GÜNDEM - 25 Mayıs 2016 Çarşamba 09:39

27 yıl sonra ağlatan kavuşma

A
A
A
27 yıl sonra ağlatan kavuşma

Adana'dan Kayseri'ye çalışmaya gittiği sırada annesi tarafından başkasına verilen kızına 27 yıl sonra kavuşan baba gözyaşlarını tutamadı.

Adana'nın Tufanbeyli ilçesinde Kazım (62) ve Seher Çıbık (59) çifti 28 yıl önce evlendi. Çiftin bu evlilikten 1989 yılında Filiz ismini verdikleri bir kızları dünyaya geldi. Ancak çift anlaşamayınca bebekleri 7 aylıkken boşandı. Mahkeme kız çocuğunu annenin maddi durumu iyi olmadığı için babaya verdi.
Baba da Kayseri'de bir maden ocağında iş bularak kızını annesi Ayşe Çıbık'a bırakarak çalışmaya gitti. Baba Çıbık 6 ay sonra izine geldiğinde kızını evde göremedi. Annesine sorduğunda önce yurda verdiğini söyledi. Baba Çıbık yurda gidip kızını almak istediğinde kızının yurtta olmadığını öğrendi. Kazım Çıbık eve gelip annesine kızının nerede olduğunu tekrar sordu ancak anne bir türlü torununu kime verdiğini söylemedi. Hatta bu nedenle Çıbık annesini darp edip evden kovdu. 

Kazım Çıbık, 27 yıl kızının nerede olduğunu bulmak için aramadığı gitmediği yer kalmadı. Çıbık, nüfusta üzerine kayıtlı olan kız çocuğu nedeniyle de yasal sıkıntı yaşıyordu. Çıbık, okul çağı geldiğinde okula başlamadığı için eve gelen yetkililere kızının kaybolduğunu söyledi. Baba bu nedenle kızını biran önce bulmak istiyordu. Evdeki eşyalarını satıp kızını bulabilmek için televizyon programlarına çıktı ancak yine bir sonuç alamadı. 

Kazım Çıbık, kızının, kız kardeşinin kocası A.Ç.'ye teslim ettiğini öğrendi. A.Ç ise kızının yerini bildiğini ancak para almadan söylemeyeceğini kaydetti. Bunun üzerine baba eniştesine bin lira verdi. Enişte kızını Dişçi Mehmet diye birine verdiğini söyledi. Baba Çıbık bu kişinin yanına giderek kızının nerede olduğunu sordu o da kızı çocukları olmayan İsmail ve Mefaret Emir çiftine verdiğini söyledi. Baba Çıbık, adresi alıp 27 yıldır görmediği kızını görmek için harekete geçti. Baba eve gittiğinde 27 yıl sonra kavuştuğu evladıyla birbirlerine sarılarak gözyaşlarına boğuldu. Kız hem mutluluğu hem de şoku bir anda yaşadı. Yıllardır gerçek anne ve baba olarak bildiği kişilerin başkası olduğunu öğrendi. 

Baba kız oturup 27 yılın hasretini giderdi. Baba Kazım Çıbık, Filiz ismini koyduğu kızına Çağla Dikici (27) adı verildiğini ve evlendiğini bir de torununun dünyaya geldiğini öğrendi.
Baba Çıbık, kızı 7 aylık iken eşinden ayrıldığını belirterek şöyle konuştu: "Mahkeme bana verdi. Evde annemle beraber kalıyorduk kızıma annem bakıyordu, ben madende çalışıyordum. Annem kızımı evlatlık vermiş 6 ay sonra geldiğimde kızımı sordum yoktu, annem yurda verdiğini söyledi. Yurttan alalım dedim bana göstermediler kardeşimin yanına geldim o dedi annem başkasına verdi. Tam 27 yıldır arıyorum şuan kızımı görsem tanıyamam. Televizyonlara çıktım nerede haber aldıysam evimdeki eşyalarımı satıp aramaya gittim ama bulamadım. Sonra bir evlilik yaptım çocuğum yok sadece 1 kızım var onu da arıyorum. Şuan bir haber aldık onun üzerine buraya geldik, yeğenlerim kızımla konuşmuş bana fotoğraflarını attılar baktım ama tanımıyorum ki büyümüş. Görünce kelimeler boğazıma düğümlendi kızıma sarıldım ağladım benim kızım olduğuna kanaat getirdim. Ben kızıma DNA testi yaptıralım dedim kabul ettiler. Şuan çok mutluyum bundan sonra kızım köye gelecek ben buraya geleceğim böyle devam edecek."  

FATİH KEÇE-SERKAN ÇETİNKAYA 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.