GÜNDEM - 14 Temmuz 2020 Salı 09:48

15 Temmuz gazisi Sakartepe: 'Yine olsa, hiç düşünmeden müdahale ederim'

A
A
A
15 Temmuz gazisi Sakartepe: 'Yine olsa, hiç düşünmeden müdahale ederim'

15 Temmuz 2016 tarihinde bir iş için gittiği İstanbul’da hain darbe girişimine karşı direnenler arasına katılan ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde ayağından vurularak gazi olan Afyonkarahisarlı gazi Aykut Sakartepe o geceyi “Bu gün yine olsa hiç düşünmeden müdahale ederdim, giderim” sözleri ile anlattı.

15 Temmuz hain darbe girişimin 4. yıl dönümünde Afyonkarahisarlı 15 Temmuz Gazisi Aykut Sakartepe, o geceyi İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. O gece darbe girişimini televizyondan öğrendiğini ve abdest alarak sokağa çıktığını belirten Sakartepe, “Çengelköy’de bir esnaf kardeşimiz telefonla arayarak bir haberin olduğunu bu haberi de izlememeniz gerektiğini söyledi. Öylelikle televizyonu açtık. Haberlerde güvenlik önlemi gibi bir şeyler söyleniyordu. Köprüde güvenlik önlemi alındı, köprü tek taraflı trafiğe kapanmış şeklindeydi ve helikopter görüntüsü de veriliyordu. Şöyle biraz izlediğimizde haberi sadece muvazzaf sınıfın yani kışla askerinin köprüde olduğunu, iç güvenlik jandarma ve polisin orada bulunmadığını gördüm ve Allah fark ettirdi. O dönemde de hükümetle bu FETÖ’nün üstüne ‘Paralel Devlet Yapılanması’ adı altında gidiyordu. Son kozunu oynuyor diye düşündük. Abdestlerimizi de tazeleyerek sokağa çıktık. Baktık ki asker görünümündeki teröristler birçok yeri işgal etmiş ve söylemleri de şuydu ‘evlerinize dönün askeriye yönetime el koydu!’ Ben Kanlıca’da olmam sebebiyle Fatih Sultan Mehmet köprüsüne müdahale etme imkanım oldu. Hamdolsun saat 23.00 civarıydı orası bu hainlerden temizlendi” dedi.

“Sağ dizimden G-3 ile vurularak yaralandım”
Rütbeli, rütbesiz birçok kişinin vatandaşa o gece ateş ettiğini belirten Sakartepe, “Bu arada bugünkü ismiyle 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden devamlı ‘burada çok yoğun bir oluşum var, halka ateş ediyorlar, buraya gelmeniz lazım’ diye telefonlar alıyordum. 1. köprüye odaklandık, Boğaziçi Köprüsüne. Anadolu yakasından geçmeye uğraştık, ama o tarafa, tabi başarılı olamadık. Sonra Kanlıca iskeleden Avrupa yakasına geçmek kaydıyla 1. köprüye intikal ettik. Gece saat 02.00-02.30 civarıydı. Yine orada da çok yoğun bir şekilde yığınak yapmışlar. Tank, helikopter, rütbeli, rütbesiz birçok asker kılığındaki insanlar orada vatandaşımızın mukavemetiyle karşılaşıyorlardı ama hiç ateş etmekten de geri kalmıyorlardı. Gece saat 02.30 civarı müdahale ederken sağ dizimden G-3 ile vurularak yaralandım. Allah bizi memur eyledi hamdolsun bu gazilik nişanıyla” diye konuştu.

“Barikata 30-40 metre kala ateş etmeye, taramaya başladılar”
15 Temmuz Şehitler Köprüsünde bir kız çocuğunu kalabalığa bağırarak ‘daha ne bekliyoruz, daha kaçımızı vurabilirler’ dedikten sonra yürümeye başladıklarını belirten Sakartepe, “O gece yaşadığım birçok farklı mevzu var. Mesela unutamadığım köprünün üzerindeyken tabi halk çoluk, çocuk, yaşlı genç herkes oradaydı. Halktan 12-13 yaşlarında bir kız çocuğu çok yüksek bir sesle, kalabalığın içerisinde bağırarak; ‘daha kaçımızı vurabilirler? Kaç tanemizi vurabilirler ki? Daha ne duruyoruz?’ diye çığlık çığlığa seslendi. İşte o an itibariyle yürümeye başladık barikata doğru. 30-40 metre kala ateş etmeye, taramaya başladılar. Yanımda birçok kardeşimiz şehit oldu, birçok arkadaşımız yine gazi oldu. Yaşlı, genç birçok insan bu hainlere karşı hamdolsun direndi ve mukavemet gösterdi. Çok şükür 16 Temmuz sabahı bu hain girişim başarıya uğramadı, yenildi ve hezimete uğradı çok şükür. Allah’ım bir daha bu vatana böyle haince şeyler göstermesin” dedi.

“Şişli Eftal Hastanesinde bir mezbaha havası vardı”
Vurulduktan sonra götürüldüğü Şişli Eftal Hastanesi’nde çok kötü manzaralar olduğunu kaydeden Sakartepe konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Vurulduktan sonra açıkçası herhangi bir acı hissetmedim, yaradan öyle ağrı, sızı gibi bir şey vermedi. Fakat tabi sağ bacağımdan vurulduğum için bacağımı kullanamaz hale geldim. Halkta tedirgin oldu yaralı var diye. Bizi aldılar elden ele ambulansa kadar. Oradan en yakın hastane Şişli Eftale götürdüler. Yine hastaneye gittiğimde de ilginç şeyler yaşadım. Hastanenin girişi ve içerisi çok kalabalıktı. Sedye kalmamış, tekerlekli sandalye yoktu, müdahale odaları dolmuş, artık koridorlarda bile ağır yaralılar var. Tabiri caizse hastane değil de bir mezbaha havası vardı. Yaklaşık 1.5 yıl kadar yoğun tedavi gördüm ve 2 yılda da tam iyileşme sürecim gerçekleşti. Sadece 15 Temmuz’da değil 15 Temmuz’daki süreçte halada o şekilde aklımızdan hiç çıkmıyor.”

“Yine olsa yine giderim”
Bugün aynı şey olsa hiç düşünmeden müdahale edebileceğini Aktaran Sakartepe, “Hiç düşünmezdim, yine hala düşünmem. Yine Allah yaşatmasın o güleri bir daha. Bu millete, bu devlete rabbim zeval vermesi, hainlere fırsat vermesin. Ama öyle bir pozisyon olsa tabi hiç düşünmeden yine müdahale ederdim” diye konuştu.

Hayati Kanat

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.