GÜNDEM - 09 Kasım 2014 Pazar 10:52

15 yıl sonra kurayla gelen ‘ikiz tüp bebek’ sevinci

A
A
A
15 yıl sonra kurayla gelen ‘ikiz tüp bebek’ sevinci

Acıbadem Eskişehir Hastanesi, Tüp Bebek Merkezi’nde yapılan tedaviler sonucunda bebek sahibi olan ailelerle 222 Park Majha’da buluştu.

15 yıl çeşitli yerlerde tüp bebek denemesi yapan ve tam umutlarını kaybetmişken Acıbadem Eskişehir Hastanesi sayesinde tüp bebek sevinci yaşayan çift duygularını anlattı. Etkinliğe; ailelerin yanı sıra Acıbadem Eskişehir Hastanesi Direktörü Dr. Celal Dağ, Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Koordinatörü Dr. A.Fatih Öğüç, Acıbadem Eskişehir Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kuşku, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in eşi Seyhan Büyükerşen de katıldı. Tüp bebek sahibi ailelerin buluştuğu etkinlikte konuşan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Direktörü Dr. Celal Dağ, Tüp Bebek Merkezi Koordinatörü Dr. A. Fatih Öğüç’ün bu başarının birinci unsuru olduğunu belirterek, Öğüç’ün tüm ekibiyle bu başarıya imza attığını kaydetti. Dağ, “Bu mutlu bebekleri bir arada görmek büyük mutluluk, inşallah ikinci yılımızda bu salona sığmayız. Bebeklere de nice sağlıklı, uzun yıllar diliyorum” dedi.

"İLK KALP ATIŞLARINI DUYDUĞUMDA AĞLADIM"
15 yıl bekledikten sonra ikiz bebeklerine kavuşan Bedia Ateş, anne olma yolunda Acıbadem Eskişehir Hastanesi ile ilginç buluşmasını anlattı. 15 yıl boyunca bebek sahibi olabilmek için çok sayıda denemede bulunan, bunun için eşi ve kendisi ikişer kez operasyon geçiren, 3 kez tüp bebek denemesi, 5 kez aşılama tedavisi gören Bedia Ateş, Acıbadem Eskişehir Hastanesi tarafından düzenlenen konferansta yapılan çekilişle kazandığı ücretsiz tüp bebek tedavisi sonucunda bebeğine kavuştu. Yapılan tedavilerden yorgun düşen, umudunu yitiren çift, son şans olarak nitelendirdikleri bu tedavi ile ikiz erkek çocuk sahibi oldu. Çocuklarının ilk kalp atışlarını duyduğunda doktoru A. Fatih Öğüç’ün kendisi ile birlikte sevinçten ağladığını anlatan anne Ateş'in duygularını anlatırken gözleri doldu.

ÇOCUĞUNUN BİRİNE DOKTORUNUN ADINI VERDİ
Bilecik’in Bozüyük ilçesinde Acıbadem Eskişehir Hastanesi’nin tüp bebek konulu konferansına katılan anne Ateş, yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Konferansta, Fatih Bey konuları anlattıkça ona karşı bir güven oluştu bende. Sonrasında Doktor Fatih Bey, kura ile bir kadına tüp bebek tedavisi hediye edeceğini açıkladı. Orada kura çekildi, kurayı çeken kız ilkinde kağıdı elinden düşürdü. Sonra yeniden çektiğinde 4 numara yani ben çıktım kuradan. Böylece ücretsiz tüp bebek tedavisi hakkı kazandım.”
17 Haziran tarihinde tedaviye başlayan Bedia Ateş’in 15 Şubat’ta ikiz bebekleri dünyaya geldi. Bedia Ateş, çocuklarından birine doktorunun adını verdi.

SAYISIZ DENEME SONUNDA KURAYLA GELEN BEBEKLER
Doktorun yaklaşımı sayesinde tedavi sürecini çok rahat geçirdiğini ifade eden anne Ateş, şöyle konuştu:
“Allah bütün olmayanlara evlat bahşetsin. Allah, herkesi böyle vicdanlı doktorlarla karşılaştırsın, bunu son şans olarak gördük. Çok gezdik 3 tüp bebek tedavisi, 5 aşılama eşim ve ben ikişer kere operasyon geçirdik. Fatih Bey’in yanında bunları tekrar yaşayacağız sandık ama olmadı süreci çok kolay geçirdik. Çocuklarımın ilk kalp atışlarını duyduğumuzda, doktoruma “kalbim durmak üzere” dedim o da bana “Senin kalbin durmak üzere ama iki kalp atışımız” var dediğinde dünyalar benim oldu. Fatih Bey ile beraber ağlamıştık.”
Muhammet Fatih ve Musa Yiğit bebeklerin babası Abdulvahap Ateş ise, ikiz bebeğin zorluklarının olmasına rağmen elinden geldiğince anneye yardımcı olduğunu anlattı.

MERKEZİN İLK BEBEĞİ
Etkinlikte, Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Koordinatörü Dr. Fatih Öğüç, merkezin ilk gebesi ve ilk bebeği ile buluştu. Songül Şat ve eşi Murat Şat, merkezde başarılı bir tedavi sürecinden geçerek kızları Elif Su’ya kavuşma öyküsünü anlattı. 9 yıllık evli çift, 1,5 senelik süreçte sonuç alamadı. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi’ne gelen çift, ilk denemede başarılı oldu. Anne Songül Şat, “Fatih Bey ve ekibinin maddi ve manevi desteği ile bugünlere geldik, güzel ve zor bir süreçti, herkese teşekkür ediyorum” dedi.

“TEDAVİDE YAŞ FAKTÖRÜ ÖNEMLİ”
Tüp bebek tedavi yöntemi hakkında bilgi veren Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Koordinatörü Dr. Fatih Öğüç, yaşa göre başarı oranının değiştiğini kaydetti. Öğüç, “İlk denemede başarı oranı 35 yaş altı yüzde 45-50, 35 yaş üzeri yüzde 40-45, 40 yaşından sonra yüzde 25 ile 35 arası, 42 ve 43 yaşından sonra ise başarı oranı biraz daha düşüyor” şeklinde konuştu.
Tüp bebek tedavi yönteminin yardımcı üreme tekniklerinin en üst noktası olduğuna değinen Öğüç, yöntemi şöyle anlattı:  “Kadına ve erkeğe bağlı faktörlerdeki sorunları analiz edip en sağlıklı yumurta ve en sağlıklı spermi bularak onları laboratuvar ortamında bir araya getirip en iyi en sağlıklı ve güzel embriyoyu anne rahmine yerleştiriyoruz. Bu anne ve babanın başarısıdır. Merkezin başarısından ziyade bebeklerin sağlıklı olması anne ve babanın başarısıdır.”

“HASTAYA ÖZEL TEDAVİ BAŞARIYA GÖTÜRÜYOR”
Tüp bebekte kendilerini başarılı kılan unsurun hastaya ait, özelleştirilmiş, özgün tedavi yöntemleri olduğunu aktaran Öğüç, şunları söyledi: “Tüp bebek çok farklı uygulanmıyor. Dünyada ancak bizim tüp bebek merkezimiz, dünya standartlarında, hatta üstünde. Karşılaştırmalı yöntemlerle dünyadaki diğer merkezler ile kendimiz karşılaştırıyoruz Türkiye’nin en iyi merkezlerinden birine sahibiz. 2013 Mayıs ayından bu yana 400’e yakın bebeğimiz oldu. Her ailenin hikayesi çok ilginç güzel ve mucizevi ilk bebeğimizin ailesi Şat ailesi, Bozüyüklü ailemiz Ateş ailesi bunlardan bazıları. Ateş ailesi de 3-4 denemeyi şehir dışında yapmış, tedavi sürecine ara vermişti. Bozüyük’te yaptığımız toplantıda bir çekiliş yapıldı ve anne Bedia Ateş tedaviye hak kazandı. Bizi başarıya götüren şey hastaya ait, özelleştirilmiş, özgün tedavi yapmaktır, hastayı rutin olarak algılamaz ve özelliklerini laboratuvar ve klinik olarak düzenleyip ona göre tedavi düzenlerseniz başarı sağlarsınız.” 

MUSTAFA YILDIRIM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Arapçanın evrensel mirası OMÜ’de kutlandı Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde (OMÜ) "Dünya Arapça Günü" kapsamında düzenlenen programda, Arapçanın evrensel mirası çeşitli etkinliklerle öğrencilere tanıtıldı. Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünce, "18 Aralık Dünya Arapça Günü" dolayısıyla bir etkinlik gerçekleştirildi. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Mavi Salon’da düzenlenen programa, üniversitenin farklı akademik birimlerinden akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe İlahiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Yabancı Diller Yüksekokulu paydaş olarak katkı sundu. Söz konusu birimlerden çok sayıda akademik personel ve öğrenci programda yer aldı. "Arapça, farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kuruyor" Programın açılış konuşmasını yapan Arapça Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Selim Kıroğlu, ’18 Aralık Dünya Arapça Günü’nün, Arapçanın evrensel bir dil olarak taşıdığı kültürel, tarihi ve entelektüel mirası hatırlatmak açısından önemli bir gün olduğunu belirtti. Arapçanın yalnızca bir iletişim aracı olmadığını vurgulayan Kıroğlu, bu dilin yüzyıllar boyunca bilim, edebiyat, felsefe ve sanat alanlarında üretilen önemli eserlerin taşıyıcısı olduğunu ifade etti. Kıroğlu, Arapçanın farklı coğrafyalar ve kültürler arasında güçlü bir bağ kurduğunu belirterek, bu tür etkinliklerin dilin tanıtımına ve öğrencilerin akademik ve kültürel gelişimine katkı sunduğunu söyledi. Etkinlik kapsamında Arapça slayt gösterileri, şiir dinletisi, skeç, şarkı, röportaj ve bilgi yarışması gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Program, katılımcıların ilgiyle takip ettiği gösterilerin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Demir, OMÜ’de öğrencilerle buluştu Ayrıca İlahiyat Fakültesi tarafından, ’Hitabet ve Mesleki Uygulama’ dersi kapsamında öğrencilere yönelik bir söyleşi programıyla danışman akademisyenlere teşekkür belgesi takdim töreni gerçekleştirildi. Program kapsamında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İshak Demir tarafından öğrencilere yönelik bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide, hitabet, mesleki uygulamalar ve din hizmetlerinde sahadaki tecrübelerin önemi üzerine değerlendirmelerde bulunuldu.
Ankara CHP lideri Özel: "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" dedi. Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Asteğmen Kubilay’ın şehit edilişinin 95. yıl dönümüne değinen Özel, "Bugün eğer bu grup toplantımız olmasaydı, Meclis açık olmasaydı pek çoğumuz gibi ben de her yıl olduğum gibi Menemen’de olacaktım. Bugün Asteğmen Kubilay’ın, Bekçi Şevki ve Bekçi Hasan’ın katledilişlerinin 95’inci yılı. Kubilay Menemen’e asteğmen olarak gitti ve Cumhuriyet’in ay-yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye yanlılarının ellerinde şeriat bayrağı ile dolaştıklarını, Cumhuriyet’e ve kurucusuna meydan okuduklarını, gördükleri yerde Türk bayrağını indirip şeriat bayrağı çektiklerini görünce yanındaki iki bekçi arkadaşıyla birlikte bunların karşısına dikildi. Gözü dönmüş caniler Kubilay’ı önce yaraladılar. Sonra yaralı bedenine işkence ettiler. Kubilay’ı ölümünün, şehadetinin 95’inci yılında Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki ile birlikte rahmet ve minnetle anıyoruz. Kubilay’dan bize emanettir. Cumhuriyet düşmanlarına baş eğmeyeceğiz. Gerekirse baş vereceğiz. Ama baş eğmeyeceğiz" ifadelerini kullandı. "Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler, artık karşımızda bir iktidar partisi yok" Partisinin iktidara hazır olduğunu ifade eden Özel, "Ben Meclis grubumuzun komisyon ve Genel Kurul performansından memnunum. Tahmin ediyorum Erdoğan da görüyordur. Ben AK Parti’nin performansından da çok memnunum. Doğruya doğru, muhalefete hazırlar. İktidar perspektiflerini kaybetmişler. Yönetme kabiliyetlerini kaybetmişler. Artık karşımızda bir iktidar partisi yok. Müstakbel bir muhalefet partisi var. Ana muhalefet olabilirler mi bilmem ama muhalefete hazırlar. Meclis Genel Kurulu’na baktığımızda ya da Plan ve Bütçe Komisyonu’na baktığımızda bir tarafta sorunu gören, isyan eden, edilen isyanı duyan ve çözüm öneren bir parti var, Cumhuriyet Halk Partisi. Öbür tarafta eleştiriyi ya duymayan ya da duyduğu eleştiriye hakaretle cevap veren, kendilerine verilen 70-80 dakika kürsüye çıkıp hakaret eden, muhalefete muhalefet eden, ülkenin ana muhalefet partisine muhalefet eden bir partiyle karşı karşıyayız; Adalet ve Kalkınma Partisi" dedi. "Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar" AK Parti’nin 2025’te işçiyi, emekliyi yüksek enflasyon ve faize ezdirdiğini dile getiren Özel, "2025 enflasyon hedefi yüzde 17,5 idi. Yüzde 17,5 enflasyon hedefi açıkladılar ve yılı yüzde 30’la bitirdiler. Bunu sorduğunuzda da utanmadan, çekinmeden sanki iki-üç puanmış gibi ’enflasyon hedefimizden biraz saptık’ diyorlar. ’Biraz’ dedikleri sapma, yüzde 77. Hedef yüzde 17,5 ama gerçekleşen yüzde 30. O ’birazcık’ dediğinde fark şu: Bir mal veya hizmet geçen seneden bugüne ne kadar zamlandıysa, yarısını hedeflediler ve öbür yarısını beceriksizliklerinden ve kötü niyetlerinden dolayı sizin sırtınıza yüklediler. Ne oldu geçen sene, geçen sene ne oldu da bu hedef tutmadı? Ne olduğunu söyleyeyim; 19 Mart sivil darbesi oldu. Buradan bütün vatandaşlarımıza hatırlatırım: Bu darbenin maliyeti, 160 milyar dolar. Devasa bir para. Emekliye lazım paranın 70-80 katı, asgari ücretliye lazım paranın 90 katı gibi bir para" şeklinde konuştu. "Asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil" AK Parti’nin iktidara geldiğinde Türkiye’deki asgari ücretin Avrupa’daki 12 ülkeden daha yüksek olduğunu belirten Özel, "Şimdi asgari ücret Avrupa Birliği’ndeki hiçbir ülkeden yüksek değil. Biz de 446 euro, Almanya’da 2 bin 100 euro, Fransa’da bin 800 euro, Yunanistan’da bin 27 euro. Geldiğinde depremden dolayı ÖTV konmuştu. Biliyorsunuz. Özel Tüketim Vergisi. Arabadan da alınıyordu. Yüzde 27 ile en düşüğü, en yükseği yüzde 50. Bugün geldiler, en düşük ÖTV yüzde 60, en yüksek ÖTV yüzde 220. Depremde geçici konan vergiyi yüzde 220 ile uygulamaya devam edip, geldikleri gün 8 çeyrek altın alan asgari ücreti 2 çeyrek altına indirmiş bir iktidardan bahsediyoruz arkadaşlar" diye konuştu. "Bahis ve uyuşturucu ülkenin ana gündemi oldu" CHP lideri Özel son olarak, "Hem bahis hem uyuşturucu ülkenin ana gündemi haline geldi. Aslında memleketin gündemi çoktan bu; yıkılan aileler, evlatlarını okula yollarken korkan aileler. Okulların önü çete dolu, torbacılar dolu. Çalıştığı iş yerinin kasasından parayı alıp bahis oynayıp batanlar, intihar edenler, evliliği bozulanlar, kaçanlar, korkunç bir ülke haline geldik. Sokağın gündemi nihayet başka vesilelerle ülkenin gündemi haline geldi. Hakemler, futbolcular yasağa rağmen bahis oynuyor. Bir hakem düşünün 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Hafta sonu maç oynatmış, hafta içi 18 bin kez yasa dışı bahis oynamış. Bunu yakalayamamışlar, bunu kaydedememişler. 17 bin 999 kez ıskalamışlar. En sonunda 18 binincide ortaya çıkmış. Tam anlamıyla bir çürümüşlük var" dedi.
Ankara Savcıların şifresiyle UYAP’a girip dosya kapattığı iddia edilen zabıt katibinin yargılanmasına devam edildi Ankara Adliyesi’nde savcılara ait kullanıcı bilgilerini kullanarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne (UYAP) izinsiz şekilde giriş yaptığı ve bazı soruşturma dosyalarını kapattığı iddia edilen zabıt katibinin de aralarında bulunduğu 16 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Yılmaz, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkemede dava dosyasına gelen mazeret dilekçelerinin okumasının ardından tanıklar dinlendi. Sanık Yılmaz’ın nişanlısı tanık N.J.R, "Ben olayları Ahmet boşanma davası açtıktan sonra eski eşinin evimizi basmasıyla öğrendim. Şikayetinden sonra da birkaç kez aradı, buluşmak istedi. O sırada Ahmet’le küstük. Zeliha bana ’Ahmet’i şikayet ettim, ömrünün sonuna kadar içerde yatsın’ dedi. Ben de ’Suçunu bilemem ama ben konuşursam ailesine rezil ederim, söyle karşıma çıkmasın’ dedim. Bu söylediklerim dosyayla alakalı değildi. Benim bu olayla ilgili bilgim yok" ifadelerinde bulundu. Tanık S.F.E. ise sanık Ömer Faruk Bol ile yakın arkadaşı olduğunu ifade ederek, "Ahmet Yılmaz’ı, Muhammet abi yurt dışına gittikten sonra görmeye başladım. Ömer’e lazım olduğunda kredi kartlarımı veriyordum. Bazen Ömer’de kalıyordu. Yakın dostum olduğundan sorgulamıyordum. Tüm gün birlikteydik kartlarımı kullanmasında da bir sakınca görmedim" dedi. Mahkemece dinlenen tanık Y.B.Y. de çalışma vizesi çıkartmak istediğini, internet üzerinden M.F.I’yla tanıştığını, kendisiyle ödeme için iletişime geçtiklerini, parayı sanık Ömer Talha Bol’un alacağını söylediklerini anlattı. Para teslim edilirken Bol’la arasında şifreli konuşma geçmediğini söyleyen Y.B.Y, "Ömer’i tanımıyorum, para teslim edilirken telefonda M.F.I. ile teyitleştik. Ben bu parayı 5 yıllık çalışma vizesi için verdim. Olaylarla alakalı bilgim yok. Ardından ailevi sebepler yüzünden gitmekten vazgeçtim" diye konuştu. Tanık beyanlarının ardından, duruşmaya yarına ertelendi. İddianame geçmişi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame kapsamında, zabıt katibi Ahmet Yılmaz’ın FETÖ firarisi avukat Muhammet Talha Bol’un talebi üzerine, aralarında FETÖ şüphelilerinin de bulunduğu bazı dosyalarda para karşılığı usulsüz işlemler yaptığı ifade ediliyor. Aynı zamanda Yılmaz’ın dosya numaralarını değiştirip evrak sildiği, taraf isimlerini değiştirdiği, dosyaların içini boşalttığı, bu işlemleri ise kendisinin ve birlikte çalışması nedeniyle şifrelerini bildiği savcıların UYAP oturumları üzerinden yaptığı belirtiliyor. Yılmaz hakkında toplam 1190 yıl 5 aya kadar hapis cezası talep edildi.
Zonguldak BEUN’den Finans Merkezine ziyaret Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Finans Topluluğu öğrencileri, Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İstanbul Finans Merkezi yerleşkesine akademik bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ÜNİDES çerçevesinde yürütülen ve BEUN Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Finans ve Bankacılık Bölümü 3. sınıf öğrencisi Muhammed Yetiş tarafından hazırlanan "Para Politikalarına Yakından Bakış: Merkez Bankası Ziyareti ve Uygulamalı Eğitim" başlıklı proje kapsamında 19 Aralık 2025 tarihinde gerçekleştirildi. Programa, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin yanı sıra Kastamonu Üniversitesi ve Beykent Üniversitesi öğrencileri de katılım sağladı. Yaklaşık 3 saat süren program kapsamında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında görev yapan uzmanlar tarafından çeşitli sunumlar gerçekleştirildi. Bu çerçevede Pelin Şenoğlu tarafından TCMB’nın kurumsal yapısı ve kariyer olanakları, Büşra Nur Güllü Çıraklı tarafından işe alım süreçleri ve aranan nitelikler, Gülnihal Tüzün tarafından para politikası ve merkez bankacılığı uygulamaları, Atakan Eren Ölmez tarafından ise TCMB Elektronik Veri Dağıtım Sistemi (EVDS) hakkında kapsamlı bilgiler sunuldu. Program, öğrencilerin merkez bankacılığı uygulamaları ve kariyer süreçlerine ilişkin merak ettikleri konuları doğrudan uzmanlara yöneltebildikleri soru cevap bölümü ile sona erdi.