KÜLTÜR SANAT - 07 Şubat 2021 Pazar 12:36

16 bin yıllık çukur evi, maceraperestlerin uğrak yeri oldu

A
A
A
16 bin yıllık çukur evi, maceraperestlerin uğrak yeri oldu

Kastamonu’nun Cide ilçesinde geçmişi 16 bin yıl öncesine dayanan ve Hıristiyanlığın ilk yerleşim yeri olarak bilinen çukur evi, maceraperestlerin uğrak yeri haline geldi. İçinde hangi canlılara ait olduğunu bilinmeyen fosillerin olduğu çukurun araştırılmasını isteyen dağcılar, "Araştırılırsa bölgenin arkeolojik tarihi tekrardan yazılmak zorunda kalınabilir” dediler.

Kastamonu’nun Cide ilçesinde Gebeoğlu Tepesi’nde bulunan Kılıçlı Mağarası ile oluşunu 16 bin yıl öncesine dayanan çukur evi, bölgeyi ziyaret edenlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bölgeyi incelemek üzere 15 kişilik gurup, İstanbul’dan gelerek Gebeoğlu Tepesine çıktı. Gebeoğlu Tepesinde bulunan 16 bin yıllık çukur evi ile Kılıçlı Mağarası’nın gizemi, bölgeyi ziyaret edenlerin ilgisini çekiyor. İstanbul’da Türkçe öğretmeni olarak görev yana aslen Cideli Gökhan Yücel rehberliğinde, 15 kişi Kılıçlı mağarası ile çukur evini ziyaret etti. Yaklaşık 2,5 saat süren bir yürüyüşün ardından bölgeye ulaşan gurup, hem mağarada hem de çukur evinde incelemelerde bulundu. Bölgeyi ziyaret eden ekip, hem mağaradan hem de çukur evinden çok etkilendiklerini kaydetti.

"Mağara içinde hangi canlılara ait olduğunu bilemediğimiz fosiller var"

Kılıçlı Mağarasının konumu itibariyle ilginç bir noktada bulunduğunu söyleyen Türkçe öğretmeni Gökhan Yücel, “Neolitik Çağda Karadeniz Bölgesinde gözlemlenemeyen yerleşim kalıntılarına sahip olma ihtimalini düşündürüyor. Hem bir dere kenarında hem de yakınında çukur ev denilen insan yapısı bir oluşuma da çok yakın. Mağara içindeki oluşumlara bakarak Karstik bir yapısı var. Sarkıt ve dikitler mütevazı ebatlarda. Mağara içinde hangi canlılara ait olduğunu bilemediğimiz fosiller var" dedi.

16 bin yıllık çukur evi, maceraperestlerin uğrak yeri oldu

"Yeterince araştırılırsa bölgenin arkeolojik tarihi değişebilir"

Mağarada kapsamlı bir araştırma yapılmasını öneren Yücel, "Mağaranın çıkışında çok eski yıllara ait patika yollar hala mevcut. Bu yollar Kalkolotik dönemde yerleşim olduğu tespit edilen Kılıçlı Mağarasına ve Gebeoğlu Tepesi’ne bağlanıyor. Bu patikalar üzerinde çukur ev benzeri başka oluşumlar da bulunuyor. Mağaranın giriş bölümündeki topraklarda kaçak kazı çalışması yapılmış. İnsanların en temel ihtiyaçları sıralandığında beslenme, barınma ihtiyacı çok temel bir yere sahip. Cide bölgesinde yapılan arkeoloji çalışmalarında Demir Çağına ait buluntular mevcut. Eğer en son kullanımı 16 bin yıl öncesine giden bu çukur yeterince araştırılırsa bölgenin arkeolojik tarihi tekrardan yazılmak zorunda kalınabilir” diye konuştu.

16 bin yıllık çukur evi, maceraperestlerin uğrak yeri oldu

"Çıkışı biraz zor ama inişi kolay"

Gebeoğlu Tepesinin zirvesinde bulunan yaklaşık 500 metrelik bir alanı yürüdüklerini söyleyen Yücel, “Burasının Cide ilçe merkezine mesafesi yaklaşık 5 kilometredir. Araçla Gebeoğlu Tepesinin eteğine geldikten sonra biraz dik bir rampa var. Çıkışı biraz zor ama inişi kolay olan bir patika yol yürüdük. Burası Cide’de ikamet edipte bilmeyenin, gitmeyenin olmadığı bir yer. Burası ayrıca basit dağcılık uygulamaları açısından uygun bir yer. Ben, ilk defa buraya çıkacağım. 15 kişilik bir gurubuz” diye konuştu.

16 bin yıllık çukur evi, maceraperestlerin uğrak yeri oldu

"Buraya kilise bölgesi deniliyor"

Roma’nın Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra burada kilise benzeri oluşumların olduğuna dikkat çeken Yücel, “Milattan önce 320’ler. Roma, Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra yavaş yavaş Cide ilçe merkezinin içerisinde de kiliseler oluşmaya başlıyor. İstanbul’a ismini veren I. Konstantin ile birlikte Romalılar'ın hükümdarı olan komutandan bahsediyorum. Hıristiyanlar'a yönelik yasaklar kalkıyor, ayrıca Hıristiyanlara yönelik yapılan şiddet olayları da son buluyor. Çünkü Romalılarda artık Hıristiyanlığı benimsiyor. Bunun üzerine Hıristiyanlığın dağınık bütün kitaplarını toplayıp Barnaba denilen incili reddediyor. Artık kendi kurguladığı Hıristiyanlığı yaşamaya başlıyorlar. Böylelikle Loç Vadisindeki, Malyas’taki, Dere Bucağı’ndaki kilise oluşumları, yavaş yavaş Cide ilçe merkezine doğru kaymaya başlıyor. Yani bu Gebeoğlu Tepesindeki dağ bölgesinde kilise oluşumları başlıyor. Burada 3 bin dönüm denilen bir alan var. Buraya kilise bölgesi deniliyor. Çok sayıda kilise inşa ediliyor. Burası 3 bin dönüm alanıyla Cide’nin en büyük ibadet alanı haline geliyor. Buraya yakın bölgede bulunan Sipahi köyünde de su kaynakları var. Su var ise medeniyet var. Burasının rakımı da en az 800 civarındadır” şeklinde konuştu.

"Hıristiyanların ilk yerleştikleri alan"
Cide’de bulunan Loç Vadisi bölgesinin Hıristiyanların ilk yerleştikleri alan olduğunu söyleyen Yücel, 2,5 saat civarında zirveye ulaştıklarını kaydetti.

Erdem Demirci
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük KBÜ’de yapay zeka toplantısı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, yapay zeka alanında çalışma yürüten akademisyenlerin katılımı ile bir toplantı yaptı. KBÜ Senato Toplantı Daosı’nda Rektör Kırışık başkanlığında yapay zeka alanında yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gelecek projeleri planlamak amacıyla yapılan toplantıya; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Düğenci, Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Doç. Dr. Caner Özcan, Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İsa Avcı ile üniversitenin çeşitli akademik birimlerinde görevli yapay zeka alanında çalışmalar yürüten akademisyenler katıldı. Toplantıda, KBÜ bünyesinde yapay zeka alanına ilişkin projeler üretilmesi, sektörel iş birlikleri ve farklı üniversiteler ile ortak çalışmalar gerçekleştirilmesi konuları ele alındı. Ayrıca Karabük yerelinde ve Batı Karadeniz’deki üniversitelerle iş birliği oluşturmak ve yeni projelere öncülük etmek hedefleniyor. Bu kapsamda, alt çalışma grupları oluşturularak diğer üniversitelerle de iletişim kurulacak, projelerin belirlenmesi ve planlanması gerçekleştirilecek. Farklı kurumların ihtiyacı olan projelerin oluşturulması sağlanacak ve Karabük Üniversitesinin yapay zeka alanındaki misyonu ve vizyonu belirlenerek yeni projelerin oluşturulması ve altyapının sağlanması çalışmaları gerçekleştirilecek. KBÜ Rektörü Kırışık, yapay zekanın; eğitim, teknoloji, sağlık ve sosyal alanlardaki yenilikleri ve gelecek vizyonunu ele almak için önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Yapay zeka sayesinde gelecekte dünyanın bambaşka bir hale geleceğini aktaran Kırışık, "Yapay zekanın bütün sahaları tutacağını, her sahaya tam bir kontrol ve baskı oluşturacağını öngörüyorum. Bildiğiniz gibi üniversitemiz, Yıldız Teknik Üniversitesinde Mart ayında gerçekleştirilen yapay zeka konulu toplantıda Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) aldığı kararla yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni lisans ve ön lisans programlarının açılacağı üniversiteler arasında yer aldı. Geleceğin nasıl şekilleneceği yapay zeka ve dijital dönüşüm sürecinin neler getireceği ile ilgilidir. Bu anlamda Üniversitelerimizde öğrencilerimize çağın ihtiyaçlarına uygun olarak eğitim imkanları sunmak büyük önem taşıyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, verilen eğitimler ve yetiştirilen insan kaynağı ülkemize büyük katkılar sunacak, ülkemizin dijital dönüşümüne destek olacaktır. Karabük Üniversitesi olarak birçok farklı alanda yapay zeka uygulamalarına ilişkin çalışmalar yürütmeye, ülkemize ve insanlığa faydalı olmaya, öğrencilerimize ileri teknoloji ve dijitalleşme alanlarında güçlü bir eğitim ve kariyer fırsatı sunmaya devam edeceğiz" dedi. Toplantının sonunda yapay zeka alanında KBÜ’de görevli bilişim personelleri ile birlikte ortak bir vizyon oluşturma, bu alandaki gelişmeleri teşvik etme, açılacak bölümler konusunda yol haritasını belirleme, çalışma grupları ile yapılacak işlemler ve adımlar konuşuldu. Akademisyenler bu tür etkinliklerin teknoloji alanındaki ilerlemeye katkı sağlamaya devam edeceğine inandıklarını dile getirdiler.