GÜNDEM - 08 Ekim 2019 Salı 14:30

26 ilde deprem için ansızın alarm verilecek

A
A
A
26 ilde deprem için ansızın alarm verilecek

Kahramanmaraş ve çevre illerde gerçekleştirilecek deprem tatbikatında belirli iller için ansızın alarm verilecek ve saha ekiplerinin kapasite ve yetenekleri ile Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi’nin (AYDES) işlerliği test edilecek.

AFAD, Türkiye’de modern afet yönetim sisteminin kurulmasında önemli bir kilometre taşı olan Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında, 9 - 11 Ekim 2019 tarihleri arasında Kahramanmaraş merkezli ulusal deprem tatbikatı gerçekleştirecek. 26 il ve ulusal düzeyde hizmet gruplarının katılımıyla gerçekleştirilecek olan tatbikatta, yerel ve ulusal düzeyde hizmet grubu planları, saha ekiplerinin kapasite ve yetenekleri ile Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi’nin (AYDES) işlerliği test edilecek.

İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ve AFAD üst yönetimi tarafından eş zamanlı olarak Ankara’daki AFAD Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi’den de takip edilecek.

26 il sorumlusu ve Ulusal Düzey Hizmet Grupları katılacak

Tatbikat, Kahramanmaraş’ta 7.5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosu üzerine gerçekleştirilecek. Tatbikata, 26 il ve ulusal düzey hizmet grupları katılacak. Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Malatya depremden en çok etkilenen iller olarak ulusal seviyede; Kilis, Osmaniye ve Şanlıurfa az etkilenen iller olarak il seviyesinde tatbikata katılacak. Bu iller dışındaki 19 il, 1. ve 2. derece destek iller ile ulusal seviyede yardım eden iller olarak görev alacak.

Gruplar koordineli çalışacak

Tatbikatın daha verimli yürütülmesi, ulusal ve yerel düzey katılımcılar arasında tam bir uyum sağlanabilmesi için, bahse konu illerdeki yerel düzey hizmet grupları süreç içerisindeki çalışmalarında, ulusal düzey hizmet grupları ile koordineli olarak çalışacak.

Tatbikat gerçek zamanlı icra edilecek

2 gün süresince devam edecek olan tatbikatta, 1.gün gerçek zamanlı icra edilecek olup afetin ilk 24 saati canlandırılacak; 2.günde ise afet sonrası ilk 72 saat sonrası canlandırılarak, ilk 72 saatte aktif olmayan Hizmet Gruplarının da tatbikata dahil edilmesi sağlanacak.

AYDES kullanılacak

Tatbikat süresince Coğrafi Bilgi Sistemleri üzerine inşa edilmiş, afet ve acil durumlarda tüm kaynakları etkin bir şekilde yönetebilen, karar destek mekanizmalarına sahip web tabanlı bir uygulama olan AYDES kullanılacak.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.