GÜNDEM - 10 Şubat 2022 Perşembe 10:53

1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışına sayılı günler kaldı

A
A
A
1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışına sayılı günler kaldı

Tamamlandığında 'dünyanın en büyük orta açıklığına sahip asma köprüsü' unvanına kavuşacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nde son rötuşlar yapılıyor. Köprünün yollarında asfaltlama çalışmaları yapılırken, Şubat ayının son haftasında açılış töreniyle hizmete girmesi bekleniyor. Bu sayede, Asya ve Avrupa yakalarını birbirine bağlayacak olan boğaz köprüsünde karşıdan karşıya geçiş süresi 6 dakikaya inecek.

Nüfusa paralel olarak artan araç sayısıyla birlikte Çanakkale Boğazı, özellikle bayram tatillerinin yanı sıra yaz aylarında yaşanan yoğunluğa bağlı olarak uzun bekleme süresiyle geçilebilirken, kış aylarında olumsuz hava koşullarının etkili olduğu günlerde ulaşımda aksamalar yaşanıyor. Tüm bu problemlere kalıcı çözüm üretecek ve boğazda kesintisiz ulaşım sağlayacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün hizmete açılması için geri sayım başladı.

3.1 milyar Euro’ya mal oldu

3.1 milyar Euro’ya mal olan proje yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirildi. 11 yıl sonra devlete iade edilecek köprünün yapımı boyunca pandemi koşullarında da en yüksek güvenlik önlemleriyle birlikte 12 bin kişi çalışıyor.

Avrupa ve Asya kıtalarını Çanakkale Boğazı'nda ilk kez birbirine bağlayacak 1915 Çanakkale Köprüsü'nün temeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 18 Mart 2017'de atılmıştı. Aradan geçen 5 yıllık süre sonunda Malkara ile Çanakkale arasında 1915 Çanakkale Köprüsü’nü de içeren 88 kilometre otoyol ve 13 kilometre bağlantı yolundan oluşuyor.

Her biri 45 metre genişliğinde, 48 metre uzunluğunda ve 700 ton ağırlığındaki tabliye bloklarının bağlanacağı askı halatlarının ana halatlara montaj işlemi 6 Temmuz 2021’de başlamıştı. 12 Aralık 2021’de de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, Asya ve Avrupa’daki kule ayaklarının orta açıklığına son tabliye bloğu yerleştirildi.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni simgeleyecek

Dünyanın en büyük asma köprüsü unvanına da sahip olan köprünün ayakları 318 metrelik yüksekliğiyle 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’ni simgeliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 18 Mart 2017’de temeli atılan ve Çanakkale’nin Lapseki ilçesine bağlı Şekerkaya ile Gelibolu’nun Sütlüce mevkii arasında yapımı süren 1915 Çanakkale Köprüsü’nün ayakları 16 Mayıs Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın video konferansla katıldığı törenle tamamlanmış ve 32 bloktan oluşan köprünün ayak yüksekliği 318 metreye ulaşmıştı.

Köprüde Seyit Onbaşı tasviri yer alacak

Kulelerin en ucunda ise Çanakkale Savaşlarının unutulmaz kahramanı Seyit Onbaşı’nın sırtlayarak namluya sürdüğü top mermisi tasviri yer alacak. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün Cumhuriyet’in kuruluşunun 100’üncü yılını temsilen orta açıklığının 2023 metre olması planlanıyor. Bu açıklık, dünyanın en yüksek kuleler arası açıklığa sahip asma köprü olması özelliğini taşıyor. Köprü hizmete açıldıktan sonra iki yaka arasındaki ulaşım mesafesi 6 dakikaya inecek. Köprünün bölgeye de ciddi faydalar sağlayacağı ve özellikle Lapseki’ye yatırımcı talebinin artacağı öngörülüyor.

18 Mart 2022’de tamamlanacak

1 asma köprü, 2 yaklaşım viyadüğü, 4 betonarme viyadük, 6 alt geçit köprüsü, 38 üst geçit köprüsü, 5 köprü, 43 alt geçit, 115 çeşitli ebatlarda menfez, 12 kavşak, 4 otoyol hizmet tesisi, 2 bakım işletme merkezi, 6 ücret toplama istasyonu inşa edilecek. Projeyi üstlenen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 1915 Çanakkale Köprüsü’nün, 18 Mart 2022’de tamamlanarak hizmete açılacağını bildirmişti. Ancak bu tarih Şubat ayının son haftasına çekilerek, köprünün hizmete erken girmesi bekleniyor.

Avrupa’dan Türkiye’nin güneybatısına kesintisiz erişim

Toplam 324 kilometrelik uzunluğa sahip olan Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu Projesinin 4,6 kilometrelik kısmını 1915 Çanakkale Köprüsü, 83,4 kilometrelik kısmını ise Malkara-Çanakkale arasındaki otoyol oluşturuyor. Proje Malkara yerleşiminin güneyinden ve Şarköy ilçesinin batısından geçtikten sonra güneybatıya yönelerek Evreşe ilçesinin doğusundan Gelibolu Yarımadası’na ulaşacak. Gelibolu’nun kuzeyinden geçerek ilerleyen otoyol, Sütlüce - Şekerkaya mevkileri arasında yer alan 1915 Çanakkale Köprüsü ile Lapseki ilçesi Şekerkaya mevki'ine ulaşacak. 1915 Çanakkale Köprüsü’nün tamamlanmasıyla, Marmara Bölgesi ile Kuzey Ege’yi birbirine bağlayacak. Kınalı- Tekirdağ- Çanakkale- Savaştepe Otoyolu Projesi’nin bitmesiyle de Avrupa’dan Türkiye’nin Güneybatısındaki endüstriyel bölgelere kesintisiz erişim sağlanmış olacak.

İstanbul Boğazı geçişine yeni bir alternatif oluşacak

İstanbul’un, Avrupa ve Anadolu arasında üstlendiği ağır transit trafik yükü hafifleyecek. Batı Anadolu boyunca halen İstanbul merkezli Batı-Doğu aksı üzerinde yoğunlaşan trafik yükü Marmara Denizi’nin batı kıyısından güney yönüne doğru dengelenecek. Çanakkale Boğazı’nı geçmek için bayram ve tatil dönemlerinde saatlerce sürebilen feribot bekleme süreleri ile yaklaşık 1,5 saat ile 5 saat arasında süren seyahat süresi, altı dakikaya inmiş olacak.

Tatilcilerin feribot çilesi bitecek

Marmara ile Trakya’dan Çanakkale ve Ege Bölgesi'ne gelen tatilciler, yaz sezonunda her yıl uzun araç kuyruklarından şikayet ediyordu. Köprünün tamamlanmasıyla birlikte vatandaşlar kuyruk beklemeden Çanakkale Boğazı’nı 6 dakikada geçebilecek.

Asya ve Avrupa altıncı kez birleştirilmiş olacak

1915 Çanakkale Köprüsü ile Asya ve Avrupa denizin üstünden dördüncü kez, toplamda ise altıncı kez birleştirilmiş olacak. Tamamlandığında 2023 metre orta açıklığı ile dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü olacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü, 334 metrelik tepe noktası yüksekliği ile de dünyanın en yüksek kuleli asma köprüsü unvanına sahip olacak.

Taşımacılıkta süreler ve maliyetler düşecek

Proje’nin hizmete girmesiyle birlikte, taşıt işletme maliyetleri ve yolculuk süresi açısından kazanımlar sağlanacak. Yük taşıyan araçların ulaşım kısıtlamasının kalkmasıyla ithalat ve ihracattaki zaman maliyeti azalacak. Çanakkale, şanlı tarihine ve 21. yüzyıla yaraşır bir eser projeye kavuşacak. Çanakkale, kentin önemi ve dinamiğine uygun, estetik ve çağdaş bir asma köprü ile taçlanacak.

1915 Çanakkale Köprüsü’nün açılışına sayılı günler kaldı

Ulusal ve uluslararası turizm canlanacak

Avrupa ülkeleri, Balkanlar ve özellikle Yunanistan ve Bulgaristan ile ticari ilişkilerin yanı sıra kültürel etkileşim de olumlu etkilenecek. Kınalı - Tekirdağ - Çanakkale - Savaştepe Otoyolu’nun, Gebze-İzmir Otoyolu’na bağlanması ile İzmir, Aydın, Antalya gibi turizm merkezlerinin Avrupa ülkeleri ile arasındaki mesafe kısalacak ve turizm sektöründe gelişme sağlanacak.

Vizyon 2023, önemli hedeflerinden birine ulaşacak

Proje, Türkiye’nin ulusal kalkınma hamlesinin belgesi niteliğindeki Vizyon 2023 Master Planı’nda öngörülen yurt sathında karayollarının iyileştirilmesi hedefinde önemli bir rol oynayacak.

Tarihi İpek Yolu’nu canlandıracak

Proje, tarihi İpek Yolu’nu canlandırarak “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” kapsamında, Türkiye'nin öncülük ettiği 'Orta Koridor' girişiminin bir parçası olarak, Pekin’den Londra’ya kesintisiz bir ticaret yolu oluşturma hedefine doğrudan katkı sunacak.

Utku Yaşar Cüce
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.