ASAYİŞ - 05 Mayıs 2016 Perşembe 10:24

26 yıllık yasak aşk cinayeti çözüldü

A
A
A
26 yıllık yasak aşk cinayeti çözüldü

Konya’nın Çumra ilçesinde 26 yıl önce yengesiyle yasak aşk yaşayan bir kişinin, ağabeyini yengesinin erkek kardeşiyle birlikte öldürerek su kuyusuna attığı ortaya çıktı. Aradan geçen 26 yıl sonra polis, Avusturalya’dan gelen bir ihbar üzerine yasak aşk cinayetini aydınlatarak olayın zanlılarını yakaladı.

Konya'nın Çumra ilçesinde düğünlerde müzisyenlik yapan Sami Ekmekçi'nin (53), 26 yıl önce eşi Safiye Demirci (45) ile yasak aşk yaşayan kardeşi Ali Ekmekçi (49) tarafından öldürüldüğü ve ağabeyinin cesedini yengesinin erkek kardeşi Şani Demirci (40) ile birlikte bir su kuyusuna attığı ortaya çıktı. İddiaya göre, 6 ay önce Avusturalya’da yaşayan bir kişi, Konya emniyetine mail yoluyla bir ihbarda bulundu. Avusturalya’da yaşayan Türk vatandaşı yaptığı ihbarda, 90’lı yılların başında Çumra ilçesinde düğünlerde müzisyenlik yapan Sami Ekmekçi'nin kendisinin arkadaşı olduğunu belirtti. Sonra Sami Ekmekçi’nin eşi Safiye Demirci ile kardeşi Ali Ekmekçi arasında ilişki söylentilerinin çıktığı ve Sami Ekmekçi’nin ortadan kaybolduğunun ifade edildiği mailde o yıllardan bu yana kendisinden haber alınamadığı belirtildi. Gelen ihbar üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri, Sami Ekmekçi’nin hayatta olup olmadığı konusunda araştırmalarda bulunarak 1989 yılından bu yana herhangi bir kaydının olmadığını tespit etti. Bunun üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayı devralarak gelen ihbarla örtüşen bilgi topladı. Sami Ekmekçi’nin düğünlerde aranan bir müzisyen olduğunu, 90’lı yılların başlarında eşi Safiye Demirci ile kardeşi Ali Ekmekçi arasında çıkan ilişki söylentileri sonrasında ortadan kaybolduğunu doğruladı. Araştırmayı derinleştiren polis, Konya’da fırıncılık yapan Ali Ekmekçi'yi ve yine Konya’da sürücü kursu işleten Safiye Demirci ve kardeşi Şani Demirci’yi gözaltına aldı.

ÇAMAŞIR İPİYLE BOĞDUKTAN SONRA BİRBİRLERİNE BAKARAK GÜLMÜŞLER
Gözaltına alınan Şani Demirci'nin polise verdiği ifadesi şöyle: “O yıllarda 14 yaşındaydım ve askerden gelen Ali Ekmekçi ile birlikte fırında çalışıyorduk. Ablam Sami Ekmekçi’nin kendisine şiddet uyguladığından dert yanıyordu. Daha sonra ablamla Ali Ekmekçi’nin ilişki yaşadığını öğrendim. Bir gün bunlar Sami Ekmekçi’yi öldürmek için anlaşmış. Bir akşam fırından Ali Ekmekçi ile birlikte çıkarak ablamların iki katlı evinin önüne giderek bir müddet oturduk. Sonra ışıkları yanmayan evden ışık yanıp söndü. Bunun üzerine Ali Ekmekçi ile birlikte eve girdik. Evin içinde bulunan sopayı alan Ali Ekmekçi uyuyan ağabeyine vurmaya başladı. Sopa darbesiyle kanlar içinde kalan Sami Ekmekçi’yi kardeşi çamaşır ipiyle boğarak öldürdü. Sonra Ali Ekmekçi ile ablam birbirlerine bakarak gülmeye başladı. Ben de o sırada hem olayları izledim hem de diğer odada ağlayan yeğenim Yasin’e baktım. Sonra Sami Ekmekçi’yi battaniyeye sararak alt kata indirdik. Sonra hepimiz evden ayrılarak Ali Ekmekçi’nin evine gidip orada kaldık. Ertesi akşam Ali Ekmekçi ile beraber at arabasıyla ağabeyi Sami'nin battaniyeye sarılı cesedini evinden alarak bir tarlada bulunan su kuyusuna attık.”

“YENGEM ÇOK GÜZEL GELDİ BANA”
Ağabeyini öldüren Ali Ekmekçinin polise, “Ben askerdeyken ağabeyim evlendi. Bana evlilik fotoğrafları geldi. Fotoğrafı görünce ağabeyim çirkin yengem çok güzel geldi bana. Askerden geldikten sonra yengemle yakınlaşmaya başladık. Sonra ilişki yaşadık. Safiye bana ağabeyimle değil benimle yaşamak istediğini söyledi. Ağabeyim Sami'yi ortadan kaldırma konusunda anlaştık. Yaptığımız plan sonrasında Safiye evin kapısını açık bırakarak içeri sopa bıraktı. Sonra sopayla uyuyan ağabeyime vurmaya başladık. Karşılık vermeye çalıştı ama sonra öldürdüm. Ertesi gece at arabasıyla cesedi su kuyusuna attık” şeklinde ifade verdiği belirtildi.

ÖLDÜRDÜĞÜ AĞABEYİNE BOŞANMA DAVASI AÇAN YENGESİ İÇİN TANIKLIK ETMİŞ
Cinayet büro polisi derinleştirdiği soruşturmada ilginç bir detayı daha ortaya çıkardı. Polis, cinayet olayından 4 yıl sonra 1994 yılında Safiye Demirci’nin eşi Sami Ekmekçi’ye boşanma davası açtığını, dava tutanaklarında da Demirci’nin eşiyle şiddetli geçimsizlik yaşadığı ve kendine şiddet uyguladığının yer aldığını öğrendi. Boşanma davasında Ali Demirci’nin tanık olarak ifadesi alındığı tutanaklarda mahkemenin Sami Ekmekçi’yi de görmek istediği belirtildi. Ancak Ali Ekmekçi mahkemeye ağabeyinin gelmek istemediğini mahkemede eşiyle karşı karşıya gelmekten kaçındığı bilgileri yer aldığı tespit edildi.

BAŞKA BİRİYLE EVLENDİKTEN SONRA İLİŞKİLERİ DEVAM ETTİ
Öldürdükleri ağabeyiyle Safiye Demirci’nin boşanmasının ardından Ali Ekmekçi yengesiyle olan beraberliğini devam ettirdi. İlerleyen zamanlarda başka biriyle evlenen Ekmekçi'nin, yengesi Safiye Demirci’ye de başka bir ev tutarak beraberliğini sürdüğü öğrenildi. 1996 yılında ise Safiye Demirci başka biriyle evlendi. Çumra’dan ayrılarak İstanbul’a yerleşen Demirci, bir barda konsomatrislik yaptığı öğrenildi. Eşini, kayın biraderiyle anlaşarak öldüren Demirci, İstanbul'da yakalanarak Konya'ya getirildi. Asayiş Şube Müdürlüğünde verdiği ifadesinde, Ali Ekmekçi ile ilişki yaşadığını doğrularken eşi Sami Ekmekçi'nin neden öldüğünü bilmediğini iddia etti.

ŞANİ DEMİRCİ’DEN İLGİNÇ PAYLAŞIM
14 yaşındayken Ali Ekmekçi ile birlikte eniştesinin cesedini su kuyusuna atan Şani Demirci'nin geçen ay sosyal paylaşım sitesi Facebook’tan ilginç bir paylaşımda bulunduğu belirlendi. Demirci’nin paylaştığı bir fotoğrafta “Kuyuya atılmasaydı Hz. Yusuf, saraya nasıl giderdi. Ama bekledi. Gönlü güzeldi. Sabrı güzeldi. Tevekkülü güzeldi. Şer de hayır da sebepsiz değildi” şeklindeki paylaşımı dikkat çekti. Demirci’nin, Sami Ekmekçi için paylaştığı ifade edildi.

"İYİ Kİ BENİ YAKALADINIZ"
Alınan ifadeler sonrasında polis, Ali Ekmekçi ve Şani Demirci’yi 26 sene sonra Çumra’daki olay yerine getirerek keşifte bulundu. Soğukkanlı bir şekilde olayı yaptıklarını itiraf eden Ali Ekmekçi sonra polise, “Yıllardır çektiğim yükten kurtuldum. İyi ki beni yakaladınız” dediği öğrenildi. Keşiften sonra Cinayet Büro dedektifleri 26 yıl önce cesedin atıldığı kuyunun bulunduğu bölgede iş makinesi yardımıyla kazı çalışması yaparak Sami Ekmekci'nin cesedini aradı. Ancak geçen yıllar içerisinde kuyunun kapandığı ve üzerinden tarla yolu geçtiği hemen yanından da Yüksek Hızlı Tren hattı geçtiği görüldü. Yapılan kazı çalışmasında herhangi bir cesede ulaşılamazken cesedin hızlı tren hattının geçtiği bölgede olduğu tahmin ediliyor. Gerekli izin alındıktan sonra ceset bu bölgede aranacak. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurumlu Eşref amca son hakkında muradına erdi Erzurum’da yaşayan Eşref Karslı, köy minibüsünün artık hizmet vermemesi üzerine kursa kayıt yaptırdı ve azimle ehliyet sınavını son hakkında geçti. Erzurum’a 30 kilometre uzaklıkta Pasinler ilçesi Kevenlik köyünde hayvancılık yapan Eşref Karslı (76), bu yaşına kadar hiç araç sürmedi ve ehliyet almaya ihtiyaç duymadı. Ancak köyden kent merkezine hizmet veren minibüsün seferlerinin kaldırılması üzerine ehliyet ve sonrasında araç almak artık onun için bir mecburiyet oldu. Yazılı da üçüncü, direksiyonda dördüncü hakkında geçti Köy minibüsü ya da eş-dostla Erzurum şehir merkezine geldiğini anlatan çiçeği burnundaki sürücü belgesi sahibi Eşref Karslı, çok mutlu olduğunu ifade ederken, "Köyümüzün minibüsü hizmet vermemeye başlayınca böyle bir ihtiyaç ortaya çıktı. Ben de 76 yaşında olmama rağmen gelip ehliyet kursuna yazıldım. Benim için zordu ama azimle çalıştım. Yazılı sınavın üçüncüsünde, direksiyon sınavının ise sonuncusunda kazandım. Hocalarım sağ olsun eğitim sürecinde çok üzerime titredi. Ehliyetimi aldıktan sonra inşallah sıra araba almaya gelecek. Herkese dikkatli ve kazasız sürüşler diliyorum" dedi. Eşref Karslı’nın kurs kaydı için kendilerine müracaat ettiğinde yaşından dolayı ilk etapta şaşırmalarına rağmen derslerdeki azmi ve ilgisinin görülmeye değer olduğunu ifade eden direksiyon eğitmeni, "Eşref amcanın gayreti ve sabrı herkese örnek olacak cinsten. Son sınavda başarılı olması bizi sevindirdi" şeklinde konuştu.
Gaziantep GAÜN’de “Dünya Astım Günü” toplantısı düzenlendi Gaziantep Üniversitesi(GAÜN) Çocuk Hastanesi’nde “Dünya Astım Günü” dolayısıyla bilgilendirme toplantısı düzenlendi. GAÜN Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısı GAÜN Çocuk Hastanesi seminer salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda astımla ilgili bilgiler veren Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Keskin, “ Dünya Astım Günü olması dolayısıyla bugün astımı konuşmak, bu konuya farkındalık kazandırmak için bir araya geldik. Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi. Prof. Dr. Özlem Keskin sözlerine, “Astımda tanı ve tedavi çok önemli. Tanıyı koyalım ki tedaviyi sağlayabilelim. Astım bakıldığında nadir görülen bir hastalık değil. Dünyada astım tanısı alan 335 milyon kişi söz konusu. Ülkemizde ise bu sayı 4 milyon. Ülkemizde her 12-13 erişkinden birinde, 7-8 çocuktan birinde astım tanısı söz konusu. Astımı görme sıklığı ise yıllar içerisinde giderek artıyor. Her yıl astıma bağlı olarak 455 bin ölüm yaşanıyor. Aslında astıma bağlı ölümler önlenebilir ölümlerdir. Bu ölümlerin tanının ve tedavinin yetersiz olduğu düşük- orta gelirli ülkelerde meydana geldiğini görüyoruz. Astım farkındalık günlerini bu nedenle çok önemsemekteyiz. Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği astımla ilgili tedavi rehberleri geliştiriyor. Bugünü kutlarken de her sene bir slogan üretiyor. Bu senenin sloganı ‘Astımda Eğitim Güçlendirir.’ Astımda eğitim çok önemli. Astım hastalarımızı eğitirsek düzenli, uzun süreli koruyucu tedaviye uyumun arttığını görmekteyiz. Böylelikle hastalığı kontrol altına alabiliyoruz. Durum böyle olunca ölüm riskini de azaltmış oluyoruz" şeklinde konuştu. Toplantıda, Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu, Astım tedavisindeki zorluklar, Uzman Dr. Gaye İnal; Astımda eylem planı, Uzman Dr. Mahmut Cesur ise, Astımda inhaler ilaç kullanım eğitimi hakkında bilgiler verdi. Astımla ilgili bilgilendirici konuşmaların yapıldığı toplantıda sunumların ardından katılımcıların soruları yanıtlandı. Toplantıya çok sayıda sağlık personeli ve astım tanısı alan çok sayıda hasta katıldı.
Karaman Masalla büyüyen çocuğun hayal gücü daha geniş oluyor Türkiye’de Anadolu masalları anlatıcısı öğretmenlerden birisi olan Fatma Karaca Akkol, çocuklara masal anlatmayı çok sevdiğini söyledi. Karaman Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olan Fatma Karaca Akkol, 4 yıldır çocuklara masal anlatıyor. Masalla büyüyen çocuğun hayal gücünün daha geniş olduğunu belirten Fatma Karaca Akkol, “2020 yılından bu yana Anadolu masalları anlatıcısıyım. Bakanlığa bağlı olarak Anadolu masalları Karaman Instagram sayfasında çocuklara masal anlatımları yapıyorum. Bunun yanında fırsat buldukça okullara da giderek öğrencilere masal anlatımlarında bulunuyorum” dedi. “Türkiye’de sadece Keloğlan biliniyor” "Çocuklara Türkiye’de Anadolu masal kahramanlarından kimi biliyorsunuz diye sorsak, saydıkları sadece Keloğlan" diyen Fatma Karaca Akkol, “Ama bizim memleketimizde birbirinden güzel masallar var. Çünkü masal sözlü edebiyatın kadim bir türüdür. Bakanlığımız 2020 yılında böyle bir projeyle Anadolu masallarını çocuklarımıza ulaştırmaya, onları kendi kültürel kodlarımızla yetiştirmeye karar verdi. Ben bu eğitimi alan 3. veya 4. grup eğitici öğretmenim. Uzaktan eğitimle de binlerce öğretmene de bu eğitimler verildi” diye konuştu. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptığını da anlatan Fatma Karaca Akkol, “En çok sevdiğim birbirinden güzel masalları minik yüreklere, çocuklara ve geleceğimize aktarmaktır. Şunu iyi biliyoruz ki masalla büyüyen çocuğun hayal gücü daha geniş oluyor. Bu yüzden çocuklarınızı küçük yaştan itibaren masalla tanıştırın. Onlara bol bol masal anlatın ki hayal dünyaları genişlesin ya da büyüdüklerinde her masala inanmasınlar" dedi. Fatma Karaca Akkol, 4 yıl içerisinde 5 bine yakın çocuğa masal anlattığını da sözlerine ekledi. Öğrenciler ise öğretmenleri Fatma Karaca Akkol’un anlattığı masalları severek dinlediklerini söylediler.
Gaziantep Gaziantep Şehir Hastanesi’nden anne ölümlerini önleme konulu dev sempozyum Gaziantep Şehir Hastanesi tarafından Anne Ölümlerini Önleme konulu sempozyum düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu sempozyum, Gaziantep Şehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Selcan Sınacı önderliğinde, Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Perinatoloji Kliniği Eğitim ve İdari sorumlusu Prof. Dr. Dilek Şahin ve Perinatoloji ve Riskli Gebelikler Derneğinin desteğiyle Gaziantep Şehir Hastanesi konferans salonunda gerçekleştirildi. Bir dakikalık saygı duruşu ve istiklal marşı okunmasının ardından toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Çetinkünar, “Gaziantep Şehir Hastanesi Kadın Doğum ve Perinatoloji Klinikleri olarak riskli gebeliklerin yoğun bir şekilde yönetildiği bir merkez olmanın yanında asistan eğitimleri de vermekteyiz. Bölgemiz için önemli olan bilimsel bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan ötürü çok mutluyuz. Tüm katılımcılara teşekkür ederim” dedi. Açılış konuşmalarının ardından toplantı da anne ölümlerinin azaltılmasına yönelik sunumlara geçildi. Dünyada ve Türkiye’ de anne ölümlerinin en sık sebeplerinden birinin de hipertansiyon olduğunun altını çizen Gaziantep Şehir Hastanesi Riskli Gebelik Uzmanı Doç. Dr. Selcan Sınacı ‘Gebeliğin hipertansif hastalıkları hem anne hem bebek için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle hipertansiyonu olan bir gebe mutlaka yakın takip edilmeli ve riskli gebelik uzmanları tarafından değerlendirmelidir’ dedi. Sempozyumda, anne ölümlerinin en çok sebebi olan kanama durumunda yapılması gereken medikal ve cerrahi yöntemler detaylı bir şekilde ele alındı. Asistan hekimlere pratik uygulama ile gösterildi. Yurdun dört bir yanından gelen kıymetli hocalar tarafından verilen eğitimler kadın doğum uzmanları ve asistanlar tarafından ilgi ile karşılandı ve çevre illerden de yoğun katılım gerçekleşti.