GÜNDEM - 14 Mayıs 2019 Salı 16:20

2. Abdülhamid Han Camii Cibuti’nin simgesi oldu

A
A
A
2. Abdülhamid Han Camii Cibuti’nin simgesi oldu

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından temeli 2017'de atılan ve inşası tamamlanan Cibuti 2. Abdülhamid Han Camii ve Külliyesi, Ramazan ayında Müslümanları ağırladı.

2019 Ramazan yardım kampanyası ile Türkiye ve dünyanın 98 ülkesinde ihtiyaç sahiplerine Ramazan yardımı ulaştıran, farklı coğrafyalarda kurduğu iyilik sofralarıyla Müslümanlarla bir araya gelen Türkiye Diyanet Vakfı, Doğu Afrika ülkesi Cibuti’deki Müslümanları da unutmadı. Türkiye Diyanet Vakfı, Cibuti'nin en büyük camisi olma özelliğini taşıyan II. Abdülhamid Han Camisi ve Külliyesinde Ramazan ayı dolayısıyla iftar sofrası kurdu. Türkiye Diyanet Vakfı 2019 Ramazan faaliyetleri kapsamında Cibuti 2. Abdülhamid Han Camii avlusunda düzenlenen iftara, Türkiye’nin Cibuti Büyükelçisi Levent Şahinkaya’nın yanı sıra büyükelçilik çalışanları, TİKA Koordinatörü Mehmet Taha Doğan, Türkiye Maarif Vakfı Koordinatörü Enes Güneyli, THY Müdürü Ebubekir Ekici ile Cibutili Müslümanlar katıldı.

Büyükelçi Şahinkaya, 2015 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cibuti ziyareti sırasında, Cibuti Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Gulle’nin, ‘’Ülkemde bir Osmanlı camisi görmek ve İstanbul ezanı duymak istiyorum” isteği ile caminin projesine başlandığını ve cami inşaatının 2019 yılında tamamlandığını söyledi. 2. Abdülhamid Han Camiinin Cibuti’nin en büyük cami olduğunu vurgulayan Şahinkaya, inşa edilen caminin başkentin en prestijli ve en güzel yerinde olduğunu ve caminin Cibuti için simge bir eser niteliği taşıdığını ifade etti.

Büyükelçi Şahinkaya, caminin resmi açılışının Türkiye’den ve Cibuti’den üst düzey katılımla Ramazan ayı sonrası süreçte yapılmasının beklendiğini kaydetti. Klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan Cibuti 2. Abdülhamid Han Camii, malzemelerinin büyük bir kısmı Türkiye’den getirilerek 24 aylık bir süreçte inşa edildi. Avlusu ve dış bahçesi ile birlikte 5 bin kişilik cemaat kapasitesi bulunan cami, 10 bin metrekarelik toplam alanıyla Cibuti’de simge eser olma özelliği taşıyor.  

Mevlüt Hasgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.