GÜNDEM - 27 Kasım 2016 Pazar 11:41

15 Temmuz şehidinin babası: 'O pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorum'

A
A
A
15 Temmuz şehidinin babası: 'O pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorum'

15 Temmuz'daki darbe girişiminde, FETÖ'cü hain pilot tarafından Özel Harekat Daire Başkanlığı'na atılan bomba sonrasında şehit olan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'i şehit eden misket bombasının parçası ve özel eşyaları ailesi tarafından hazırlanan vitrinde sergileniyor. Kızını şehit eden misket bombasını göstererek ağlayan baba Yahya Kemal Yiğit, "O bombayı atan pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorum" dedi.

15 Temmuz darbe girişiminde sırasında FETÖ'cü hain pilotun Ankara Gölbaşı'nda bulunan Özel Harekat Daire Başkanlığı'na attığı bomba sonrasında 42 Özel Harekatçı şehit olmuştu. Şehit olanlardan Komiser Yardımcısı Cennet Yiğit'in Kayseri'nin Bünyan ilçesinde oturan ailesi, şehit Cennet Yiğit'in Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki operasyonda giydiği botlar, Özel Harekat üniforması, nişanlandığında kesilen kurdele, tuvalleri boyamakta kullandığı fırçalar, kendisini şehit eden misket bombasının parçası ve patlamada kullanılamaz hale gelen telefonunun da bulunduğu bir vitrin yaptırdı.

Şehit Cennet Yiğit'i ve 15 Temmuz'daki hain darbe girişimini unutturmayacaklarını söyleyen baba Yahya Kemal Yiğit, "Cennet daha 7.-8. sınıfa giderken polis olmaya karar vermişti. Ama Allah ona üniversitede kısmet etti. Yani polis olmayı çok seviyordu" diyerek nasıl polis olduğunu anlattı.

Cennet Yiğit vedalaşır gibi fotoğraf çektirdi
Cennet'in en son Ramazan Bayramı'nda Kayseri'ye geldiğini ve tüm akrabalarıyla buluştuğunu anlatan baba Yahya Kemal Yiğit, "Şehit olmadan bir hafta önceydi. Bizi bayram ziyaretine gelmişti ve gitmeden bir gün önce, Cuma günüydü. Akşam üzeri kamuflajlarını da giymişti. Bahçeye çıktı ve 'Haydi, hep birlikte aile fotoğrafı çekinelim.' dedi. Aile fotoğrafı çekindikten sonra herkesle ayrı ayrı fotoğraf çekindi. Sanki vedalaşır gibi. En son anneannesini çağırdı ve 'Gel benim pamuk anneannem, seninle de fotoğraf çekinelim.' dedi ve sarılarak 'ben şehit olacağım ve önce seni yanıma alacağım, daha sonra da yedi sülaleni kurtaracağım.' dedi. Bu şehit olmadan tam bir hafta önceydi. Cumartesi günü yolcu ettik ve Pazartesi günü mesaiye başladı. Cuma günü de bu olay oldu" diye konuştu.
15 Temmuz gecesinde hiç bir şeyden haberinin olmadığını söyleyen Yahya Kemal Yiğit, "Alanya’dan bir arkadaşım aradı beni. 'Askeri darbe oluyormuş' dedi. Ben de ne darbesi diyerek şaşırdım ve televizyonu açtım. O zaman haberimiz oldu. Cumhurbaşkanımızın televizyondan halka seslenişini izledim. Eşimle helalleştim. Komşumu aradım ve ben çarşıya gidiyorum dedim. Bu hainler bu darbeyi gerçekleştirirlerse bize yaşama hakkı tanımazlar. Hiç olmazsa gidelim sokakta şerefimizle ölelim. Sabah 5’e kadar biz de sokaktaydık. Daha sonra eve geldim. Tabi Cennet’ten haber alamıyorduk. Daha sonra da Ankara’ya gittik. Tabi o zaman öğrendik çocuğumuzun şehit olduğunu. Allah o günleri bu millete bir daha yaşatmasın. Bizim çocuğumuz şehit oldu. Adı Cennet’ti, Allah’ın cennetinde şu anda ama o darbe girişimde bulunan namussuzlar şu anda inan ki keşke biz de o sokaklarda sürünsek diyorlar ve yalvaracaklar. Allah onlara o acıyı yaşatacak. Bizlere bu acıyı yaşattılar ama benim çocuğum şerefiyle, haysiyetiyle şehit oldu. Onlarda ebediyen Allah'ın cehenneminde azap görecekler. Biz buna inanıyoruz çünkü Allah’ın Kur’an-ı Kerim'inde sözü var. Biz Allah’a iman etmiş insanlarız. Onun için de Allah onları kahretsin diyorum başka da bir şey demiyorum" ifadesinde bulundu.

15 Temmuz şehidinin babası: 'O pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorum'

"Teröristlere atılmayan bombayı bizim çocuklarımıza attılar"
Özel Harekat Daire Başkanlığı'na F-16'dan atılan misket bombasının bir parçasını gösteren baba Yahya Kemal Yiğit, "Çocuğumuz şehit olduğunda düzenlenen cenaze töreninde Özel Harekat Başkanlığında bunu buldum ve bunu sorduğumda, 'amca bu misket bombasının bir parçası' dediler. 'Biz bunu yalvardık, insan haklarına aykırı diye teröristlere attırmadık. Fakat bu namussuzlar bize attılar' dedi. İşte bu teröristlere atmadıkları bombayı bizim çocuklarımıza attılar. Bunlar bu kadar namert ve namussuz. Bunlara inanın değil insan, hayvan demek bile hayvanlara hakarettir. Bunlar hayvan bile değil, Allah’ın yer yüzünde en alçak varlık olarak nitelendirdiği münafıktır. Yani bunlara bir isim falan koyamıyorum. İşte bunu bizim çocuklarımıza kullandılar" dedi.

"O pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorum"
"Bunu yapan insan olabilir mi? Bu nasıl bir canilik, bu nasıl bir insanlık? Kendi paralarımızla aldığımız silahları bize doğrulttular" diyen Yiğit, "Bunlar dünyanın en aşağılık insanlarıdır. Allah bunları bildiği gibi yapsın. Öbür tarafta zaten bunların hesabını verecekler ama bu roketi, bu füzeyi atan pilotun yüzüne bakmak istiyorum. İnşallah Allah bana fırsat verir ve sadece gözüne bakmak istiyorum. Başka hiçbir şey istemiyorum" şeklinde konuştu.
Anne Huriye Yiğit de 15 Temmuz gecesi Cennet Yiğit'in bir mesaj gönderdiğini, mesaj sonrasında kızını aradığını anlatarak, "Bana dediği tek şey, 'Anne özel harekatta biraz sorun var toplantıya giriyorum, 2 dakika sonra seni arayacağım.' Ondan sonra bir daha haber alamadık. Arıyoruz ama telefonu meşguldü. Sabah olunca eşim emniyetten öğrenmeye gitti. 'Ankara'ya gidin' dediler. Ankara’ya gittik. Orada hemen Özel Harekata ulaştık. Özel Harekattan bizi Adli Tıp'a yönlendirdiler. Orada 3 gün bekledik ve 3 gün sonra kızımızın şehit olduğunu öğrendik" diye konuştu.

Ablası Emine tarafından bir vitrin oluşturulduğunu söyleyen anne Huriye Yiğit, "Cennet'in kullandıkları var. Sur’da giydiği botları var, çamuruyla duruyor şu an. Öyle koyduk. Nişanlısının yaptırdığı Cennet isimleri var. Cumhurbaşkanımızın gönderdi bayrağımız var. Kur’an-ı Kerim'i sığdıramadığımız için koyamadık. Giydiği bordo bereli elbiseleri var. Mezuniyette giydiği elbisesi var. Resimleri, kullandığı fotoğraf makinesi, küçücük tokalarından tutun da elinin değdiği her şey var. Her şeyden birer parça koymaya çalıştık. Voleybol tişörtüne dahil bize hatırlatacak her şeyi koyduk" diyerek Cennet'i ve 15 Temmuz'u unutturmamaya çalıştıklarını söyledi.

Cennet'in anne ve babasından habersiz akademiye başvurduğunu kaydeden abla Emine Yiğit, "Cennet bana ilk telefon açtığında 'Abla sana çok güzel bir haberim var' demişti. 'Annemlere söyleme daha belli değil. Ben akademiye başvurdum. Akademiden geldiler öylesine forum doldurduk' dedi. Daha sonrasında bana telefon açtı ve 'kabul etmişler' dedi. Ama sesindeki o heyecan hala kulaklarımda. 'Ama annemlere söyleme sürpriz olsun saklayalım biraz' dedi. 1-1.5 ay kadar sakladık. Tatile gelmişti Alanya’ya bizim yanımıza. O zaman babamlarla paylaşmıştı bu haberi" diyerek kardeşi Cennet Yiğit'in nasıl polis olduğunu anlattı.

Cennet'in polislik mesleğini çok sevdiğini söyleyen Emine Yiğit, "Bayrak için, vatan için uğraştı. Onun içinde şehadete erdi zaten. Biz en son o gün gündüz konuşmuştuk. Yorgun görünüyorsun biraz dinlen dedim. 'Bugün biraz yoğun bir gün geçirdim' abla dedi. Daha sonra akşam mesajlaştık. Darbe haberi bize ulaştığında sürekli mesaj attım kardeşime, sürekli aradım ama telefonu kapalıydı. Cevap alamadık. Daha sonrasında annem ve babam Ankara'ya gitti. Ben burada 3 gün bekledim. 3 gün sonrada kardeşimin şehit olduğu haberini aldım" diye konuştu.

15 Temmuz şehidinin babası: 'O pilotun gözlerinin içine bakmak istiyorum'

Son resmini tamamlamak kısmet olmadı
Vitrinin bulunduğu odayı kardeşi Cennet'in fotoğrafları ve hatıralarıyla dolduran abla Emine Yiğit, "Cennet güzel sanatlardan resim öğretmeni mezunuydu. Çok severek yaptığı bir resmiydi bu. Fakat tamamlamak kısmet olmadı Cennet’e çünkü o ara akademi başlamıştı. Akademiye yoğunlaştığı için nasıl olsa bir ara tamamlarım dedi. Küçük küçük evde kendisi yapıyordu. Ama şehit olduğu için tamamlamak kısmet olmadı" şeklinde konuştu.

Alparslan Ötüken 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum’da mahalle sakinlerine huzur vermiyorlar Muğla’nın Bodrum ilçesinde 2 şahsın rahat tavırlarla bir ikametin bahçesine girip sırt çantasını alıp götürdükleri anlar, güvenlik kamerasına yansıdı. Aynı sokakta geçen hafta da polis ile aranan bir kişis arasında kovalamaca yaşanmıştı. 23 Mayıs gecesi Çırkan Mahallesi Barbaros Hayrettin Sokak’taki 3 katlı binanın bir süredir boş olan 2’nci katında, aralarında aranan şahısların da olduğu kişilerin ev sahibinin bilgisi dışında yaşamaya başladığı ihbarını alan polis bahse konu binaya geldi. Polisin geldiğini fark eden ikametteki bir kadın ile çeşitli suçlardan arandığı öğrenilen bir erkek şahıs, balkondan atladı. Yan taraftaki binaların bahçelerine giren şüpheliler, koşarak uzaklaştı. Olayda bir kişi gözaltına alındı. 23 Mayıs günü sabaha karşı ikamete yeniden birilerinin geldiği ihbarı üzerine polis yeniden bölgeye gelerek kontrollerde bulundu. Aynı sokakta yine olay Dün sabahın erken saatlerinde yaşanan ve güvenlik kameralarına yansıyan olayda ise kimliği belirsiz 2 kişinin siyah bir otomobille bölgeye geldiği görüldü. Şahıslardan biri geçen hafta polis baskınının yaşandığı evin kapısına giderek kontrol etti. İki şahsın daha sonra bahse konu binanın yan tarafındaki binaya ağızlarında sigara ve rahat tavırlarla girdikleri görüldü. Bir süre ikametin bahçesinde vakit geçiren şüpheliler, bahçedeki sırt çantasını alıp yine rahat tavırlarla olay yerinden uzaklaştılar. İkamet sakinleri ise sabah uyandıklarında önce etraftaki çamurlu ayak izlerini fark ettiler. Daha sonra içerisinde çeşitli malzemelerin olduğu sırt çantasının yerinde olmadığını gördüler. Bir haftada 2’nci olayı yaşayan mahalleli, şüpheli şahısların yakalanarak adalete teslim edilmelerini istedi.
Samsun Hem gönle hem de bütçeye hitap eden restoran, vatandaşın takdirini topluyor Samsun Büyükşehir Belediye (SBB) Başkanı Halit Doğan, sosyal belediyecilikte örnek hizmetler hayata geçirmeyi amaçladıklarını belirterek, “Hem gönüllere hem de hemşehrilerimizin bütçesine hitap ediyoruz” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ın talimatıyla belediyeye ait 153 Restoran’da güncellenen fiyatlar vatandaşların beğenisini topladı. Aynı zamanda 153 Kafe’de de çay, simit fiyatlarında indirime gidildi. SBB Başkanı Halit Doğan, “Şehrimizin belli noktalarında aynı hizmeti hemşehrilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz” diyerek müjdeyi verdi. “Gönle dokunan hizmetler hayata geçirmek önceliğimiz” İnsanı merkeze alan hizmetleri hayata geçirmeye devam edeceklerini belirten Başkan Halit Doğan, “İnsanımızı merkeze alan, hemşehrilerimizin gönlüne dokunan her çalışmayı çok önemsiyorum. Hemşerilerimizin talepleri doğrultusunda hareket etmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda da hayata geçirdiğimiz her hizmette önce insanımızın mutluluğu için çalışıyoruz. 153 Restoranımızdaki fiyat güncellemelerimiz de hemşehrilerimizden çok olumlu dönüşler aldı. Aynı zamanda 153 Kafemizde de fiyat güncellemesinde bulunduk. Şehrimizin belirli noktalarında, esnafımızı da etkilememeye özen göstererek hemşehrilerimizi aynı hizmetle buluşturmayı sürdüreceğiz. Bir insanımızı bile mutlu edebiliyorsak büyük bir mutluluk kaynağı bizim için. Hem kaliteli hizmet hem de uygun fiyatlı yemekleri hemşehrilerimizle buluşturmuş oluyoruz. İnşallah gönle dokunan çalışmalarımızı artırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Vatandaştan 153 Restoran’a tam not 153 Restoran’da yemek yiyen vatandaşlar da memnuniyetini ifade etti. Fiyatlardan memnuniyetlerini belirten Kemal Cingöz isimli vatandaş, “Fiyatlardan da uygulamadan da çok memnunum. Biz şoför esnafıyız. Ekonomik fiyata yemek yiyoruz. Başkanımıza ne kadar teşekkür etsek az. Kısa sürede gönüllere dokunan hizmetler yaptı” şeklinde konuştu. Restorana ilk kez geldiğini söyleyen Cengiz Kabakçıoğlu ise, “Arkadaşlarımın önerisi üzerine geldim. 70 lirayı duyunca inanmadım ama gerçekten öyleymiş. Bu fiyata yemek yiyebildiğimiz için mutluyum. Başkanımıza çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
Samsun Dr. Furtun, meslektaşları tarafından anıldı Samsun’da görevi başında uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybeden Opr. Dr. Kamil Furtun, vefatının 9’uncu yılında meslektaşları tarafından anıldı. Görev yaptığı Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Opr. Dr. Kamil Furtun, Samsun Tabip Odası yöneticileri ve meslektaşları tarafından yâd edildi. Dr. Kamil Furtun için ilk anma mezarı başında gerçekleştirildi. Asri Mezarlık’ta düzenlenen anma töreninde Kamil Furtun için dualar edildi. Dr. Kamil Furtun’un eşi eski Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Funda Furtun, acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu belirterek, eşinin hatırasını ömür boyu yaşatacaklarını ifade etti. Adının verildiği Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde düzenlenen ve eşi Dr. Funda Furtun başta olmak üzere Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Sema Aydoğdu ile mesai arkadaşlarının katıldığı anma töreni, Dr. Kamil Furtun’un hastane bahçesinde bulunan büstüne karanfil bırakılmasıyla başladı. Daha sonra hastane önünde yapılan basın açıklamasında sağlık sektöründe yaşanan şiddet olaylarının dinmediğine dikkat çekildi. “Sadece hekim değil umutlar da ölüyor” Tabip Odası Başkanı Dr. Sema Aydoğdu, burada yaptığı açıklamada, “Dile kolay 9 yıl, söylemesi ne kadar kolay değil mi? Hala dün gibi, hala bugün gibi ve hep de öyle olacak gibi. Bugün bu ülkede bir uzman hekim, bir cerrah 23 yılda yetişiyor. Bugün bu ülkede hiçbir meslek mensubunun almadığı uzunlukta bir eğitimden geçerek hekim, uzman hekim, cerrah, göğüs cerrahisi uzmanı olunabiliyor. Yani bugün bu ülkede bir hekim katledildiğinde sadece bir hekim ölmüyor, bu 9 yılda hayatları kurtarılabilir, şifalarına kavuşabilir binlerce hastanın, hasta yakının umudu da ölüyor. Daha çok hakarete uğramamak, daha çok ölmemek için, etkin sağlıkta şiddet yasasına ihtiyaç olduğunu bir kez daha yineliyorum. Şiddetin çözümü, şiddete karşı sıfır tolerans ve etkin yasaların bir an önce gündeme konulmasıyla sağlanacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda bir an önce adım atmalıdır. Biz şiddete sıfır tolerans için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
İstanbul Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: “Hiçbir önlem almazsak 6 sene sonra su fakiri ülkeler kategorisine gireceğiz” İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Mayıs ayı olağan toplantısında konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Su stresi altında bir ülkeyiz. Eğer hiçbir önlem almazsak ne olabilir ki deyip alışkanlıklarımızı değiştirmezsek çok değil sadece 6 sene sonra su fakiri olan ülkeler kategorisine gireceğiz” dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2024 yılı Mayıs ayı olağan toplantısı ‘Vizyoner Bir Bakışla Tarım ile Sanayi Arasındaki Entegrasyonu Artırarak; Tarımsal Sanayinin, Ekonomimize Daha Etkili ve Verimli Katkı Yapmasını Değerlendirmek’ ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda düzenlendi. Toplantı İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşması ile başladı. Toplantıya Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da katıldı. Toplantıda İSO tarafından hazırlanmış olan “İSO İklim Değişikliği ve Su Yönetimi: Sanayi Sektörü Raporu”nun da lansmanı gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, “Değerli katılımcılar söylendi ama tekrar edelim tarım ve sanayi birbirinin ayrılmaz iki parçası gibi bir bütünün iki parçası. Yani adeta etle tırnak gibi. Bu nedenle iki sektörün entegrasyonu sizin hem tarımsal üretimde hem de sanayideki başarınızın aslında temellerini oluşturuyor. Bugün dünyaya bakacak olursak eğer bu entegrasyonu sağlamış ülkelerle sağlayamamış ülkelerin arasındaki farkı konuşuyoruz aslında. Elbette sanayi sektörünün katkılarıyla son 22 yılda ülkemiz tarımı nereye gelmiş? Birkaç veri ile anlatmak istiyorum. Bu süreçte sektörün rekabetini arttırmak adına uluslararası standartlara uygun 15 kanun ve bunun alt mevzuatı çıkarılmış durumda. Çiftçilerimizi üretime teşvik etmek için, bugünün değerleriyle verilen destek miktarı 1,6 trilyon. Tarım dışına çıkan arazi miktarı da yine bu süreçte önemli ölçüde azalmış durumda. 93 milyon dekarlık 442 büyük ovanın koruma altına alındığını söylemek istiyorum. Yine organik tarım ve iyi tarım uygulamaları da bu süreç içerisinde desteklendi. Tarım ve sanayi entegrasyonu güçlendirmek için kırsal kalkınma yatırımları da devam etti ve 93 bin projeye yaklaşık 95 milyar liralık bugünün rakamlarıyla kaynak ayrıldı. Önümüzdeki dönemde yatırımları cesaretlendirmek adına ekonomik yatırımlarda, proje limitini yüzde yüz arttırdık ve 7 milyondan 14 milyon liraya çıkardık. Tarımsal kalkınmayı destekleme kurumu, Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin eş finansmanıdır. 81 ilimize yaygınlaştırdık. Üçüncü dönem çağrısındaki bütçe rakamı 785 milyon euro” ifadelerini kullandı. “Türkiye bizim kayıtlarımıza göre bin 313 metreküp su miktarına sahip” Konuşmasında suyun önemine dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Biz Akdeniz çanağındaki ülkeyiz. İlim değişikliğinden en çok etkilenen ve etkilenecek olan ülkelerin başında geliyoruz. Ve en çok etkilenecek hayatımız için önemli materyal madde de su. Nüfus artışıyla birlikte yine her alanda üretim ihtiyacımız da artacak dolayısıyla bu gerçeği en çok idrak eden bir grubu temsil ediyorsunuz ki hakikaten ben teşekkür ediyorum İstanbul Sanayi Odası yönetimine. Bu kadar değerli bir çalışmayı Türkiye kamuoyunun gündemine sokacakları için. 2023 yılında ülkemizin mevcut su kaynaklarından 57 milyar metreküp kullanıldı. Bunun oransal olarak hangi sektörlerde kullanıldığını zaten konuşmacılar söyledi. Sanayide suya en fazla bağımlılığı olan sektörleri de söyledi hocam ama ben yine de söyleyeyim. Yüzde 22’yle gıda yüzde on 18’le tekstil sektörü. Su kaynaklarımızın önemini söylüyoruz. Bir daha tekrar edelim. Ülkeler su ile ilgili pozisyonlarını sahip oldukları potansiyelle ölçerler. Eğer kişi başına bin 700 metreküpün üzerinde bir kullanılabilir su potansiyeline sahipseniz, siz su zengini bir ülkesiniz. Bin 700 metreküple, bin metreküp arasında iseniz su stresi içerisinde bir ülkesiniz. Bin metreküpün altına düştüğünüzde de su fakiri bir ülkesiniz. Kabaca böyle tanımlayalım. Türkiye bin 313 metreküp bizim kayıtlarımıza göre su miktarına sahip. Bin üç yüz on üç metreküple yani binle bin yedi yüz arasında bine daha yakınız. Su stresi altında bir ülkeyiz. Eğer hiçbir önlem almazsak ne olabilir ki deyip alışkanlıklarımızı değiştirmezsek çok değil sadece altı sene sonra su fakiri olan ülkeler kategorisine gireceğiz” dedi.