GÜNDEM - 02 Ağustos 2020 Pazar 17:20

22 yıldır şiddet gören kadın çocuklarıyla baba evine sığındı

A
A
A
22 yıldır şiddet gören kadın çocuklarıyla baba evine sığındı

Hatay'ın Dörtyol ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi 39 yaşındaki Hatice B., 22 yıldır evli olduğu kocasının kendisine sürekli şiddet uyguladığını iddia etti. Hatice B., Kurban Bayramı öncesinde kendisini ve üniversite öğrencisi kızını öldüresiye döven kocası hakkında polis ve jandarmaya başvurdu.

22 yıllık kocasından gördüğü şiddet ve yediği dayak nedeniyle kocası H.B.'den şikayetçi olduğunu ve boşanma davası açtığını, bu şikayetin 2019'da sonuçlandığını ve kocasının 3 yıl 2 ay hapis cezası aldığını, 2019 yılının haziran ayında 10 gün süreyle Silivri Cezaevinde yattıktan sonra şartlı salıverildiğini belirten Hatice B., “Kocam ile evlendikten sonra ben hamile kaldım, kendisi askere gitti geldi. Ondan sonra sürekli bana şiddet uygulamak için bahane arıyor sürekli beni dövmeye başladı.

Pencereden baktım diye dövdü. Annem işçi çavuşluğu yapıyordu. 'Ona baktın buna baktın' diye sürekli beni dövüyordu. Boşanmak için mahkemeye başvurdum araya giren akrabalar nedeniyle boşanma davasını geri çektim. Kocam H.B. de bir daha şiddet kullanmayacağına yemin etmişti. Aralık ayında İstanbul'dan Dörtyol'un Yeşilköy Mahallesi'ne taşındık. 28 Temmuz 2020 gecesi saat 22.00 sıralarında kocam H.B. ile aramızda bir tartışma başladı. Bana sesimi kesmemi kesmezsem kendisinin keseceğini söyledi. Ben de susmayacağımı, kızımı koruması gerektiğini söyleyince önce boğazımı sıktı. Ardından yere yatırıp üzerime bastırdı. Nefessiz kaldım. Bayılmışım. Bu arada kızım G.B.odaya gelmiş. Müdahale etmek isteyince onu da saçından sürükleyip duvara vurmuş. Sabah ayıldım, beni yatağa yatırdılar. Kızım ile birlikte sonra hastaneye gittik. Banyoda düştüğümü söyledim. Doktor inanmadı. Polisleri çağırdı ben de gerçeği anlattım. Eşimden korkuyorum. Kendimden çok çocuklarıma zarar vermesinden endişe ediyorum. Gözlerimi kapadığımda nefes alamıyorum. Artık çocuklarımı ve beni rahat bıraksın" diye yaşadıklarını anlattı.

Üniversite öğrencisi G.B. de (19) olay gecesi arkadaşlarıyla evin dışında oturarak çay içtiklerini belirterek, bir ses duyduğunu ve annesini merak ederek odaya girdiğini belirterek, "İçeri girdiğimde annem yerde yatıyor, babam ise bağırıyordu. Her zamanki gibi kavga ettiklerini anladım. Fakat bu defa annem sessizdi. Yanına gittim baygındı. Buz getirip başına koymak istedim, babam beni de saçımdan tutarak savurup duvara çarptı. Kapıyı kapattı ve elinde bir bıçakla evin içinde saatlerce dolaştı. Kimseye söylemememiz sözü üzerine sabaha karşı ancak annemi alıp hastaneye gidebildim. Sabaha kadar korku ve çaresizlik içinde bekledik” dedi.
G.B., yaşadıklarının kendisinin ve kardeşlerinin psikolojilerini bozduğunu ve çocukluktan beri babasından yaşadıkları şiddetin son bulmasını ve babasının gerekli cezayı almasını istedi.

Necati İvgin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.