konforlu olduğunu dile getirerek, “Gayet konforlu, rahat ve güvenli bir seyahati toplam 7 saat 18 dakikalık bir sürede tamamlandık. Hemşehrilerimiz bizi coşkuyla selamladılar. Ben bütün hemşehrilerime bu güvenli yüksek teknoloji ürünü olan İstanbul-Sivas ve Sivas-İstanbul seyahatini tercih etmelerini buradan hassasiyetle öneriyorum” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Osman Boyraz ise, “Sivas’ımıza, milletimize hayırlı uğurlu olsun. Böylesine bir medeniyet havzası olan Sivas’a sadece Sivaslılar değil, İstanbul’daki ve başka coğrafyadaki insanların da akın edip geleceğine inancım tamdır” diye konuştu. “Hızlı tren şehrimizde yeni ufuklar açacak” Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Yüksek Hızlı Tren’in kentte yeni ufuklar açacağını belirterek, “Bugün Sivas olarak yine tarihi bir gün yaşıyoruz. Bu seferle birlikte İstanbul seferlerimiz başlamış oldu ve İstanbul-Sivas arası mesafede 7 saate indi. Hızlı tren şehrimizde yeni ufuklar açacak. Şehrimizin başta turizm olmak üzere sanayisi ve ekonomisine her yönüyle katkıda bulunacak” şeklinde konuştu. “Yüksek Hızlı Tren’in akraba ilişkilerini de güçlendireceğine inanıyoruz” Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, Yüksek Hızlı Tren’in akraba ilişkilerini güçlendireceğine inandıklarına değinerek, “Yaklaşık bir yıl önce Ankara-Sivas hızlı tren seferleri başlamıştı. 1 milyonun üzerinde yolcunun taşındığını görmekteyiz. Bundan sonraki süreçte de inanıyoruz ki bu sayı daha da artacak. Bu da Sivas’ın hem kültürüne hem turizmine katkı sağladığı gibi Sivas-İstanbul arasındaki akraba ilişkilerini de güçlendireceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Trenle seyahat eden vatandaşlar ise seferden memnuniyet duyduklarını söyledi.
Ankara Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi’nden ‘HUBİTSEM’ sempozyumu Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi (Hukuk, Bilişim İnovasyon ve Teknoloji Merkezi) tarafından, akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu Hukuk Bilişim ve Teknoloji Sempozyumu (HUBİTSEM) gerçekleştirildi. Atılım Üniversitesi ve Ankara Barosu HUBİTEM Merkezi işbirliği ve Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi ev sahipliğinde akademik dünya ile iş hayatını buluşturduğu hukuk bilişim ve teknoloji sempozyumu gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı sempozyumda atölye çalışmaları hayata geçirildi. Dr. Pınar Yaşar Şatıroğlu, İHA muhabirine, gerçekleştirilecek sempozyumun amaçları hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilişim Hukuku, Hukuk, Yapay zeka ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin olarak bütün bilgi sahiplerini bir araya getirmeyi amaçladık. Klasik bilimsel toplantılardan farklı olarak hem hakemli tedbirlere yer verilmesi hem farklı kamu kurum temsilcilerinin gelmesi hem özel sektörde çalışanların özellikle de yöneticilerin yer aldığı bir etkinlik yapılacak. Bu etkinlik bizim ana etkinliğimiz. Ana ve yan etkinlik olarak ikiye ayırdık bu sempozyumu.” Atölye çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Şatıroğlu, gerçekleştirilecek çalışmalarda spesifik olarak o alanda uzmanlaşmış akademisyenler ile kurum temsilcilerinin olacağını belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Şu ana kadar üç ana oturum gerçekleştirildi. Bir tane de atölye çalışmamız gerçekleştirildi. Bu sempozyumla aslında amaçladığımız şey bütün partnerleri bir araya getirmek. Yani Ankara Barosu ve Atılım Üniversitesi bir araya gelerek konuyla ilgili olabilecek olan öğrenci, avukat, stajyer avukat, kurum çalışanı ve akademisyenleri bir araya getirerek yeni bir bilgi üretim noktası oluşturmak amaç aslında. HUBİTSEM’ de aslında bu amaca hizmet ediyor diyebiliriz. Akademik hayat ile İş hayatını tanıştırmayı çok istiyoruz. Çünkü hukuk fakültesi öğrencileri mezun olmadan önce genelde biraz daha kapalı bir toplumda okuyorlar. Aslında dışarda başka bir dünya var ve o dünya her geçen gün gelişiyor ve ilerliyor. Bu gelişen ve ilerleyen Dünya’nın bir parçası olmak istiyorsanız eğer hem akademik donanıma sahip olmanız lazım. Hem de özel sektöre ilişkin olarak çalışma prensiplerini bilmeniz gerekiyor. Bizde bu ikisini bir araya getirebilecek bir ışık yapmak istedik aslında.” Avukat Cenk Levent Eroğlu ise HUBİTSEM’in ulusal çapta yapılmış bir sempozyum olduğunu ifade ederek, “Toplamda 4 Barodan, 8 farklı ilden, 15 farklı üniversiteden 18 şirket ve 8 kamu kurumundan katılımcılar bu gün buradalar. Burada teknoloji hukukunun, bilişim hukukunun detaylarını inceliyoruz. Güncel meseleleri konuşuyoruz. İnsanların ve kurumların birbiri ile ağ kumasına vesile olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Yapay zeka ve hukuk konularının da tartışılacağı oturumların bulunduğu sempozyum, 4 ile 5 Mayıs tarihleri arasında sürecek.
Mersin Vali Pehlivan: "Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, yüzde 53’ü ormanlarla kaplı olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşmasının yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkardığını söyledi. Orman Yangınları ile Mücadele Komisyon Toplantısı, Vali Pehlivan başkanlığında Orman Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirildi. Pehlivan, toplantıda orman yangınlarında hızlı ve etkin müdahalenin önemine işaret etti. Önleyici eğitim çalışmalarının planlandığı şekilde devam ettiğini ifade eden Pehlivan, uyarıcı tedbirlere yaz ayları boyunca devam edileceğini kaydetti. Mersin’in yüzölçümünün yaklaşık yüzde 53’üne denk gelen 835 bin 534 hektar alanın ormanlık alan olduğunu vurgulayan Vali Pehlivan, şöyle devam etti: "Orman alanlarımızın tamamı yangına 1. derecede hassas. Bu nedenle orman yangınları ile etkin mücadele kapsamında 5 helikopter, 72 arazöz, 21 su ikmal aracı, 1 su tırı, 90 ilk müdahale aracı, 10’u su atarlı 20 devriye motosikleti, 10 dozer, 12 greyder, 11 ekskavatör, 5 treyler, 104 su tankı hizmet etmek üzere değişik yerlerde konuşlandırılmaktadır. 12 gözetleme kulesi faal olup, iki görevli ile 24 saat gözetleme yapılmaktadır. 6 gözetleme kulesinde ilaveten kameralı gözetleme yapılmaktadır. 34 ayrı noktadan yaz aylarında saat başı meteorolojik veriler izlenmektedir." "Ormanlık alanlar insansız hava aracı ile gözetleniyor" Meteoroloji Genel Müdürlüğünden her gün 3 günlük risk haritası alındığına dikkat çeken Pehlivan, "Bu sayede 3 günlük hava durumu izlenerek genel ve yerel tedbirler alınabilmektedir. Özellikle kritik havalarda ormanlık alanlara yakın köy ve mahallerde muhtarlar, din görevlileri, orman gönüllüleri ve görevli personele cep mesaj uygulaması yapılarak dikkatleri çekilmektedir" diye konuştu. Ormanlık alanlarda insansız hava aracı ile gözetleme yapıldığını ifade eden Pehlivan, haberleşme hizmetinde kullanılmak üzere eski analog telsiz sistemine ilave olarak sayısal telsiz sisteminin de kurulduğunu kaydetti. Monte edilen araç takip sistemiyle 305 aracın 24 saat izlendiğini belirten Pehlivan, "Bütün orman yollarımız sayısallaştırılmış, arazöz ve su ikmal araçlarımıza tablet dağıtılarak yangın ihbarına en kısa yoldan ve sürede ulaşmaları sağlanmaktadır. 2023 yılı sonu itibarıyla ilimizde Orman Genel Müdürlüğü tarafından 264 yangın havuzu yapılmıştır. Ayrıca yerleşim yeri içme suyu şebekelerine ilimizin farklı yerlerinde 200 yangın vanası tesis edilmiştir" dedi. Son 3 yıllık ağaçlandırma çalışmaları Toplantıda ayrıca il genelinde son 3 yılda gerçekleştirilen ağaçlandırma çalışmalarına da değinen Pehlivan, "İlimizde 2021 yılında 3 bin 876 hektar, 2022 yılında 7 bin 646 hektar, 2023 yılında ise 4 bin 35 hektar alan ağaçlandırıldı. Ayrıca, 2021 yılında 5 milyon 279 bin 826 adet, 2022 yılında 6 milyon ve 2023 yılında da 6 milyon adet fidan üretildi" ifadelerini kullandı. Orman Bölge Müdürü Mustafa Yalçın’ın yapılan faaliyetler, orman yangınlarına ait istatistiki veriler ile orman yangınlarıyla mücadele stratejileri hakkında bilgi verdiği toplantıda, yangınla mücadelede paydaş kurumların ve görevli personelin yerine getireceği vazife ve sorumluluklara ilişkin konular karara bağlandı. "Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi" Vali Pehlivan, ayrıca Orman Bölge Müdürlüğünün Toroslar ilçesinde faaliyete geçen yeni hizmet binasını ziyaret etti. Orman Bölge Müdürü Yalçın’dan yürütülen faaliyetler hakkında bilgi alan Pehlivan, Yangın Yönetim ve Koordinasyon Merkezi’nde 9 orman işletmesinin bağlı olduğu telsiz sisteminden birimlere seslendi. Pehlivan, şunları kaydetti: "Şu anda görevinin başında bulunan orman teşkilatımızın çok kıymetli mensupları, biraz önce orman yangınlarıyla mücadele komisyonumuzu topladık. Çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Mersin, Türkiye’de orman varlığı en fazla olan illerden birisi. Toplam alanının yüzde 53’ü orman olan Mersin’de bitki örtüsünün yüzde 57’sinin kızılçamdan oluşması yangın hassasiyetini üst seviyelere çıkarıyor. Bu konudaki çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile iş birliği ve koordinasyon içinde orman teşkilatımız yürütüyor. Orman teşkilatımızın neferleri olarak sizler de sahada yürütüyorsunuz. Hayati öneme sahip bu çalışmalarınızda sizlere üstün başarılar temenni ediyorum." Vali Pehlivan’a ziyaretinde Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özkan da eşlik etti.