EKONOMİ - 24 Kasım 2009 Salı 09:17

2010 bütçesi komisyonda kabul edildi

A
A
A
2010 bütçesi komisyonda kabul edildi

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı kabul edildi. Tasarıya göre, yeni yılda kamuya açıktan atama yoluyla 32 bin yeni memur alınacak.

Komisyonda, hükümetin verdiği önergenin kabul edilmesiyle bütçenin gider kalemine yedek ödenek olarak 53 milyon 750 bin lira ilave edildi.

Kabul edilen tasarıda, 2010 yılı bütçe giderleri 286 milyar 981 milyon lira, bütçe gelirleri 236 milyar 794 milyon lira, bütçe açığı da 50 milyar 187 milyon lira olarak yer aldı.

58,8 milyar lira faiz ödenecek olan bütçede, 6,6 milyar lira faiz dışı fazla öngörüldü. Bütçede personel giderleri 60,3 milyar lira olarak yer alırken, önümüzdeki yıl devletin kasasına vergilerden 193,3 milyar lira girecek.


Bütçe tasarısına göre, yeni yılda kamuya açıktan atama yoluyla 32 bin yeni memur alınacak.

Tasarının kadroların kullanımına ilişkin esasları düzenleyen maddesine göre, kamu idare, kurum ve kuruluşları serbest memur kadrolarına 2009 yılında emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılan memur sayısının yüzde 25'ini geçmeyecek şekilde açıktan ya da diğer kamu idare, kurum ve kuruluşlarından nakil suretiyle atama yapabilecek.

Söz konusu sınırlar içinde memur ihtiyacını karşılayamayacak idare, kurum ve kuruluşlardan yükseköğretim kurumları için ilave 4 bin adet, diğerleri için de ilave 21 bin atama izni verilebilecek.

Bu çerçevede, üniversiteler açıktan atama yoluyla 4 bin, diğer bütçeli kuruluşlar ise 21 bin yeni memur alımında bulunacak.


2010 Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısında üniversitelere yeni yılda 4 bin memurun yanı sıra, 7 bin de akademik personel alma hakkı tanınıyor.

Tasarıya göre, yükseköğretim kurumları, öğretim üyesi dışındaki boş öğretim elemanı kadrolarına, bu yıl emeklilik, ölüm, istifa, nakil, eğitimin tamamlanması veya başarısızlık sonucu kurumlarından ayrılan öğretim elemanı sayısının yüzde 25'ini (araştırma görevlisi kadroları için yüzde 100'ünü) geçmeyecek şekilde açıktan veya diğer kuruluşlardan naklen atama yapabilecek.

Bu sınırlar içinde öğretim elemanı ihtiyacını karşılayamayacak yükseköğretim kurumları için ilave 7 bin adet atama izni verilecek.

Hükümet, 2009 yılı bütçesinde ilave ataması yapılacak akademik personel sayısını 5 bin olarak belirlemişti. Bu sayı, üniversitelerin artan öğretim elemanı ihtiyacının karşılanması amacıyla 2010 yılı bütçesinde 7 bine yükseltildi.


Bu arada hakimlik ve savcılık meslekleri ile bu meslekten sayılan görevlere ve Tıpta Uzmanlık Tüzüğü uyarınca asistan kadrolarına yapılacak atamalar, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu kapsamında veya diğer ilgili mevzuata göre gerçekleştirilecek askeri personel atamaları, emniyet hizmetleri sınıfında bulunan kadrolara yapılacak atamalar, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu uyarınca yapılacak atamalar ile Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca gerçekleştirilecek personel nakilleri, emeklilik, ölüm, istifa veya nakil sonucu ayrılanlara ilişkin yüzde 25'lik sınıra tabi olmayacak.


2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısına göre, 1 Ocak 2010-30 Haziran 2010 döneminde aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayı 0,057314, memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı 0,76177, yan ödeme katsayısı 0,018172 olarak uygulanacak.

Sözleşmeli personelin ücret tavanı 1 Ocak 2010-30 Haziran 2010 döneminde 3 bin 8 Türk Lirası olarak uygulanacak.

Buna göre, memur maaşlarına ocak ayında yüzde 2,5; haziran ayında da yüzde 2,5 olmak üzere toplam yüzde 5 oranında zam öngörülüyor.

2010 yılında, Hazine garantili imkan ve dış borcun ikrazı limiti 3 milyar doları aşamayacak.

Başlangıç ödeneklerinin yüzde 1'ine kadar ikrazen özel tertip devlet iç borçlanma senedi ihraç edilebilecek.

Hazine müsteşarlığınca belirlenecek koşullar çerçevesinde ve elde edilecek kaynaklar, Hazineye aktarılacak şekilde kamu kurum ve kuruluşlarınca ihraç edilecek sertifika, senet ve benzeri finansman enstrümanlarına sağlanacak garanti tutarı, 2 milyar doları aşamayacak.

Bu tutarı bir katına kadar artırmaya, Bakanlar Kurulu yetkili olacak.


Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bakanlığının 2010 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin soru ve eleştirilerine cevap verdi. 

Global ekonomik krizin tüm ülkelerin bütçelerinde sapmalara sebep olduğunu ifade eden Bakan Şimşek, Türkiye'de yüzde 4.5 civarında olan bu sapmanın, diğer ülkelerde yüzde 4 ila 14 arasında değiştiğini söyledi. Gelir tahminlerine yönelik eleştirilere değinen Şimşek, 2010 yılında 193.3 milyar lira olarak öngörülen vergi gelirlerinde, bu yıla oranla 29.7 milyar liralık bir fark olduğunu söyledi. 

Şimşek, "2010 yılında maktu vergi ve harçlarda ayarlamalar yapacağız. BOTAŞ gibi kuruluşların da borçlarının bir kısmını ödeyeceğini varsaydık. Maktu vergi içinde akaryakıt var. Bir miktarı da 2009 yılı içinde yapıldı. Burada 10.5 milyar liralık bir gelir öngörüsü var. 2009 yılında vergi indirimleri yapıldı, artık bunlarda kalktı. Burada 3.2 milyar liralık bir fark var. İndirimlerle 3.2 milyar liradan vazgeçilmişti, şimdi vazgeçilmiyor. Bu ek bir
gelirdir. 2009'un ikinci yarısında petrol ürünü ve tütünün ÖTV'sindeki artan maktu tutarlar, 2010'da tüm yıl olarak uygulanacak. Oradan da 3.3 milyar liralık bir gelir öngörülüyor. Vergi düzenlemelerinin tam yıl etkisinden 17 milyar lira gelir bekleniyor. 17 milyarı 29.7 milyar liradan çıkardığımızda, geriye 12.7 milyar lira kalıyor. Bu da bizim öngördüğümüz reel büyüme ile deflatörün altında. Yani burada bir takım varsayımlar var. O varsayımlar gerçekleşmezse, o zaman sorgulama yapılır" diye konuştu.

"VERGİ AFFINI DOĞRU BULMUYORUM" 

Mali affı doğru bulmadığını, affın vergi uyumunu ve adaleti bozduğunu söyleyen Şimşek, bunun yerine, vergi alacaklarının taksitlendirilmesi hususunda ihtiyaç duyulması halinde yeni düzenlemeler yapabileceklerini ifade etti. Vergi yükünün Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranının yüzde 23.6 olduğunu kaydeden Şimşek, "Türkiye bu oranla da 30 OECD ülkesi arasında 28'inci sırada. Sadece vergi gelirleri bakımından bu yük yüzde 17.3 olarak hesaplanıyor. Burada da Türkiye 25'inci sırada. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerde de Türkiye'nin ülke sıralaması 25. Sosyal güvenlik yükü yüzde 6 civarında. O da bizi 28'inci sıraya taşıyor. Mülkiyet üzerinden alınan vergiler ise oran yüzde 0.7. Burada da sonuncu sıradayız. Mal ve hizmetten alınan vergilerde de yüzde 11'le ortalardayız. Bazı spesifik mal ve hizmetlerde oranlar yüksek. Hareket alanı kazandıkça bunlarda da adım atmamız lazım. Akaryakıt, özel iletişim vergisi ve otomotiv vergilerini bir tarafa bırakırsak, bir çok vergide OECD'nin ya en düşük ülkelerinden  biriyiz, ya da en düşüğüyüz" dedi.

"VERGİ KAÇAKÇILIĞI YAPANLARIN SONUÇLARINA KATLANMASI LAZIM"

Kayıt dışı kazanç ile ilgili cezaların daha ağır olması gerektiğini savunan Bakan Şimşek, "Kimsenin servetinin peşinde değiliz. Ama 1 yıl içindeki gelir-gider farkının açıklanabilmesi lazım. Ya da gelirle gider arasında uyum olması lazım. Bir yandan çapraz denetim, bir yandan vergi kaçıranların cezalarının ağırlaştırılması, bir yandan da gelir idaresinin güçlendirilmesi lazım*İdare, yarı özerkse yarı özerk olmalı. Dünyadaki emsalleriyle aynı olmalı. IRS nasıl yapıya sahipse, aynı yapılara kavuşturmalı.

Bütçe ve imkanları artırılmalı. Gelir İdaresi'ne anayasal sınırlar içerisinde yetki devredilecekse ben, bu yetkileri devretmeye dünden hazırım.Bunu da önümüzdeki yıl gerçekleştirmeye çalışacağız" ifadelerini kaydetti.
Yurt dışındaki bankalarda yer alan Türk vatandaşlarına ait hesaplar konusunda bilgi alacaklarını ifade eden Şimşek, "Amacımız kimseyi korkutmak değil ama vergi yükümlülüğü konusunda biz toleranslı davranamayız. Nerede olursa olsun, vergisini ödesin. Türk vatandaşları ister içeride, ister dışarıda yaşasın, onların banka hesapları konusunda her türlü çalışmayı yapıyoruz, anlaşmaları yapıyoruz. Parayı getirir getirmez, bu bir tercihtir ama anlaşmaları yaptıktan sonra geçmişe yönelik bilgileri alabileceğiz" dedi.

TÜPRAŞ ve THY gibi özelleştirilen bir çok kuruluşun daha çok üretim yapıp ve daha fazla istihdam sağladığını söyeleyen Şimşek, ilgili kanun kapsamında bugüne kadar Hazine'ye 27 milyar dolar kaynak aktarıldığını açıkladı. 2011 yılı için alt yapı yatırımlarının mali kuraldan ayrı tutulması hususunu konuştuklarını söyleyen Bakan Şimşek, bu çalışmada Hazine ve ilgili kuruluş temsilcileriyle birlikte çalışıldığını belirtti.

"GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCILIĞI TENZİL-İ RÜTBE DEĞİLDİR"

Bir milletvekilinin eski MASAK Başkanı ile ilgili açıklamasına cevap veren Şimşek, "Ben adama, şahsa göre işten çok, o işi en iyi yapacak liyakata bakıyorum. MASAK Başkanı'nın da kendisi Gelir İdaresi Başkanlığına geçme eğilimi gösterdi, Gelir İdaresi de istedi. Ayrıca Gelir İdaresi Başkan Yardımcılığı tenzil-i rütbe değildir. Gündeme gelen iddialar doğru değildir" dedi.

Gelecek dönemde Maliye Bakanlığı'nın kredibilitesini yükseltmek istediklerini söyleyen Şimşek, uygulamada soru işaretlerini kaldıracak düzenlemeler yapmayı düşündüklerini bildirdi.

Mahalli idareler konusunda çalışma yaptıklatını ifade eden Bakan Şimşek, şehir rantlarından, yerel idare paylarına kadar çeşitli konuları içeren bu çalışmanın da TBMM'ye getirileceğini duyurdu. Üniversiteler dışında bir mülkiyetin cari değeri üzerinden satılmaması halinde, özel sektörün eline geçmesini doğru bulmadığını söyleyen Bakan Şimşek, Sayıştay reformunu en çok kendisinin istediğini belirtti. Şimşek, "Bu konunun 2010'da TBMM'den geçmesi için çalışmamız lazım. Taslağa da nihai şekil verilmiş
durumda" dedi.

Bazı memur grupları için maadım atmamız lazım. Akaryakıt, özel iletişim vergisi ve oaş düzeltmesi isteği ile ilgili Bakan Şimşek, "Herhangi bir kesimin özlük haklarına ilişkin bir düzenlemeyi benden beklemeyin. Yapacaksak toplu yapalım. Böyle olsun ki sağlıklı olsun" diye konuştu.

KAMU İHALE KURUMU BAŞKANI GÜL'DEN ELEŞTİRİLERE YANIT

Daha sonra Kamu İhale Kurumu Başkanı Hasan Gül, kurumu ile ilgili soru ve eleştirilere cevap verdi. Hakkında yapaılan "koltuğunu korumak amacıyla bazı düzenlemeleri desteklediği" iddiasınının doğru olmadığını söyleyen Gül, Kamu İhale Kurumu'nun görevini şeffaf bir şekilde sürdürdüğünü, alınan kararların idari denetime de açık olduğuna ama bunlardan sadece yüzde 10'unun idari yargıya gittiğini söyledi. Kurumunu ile ilgili çalışma yapılmasını kendilerinin de istediğini ifade eden Gül, bunun doğru olduğuna inandıklarını kaydetti.

Konuşmaların ardından 2010 Yılı Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı'nın maddelerinin görüşülmesine geçildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Rüşvet suçuna konu maddi menfaat temin eden doktor ve hemşirelerin de bulunduğu çeteye operasyon Özel hastanelerde, rüşvet suçuna konu maddi menfaat temin eden ve aralarında 14 doktor, 17 hemşire, 8 hastane görevlisinin de olduğu toplam 41 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet ve resmi belgede sahtecilik suçlarına yönelik çalışmalar sürüyor. Yapılan çalışmalarda ekipler, aralarında doktor, hemşire ve 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarının da olduğu örgütlü hareket eden şüphelilerin, rüşvet suçuna konu maddi menfaat temin ettikleri bilgisine ulaştı. Çalışmalar çerçevesinde, özel hastanelerin yeni doğan yoğun bakım ünitelerine usulsüz bebek hasta sevk ettikleri, SGK Başkanlığınca özel hastanelerde tedavi gören bebek hastalara günlük 8 bin TL ödeme yapıldığı için hastane görevlilerinin iyileşen ve taburcu edilmesi gereken bebekleri, ödeme almaya devam edebilmek için hastanelerde tutmaya devam ettikleri, bahse konu yoğun bakım ünitelerinde 7/24 bulunması zorunlu doktor personeli masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı, yalnızca resmi kayıtlarda görevli olarak gösterildiği ancak bebek hastaların durumları ağırlaştığı gün ve saatlerde görevli gösterilen doktorlara ait telefonların hastanelerden uzak bambaşka noktalarda baz verdikleri, yoğun bakım ünitelerinde mütemadiyen hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları tespit edildi. Bu kapsamda İstanbul ve Tekirdağ’da yapılan eşzamanlı operasyonda, aralarında 14 doktor, 17 hemşire, 8 hastane görevlisinin de olduğu toplam 41 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilere ait ikamet ve iş yerlerinde yapılan adli aramalarda, 45 dijital materyal, 55 kutu yasa dışı ilaç, 102 sayfa usulsüz tıbbi işlemlere ilişkin doküman ele geçirildi. Firar olan 2 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların ise sürdüğü öğrenildi.