EKONOMİ - 27 Mart 2020 Cuma 11:55

2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

A
A
A
2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

Katılaşan emisyon yönetmelikleri, hükümet teşvikleri, düşen maliyetler, sürüş menzili ve şarj süresindeki iyileştirmeler sayesinde, 2025 yılına kadar küresel araç üretiminin yüzde 45'e varan seviyelerde elektrikli olacağı öngörüldü.

Elektrikli araçlar, otonom sürüş, içten yanmalı motorlu araçların geleceği ve satış sonrasındaki yeni trendler gibi yenilikçi alanlarda çalışmalarını sürdüren Delphi Technologies, 2020 yılı ve sonrası için öngördüğü iş akışına yön verecek önemli etkenleri sıraladı. 2019 yılında tüm dünyada sayıları 20 milyonu geçen ve artmaya devam edecek olan elektrikli araç pazarına sunduğu çözümlerle destek olan şirket, otomotiv dünyasının bu alandaki çalışmalarını teşvik edecek çözüm ve teknolojiler geliştiriyor. Katılaşan emisyon yönetmelikleri, hükümet teşvikleri, düşen maliyetler, sürüş menzili ve şarj süresindeki iyileştirmeler sayesinde, 2025 yılına kadar küresel araç üretiminin yüzde 45'e varan seviyelerde elektrikli olacağı öngörüldü.

2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

İçten yanmalı motorlar önemini koruyacak

Şirketin 2020 ve sonrası vizyon ve öngörülerini açıkladığı çalışmasında; elektrikli araçlarla birlikte içten yanmalı motorlu araçların da özellikle hibrit sistemli olmak kaydıyla geleceğin dünyasında yer almaya devam edeceği belirtildi. Bu açıdan bakıldığında 2030 yılında satılan hafif ticari araçların yüzde 80'inden fazlasının içten yanmalı motora sahip olması bekleniyor. Benzinli direkt enjeksiyonlu GDi sistemlerin ise emisyon ve yakıt ekonomisi avantajlarıyla, binek otomobillerde en öncelikli içten yanmalı motor teknolojisi olarak öne çıkacağı tahmin edildi. Dizel motorların ise yakın gelecekte ticari araçların öncelikli çözümü olmaya devam edeceği ancak çevresel etkilerini azaltmak üzere gelişmiş yazılımlar, kontrol sistemleri ve elektronik çözümlerle destekleneceği ifade ediliyor. Dolayısıyla servis ve tamirhanelerin, giderek karmaşıklaşan yakıt sistemli araçlara hizmet vermek için hazırlıklı olması gerekiyor.

2020 ve sonrası otomotiv öngörüleri

Teknoloji, satış sonrasına kazanç sağlayacak

Şirketin öngörüsüne göre, geleceğin sürüş deneyiminin en büyük devrimi olan sürücüsüz araç teknolojileri ise birçok otomobil üreticisinin üzerinde çalıştığı bir alan olarak öne çıkıyor. Bununla birlikte otonom teknolojilerin yer aldığı araçlar için, önümüzdeki 10 yılda yaygın ticari kullanılabilirlik beklenmiyor. Yine de satılan yeni araçların yüzde 40'ından fazlasının standart olarak en az iki tür gelişmiş sürücü destek sistemi veya ADAS (Gelişmiş Sürüş Destek Sistemleri) ile donatılmış olması bekleniyor.

2024 yılına kadar küresel arıza tespit pazarının 1,5 milyar doları aşması bekleniyor

Şirket, daha karmaşık teknolojileri barındıran bu araçlarla birlikte, bakım-onarım yönteminin de değişeceğini ve kalibrasyon kavramının en önemli unsurlardan biri haline geleceğini vurgulandı. Örneğin teknisyenlerin kameranın konumunu etkileyebilecek herhangi bir işlem veya darbe sonrasında, sistemi yeniden kalibre etmesi gerekiyor. Böylece teknoloji, her servis veya tamirhane için daha kazançlı bir iş fırsatı haline gelecek. Yine günümüz teknolojisi ile üretilen araçlarda yer alan ve on milyonlarca satır kod ile birbirleriyle iletişim kuran bilgisayar donanımlarının, 300 milyon satıra yakın kodlara çıkılacağı öngörüldü. Bu gelişim, arıza tespitlerini nokta atışı derecesinde doğru ve kolay hale getirerek her bir işletme ve teknisyenlere büyüme fırsatı oluşturması anlamına geliyor. 2024 yılına kadar ise küresel arıza tespit pazarının 1,5 milyar doları aşması bekleniyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına rağmen trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" ifadelerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı.
Denizli Hırsızlar boş daireleri pestededirten yöntemle belirledi Denizli’de hırsızların uyguladığı yeni yöntem akıllara durgunluk getirdi. 2 kadın 1 çocuk hırsız kapı dürbünlerine yapıştırdıkları kağıt parçalarının alınmadığı dairenin boş olduğunu anlayarak girdiler. Giremedikleri dairelerin ise kapı önündeki ayakkabıları çalan hırsızların güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde ise gülmeleri dikkat çekti. Denizli’de hırsızların yeni yöntemi görenleri hayrete düşürdü. Pamukkale ilçesi Asmalıevler Mahallesinde bir apartmanı mesken belirleyen 2 kadın ve 1 çocuktan oluşan hırsızlar, bayram öncesinde ve sonrasında kapı dürbünlerine boş kağıt parçaları yapıştırdı. Tekrar aynı apartman dairesine giden hırsızlar kapı dürbünlerinden kağıt parçalarının alınmamasından dairede yaşayanların eve uğramadığını fark ederek hedef belirledi. Girdikleri bir daireden hırsızlık olayı gerçekleştirdi. Giremedikleri dairelerin ise kapı önünde bulunan ayakkabıları çalmaları bu kadarına da pes dedirtti. Rahat tavırlı hırsızın sevinci güvenlik kamerasına yansıdı Hırsızlardan biri apartmanın giriş kapısında durarak gözetleme yaparken, diğer kadın ve çocuk ise apartman dairesine girdi. Apartman güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde hırsızlar önce girecekleri dairenin önünde bir süre bekliyor. Ardından kapıyı açmayı başaran hırsızlardan çocuk olan içeriye girdiği görülüyor. Daha sonra çocuk hırsız koşarak uzaklaşıyor. Kadın hırsızlardan birinin rahat tavırları ve gülmesi dikkatlerden kaçmadı. "Boş dönmemek için kapı önündeki ayakkabıları alıyorlar” Apartman sakinleri olarak yaşadıkları olayın sinir bozucu ve üzücü olduğunu ifade eden apartman yaşayan Baha Semih Karabulut, hırsızlık olayının bir defa ile sınırlı kalmadığın ifade etti. Kapı dürbünlerine yapıştırılan kağıtların tekrar tekrar yapıştırılması ile hırsızlık olabileceğini düşündüklerini ifade eden Karabulut, “Kapılarımızın dürbünlerine kağıt yapıştırıyorlar ve bu kağıdın alınmadığı zaman bizim evlere girmediğimizi düşünüyorlar. Evlere girmeye çalışıyorlar, giremedikleri evlerde de kapıların önündeki ayakkabılar alıyorlar. ’Boş dönmeyelim’ diyorlar herhalde. Olay ilk olarak Ramazan Bayramında başladı. Apartmanda oturan insanlar bayram için memleketlerine tatile gittiğinde bu şekilde evlere giriyorlar. Sonrasında biz yapıştırılan kağıtları topladık ve tekrardan yapmaya devam ettiler. 2-3 defa yapıştırıldı. Bu kağıtları yapıştırıyorlar ve daha sonra gelip tekrardan içeri girmeye çalışıyorlar. Bizim içeride olmadığımızı düşünüyorlar." dedi. Öte yandan, daire sahiplerinin ihbarı üzerine adrese gelen polis ekiplerinin yaptıkları incelemelerin ardından hırsızlık olayının şüphelilerinin yakalanması için çalışma başlattığı öğrenildi.