SAĞLIK - 17 Mayıs 2022 Salı 17:19

17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’nde Ankara ve İstanbul’da tansiyon ve nabız ölçümü yapıldı

A
A
A
17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’nde Ankara ve İstanbul’da tansiyon ve nabız ölçümü yapıldı

17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’nde hipertansiyon ile ilgili farkındalık oluşturma etkinlikleri düzenlendi. Etkinlikler kapsamında Ankara’da Armada AVM otoparkında ve İstanbul’da Beşiktaş Barbaros Anıtı Meydanı’nda kurulan sağlık çadırlarında uzman doktorlar, ziyaretçilerin tansiyon ve nabız ölçümlerini yaptı.

Kardiyovasküler Akademi Derneği, dünyada önlenebilir ölümlerin en önemli sebeplerinden olan hipertansiyon konusunda farkındalık sağlamak ve son yıllarda ön plana çıkan hipertansiyon hastalarında yüksek kalp atım hızının, kalp hastalığına bağlı ölüm riskini artırdığı bilgisinin önemini vurgulamak amacıyla AstraZeneca Türkiye ve OMRON Healthcare’in destekleriyle “HayATIMın HIZI Kontrolümde” projesini hayata geçirdi.
Proje kapsamında 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü’nde Ankara ve İstanbul’da kurulan sağlık çadırlarında sağlık çalışanları, ziyaretçilerin nabız ve kan basıncı ölçümlerini yaparak ölçüm sonuçlarına göre ziyaretçileri bilgilendirdi.

Yetişkinlerde hipertansiyonun görülme sıklığı yüzde 30 - 45 civarında
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre hipertansiyon erken ve önlenebilir ölümün en önemli nedenlerinden birisi olarak görülüyor. 2015 yılı verilerine göre yetişkinlerde hipertansiyonun görülme sıklığı yüzde 30 - 45 civarında, her 4 erkekten biri ve her 5 kadından biri hipertansiyon hastası. Hipertansiyonun ilerleyen yaşlarda yaygınlaştığı biliniyor. 60 yaş üstü kişilerde görülme sıklığı yüzde 60’ın üzerine çıkabiliyor. Hipertansiyon tüm dünya genelinde sosyoekonomik göstergelerden bağımsız olarak yaygın ve benzer bir şekilde görülüyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün son verilerine göre, hipertansiyonu olan yetişkinlerin yarısından azı (yüzde 42) teşhis ve tedavi görmektedir. Hipertansiyon nedeniyle ilaç kullananların bile sadece yüzde 21’i tam bir tedavi alabiliyor. Hipertansiyonu olan yetişkinlerin yaklaşık yüzde 46'sı da bu duruma sahip olduklarının farkında değiller.

Türkiye’de yapılan araştırma projesi TEKHARF’in (Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri) verilerine göre ise tüm yaş gruplarında kadınlarda kan basıncı erkeklerden daha yüksek. Ayrıca 2018 - 2019 verilerine bakıldığında hipertansiyon kaynaklı ölümlerin kadınlarda daha fazla olduğu görülüyor. Bunun yanında farkındalık oranlarına bakıldığı zaman kadınların yaklaşık yüzde 60’ının, erkeklerin ise yaklaşık yüzde 40’ının hastalığının farkında olduğu ortaya çıkıyor.

“Hipertansiyon önemli bir ölüm nedenidir”
Kardiyovasküler Akademi Derneği Başkanı Prof. Dr. Ömer Kozan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2021 verilerine göre tüm dünyada 7,5 milyon kişinin hipertansiyon nedeni ile hayatını kaybettiğini söyleyerek bu rakamın tüm ölümlerin yaklaşık yüzde 12’sine karşılık geldiğine dikkat çekti.

Kozan açıklamasının devamında, “Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise ülkemizde her dört ölümden birinin nedeni hipertansiyon. Artan kan basıncı, kalp krizine yol açan kalp damar hastalıkları, felç ve beyin kanaması için önemli bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. Bunun yanında son yıllarda yapılan çalışmalarda, hipertansiyonu olan hastalarda yüksek kalp atım hızının kalp nedenli ölüm riskini belirgin şekilde artırdığı da gözlemlendi. Bu nedenle, hipertansiyonu erken tanımak, uygun tedavi etmek ve bu hastaların kalp atım sayılarını takip etmek ölüm riskini azaltmak için oldukça önem taşıyor. 6 ‘HayATIMın HIZI Kontrolümde’ projesi kapsamında kuracağımız çadırları ziyaret edenler uzman doktorlar tarafından tansiyon ve nabız ölçümleri yapılarak konuyla ilgili bilgilendirilecek ve hipertansiyon hastası olduklarını öğrenmeleri durumunda erkenden gerekli önlemleri alma imkanını bulacak. Halkımız bu proje sayesinde hipertansiyon konusunda önemli bir farkındalık da kazanmış olacak” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Başkan Dönmez: “15 gün içerisinde İskenderun’da 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı” Hatay’ın İskenderun ilçesinde alt yapı sorununu çözmek için çalışmalarını yürüten İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, 15 gün içerisinde kentte 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizlendiğini söyledi. Depremin yaralarının sarıldığı Hatay’ın İskenderun ilçesinde 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sandıktan Cumhur İttifakı adayı Mehmet Dönmez zaferle çıkmıştı. Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan Başkan Dönmez, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nden destek alarak alt yapı sorununu çözmek için çalışma başlatmıştı. Başkan Dönmez, yürütülen çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. 10 yıllık süreçte Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin İskenderun’da alt yapıya yönelik yeteri kadar çalışma yapmadığını ifade eden Dönmez, “Yerel seçimler sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk ile toplantı yaptık. İskenderun’un alt yapı sorununa çözebilmek için hızlı bir başlangıç yaptık. Yaptığımız saha çalışmalarında Hatay Büyükşehir Belediyesini geçtiğimiz 10 yıl boyunca yönetenlerin İskenderun’un alt yapısının bakımına dair hiçbir çalışma yapmadığını ve atık su kanallarının tamamen tıkalı olduğunu gördük. Bu bir iddia değil, Gaziantep, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin ve İskenderun Belediyesi ekiplerinin tespitidir. Şehir merkezindeki pek çok noktada 10 yıl boyunca bakım yapılmadığı için tıkanan kanalizasyon şebekesi nedeniyle lağım suları evlerin bodrumlarını doldurup, yollara sızmaya başlamıştı. Üç büyükşehir belediyesi ekipleri, günde 17-18 saat çalışarak tıkalı olan kanalları açıp, gerekli onarımları yaptılar. İskenderun Belediyesinden işi bilen arkadaşlarımız da aynı gayretle bu çalışmalara katıldılar ve bu kahramanlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 15 gün içerisinde 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı. Eğer her yıl periyodik olarak bu kanalların temizliği yapılmış olsaydı, bu sorunları hiç yaşamazdık” dedi. HATSU’ya ait depolarda atıl vaziyette duran 75 adet pompanın kullanılmadığını ve vatandaşların mağduriyete mahkum edildiğini ifade eden Başkan Dönmez, “HATSU deprem sonrası elimizde pompa yok açıklaması yapmıştı, 75 tane pompa olduğunu tespit ettik. Bunların bazılarının kablosu kopmuş, bazılarının bilyesinde arıza var. Biz 15 bin TL masrafla 6 tane pompayı tamir ettik, 6 pompanın değeri yaklaşık 10 milyon TL ve biz 15 bin TL masrafla bunları çalışır hale getirdik. Bugün canla başla canları pahasına bu çalışmaları yapan, ailelerinden uzak çalışan 18-24-36 saat çalışan Gaziantep, Kayseri, Konya Büyükşehir ekiplerine teşekkür ediyorum. Bu ekipler buraya gelmek için bizi mi beklediler? Hayır, depremde bu ekipler buradaydılar ama HATSU tarafından muhatap bulamadılar. ’Yapılacak bir şey yok, alt yapı çöktü’ cevabını aldılar. Mehmet Öntürk başkanımız HATSU’da yeniden kadro kuruyor. Kısa sürede Hatay’ın her köşesinde güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.