EKONOMİ - 11 Şubat 2020 Salı 13:31

2020 Mücevher ihracatı hedefi; 8,5 milyar dolar

A
A
A
2020 Mücevher ihracatı hedefi; 8,5 milyar dolar

Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar, 11 Şubat’ta düzenlediği basın toplantısı ile birlik olarak 2019 yılında gerçekleştirdikleri faaliyetleri ve 2020 yılına dair hedeflerini aktardı. Mustafa Kamar, 2020 için ihracat hedeflerinin 8.5 milyar dolar olduğunu söyledi.

2019’da mücevher ihracatı yüzde 8 arttı

Türk mücevher sektörünün stratejik bir sektör olduğunu, böyle kabul edilmesi gerektiğini dile getirerek konuşmasına başlayan Mustafa Kamar, yönetime geldikleri gün itibarıyla mevcut stratejiyi değiştiklerini, hedef pazarları belirleyip bu pazarlardan pay alabilmek adına farklı bir B2B stratejisi uygulamaya başladıklarını söyledi. Kamar; “Tüm dünyada ticaret, tek bir strateji üzerine kurulu; ilişki yönetimi ve iletişim…” diyerek şunları aktardı:

“Geçen sene Suudi Arabistan’a ve Miami’ye ticaret alım heyetleri düzenledik. Benzer şekilde Katarlıları İstanbul’da misafir ettik. Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye Cumhuriyetlerindeki satınalmacıları Antalya’da ağırlayarak 2020’nin ilk mücevher fuarına imza attık. Ticaret alım heyetlerinin yanı sıra Las Vegas ve Hong Kong’daki fuarlara katılıp dünyanın en büyük 5 fuarından biri olan İstanbul Mücevher Fuarı kapsamında Mart ve Ekim aylarında on binlerce yabancı mücevherciyi İstanbul’da misafir ettik. Bunların yanı sıra bir ilke imza attık; 8’incisi düzenlenen ve dünya mücevher piyasasının 500 milyar dolarlık portföyünü oluşturan Güney Doğu Asya Ülkeleri Değerli Taş ve Mücevher Birlikleri Konferansı’nı İstanbul’da ilk kez düzenleyerek bu pazara dair çok önemli ticari ilişkilerin temellerini attık. Böylelikle mücevher ihracatımızı, 2018 yılına oranla yüzde 8 artırarak 7,2 milyar dolara yükselttik.”

Hedef Asya, Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika pazarları

Geçen sene gerçekleştirilen 7,2 milyar dolarlık ihracatın, 4,1 milyar dolarının resmi ihracat ve 3,1 milyar dolarının da Dahilde İşleme Rejimi’nden geldiğini, bu rejimin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesiyle mücevher ihracatının katlanarak artacağını belirten Mustafa Kamar, şunları dile getirdi: “2019 yılının Ocak, Şubat, Mayıs, Temmuz ve Kasım aylarında bir önceki yılını aynı dönemine göre yüzde 50’nin üzerinde ihracat artışı yaşadık. Ürün grubu açısından en çok altından mamul edilen ürünler yurtdışına ihraç edildi. Bu yıla çok daha iyi başladık. Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,5 artışla, 545 milyon dolar mücevher ihracatı gerçekleştirdik. Henüz yılın başındayız, bu yolda rakip olarak gördüğümüz İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni yakın markaja almalıyız. İtalya’nın bugün için 7,1 milyar dolar mücevher ihracatı var, Türkiye’den yaptığı ithalat oranı ise yalnızca 37 milyon dolar seviyesinde… Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15,7 milyar dolar mücevher ihracatı var, Türkiye’den yaptığı ithalat yalnızca 866 milyon dolar seviyesinde. Birlik olarak biz de 2020 yılı için Asya, Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika pazarlarındaki ihracat hacmimizi artırmak, yılsonu itibarıyla mücevher ihracatımızı 8,5 milyar dolara çıkarmak istiyoruz.”

Türkiye’nin yaklaşan 100’üncü yılına dair ihracat hedefini 500 milyar dolardan 227 milyar dolara revize ettiği hatırlatan Kamar, Birlik olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiğimizi sözü tutacağımıza inanıyor, 2023 yılında 12 milyar dolara ihracatı gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diye sözlerine ekledi. 

Borsa İstanbul’a Kotasyon Zorunluluğu, DİR Verimliliğini düşürüyor

Mücevher ihracatında geçen sene yakalanan büyük başarının temelinde Dahilde İşleme Rejimi’nin başarıyla uygulanmasının yattığına dikkat çeken Mustafa Kamar; “Herhangi bir serbest ticaret anlaşması imzalamaya ihtiyaç duyulmayan Dahilde İşleme Rejimi’ni tüm ülkelerle uygulamamız gerekiyor. Dahilde İşleme Rejimi’nin önemini bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a aktararak bu konudaki engellerin ortadan kaldırılmasını talep edeceğiz” dedi.

Kamar, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün için mücevher ihracatının itici gücü niteliğindeki Dahilde İşleme Rejimi’nden son dönemdeki yasal düzenlemeler dolayısıyla beklenen verimi alamıyoruz. Mücevherciler için 2020 yılı ile birlikte başlayan Borsa İstanbul’a kotasyon zorunluluğu, Dahilde İşleme Rejimi için en büyük engellerin başında geliyor. Borsa İstanbul’a kotasyon zorunluluğu, iş hacmi Kuzey Afrika ve Orta Doğu olan üyelerimiz için zorluklar çıkarırken bu zorlukları aşabilmek adına birçok kişi aracı firma kurmayı hedefliyor. Sektör, bu aracıların eline bırakılıyor.”

Yolcu beraberinde 3 kiloya kadar altın gelmesi, iç piyasaya ve ihracata katkı demek

Yolcu beraberinde 3 kilograma kadar altın getirebilmesine izin verilmesi konusunu hatırlatan Mustafa Kamar; “Yolcular, yanında getirdiği altını, ülkeye girişte tebliğ ederse, ülkemizden çıkarken de bu altın karşılığı satın aldıklarını beyan ederse hem iç piyasadaki satışlara hem de altından mamul üretilerek ihracata büyük katkı sağlanır. Bu adım için birlik olarak bürokrasi ile beraber hareket etmek istiyoruz ancak beraber hareket edemiyoruz. Ankara ile toplantılarımızda görüyoruz ki bu konuyu sürekli olarak en baştan anlatmak zorunda kalıyoruz. 3 kilograma kadar altın getirebilmesi konusu şu andaki yasal düzenlemelerin içine sığdırılmaya çalışılıyor. Bahsettiğimiz 3 kilogram altın getirilmesi konusu, hiçbir yasal düzenlemeye sığacak bir konu değil. Eğer herhangi bir yasal düzenleme için sığdırılmaya çalışılırsa bu konuyu hala konuşmaya devam ederiz. Önemli olan bu konu ülke yararına mı zararına mı? Eğer zararına ise, konu kapanır. Ancak yararına deniyorsa bu konuda A’dan Z’ye yeni düzenlemeler gelmeli” dedi.

7,2 Milyar Dolar İhracat, 34.369 adet beyannameye denk geliyor

Kamar, mücevherde 7,2 milyar dolarlık ihracatın “mikro” ihracat olduğunu vurgulayarak; “Böyle bir ihracat hacmi, toplam 34 bin 360 adet beyanname düzenlenmesi, bu beyannamelerin her birinin farklı farklı maliyetler anlamına gelmesi demektir” diyerek birlik olarak gümrüklerde yaşadıklarına şu cümlelerle dikkat çekti: “Beyannamelerin yanı sıra ardiye ücretleri, analiz raporu, gümrüklerde oluşan beklemelerden ileri gelen fazla mesai gibi maliyetler, makul seviyelere çekilmeli. Böylelikle sektör olarak artan karlılıklarımız doğrultusunda istihdam, ihracat hacmi ve katma değer oranlarında artış yaşayabilelim. Gümrüklere dair düzenlemelerin yanı sıra personel de çok önemli. Çünkü mücevher ihracatçıları, ihracatlarının büyük çoğunluğunu yolcu beraberinde ve İstanbul Havalimanı’nın yolcu salonunu kullanarak yapar. Dolayısıyla İstanbul Havalimanı’ndaki görevlilerin mücevhercilerin iş yapış modeline hâkim bir vizyona sahip olmalarını bekliyoruz. Çünkü kimi zaman yasalardaki detaylar ihracatçı için ekstra gider kalemi haline gelebiliyor. Dolayısıyla gerçekleştirilen ihracatın ne üyemize ne de ülke ekonomisine katkısı olmuyor.”

Gümüşte gümrük maliyetleri yeniden ele alınmalı

Mücevher dendiği zaman akıllara hep altının geldiğini, ancak gümüşün de mücevher olduğunu hatırlatan Mustafa Kamar; “Gümüş, kilo ve değeri açısından altın ve pırlantaya oranla daha düşük bir seviyede kalıyor. Dolayısıyla gümüşte, hedeflenen katma değerin sağlanabilmesi için özellikle gümrükleme maliyetlerinin bir an önce yeniden ele alınarak değerlendirilmesini istiyoruz” dedi.

Turizm bölgelerinde mücevher ticareti

“Türk mücevher sektörü, 7,2 milyar dolar ihracatın yanı sıra turistik bölgelerde de 3,5 – 4 milyar dolarlık turistik satış gerçekleştiriyor” diyen Kamar, sözlerini şöyle tamamladı: “Mücevher, turizm gelirlerindeki kişi başı harcamayı 1000 dolar seviyesine çıkarabilecek en önemli üründür. Bunun için özellikle Turizm Bakanlığı ve Türkiye’nin tanıtımında önemli rol oynayan global markalarla iş birliği, büyük bir öneme sahip. Yurtdışındaki insanlarda ‘Türkiye’ye gelindiğinde mücevher alınır’ algısı oluşturabilmek amacıyla ’Turkish Luxury’ adı altında 5 birliğin oluşturduğu bir çalışma yapıyoruz.”
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan EBYÜ’de “Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü ev sahipliğinde “Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3-Multidisiplinler Bakış Açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu” düzenlendi. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen sempozyuma Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, Türkiye Diyestisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay, Rektör Yardımcıları A. Ercan Ekinci, Prof. Dr. Adem Başıbüyük, Prof. Dr. Çağrı Çırak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, sağlık çalışanları, akademik ve idari personel, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan sempozyum programı, açılış konuşmaları ile devam etti. İlk olarak konuşma yapan EBYÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye Özer, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3- Multidisiplinler bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’na ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ifade etti. Beslenmenin bir yaşam aktivitesi olduğunu ve hastalık durumunda bu aktivitenin sürdürülmesinin multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Özer, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği’nin bu konuda en güzel örneklerden biri olduğunu söyledi. Programa Erzurum, Sivas, Bayburt, Gümüşhane, Malatya, Van, Bingöl, Trabzon, Tokat ve Samsun gibi illerden gelen öğrenci, mezun hekim, hemşire, diyetisyen ve eczacılardan oluşan 750 katılımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Özer, sempozyumun hayata geçirilmesinde katkıda bulunan herkese teşekkürlerini sundu. Daha sonra konuşmalarını yapmak için kürsüye gelen Prof. Dr. Mutlu Doğanay, organizasyon için teşekkürlerini ileterek bu sempozyumun bilgileri güncellemek adına önemli bir fırsat olduğunu belirtti. Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ ise sempozyumun gerçekleşmesindeki çabalar için üniversite ve diyetetik bölümüne teşekkürlerini iletti. Son olarak nütrisyon tedavisinin önemine vurgu yapan Dağ, sempozyumun başarılı geçmesi temennisinde bulundu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, beslenme ve diyetetiğin önemine vurgu yaparak bu tür bilimsel sempozyumların sağlık alanlarına önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Sağlık alanında yapılan bilimsel etkinliklerin, sağlık hizmetlerinin gelişimine ve toplumun bilinçlenmesine büyük faydalar sağladığına değinen Dr. Tekin, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun bu anlamda önemli bir platform olduğunu ekledi. Rektör Prof. Dr. Akın Levent ise konuşmasında nütrisyonun, malnütrisyonun tedavisi yani yetersiz beslenme tedavisi olduğuna değinerek kötü beslenmenin hayatı olumsuz etkilediğini ve bilinçlenme adına bu tür programların düzenlendiğini söyledi. Günümüzde beslenmenin sağlık üzerindeki etkileri giderek daha fazla önem kazandığına değinen Rektör Levent, son zamanlarda özellikle hanımların beslenmeye özen göstermelerine dikkat çekti. Son olarak Rektör Levent, Klinik Nütrisyonunun Mihenk Taşları 3 - Multidisipliner bakış açısıyla Klinik Nütrisyon Sempozyumu’nun katılımcılara çok yönlü bir perspektif sunarak değerli bilgiler aktaracağını belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ, Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mutlu Doğanay’ a katkılarından dolayı Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nadiye özer tarafından plaket takdimi yapıldı. Sempozyum programında Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Taner Uluçay önderliğinde öğrenciler tarafından Erzincan yöresine ait türkülerden oluşan müzik dinletisi gerçekleştirildi. Program dört oturum şeklinde devam etti ve panelistlere program sonunda teşekkür belgeleri takdim edildi.
Erzincan Jandarmadan üniversitede fidan dikimi etkinliği Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185’inci yıl dönümü kutlamaları kapsamında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi’nde düzenlenen etkinliğe Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Erzincan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ile başlayan programa ilişkin günün anlam ve önemini belirten konuşma Jandarma Üsteğmen Buğra Kocaş tarafından yapıldı. Kocaş, ağaçlandırmanın ve fidan dikmenin önemine değindiği konuşmasında, “İklim değişikliği ve erozyonu önlemek gibi fidan dikmenin birçok önemi var. Burada yetişecek her bir fidan bizlere en büyük miras olacaktır. Yeşil görmeyen gözler zevkten mahrumdur. Erzincan Jandarma İl Komutanlığı olarak şehrimizin yeşiline katkı sunmaktan gurur duyuyoruz” dedi. Konuşmanın ardından Erzincan İl Jandarma Komutanlığına bağlı eğitim köpekleri ile bomba arama gösterisi ve itaat eğitimi gösterileri yapıldı. Jandarma Asayiş Komando Bölük Komutanlığı tarafından hazırlanan tüfekli hareketler gösterisi katılımcılardan büyük beğeni topladı. Gösterinin ardından konuşmasını icra eden Erzincan Jandarma İl Komutanı Veysel Yanık, “Kültürümüz, tüm bitkiler ve hayvanlar dâhil canlıların tamamına karşı sevgi ve şefkatle yaklaşmamızı öğütler. Atalarımızdan, babalarımızdan devraldığımız ağaç, çevre, yeşil sevgisini yeni nesillere aktarmak en başta gelen görevlerimizden biridir. Orman varlığımızın arttırılması hususunda dün olduğu gibi bugün de, yarın da Jandarma Teşkilatı olarak daima yerimizi alacağız” dedi. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yılı münasebetiyle üniversitemizde düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Akın Levent, “Bu etkinliğin Jandarma tarafından okulumuzda düzenlenmesinden mutluluk duyduk. Jandarma Genel Komutanlığının kuruluşunun 185. yıl dönümünü kutluyorum. Bu vesile ile başta Cumhuriyetimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlerimize rahmet, gazilerimizi de hayırlı uzun ömür diliyorum” ifadelerini kullandı. Fidan dikimi etkinliğinde konuşan Vali Yardımcısı Mehmet Emre Canpolat, “Jandarma Genel Komutanlığının 185. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen fidan dikimi etkinliği, kurumumuzun köklü tarihine ve doğaya olan saygısını simgelemektedir. Bugün dikilecek fidanlarla hem geçmişimizi onurlandıracak hem de geleceğe sağlam bir miras bırakmış olacağız” dedi. Etkinliklerin icra edilmesinin ardından fidan dikim faaliyeti gerçekleştirildi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından mavi ladin, Avrupa ladin, dişbudak; akağaç, akasya, yapraklı ve ibreli türlerinden fidanlarla ağaçlandırıldı. Rektör Prof. Dr. Akın Levent, ağaç dikim alanında öğrencilerle sohbet edip fotoğraf çektirdi. Ağaç dikim alanından sonra Rektör Levent Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından düzenlenen sergiyi Jandarma Alay Komutanı Veysel Yanık ve öğrenciler eşliğinde gezdi.
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.